BolbuzJack
Zirve
- Mesajlar
- 1,690
- Tepkime Puanı
- 5
Gezilerimizde sıklıkla fotoğraf çekmek amacıyla durduğumuz için konvoydakileri sıkmamak adına etkinlik alanından erken ayrıldık. Niyetimiz konvoy ile daha sonra buluşmaktı. Ancak abimlerin Odayeri yaylasına daha önce yaptıkları bir gezide yoğun sisten dolayı etrafı doğru dürüst görememeleri bu çevrenin ve yakınlarda ki Torkul gölü ve yaylasının merakı bu kadar yakınlaşmışken rotamızı bu yöne çevirdi. Torkul’a ulaştıktan sonra aynı yolu geri dönmek yerine dağların güneyine inmeye karar verdik. Düzce, Uğur köyü, Odayeri yaylası, Torkul yaylası olarak geldiğimiz yolun dönüşünü, GPS’te yakınlarda gördüğümüz Elmacıkdere köyü, Ortaköy köyü ve Dokurcun, Akyazı olarak kararlaştırdık. Bir anlamda Düzce’nin güneyindeki dağları kuzeyden güneye geçmiş olduk.
Orman yolları çok zorlu değildi, gayet keyifliydi, her yandan akan içme suyu kaynakları, irili ufaklı dereler, minik şelaleler, dev gibi ağaçlar, havanın mis gibi kokusu, manzaralar her şey muhteşemdi. Yolların araçlarımızı zorlamadığı noktada zorluk çektiğimiz tek şey yön bulmak oldu, Orman içinde birbirine benzeyen çok fazla yol ve kavşak vardı, inişler, çıkışlar, dönüp duran yollar. GPS.lerde sadece yakınlarda ki köyleri görüyorduk KPS her zaman ki gibi hayat kurtarıyordu orman içinde rastladığımız orman köylülerinin de yardımıyla doğru dürüst yolu bile olmayan, toprak yollardan ulaşılan, eski Türk köylerinin tüm öğelerini barındıran tarihin sayfalarından çıkmışcasına karşımızda duran köylere rastladık. Aslında durup fotoğraflamak vardı ama köylere ulaştığımızda saat baya geçmişti ve daha fazla vakit kaybetmek istemedik. En güzeli mola verdiğimiz bir çayırlıkta biz muhabbet ederken, 50-100 mt ilerimizden geyik yavrularının ormandan çıkıp koşarak tekrar ormana girmeleri oldu, birkaç saniyede olsa o görüntü muhteşemdi… Sözü fotoğraflara bırakayım…
Fotoğrafçılar iş başında
Orman yolları çok zorlu değildi, gayet keyifliydi, her yandan akan içme suyu kaynakları, irili ufaklı dereler, minik şelaleler, dev gibi ağaçlar, havanın mis gibi kokusu, manzaralar her şey muhteşemdi. Yolların araçlarımızı zorlamadığı noktada zorluk çektiğimiz tek şey yön bulmak oldu, Orman içinde birbirine benzeyen çok fazla yol ve kavşak vardı, inişler, çıkışlar, dönüp duran yollar. GPS.lerde sadece yakınlarda ki köyleri görüyorduk KPS her zaman ki gibi hayat kurtarıyordu orman içinde rastladığımız orman köylülerinin de yardımıyla doğru dürüst yolu bile olmayan, toprak yollardan ulaşılan, eski Türk köylerinin tüm öğelerini barındıran tarihin sayfalarından çıkmışcasına karşımızda duran köylere rastladık. Aslında durup fotoğraflamak vardı ama köylere ulaştığımızda saat baya geçmişti ve daha fazla vakit kaybetmek istemedik. En güzeli mola verdiğimiz bir çayırlıkta biz muhabbet ederken, 50-100 mt ilerimizden geyik yavrularının ormandan çıkıp koşarak tekrar ormana girmeleri oldu, birkaç saniyede olsa o görüntü muhteşemdi… Sözü fotoğraflara bırakayım…
Fotoğrafçılar iş başında