DEDAK; İzmir Emiralem - Tantalos - Sancaklı Doğa Yürüyüşü (13 Ocak 2008)

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan XtrmPrgrmmr Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 5
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 4,860

XtrmPrgrmmr

Yürür de yürürüm...
Mesajlar
774
Tepkime Puanı
1
Yer
İzmir
Web
xtrmprgrmmr.blogspot.com
Merhaba,

DEDAK ile bu hafta Emiralem - Tantalos yürüyüşünü tamamladık. Kendimce yazdığım yürüyüş notlarımı ekliyorum. Biraz uzun gelebilir. Okumak istemezseniz 2. mesajda fotoğraflar başlayacak. (ki yazıda da yazdım, ne yazıkki fotoğraf makinamı unuttuğum için başka bir üyenin fotoğraflarını arşivledim, sanırım kendisi bugün-yarın konuya ekleyecektir. Şu anda sadece cep telefonu ile çektiğim birkaç poz ile yetineceğiz ne yazık ki) Yürüyüş notlarımda umarım hoşunuza gider. Okuyanlar lütfen eleştirmekten çekinmeyin. Ama merhamet etmeyi unutmayın ;)

http://xtrmprgrmmr.blogspot.com

Parkur: Emiralem - Tantalos - Sancaklı
Grup: DEDAK (Dokuz Eylül Dağcılık Kulübü) - C Grubu - B Grubu
Tarih: 13/01/2008
Hava: Açık/Güneşli

Merhaba, Bu hafta yürüyüşe çok sinirli başladım aslında. Hatta önce yürüyüşe gitmiyordum. Sonra "yazmıycam işte" dedim. (İnsan iç sesinde de gramer kullanmaz ya) Bakın ama kızma diyeceksiniz ama; nasıl bir insan bütün hafta beklediği yürüyüşe gitmek için Cumartesi'den çantasını hazırlamaz, pazar sabahına bırakır ve üstüne üstlük sonrasında çanta hazırlarken kullandığı listeyi (Evet, her hafta tekrar işaretlediğim bir checklistim var. Ne var yani, insan bunadığını kabul ediyor olamaz mı? :smiley: ) de bir kenara bırakıp çantasını kafasına göre hazırlar? Tamam çok kızılacak bir şey gibi durmuyor. Tabi unuttuğum sadece rokalar olsaydı sorun yoktu. Ama git sen, fotoğraf makinesini unut. Hem de her tarafta yatarken çekilmiş fotoğraflarım varken ve çevremdekiler yürümek yerine sürekli yattığıma inanırlarken :smiley:. Neyse sabah önce soğuk, sonrasında Yücel bey'in sohbeti iyi geliyor da biraz sakinleşiyorum. Ne yapıyoruz? Mümkün olduğu kadar medeniyeti ve özellikle medeniyetin bize verdiği kötü duyguları gerimizde bırakıyoruz.

Evet, sabah 8:00. Konak'tan hareket ediyoruz. Ve ben sinir, sahiplik, yoksunluğun kızgınlık getirmesi, haz (ve bunlar gibi bir çok benzerini) Konak İskele'si önüne bırakıp yola çıkıyorum. (Gerçi döndüğümde beni bekliyorlardı ama sanırım birkaç gün daha onları orada bırakabilirim.) İlk olarak aklımda yolun 1 saat süreceği, çantamdan uzak kaldığım için sudoku'ma ulaşamayacağım için yol boyunca sıkılacağım düşünceleri var. Ama dedim ya yavaş yavaş İskele'de bırakıyorum bazı duyguları. Bu hafta yine çok şanslıyım. Yücel bey'le yanyana denk geliyoruz. Emiralem'in neresi olduğunu öğrendiğim andan beri kafama takılan, yolun 1 saat olması sorunu Yücel bey sayesinde çok güzel ve bitmesi istemeyeceğiniz bir yol zevkine dönüşüyor. Sanırım DEDAK'ta öğreneceklerim bitmeyecek ve yavaş yavaş 1 saatlik yolları sevmeye başlayacağım. (Bu arada Neşe hanım, merak etmeyin Yücel bey'in yürüyüşünü örnek almayacağım. :smiley: )

9:00. Emiralem, çay molası. Çaycı amcanın sürekli bizi azarlaması, işinden çok memnun olması ve acele etmek gibi bir kaygısının olmaması. Orda çay ocağının başında amca sıcak suyu sürekli bir bardaktan diğerine boşalttıkça, arkanızdaki kalabalık çoğaldıkça ve amcanın istifini bozmaya niyetinin olmadığını gördükçe tamam diyorsunuz. Hayat böyle birşey olmalı.

