cabironline
Ana Kamp
Facebook Sayfası : http://www.facebook.com/#!/group.php?gid=137122832979773&ref=mf
ÖZEL HABER �Cüzdanındaki banka kartlarını kırıp son parasını da çocuklara dağıtarak bisikletle Türkiye turuna çıkacak..
Türkiye�e bir ilki gerçekleştirecek olan gazeteci ve fotoğrafçı Hasan Söylemez, cüzdanındaki banka kartlarını kırıp son parasını da çocuklara dağıtarak, yanına hiç para almadan Türkiye�in sınır bölgelerini bisikletle gezecek. Yolculuk bitene kadar parayı kendi hayatından çıkaracak olan Söylemez, gittiği her bölgenin kültürel değerlerini, çeşitliliğini, insanlarını ve yaşam tarzlarını; hem turist, hem gazeteci, hem fotoğrafçı hem de o hayatı yaşayan sıradan bir insanın gözüyle fotoğraflayıp, yaşadığı yol öykülerini yazarak belgeleyecek.
HER BÖLGEDE FOTOĞRAF SERGİLERİ DÜZENLEYECEK!..
Gideceği yerlerde sadece yeme, içme ve barınma ihtiyaçlarının karşılığında o yörenin insanlarıyla birlikte çalışıp, onlar gibi yaşayacak olan Hasan Söylemez, sırasıyla gezisini tamamladığı her bölgede çektiği fotoğrafları diğer bölgelerde yolculuğu devam ederken o bölgenin herhangi bir ilinde sergileyecek. Son olarak Karadeniz, Doğu, Güneydoğu, Akdeniz ve Ege bölgelerinde sergilenen bütün fotoğrafları İstanbul�a toplayarak �Bisikletle Türkiye Fotoğrafları� adı altında büyük bir fotoğraf sergisi düzenleyecek.
BİSİKLET ÜZERİNE 10 BİN KM!..
Yolculuk İstanbul�an başlayarak başta Karadeniz Bölgesi olmak üzere, sınırdan bütün bölgeler gezildikten sonra İstanbul�a noktalanacak. Bisiklet üzerinde yaklaşık 10.000 km yol katedilecek ve her hafta çekilen fotoğraflar, videolar ve yol hikâyeleri ulusal medya ve internet aracılığıyla insanlarla paylaşılacak.
�MUTLULUK PAYLAŞTIKÇA GERÇEKTİR!..�
İki yıldır böyle bir projeyi gerçekleştirmenin hayalini kurduğunu belirten Hasan Söylemez askerden döndükten sonra çalışmaya başladığı gazetedeki işini bırakarak hayalinin peşinden gitmeye karar verir. Söylemez projeye nasıl başladığını şöyle anlatıyor:
�Çoğumuz kitaplarda ve gazetelerde dünyayı gezerek hayatın ve mutluluğun gerçek anlamını arayan bazı kişilerin hayat hikâyelerini okumuşuzdur. Aslında mutluluğun ve hayatın gerçek anlamlarını anlayabilmek için öncelikle yaşadığımız ülkenin insanlarını tanıyabilmeli ve onlarla iç içe olup nasıl yaşadıklarını ve her şeye rağmen nasıl mutlu olabildiklerini anlamalıyız. Çünkü hayatın gerçek anlamı; bütün zorluklara rağmen mutlu olmayı başarabilmektir. Mutluluk ise paylaştıkça gerçektir. Ülkemizde paylaşılmayı bekleyen o kadar çok sıra dışı, hüzünlü, mutlu, ve güzel hikayeler var ki hepsi birbirinden etkileyici ve ders niteliğindedir. İki yıldır bütün bunları videolar, fotoğraflar ve yazılarla belgelemenin hayalini kuruyordum. Askerden döndükten sonra çalışmaya başladığım gazetedeki işimi bırakarak bu hayalimi gerçekleştirmek için hemen hazırlıklara başladım. Aslında hazırlanmak için fazla bir şeye de ihtiyacım yoktu. Çünkü yola parasız çıkacaktım. Yola parasız çıkmamdaki amaç ise, insanları daha yakından tanıyıp anlayabilmek ve daha iyi bir iletişim kurabilmek için onlara her anlamda ihtiyacımın olması gerekiyordu. Onların yaşam tarzlarını, kültürlerini ve hayata bakışlarını ancak onlar gibi çalışarak ve onlar gibi yaşayarak anlayabilirdim. Cebinizde para olduğu zaman uçakla veya otobüsle bir turist gibi giderek bunları gerçekleştirmeniz imkânsızdır. O insanları tanısanız bile eksik tanırsınız ve gerçek amacınıza ulaşamazsınız. Bu nedenle gezi bitene kadar parayı kendi hayatımdan çıkarıyorum.
