Kars ve Ani Harabeleri

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan serdaragdas Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 20
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 19,964

serdaragdas

Kamp III
Mesajlar
615
Tepkime Puanı
1
Yer
İSTANBUL
Web
keftarkustu.blogspot.com
Kars İl sınırları içinde bulunan Ani harabelerinin bir fotoğrafı.
Turizme geçen sene açılmış ve biraz bakım ve ilgi alaka bekliyor.

Ani'de var olan bir çok yapı Ermeni ve Gürcü yapılarıdır. Ancak Büyük Selçuklulardan kalma bir çok yapıda günümüze kadar gelmiştir. Bu arada bölgeye en çok hasarı Ruslar vermiştir. Ebu'l Muammeran Camisinin minaresinin yıkılmasıda Rus yönetimindeyken gerçekleşmiştir. Yıkılma tarihine bakarsanız bu ortaya çıkacaktır. 1890 yıllarında minarenin yıkıldığı söylenmektedir. Bu tarih Rus yönetiminin Kars ve civarındaki bazı bölgelere hakim olduğu tarih içerisindedir.
yıkık minare
 

Etiketler
Ynt: Kars ve Ani Harabeleri

dia-kars_ani_009.jpg

dia-kars_ani_012.jpg
 

Ynt: Kars ve Ani Harabeleri

Türkiye-Ermenistan sınırındaki Ani Harabeleri’nin çevresindeki askeri yasak bölge, Genelkurmay Başkanlığı’nın talimatıyla kaldırıldı. Harabeleri görmek isteyen yerli ve yabancı turistler artık izin almadan ve kimlik bildirimi yapmadan tarihi eserleri gezebilecek.

Türkiye-Ermenistan sınırında bulunan Ani ören yeri 24 uygarlığa ev sahipliği yaptı. Harabeler birinci derecede askeri bölge kapsamında olduğu için şimdiye kadar ziyarete kapalıydı. Bakanlar Kurulu kararı ve Genelkurmay Başkanlığı’nın onayı ile Ani ören yerinde bulunan askeri birlik kaldırıldı.
Daha önce, ören yerini görmek için birçok bürokratik işlem yapılması gerekirken, yerli ve yabancı turistler artık rahatlıkla harabeleri gezebilecek. Şimdiye kadar yasak olan fotoğraf ve kamera çekimi de yapılabilecek.

Bölgede görev yapacak sivil kıyafetli jandarmanın işi ise, tarihi kalıntıların korunması ve turistlere yardımcı olmak.
Yasağın kaldırılmasından sonra Ani Harabeleri’ni ziyaret eden ilk yabancı turist kafilesi tarihi kalıntılara hayranlığını gizlemedi.
“Burası Ortaçağ’ı yaşatan, görülmeye değer nadir yerlerden biri. Ani Harabeleri birçok uygarlığı bünyesinde barındırıyor. Tarihi merak edenler burada çok fazla bilgi edinebilir. Herkesin gezip görmesini isterim.”
“Türkiye bir tarih cenneti. Ani Harabeleri de bunun önemli bir parçası. Şimdiye kadar ziyarete açılmamış olması büyük kayıp. Böyle yerler çok iyi korunmuyor. Eğer yöneticileriniz sahip çıkarsa burası çok fazla ziyaret edilen bir yer olur.”

Ani, Uzun Yıllar Ermeni Başkantiydi
5 kilometrelik bir alanı kapsayan Ani ören yerinde 10 kilise, bir saray, 2 cami, bir köprü ile bir de kervansaray bulunuyor. Kuruluşu, milattan önce 130’lu yıllara dayanan Ani ören şehri, uzun yıllar Ermenilere başkentlik yapmış. Ermenilerin buradaki yaşamları 1064 yılında Sultan Alparslan’ın Ani’yi fethiyle son bulmuş.