9:20. 5 dakika otobüsle yolculuk ve C Grubu. Yaklaşık 5-10 dakikalık bir suskunluk sonrasında C Grubu yürüyüşe başlıyor. :smiley: (Suskunluk saygı duruşu değil tabi. O gün C Grubunda bulunanların çoğu geçen hafta sütlerini dökmüşler. Neşe hanım da toplanmasına yardım ediyor :smiley: Umarım bir daha dökmezler? ;) ) Ama bu da bir şans tabi. Bu sayede ilk kez birşeyle karşılaşıyorum: A Grubu, arkasından B Grubu çıkıyor. Sonrasında C Grubu olarak yürüyüşe başlıyoruz. (O zamana kadar C Grubu beni daha çok zorlardı ama nedenini bir türlü tam çözümleyemezdim. Dün gördüm. ) C Grubu geliyor ve önce B, sonra A Gruplarını sırasıyla geçiyoruz. Koşmuyoruz ama tempolu yürümek ne demek tam olarak anlıyorum bu kez. Eğer böyle ise C Grubu'nu seviyorum. (Ayrıca insani duygularım hariç ;) )

10:30'da ilk su molamızı, 11:00'da ikinci su molamızı veriyoruz. Su molalarının çok sık olmaması da güzel. Bun tempodan memnunum ve vücudum bu hafta daha iyi tepki veriyor. Sanırım o da hatırlamaya başlıyor.

12:00'da Tantalos'un yanındayız. Mola yeri, çok belli. Su var. Daha önce ateş yakılmış, taşları duruyor. Ayrıca inekler de var. Tamam öyleyse su var, et var, ateş var; duruyoruz. Bayram Ali bey ateşi yakmaya koyuluyor, ben acemi-beceriksiz kadrosundan etrafı seyretme ve Tantalos'u inceleme şansını elde ediyorum. (Büyümek istemiyorum :smiley: ) Buraya kadar geldik, şu kayanın üzerinden bakınmak güzel olurdu derken, sihirli cümle: "Yukarıya gelen var mı?". Bir kayaya bakıyorum, bir kendime. Herhalde içinde sarmal merdiven falan var. Yoksa normal bir insan oraya çıkmaya cesaret edemez. En azından standart bir Ulaş yapmazdı herhalde. Ama ben adıma layık olmaya çalışmalıyım, değil mi? O kayaya tırmanacağız ULAŞ! yaklaşık 10 dakika tırmanıyoruz. O yolu nerden buldular anlamadım ama. Sanırım kendim gitsem tırmanamayabilirdim. Ve zirvedeyiz. Orada tekrar düşünüyorum ki, benim bu işte sevdiğim bu... Daha önce Mahmut Dağı'nda yaşadığımın benzeri. Hakimiyet duygusu, yapılamayanı yapma duygusu. Korkuyla yakın bir yukardalık. Anlamayanlara ne kadar yazsam mümkün değil, herhangi bir yazı dilinin anlatması çok zor. Ya göreceksiniz, ya da aşağıda kalın...

12:25'de mola yerine indik, standart ter değişimi ve yemek zamanı. İlk kez hazır yemek ile gelmedim. Pınar'cım yapmış Mangal sucukları. Bugün mangalsız ateşte, doğada sucuk yapmayı öğreneceğim. Gerçi laylay yürürsen malzemesiz kalırsın oraya geldiğinde bunu görüyorum. Pişirmeyi Mustafa bey'den öğreneceğim ve Mustafa bey ince, düzgün bir dal parçası bulmuş, ucunu yontuyor. İşe erken başlamak lazımmış. Yine acemi kadrosundan Mustafa bey'in başına musallatım :smiley: (Ama bu kez öğrendim, bir daha yapabilirim) Parça parça yeniyor, ateşte az yukarda tutuluyor, sürekli ince ince çevriliyor, bu arada duyulan kokudan etkilenip hemen ekmek arasına atılmıyor ve ekmeğin içine bastırılıp dal parçasından sökülüyor. Elinizdeki ekmeği yerken başkalarına yer veriliyor, sonrasında bir parça daha dala geçirilip, işlem tekrarlanıyor. Son derece algoritmik ve lezzetli. :smiley: Mola 90 dakika sürüyor. Çünkü dönüşte B Grubuna gidiyoruz. 13:30-13:45-14:00 olarak 3 partide C-A-B grupları sırasıyla mola yerinden ayrılıyoruz.