�İSİKLETİ DOĞAYA DAHA SAYGILI BİR ULAŞIM ARACI OLDUĞU İÇİN TERCİH EDİYORUM�Bu yolculukta bisikleti tercih etmemin nedeni ise bisikletin doğaya daha saygılı bir ulaşım aracı olmasından kaynaklanıyor. Biliyorsunuz küresel ısınmanın en büyük nedenlerinden biri de fosil yakıt tüketimidir. Fosil yakıt tüketimi arttıkça hava kirliliği de artarak doğaya ve çevreye geri dönüşü olmayan kalıcı zararlar veriyor. Bunun önüne geçebilmek yine bizim elimizdedir. Çevreye hiçbir zararı olmayan ve ulaşımda da büyük kolaylık sağlayan bisikletin, artık karne hediyesi olarak çocuklara alınan bir oyuncak olmadığının, hem sağlık açısından hem de doğaya en saygılı ulaşım aracı olduğunun anlaşılması gerektiğine inanıyorum.
�11 Temmuz�a cüzdanımdaki banka kartlarını kırıp son paramı da çocuklara dağıtarak yola çıkıyorum�
İşte bunları düşünerek yola çıktım ve kararımı verdikten hemen sonra çalıştığım gazetede işi bıraktım. Bir gün Kadıköy Kızıltoprak�a bulunan Delta Bisiklet�n önünden geçerken projemle ilgili fikir almak için kapının önünde duran, sonradan oranın yetkilisi olduğunu öğrendiğim Ulaş Baydar� projemi anlattım. Ben heyecanlı bir şekilde projemi ona anlattıktan sonra bana her türlü konuda destek olacağı sözünü verdi. Geçen yıl kendisi de bisikletle Ağrı dağına tırmanan Ulaş Baydar, öncelikle üzerine bindiğim bisikletle uzun yola çıkamayacağımı, eğer onun yanında bir süre çalışırsam hem kendi bisikletimi kendim yapmama fırsat vereceğini hem de yolculuğum boyunca bisikletle ilgili ihtiyacım olan bütün donanımları karşılayacağını da söyledi. İşte projemin ilk somut adımını burada atmış oldum ve şu an bisikletimi almak için Delta Bisiklet�e çalışıyorum. 11 Temmuz 2010 pazar günü saat 14:00′da Kadıköy Meydan�a cüzdanımdaki banka kartlarını kırıp son paramı da çocuklara dağıtarak, kimine göre ütopik kimine göre mazoşistçe olan bu yolculuğa başlıyorum. Sırasıyla gezini tamamladığım her bölgede fotoğraf sergileri düzenleyerek yolculuğuma devam etmeyi planlıyorum. İlk sergiyi Karadeniz Bölgesi�i tamamladığımda Trabzon�a açıyorum. İkinci sergi Iğdır, üçüncü sergi Gaziantep, dördüncü sergi Antalya, beşinci sergi İzmir ve son olarak sergilenen bütün fotoğrafları İstanbul�a toplayarak �Bisikletle Türkiye Fotoğrafları� adı altında karma bir fotoğraf sergisi düzenliyorum. Yolculuk boyunca çekeceğim fotoğraflar, videolar ve yol hikayelerini her hafta ulusal basın ve internet aracılığıyla insanlarla paylaşacağım.�
ÖZEL HABER �Cüzdanındaki banka kartlarını kırıp son parasını da çocuklara dağıtarak bisikletle Türkiye turuna çıkacak..