“Bundan bin yıl evvel Ani, günümüz Ermenistan ve Türkiye'nin kuzeydoğusunun büyük kısmını kapsayan bir krallığın başkentiydi. O dönemde, Ani en az 100.000 kişilik bir nüfusa sahipti ve zenginliği ile şanı öyleydi ki, "bin bir kilise şehri" olarak anılırdı. Derin koyaklarla çevrili bir plato üzerine kurulmuş olan Ani'nin kiliseleri, sarayları ve istihkamı Avrupa'da zamanının teknik ve sanat bakımından en gelişmiş yapıları arasındaydı...”

Ani, üç yüz sene önce terk edilmiş ve
şu an Ermenistan sınırına bitişik bir askeri
üssün içinde mahpus bir harabe kenttir.
 


Ynt: Kars ve Ani Harabeleri

Bagnayr1s


BAGNAYR MANASTIRI

Tarihçe
Bagnayr Ermeni manastırının kalıntıları, Ani'den birkaç mil batıda, Ala Dağ'ın yan tarafında, Kozluca adlı Kürt köyündedir.
"Bagnayr" adı, "ateş sunaklarının mağarası" demektir ve o yerde daha eski bir Zerdüşt mabedi olabileceği kanaatini uyandırır.

Manastırın geçmişiyle ilgili tarihlere, birkaç Ortaçağ Ermeni edebi kaynaklarında rastlanır. 11inci yüzyıl tarihçisi Stefanos Asoğik, manastırın, 989 yılında Vahram Pahlavuni tarafından inşa ettirildiğini anlatır.

1040'lara doğru, manastır, önemli bir dini merkez olmuştur ve Pahlavuniler ile vasallarının hamiliği, 13üncü yüzyıla kadar devam etmiştir. Bina yazıtları, bir şapelin 1145'te, diğerinin 1200'de, bir başkasının ise 1223 veyahut 1229'da inşa edildiğini kaydeder.

En yeni yazıtlar, 13üncü yüzyılın ikinci yarısından kalma idi. Manastır, muhtemelen 13üncü yüzyılda bölgenin göçebe Türk kabilelerinin eline geçmesiyle terk edilmiştir.

19uncu yüzyılda, boş manastır, göçebeler için yazlık işlevini görmüştür. O yüzyılın sonunda, manastır, nispeten iyi korunmuştu ve iyi durumdaydı. Bundan sonra maruz kaldığı tahribat, maalesef Türkiye'deki birçok Ermeni abidesinin başına gelenin örneğidir.

Yapının İncelemesi
Ana manastır kompleksinin alttaki planı, J.M. Thierry'nin 1983 çalışmasında, (o zaman bugüne kıyasla iyi durumda bulunan) 1960'lı yıllardaki kalıntılardan ve eski fotoğraflardan çıkardığı modelden uyarlanmıştır.


Surp Astvatsatzin (Tanrı'nın Kutsal Annesi/Azize Meryem) olarak bilinen ana kilisenin, Vahram'ın oğlu Prens Smbat Magistros Pahlavuni tarafından kurulduğu düşünülmektedir.

Dikdörtgen kubbeli hol şeklindeymiş, yani üç ayrı bölmeye ayrılmış üstü kubbeli orta sahını varmış. Duvarlarındaki en eski yazıt 1042 tarihlidir. Alın, içten ve dıştan yuvarlak ve yarım daire kemerlerle desteklenmiş bingilerin üzerindeymiş. Kiliseden bugüne kalanların neredeyse tamamı, sadece batı duvarının kısımlarından ibarettir.

Kiliseye giriş, batı tarafından, "jamatun" olarak bilinen büyük bir dış holden yapılırmış. Jamatun, kare planlı, kiliseden daha büyük ve yapımı belki de 12nci yüzyılın son dönemlerine rastlıyormuş (1201 tarihli bir yazıtı vardı). 1870'lerde neredeyse dokunulmamış iken, bugün sadece doğu ve kuzey duvarlarıyla çatısının küçük bir kısmı kalmıştır.