Yol boyunca yaklaşık 4 mola veriyoruz. Neşeli, güzel bir dönüş parkuru. Molaya kadar aslında basit sayılabilecek (C Grubunda yürümeme rağmen) bir parkur, moladan sonra biraz zorlaşıyor. Hatta yamaçlardan geçerken tüm vadi ayaklar altında kalıyor, sonra birden o vadiye iniyorsunuz ve ağaçların arasında, derelerden atlıyorsunuz ve sonra yine yukarıdasınız. Sanırım ben tek sıra gitmek zorunda kalınan parkurları daha çok seviyorum. Yamaç veya dere yatağı farketmez önemli olan 2-3 kişi yanyana yürünebilen parkurlar çok da hoşuma gitmiyor. Bir yandan sohbet ediyoruz, bir yandan müzik dinliyorum, hatta ön ve arkamdakiler duyuyor mu bilmiyorum ama şarkı da söylüyorum. :smiley:

17:15'de otobüslere Sancaklı'ya iniyoruz. Burası güzel oluyor, tabi bizim için :smiley: Tüm gruplar gelmiş, bizi bekliyor :smiley: Hemen otobüse binip hareket edebiliyoruz. Burada tek canımızı sıkan şey, çocuklar. İnsanlarla dalga geçmeyi, saygısızlık etmeyi, onlardan birşeyler öğrenmek, birşeyler kazanmak yerine tercih ediyorlar. Galiba yeni nesile fazla güveniyoruz. (veya o yeni nesilin öğretmenlerine fazla güveniyoruz?) Neyse otobüse biniyor, sakin, sohbetli bir yolculukla İzmir'e geri dönüyoruz.

Parkur olarak baktığımızda öğle yemeğine kadar tempo dışında zorlanacak birşey yok, kolay denilebilecek, mola yerinden sonra orta zorlukta yürünebilen bir parkur. Özellikle mola yerinden sonra gerçekten yürümenin zevkini çıkarıyorsunuz, hem manzara, hem zorlama açısından. Tabi bir de kayanın tepesinden aşağıya bakmak. Sanırım bu duyguyu başka birşeyle değişmem. Neyse, bir haftayı daha bitiriyoruz. Ben aslında Tırazlı'nın hayalini kurarak bile gitmiş olabilirim, bu yürüyüşe, bilmiyorum. Bazı sitelerde Tırazlı'dan İzmir fotoğrafları gördüm. Ben aslında orada olmalıyım galiba. Bu hafta asıl eğlence var sanırım. Haftaya görüşürüz. (Bu hafta çok not var, aşağıya devam...)

Not 1: Aslında öncelikle özür dilemem gerekiyor, bu yazıdan çok memnun kalmadım. Umarım neler düşündüğümü anlatabilmişimdir. (Gerçi sıkıntı da bir duygu olduğuna göre sanırım en azından bu anlaşılıyordur yazıdan) Nedenini hala arıyorum. Cumartesi akşamını fazla kaçırmaktan dolayı, Fotoğraf makinesini unutmaktan dolayı veya Tırazlı hayalleri olabilir. Bilmiyorum, belki başka birşey. Ama çok memnun kalmadım ben. Neyse haftaya telafi.

Not 2: Doktor amcaya teşekkür etmek gerekiyor. Meyve molasında çok güzel bir türkü ziyafeti vardı. Özellikle söyleyişi ile şarkıyı yaşıyarak söylüyordu. Gerçekten çok eğlenceli idi. Eğer izin verirlerse ilk seferinde video çekimini yapıp sizlerle paylaşmak istiyorum. İzin alamazsam, evet, o kadar yol yürümek zorundasınız.