Türkiye�e bir ilki gerçekleştirecek olan gazeteci ve fotoğrafçı Hasan Söylemez, cüzdanındaki banka kartlarını kırıp son parasını da çocuklara dağıtarak, yanına hiç para almadan Türkiye�in sınır bölgelerini bisikletle gezecek. Yolculuk bitene kadar parayı kendi hayatından çıkaracak olan Söylemez, gittiği her bölgenin kültürel değerlerini, çeşitliliğini, insanlarını ve yaşam tarzlarını; hem turist, hem gazeteci, hem fotoğrafçı hem de o hayatı yaşayan sıradan bir insanın gözüyle fotoğraflayıp, yaşadığı yol öykülerini yazarak belgeleyecek.
HER BÖLGEDE FOTOĞRAF SERGİLERİ DÜZENLEYECEK!..
Gideceği yerlerde sadece yeme, içme ve barınma ihtiyaçlarının karşılığında o yörenin insanlarıyla birlikte çalışıp, onlar gibi yaşayacak olan Hasan Söylemez, sırasıyla gezisini tamamladığı her bölgede çektiği fotoğrafları diğer bölgelerde yolculuğu devam ederken o bölgenin herhangi bir ilinde sergileyecek. Son olarak Karadeniz, Doğu, Güneydoğu, Akdeniz ve Ege bölgelerinde sergilenen bütün fotoğrafları İstanbul�a toplayarak �Bisikletle Türkiye Fotoğrafları� adı altında büyük bir fotoğraf sergisi düzenleyecek.
BİSİKLET ÜZERİNE 10 BİN KM!..
Yolculuk İstanbul�an başlayarak başta Karadeniz Bölgesi olmak üzere, sınırdan bütün bölgeler gezildikten sonra İstanbul�a noktalanacak. Bisiklet üzerinde yaklaşık 10.000 km yol katedilecek ve her hafta çekilen fotoğraflar, videolar ve yol hikâyeleri ulusal medya ve internet aracılığıyla insanlarla paylaşılacak.
�MUTLULUK PAYLAŞTIKÇA GERÇEKTİR!..�
İki yıldır böyle bir projeyi gerçekleştirmenin hayalini kurduğunu belirten Hasan Söylemez askerden döndükten sonra çalışmaya başladığı gazetedeki işini bırakarak hayalinin peşinden gitmeye karar verir. Söylemez projeye nasıl başladığını şöyle anlatıyor:
�Çoğumuz kitaplarda ve gazetelerde dünyayı gezerek hayatın ve mutluluğun gerçek anlamını arayan bazı kişilerin hayat hikâyelerini okumuşuzdur. Aslında mutluluğun ve hayatın gerçek anlamlarını anlayabilmek için öncelikle yaşadığımız ülkenin insanlarını tanıyabilmeli ve onlarla iç içe olup nasıl yaşadıklarını ve her şeye rağmen nasıl mutlu olabildiklerini anlamalıyız. Çünkü hayatın gerçek anlamı; bütün zorluklara rağmen mutlu olmayı başarabilmektir. Mutluluk ise paylaştıkça gerçektir. Ülkemizde paylaşılmayı bekleyen o kadar çok sıra dışı, hüzünlü, mutlu, ve güzel hikayeler var ki hepsi birbirinden etkileyici ve ders niteliğindedir. İki yıldır bütün bunları videolar, fotoğraflar ve yazılarla belgelemenin hayalini kuruyordum. Askerden döndükten sonra çalışmaya başladığım gazetedeki işimi bırakarak bu hayalimi gerçekleştirmek için hemen hazırlıklara başladım. Aslında hazırlanmak için fazla bir şeye de ihtiyacım yoktu. Çünkü yola parasız çıkacaktım. Yola parasız çıkmamdaki amaç ise, insanları daha yakından tanıyıp anlayabilmek ve daha iyi bir iletişim kurabilmek için onlara her anlamda ihtiyacımın olması gerekiyordu. Onların yaşam tarzlarını, kültürlerini ve hayata bakışlarını ancak onlar gibi çalışarak ve onlar gibi yaşayarak anlayabilirdim. Cebinizde para olduğu zaman uçakla veya otobüsle bir turist gibi giderek bunları gerçekleştirmeniz imkânsızdır. O insanları tanısanız bile eksik tanırsınız ve gerçek amacınıza ulaşamazsınız. Bu nedenle gezi bitene kadar parayı kendi hayatımdan çıkarıyorum.