Jamatunun içinde, dört bağımsız sütunla sekiz gömme sütun, dokuz bölmeye bölünmüş tavanı desteklermiş. Orta bölmenin üzerindeki tavanın piramit kesiti varmış, sarkıt (stalaktit) silme ile oyulmuş ve tepesinde gözpencere varmış. Bir olasılıkla Erzurum Yakutiye Medresesi'ndeki bugün de görülen taş tavanın benzeriymiş.

Ana kiliseye güneydoğudan bitişen iki küçük şapel varmış. 1960'larda viran durumdaydılar ancak bugün tamamen yıkıktır.

Ana kiliseye en yakın şapel muhtemelen 11inci yüzyılın ilk çeyreğinden kalmadır. 19uncu yüzyılda, içinde, yerlilerin Aziz Krikor Lusavoriç'in gömüldüğü yer olduğunu iddia ettikleri bir mezar varmış.

İkinci şapelin, Aziz adında bir kadının, oğlu Grigor'un anısına yaptırdığını ileten, 1145 tarihli bir yazıtı varmış. Demek ki bu kilise, Selçuklular'ın yönetimi sırasında Ermenistan'da yaptırılan az sayıda kiliseden biridir.

Eski fotoğraflar, ana kilisenin güney cephesine ve şapellerin batı duvarlarına dayalı ikinci bir jamatun olabileceği düşünülebilecek bir yapı gösterir. Bu da, şapeller gibi, tamamen ortadan kalkmıştır.


Bagnayr5s
 



Ynt: Kars ve Ani Harabeleri

MANUÇEHR CAMİİ
(Ani Ulu Camii)

Tarihçe
Arpaçay'a nazır, koyağın hemen kenarında inşa edilmiş bu caminin, Emir Manuçehr tarafından yaptırıldığı söylenir. Emir Manuçehr, Kürt asıllı Şeddatlı sülalesinin Ani'yi 1072'den itibaren yöneten ilk mensubuydu.

Ancak, bu binanın yapım tarihi ve aslı, çok sayıda tartışmaya konu olmuştur, tartışmalar ki, mimari veyahut arkeolojik verilerden ziyade, Ermenistan ile Türkiye'nin milliyetçi çekişmelerinden kaynaklanır.

Kimisi (çoğu Ermeni olmak üzere), binanın Türk istilası öncesine ait olduğunu ve ilkin Bagratid döneminden bir köşk olduğunu ve daha sonra bir camiye dönüştürüldüğünü iddia eder.

Kral Aşot'un duvarına yakın konumu ve tahkimli görünüşüne dayandırılarak, yapının bir gümrük olduğu da iddia edilmiştir.

İnanılmaya layık olmayan bir başka Ermeni iddiası ise, yapının, bir yıkık kilisenin jamatunu olduğu ve kilisenin yıkımından sonra camiye çevrildiğidir. Bu iddiaların hepsi, aynı güvenilmez kaynaktandır - Türklerin (ve ardılları Kürtlerin), Ani'yi yönettikleri dönemde kalıcı yapı yapma kabiliyetine sahip olmadıkları inancı.

Başkaları (bunda Türkler başı çeker), bu yapının Türk istilasından hemen sonra yapıldığını iddia eder - bu da bu yapıyı, Anadolu'daki en eski süregelmiş cami yapar.

Yine başkaları, yapının cami olarak inşa edildiğini fakat daha sonraki bir döneme ait olduğunu önerir, çünkü iç mimarisi 12nci ve 13üncü yüzyıl binalarınınkine benzer. Ben bunun en olası seçenek olduğuna, ancak aynı zamanda daha eski bir yapının temelinin de kısmen kullanıldığına inanıyorum, ki bu da yapının garip hiza çizgisini açıklar. Bir de, minare, camiden eskidir, dolayısıyla konumu da böylesine gariptir, ve muhtemelen aynı temellerde kurulmuş bir eski caminin parçasıydı. Bu eski cami belki de bir Ermeni yapısıydı. Bununla ilgili başka bilgileri, ileriki bir tarihte eklemeyi düşünüyorum.