Not 3: Bu hafta çok güzel sohbetler ettim, çok şey kazandım. Hepsini anlatmak çok zor. Özellikle bir söz öğrendim, sanırım sizin de hoşunuza gider. Sağolun Yücel bey; "En güzeli benim kendi dilim. Ekmeğe ekmek, suya su diyorum."

Not 4: Hala doğa yürüyüşünü, Kordon yürüyüşü ile karıştıran arkadaşlar olması ne acı. Çok uzatmak istemiyorum. Ama bir insanın doğa yürüyüşüne bol makyaj, bir şişe parfüm, kaban, yandan asılan heybe çanta ve topuklumsu ayakkabı ile gelmesi iki şeye işaret olabilir. Bir arkadaşı tavsiye ettiyse, dinleme huyu yok (çünkü arkadaşı tavsiye ettiğine göre biliyordur ve uyarısını yapar.) veya kendi bulduysa okuma yeteneği yok. (çünkü DEDAK sitesi başta olmak üzere, gezenbilir'de, burada ve Google'a Trekking diye sorduğunuz her yerde malzeme listesi ve basit uyarılar bulunabiliyor.) Bilmiyorum yeni nesil nereye gidiyor. (Yürüyüşlerde çocuk kadrosundayken, yazarken nasıl da amca kadrosuna geçiyorum değil mi? :smiley: :smiley: )

Not 5: Geçen yazıma Neşe hanım, çok sağolsun yorumlarını yazmış. Çok mutlu oldum. Öğrencilerime de hep söylerim. Bir insanın kendi hatasını bulması çok zordur. Başkasının göstermesi gerekir. Kendisiyle ilk sohbet şansımda bunları daha da tartışacağım. Ancak teşekkür etmek istiyorum. Sanırım bazı uyarılarını düzeltemeyeceğim gibi görünüyor ama elimden geleni yapacağım.

Not 6: Orienteering çok neşeli başladı. Cuma teorik, Cumartesi pratik eğitimi var. Hala bekliyoruz, efendim. (Bu arada Pazar'da yürüyüş var. Pazartesi'leri karşıma çıkmayın birkaç hafta :smiley: :smiley: )

Not 7: Fotoğraf makinemi unuttuğumu yazmıştım. Fotoğraflarını benimle paylaşan Sn. Hüseyin OVMANAK'a çok teşekkürler, aşağıda kendisinin çekmiş olduğu fotoğrafları inceleyebilirsiniz. Tekrar teşekkürler, Hüseyin bey.

Not 8: YETER!!! :smiley:


Emiralem - Tantalos - Sancaklı (19 km)
Servis Hareket _________________08:00
Emiralem'e Varış _______________09:00
Hareket ________________________09:20
Mola(5dk) ______________________10:30
Mola(5dk) ______________________11:00
Zirve(10dk) ____________________12:10
Öğle Yemeği(90dk) ______________12:25
Mola(5dk) ______________________14:25
Mola(10dk) _____________________15:05
Mola(5dk)_______________________15:55
Mola(5dk)_______________________16:50
Bitiş __________________________17:10
Servis Hareket _________________17:15

Şimdi fotoğraflar >
 

Etiketler
Ynt: DEDAK; İzmir Emiralem - Tantalos - Sancaklı Doğa Yürüyüşü (13 Ocak 2008)

Herkes nereye gidiyor >
DSC 00016


Tantalos'tan yeryüzüne >
DSC 00011


DSC 00005


DSC 00011


Dediğim gibi ne yazıkki bu kadar. 1-2 gün içerisinde yeni fotoğraflar eklenecektir.
 






Ynt: DEDAK; İzmir Emiralem - Tantalos - Sancaklı Doğa Yürüyüşü (13 Ocak 2008)

Takip ediliyoruz >

Tantalosyemektebizeeslikedenirinbir


Ve biterken >
Tantolosdonustegunbatimi


Fotoğraflar dediğim gibi bana ait değil, ancak ben uygun olduğum için ekliyorum.
Tekrar teşekkürler fotoğraflara,

Selamlar,
 

Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,435
Mesajlar
1,517,930
Kayıtlı Üye Sayımız
172,083
Kaydolan Son Üyemiz
b00zt

Çevrimiçi üyeler



Geri
Üst