�İSİKLETİ DOĞAYA DAHA SAYGILI BİR ULAŞIM ARACI OLDUĞU İÇİN TERCİH EDİYORUM�Bu yolculukta bisikleti tercih etmemin nedeni ise bisikletin doğaya daha saygılı bir ulaşım aracı olmasından kaynaklanıyor. Biliyorsunuz küresel ısınmanın en büyük nedenlerinden biri de fosil yakıt tüketimidir. Fosil yakıt tüketimi arttıkça hava kirliliği de artarak doğaya ve çevreye geri dönüşü olmayan kalıcı zararlar veriyor. Bunun önüne geçebilmek yine bizim elimizdedir. Çevreye hiçbir zararı olmayan ve ulaşımda da büyük kolaylık sağlayan bisikletin, artık karne hediyesi olarak çocuklara alınan bir oyuncak olmadığının, hem sağlık açısından hem de doğaya en saygılı ulaşım aracı olduğunun anlaşılması gerektiğine inanıyorum.
�11 Temmuz�a cüzdanımdaki banka kartlarını kırıp son paramı da çocuklara dağıtarak yola çıkıyorum�
İşte bunları düşünerek yola çıktım ve kararımı verdikten hemen sonra çalıştığım gazetede işi bıraktım. Bir gün Kadıköy Kızıltoprak�a bulunan Delta Bisiklet�n önünden geçerken projemle ilgili fikir almak için kapının önünde duran, sonradan oranın yetkilisi olduğunu öğrendiğim Ulaş Baydar� projemi anlattım. Ben heyecanlı bir şekilde projemi ona anlattıktan sonra bana her türlü konuda destek olacağı sözünü verdi. Geçen yıl kendisi de bisikletle Ağrı dağına tırmanan Ulaş Baydar, öncelikle üzerine bindiğim bisikletle uzun yola çıkamayacağımı, eğer onun yanında bir süre çalışırsam hem kendi bisikletimi kendim yapmama fırsat vereceğini hem de yolculuğum boyunca bisikletle ilgili ihtiyacım olan bütün donanımları karşılayacağını da söyledi. İşte projemin ilk somut adımını burada atmış oldum ve şu an bisikletimi almak için Delta Bisiklet�e çalışıyorum. 11 Temmuz 2010 pazar günü saat 14:00′da Kadıköy Meydan�a cüzdanımdaki banka kartlarını kırıp son paramı da çocuklara dağıtarak, kimine göre ütopik kimine göre mazoşistçe olan bu yolculuğa başlıyorum. Sırasıyla gezini tamamladığım her bölgede fotoğraf sergileri düzenleyerek yolculuğuma devam etmeyi planlıyorum. İlk sergiyi Karadeniz Bölgesi�i tamamladığımda Trabzon�a açıyorum. İkinci sergi Iğdır, üçüncü sergi Gaziantep, dördüncü sergi Antalya, beşinci sergi İzmir ve son olarak sergilenen bütün fotoğrafları İstanbul�a toplayarak �Bisikletle Türkiye Fotoğrafları� adı altında karma bir fotoğraf sergisi düzenliyorum. Yolculuk boyunca çekeceğim fotoğraflar, videolar ve yol hikayelerini her hafta ulusal basın ve internet aracılığıyla insanlarla paylaşacağım.