Caminin giriş cephesi, 19uncu yüzyılın sonuna doğru yıkılmıştı, ama cami, 1906'ye kadar yakında oturan köylüler tarafından kullanılmıştır. O sene, cami, Nikoli Marr'ın kazı bulgularını barındırmak üzere bir müzeye çevrilmiştir. Binayı takviye maksadıyla, kuzeybatı tarafındaki çatı kemerleri duvarla kapatılmıştır. Bu duvarlar, aşağıdaki planda gri gösterilmiştir.

Bu küçük müze Birinci Dünya Savaşı'nda muhtemelen yağmalanmıştır. 1990'ların sonlarına kadar dahi, muhtemelen sergi vitrinlerinin parçalanmasından yerde cam kırıntıları görmek mümkündür ve caminin dibinde, pencerelerden fırlatılmış olması olası heykellerin parçaları vardır.

1999 "restorasyon"u, caminin içinden başlamıştır (ve yer yeniden döşenmiştir), ve ertesi yıl, yıkık duvarları örme çalışmaları başlatılmıştır.

Yapının İncelemesi
Binanın hizası, bir cami için normal değildir (20 derecelik sapma mevcuttur). Geniş bodrum katı, büyük pencereleri, ve tasarımının birçok ögesi, camilerde tipik değildir. Birçok Ani ziyaretçisi, yapının daha ziyade 19uncu yüzyıl Kraliçe Viktorya dönemi pamuklu bez fabrikasına benzediğini söyleyerek şakalaşır.



İçerisi, ilkin, beş büyük, kemerli pencere ile aydınlanan açık dikdörtgen holü kapsıyordu. Koyağa dönük dış cephede, pencerelerin altında, dışta bir zamanlar bir tahta balkon olduğunu ima eden direk yuvaları vardır. Bu pencerelerin üstünde ise, amaçları, süslü tavanı aydınlatmak olan dikdörtgen açıklıklar vardır. Bunlar gibi üst pencerelere, bazı Osmanlı evlerinde (özellikle Kayseri civarında) sıkça rastlanır. Çatı, iç hacmi on bir bölmeye ayıran altı bağımsız sütunla desteklenmiştir. Bugün, bu bölmelerin sadece altısı ayaktadır. Bölmelerin her birinin tavanının tasarımı, diğerlerinkinden farklıdır ve polychrome (çok renkli) taş kakma ile zengince süslenmiştir.

Kısa ve kalın sütunlar, 1030 tarihli olduğu düşünülen Horomos Manastırı'nın holünde bulunanlara çok benzemektedir, ama bunlara 12nci ve 13üncü yüzyıllarda da rastlanır (bkz. Bagnayr Manastırı).


Koyağa bakan dört güneydoğu bölmelerinin altında, kendisi de dört bölmeli bir bodrum katı vardır. Bodrumun kuzeybatı duvarı, binanın geri kalan kısmından daha eskidir, çünkü bodrumun mahzenleri, ona yapışık değildir, sadece ona dayalıdır.

Caminin kuzey köşesinde, kuzey cephesinin tepelerinde bir yerde Kufi harflerle "Bismillah" yazan, yüksek sekizgen minare vardır. Minarenin konumu, camiye göreceli olarak uyumsuzdur ve bu da minarenin, caminin yapımından önce veyahut hemen sonra yapıldığını ima eder.

Minarenin tepesine, bir sütunun etrafında dönen dik merdivenle çıkılır. Tepesi, günümüzde tamamen açıktır; ilk haliyle belki de taş korkuluk vardı. (Not: mevcut askeriye kısıtlamaları nedeniyle, minareye çıkmak yasaktır, ama civarda asker yoksa mümkündür.)

Bu sayfada kullanılan cami planı, Beyhan Karamağaralı'nın yayınlanmış mesaha çizimlerinden uyarlanmıştır.

Kral Aşot'un Duvarı
Ermeni Bagratid Kralı III. Aşot 961 yılında başkentini Kars'tan Ani'ye naklettiğinde, Ani belki de iç kale etrafında toplanmış bir hisar kasabasından fazla bir şey değildi.
964 yılı civarında Aşot, alanın en dar mevkiine, iç kalenin altına ve biraz kuzeyine yeni surlar inşa ettirmiştir. Aynı yol üzerinde önceden de bir topraktan duvar olmuş olabilirdi, çünkü yeni surlar, toprak sete inşa edilmişe benzer. Aşot'un duvarının yedi adet yarım daire kulesi vardır ve bu sur, Manuçehr Camii'nin yanında biter. Her kulenin içinde birer şapel olduğu söylenmiştir.

Ani o kadar çabuk gelişmiştir ki, daha kuzeydeki daha büyük dış surlar 989 yılında tamamlanmıştır. Aşot'un duvarları muhtemelen zamanla kullanımdan düşmüştür. Nikoli Marr'ın kazılarından önce, yerin üstünde sadece birkaç toprak yığını olarak görünürlermiş.
 

Ynt: Kars ve Ani Harabeleri

KHTZKONK (BEŞKİLİSE) MANASTIRI
Tarihçe
"...Türkiye Cumhuriyeti'nde amansızca sürdürülen Ermeni tarihi yapılarını ortadan kaldırma ve tarihi Ermenistan'ın izlerini silme çabaları... Ermeni halkının vatanlarındaki varlığına şahadet eden abideler ve işaretler, 1915'te başlatılan soykırımın son kurbanları olmuştur.
- Robert Jebejian
Türkçe "Beşkilise" olarak bilinen bu güzel manastır, Ani'nin yaklaşık 25 km güneybatısında, eski adıyla Tekor olarak bilinen Digor ilçe merkezine yakın vadinin içinde üç kaya çıkıntısı üzerine kuruluymuş.

Manastırın toplamda, hepsi kubbeli ve özenle kesme taştan yapılmış beş kilisesi varmış. Bunlar: Aziz Karapet, Meryem Ana (Surp Astvatsatzin), Aziz Stefanos, Aziz Krikor ve Aziz Sarkis Kiliseleri imiş. Günümüzde sadece Aziz Sarkis Kilisesi kalmıştır.



Kiliselerin, manastırın kuruluşuna veyahut kiliselerin inşasına ilişkin tarih ve şeraite ışık tutacak yazıtları yoktur. Manastır, 13üncü yüzyıl Moğol istilasından sonra terk edilmiştir.

1878'de, Kars bölgesinin Rus yönetimine geçmesiyle Beşkilise, Ermeni Kilisesi'ne devredilmiştir. Binalar onarılmış, manastır yeniden ibadete açılmıştır. Keşiş ve hacılar için konaklama imkanı düzenlenmiştir. Bunlar, en büyük çıkıntının kenarına, aşağıdaki vadinin içindeki nehrin yanına ve de Aziz Sarkis Kilisesi'nin kuzeybatısına inşa edilmiştir.


Manastırın Yıkımı
Beşkilise'nin kaderi, Türk devletinin Ermeni halkına uyguladığı soykırımı daha sonra Ermenilerin kültürel mirasını da uygulamasının en açık ve en çarpıcı örneğidir.
Manastır, Kars bölgesinin Ermeni halkının 1920'de Türkiye tarafından sürülmesine kadar kullanılmıştır. Bundan sonra, burası ziyaretçilere kapalı askeri bölge olmuştur ve 1984'de kadar dahi Digor'a gitmek için özel izin gerekmiştir. Manastır 1959'da tarihçiler tarafından gezildiğinde, kiliselerden sadece Aziz Sarkis kilisesi bulunmuştur ve bu da ağır hasarlıdır. Köylülerin, kiliselerin sınır askerleri tarafından havaya uçurulduğunu söyledikleri iletilmiştir.

Hasarın, patlayıcılar ile meydana geldiğinden az kuşku duyulmaktadır. Mahvedilmiş kiliselerin taş parçaları, konumlarından çok uzak mesafelerde bulunmuştur. Kaya çıkıntılarının arası, parçalanmış taş işi, yazıt kaplı duvar parçaları, sütun kısımları ve oyma süs kırıntıları ile doldurulmuştur. Aziz Sarkis Kilisesi'nin hasarı daha da açıklayıcıdır: apsis ve şapellerin yan duvarları, belirgin bir şekilde, patlayıcılarla içeriden patlatılmıştır. Nispeten yeni bir grafiti yazının konumu, öyledir ki, bugün yerinde olmayan bir pencere ile aydınlanan yerde yazıldığı, buradan da yıkımın 1955'ten sonra gerçekleştiği anlaşılır.

Kimi Batılı akademisyenler, Türk devletinin gazabına uğramamak ve de mesleklerinde ilerlemelerini tehlikeye atmamak için, bu tahribatın nedenini uydurmalarla açıklamaya çalışmıştır. Örneğin, T. A. Sinclair, 1987 basımlı "Eastern Turkey, an Architectural and Archaeological Survey" adlı kitabında, kiliselerin düşen taşlarla yıkıldığını yazmıştır. Bu taşlar nereden gelmiştir - nereye gitmiştir - ve yerçekimi kanununa nasıl karşı koyup da Aziz Sarkis Kilisesi'nin üzerinden atlayıp komşu kiliseleri hedef almıştır?

Aziz Sarkis, 1989 depremiyle ağır hasar geçirmiştir. Binanın beton çekirdeği parçalanmıştır ve kilise şimdi büsbütün yıkılmak üzeredir. Bu sayfalardaki fotoğrafların çoğu, 1989 öncesinde çekilmiştir.
 

Ynt: Kars ve Ani Harabeleri

KHTZKONK MANASTIRI
Kiliseleri
Yahya Peygamber Kilisesi
(Surb Karapet)
Bu belki de manastırdaki en eski kiliseydi ve 7nci veyahut 10uncu yüzyıldan kalma olabilirdi (ama kubbenin üzerindeki şemsiye şekilli çatı bundan daha sonraki bir tarihten olmalıdır). Duvarlarındaki en eski yazıt 1001 (veyahut 1006) tarihliymiş ve Kral Gagik'in eşi, Ani Kraliçesi Katranide'den bahsedermiş.


Kilisenin; kubbesinin alnı köşekemerleri ile desteklenen çatısı, dört apsisli içyapısı varmış. Bir duvarının küçük kısmıyla apsisinin temellerinin ötesinde geriye bir şey kalmamıştır.


Meryem Ana Kilisesi
(Surb Astvatsatzin)
Bu kilise, Yahya Peygamber Kilisesi'nin güneyinde kalır. Muhtemelen 10uncu yüzyıl eseridir. İçi, yarım daire apsisli, kubbeyle kapanmış kareden fazla bir şey değilmiş. Yahya Peygamber Kilisesi ile bunun arasına inşa edilmiş bir holün kalıntıları varmış. Bugünse, hiç bir şey kalmamıştır.

Aziz Stefanos Nakhavka Kilisesi
Yahya Peygamber Kilisesi'nin karşısındaki ayrı bir kayada dururmuş ve muhtemelen 10uncu veyahut 11inci yüzyıl yapısıymış. Dıştan dikdörtgen, içten iki yan şapel ve yarım daire apsisiyle haç şeklindeymiş. Girişi, saklı ve bulması zor olan güney cephesindeymiş. Kilisenin etrafı, korunmamış khatchkarların kaideleri ile çevriliymiş. Etrafında 1208 tarihli Keçror (Geçivan - Tunçkaya) kuşatmasının şehitlerinin mezarları olduğu söylenirmiş. Temelinin sadece bir kısmı kalmıştır.

Aziz Krikor Lusavoriç Kilisesi
Bu yapı, diğerlerinden daha doğuda kalır. O da muhtemelen 10uncu veyahut 11inci yüzyıl yapısıymış. Küçük zemin planına oranla yüksekmiş ve etrafındaki duvarla çevrili alanda kabrin içine yerleştirilmiş 1031 tarihli belli bir uzun khatchkar varmış. Bu kilise bugün tamamen mahvolmuştur ve taşlarının birkaç kırıntısından başka bir şey yoktur. Bu kilisenin üstündeki yamaçlardaki Ortaçağ mezarları, 1986 yılında define avcıları tarafından tahrip edilmiştir.
 


Ynt: Kars ve Ani Harabeleri

KIZ KALESİ

Tarif
"Buraya varmak, şehir surlarından yaklaşık iki saatlik yürüyüş demektir, ama yapmaya değer bir yolculuktur. Bunun bir nedeni, muhteşem manzaradır. Bana göre başka bir nedeni de, Ani'nin başka bir yerinde olduğundan çok daha fazla hissederiz, burada yaşamış olan on binlerce, yüz binlerce insanı... Onların da sizin yürüdüğünüz bu yollardan yürümüş olacağını, aynı yokuşlarda ter döktüğünü, aynı kayalarda tökezlediğini bilirsiniz. Ve buraya vardıklarında, benim şimdi oturduğum yerde oturup aynı manzarayı seyrettiklerini, aşağıdaki boğazdan geçen nehri, taşların üzerinden akan suyu ve çalılarda öten kuşları dinlediklerini... Ve, bir an için bile olsa, bu şehri kuran insanlar size çok yakın gelir."
- "Batı Ermenistan'da Yolculuk"
filminden satırlar
Ani'nin en güney ucunda arazi, hemen hemen Arpaçay ile çevrilmiş bir buruna daralır ve neredeyse dimdik uçurumlarla korunur.

Bu burnun düz tepesi bir zamanlar ayrı bir takviyeli duvarla çevrili imiş. Burası, Ani'nin terk edilen son yerlerinden biri olabilir. Buradaki evlerin temelleri, şehrin diğer kısımlarınınkinden daha iyi muhafaza edilmiştir.

Bugün, Türkçe adıyla "Kızkalesi" olarak bilinir. Bilinen tek Ermenice adının anlamı da aynıdır.

Zirveye, uçurumun her yanından dolanan zorlu yollardan ulaşılır. Arpaçay'a nazır taraftaki patika muhtemelen asıl yoldu, çünkü bugün harabe durumda bir kapı ile korunmuştur.


Kilise
Sarp uçurumun kenarında, muhtemelen 13üncü yüzyılın ilk 15 yılı içerisinde inşa edilmiş bir kilisenin harabesi vardır. Bir manastıra bağlı olmuş olabilir.
Kilisenin dış planı dikdörtgen, içi haç şeklindedir; geçişinin üzerinde de kubbesi varmış. Dört köşesinin her birinde iki katlı küçük apel varmış. Yapının kimi kısımlarında, yeniden kullanılmış malzeme görülür. Bu malzeme, belki de aynı yerdeki daha eski bir kiliseden alınmadır.

Kilisenin kubbesi ile güneybatı köşesinin tamamı 1960'lara doğru yıkılmıştır. Bundan başka ağır hasar da 1989 depreminde vuku bulmuştur.

kizkale8s.jpg
 



Ynt: Kars ve Ani Harabeleri

TİGRAN HONENTS
AZİZ KRİKOR KİLİSESİ

Tarihçe
"664 (M.S. 1215) yılında, Tanrı'nın lütfuyla, Ani şehrinin beyi güçlü ve muktedir Zakaria iken... ben, Tanrı'nın kulu, Honents ailesinden Sulem Smbatorents'in oğlu Tigran, efendilerimin ve çocuklarının uzun ömürlerine, kayalıkların kenarında ve çalılıktan geçilmeyen bu yerde, Aziz Krikor'a adadığım bu manastırı yaptırdım, ve onu sahiplerinden helal servetimle satın aldım ve büyük zahmet ve masraf ile ona her yandan savunma sağladım. Bu kiliseyi Aziz Krikor Lusavoriç adına yaptırdım ve onu birçok süs ile güzelleştirdim..."
- Kilisenin doğu cephesindeki yazıt
Alıntı alının yukarıdaki yazıttan anlaşılana göre kilise, Tigran Honents adında zengin bir tüccar tarafından yaptırılmıştır ve 1215 yılında bitirilmiştir.

O dönemde Ani, Gürcü himayesi altındadır ve bu kilise, Gürcü Ortodoks Kilisesi'ne vakfedilmiştir (ve fresklerin Gürcü sanatkarları tarafından yapıldığı sanılır).

Yapının İncelemesi
Dıştan, kubbeli dikdörtgen tasarım, Katedral'i andırır, fakat daha küçük bir ölçüttedir. İç planı farklıdır ve Ortaçağın bu geç döneminin diğer kiliselerininkiyle benzeşir. Kimi zaman "kubbeli hol" olarak adlanan tiptendir - üç bölmeye ayrılmış tek sahın, orta bölmenin üzerinde kubbe vardır.


Kilisenin (özellikle içinde ve kubbenin üzerindeki dikçe sivrilen konik çatıda görülen) artırılmış dikey orantıları da bu döneme özgüdür.

Kör kemer dizisi, kilisenin dört yanından dolanır. Sarmaşık bitkilerin arasından beliren gerçek veyahut hayali hayvanları betimleyen gösterişli oymalar sıra kemerlerin arasındaki kemer üstü dolgularını süsler. Bunlar, binanın tamamını saran bir süslü bant oluşturur. Benzeri kemer sırası ve bant, alnın etrafında da vardır. Bandın üzerinde bir bant daha vardır, bu da geometrik kabartmalı-oymalı işlidir (ki bu da gene 13üncü yüzyıl kiliselerine hastır).

Kilisenin önünde, şimdi bayağı harap durumda, daha sonra ilave edilmiş bir narteks durur. İki taraftan açıkmış ve kuzey kenarında bir şapeli varmış. Bunun kemerli açıklıkları, keskince oyulmuş zikzak silmeyle vurgulanmıştır ve zamanının Müslüman yapılarınınkine benzer sütun başlıklarına oturtulmuştur.

Bu narteksin içi (kilisenin yüzü dahil olmak üzere), fresklerle kaplıymış; bu da Ani'nin daha eski yapılarının katı sadeliklerine zıt kaçan bir teşhirciliktir ve şehrin 13üncü yüzyıl istikrarsız ekonomik ve siyasi durumu göz önünde bulundurulduğunda pek de münasip değildir.

Tigran Honents, genellikle ticaretle uğraşarak büyük servetler toplayan ve kendilerini "baron" ilan eden birçok varlıklı tüccar ailelerden birinin üyesiymiş. Varlıklı olmalarına rağmen, sonunda kendi konumlarını da Ani'ninkini de koruyabilecek yeterli siyasi ve hiçbir askeri güçleri olmamıştır.

Freskler
İç mekanın tamamı, kiliseyle aynı yaşıt fresklerle kaplıdır. İki ana konu vardır - Hazreti İsa'nın Hayatı ve kilisenin adandığı Krikor Lusavoriç'in Hayatı (Saint Gregory the Illuminator).
Kubbe, altında Azize Meryem ile On İki Havarinin bulundurulduğu, dört melek tarafından taşınan İsa büstü ile İsa'nın Göğe Yükselişi'nin hasar görmüş tasvirini barındırır.

Kilisenin doğu yarısı, aralarında Cebrail'in Hazreti Meryem'e Haber Verişi ("Annunciation"), İsa'nın Doğumu, İsa'nın Kudüs'e Girişi, Aziz Lazarus'un Dirilme Mucizesi, vb. sahnelerinin de bulunduğu, İsa'nın hayatından sahnelerle donatılmıştır.

Apsisin yarım kubbesinde, İsa'nın figürü vardır. Bunun altında İsa ve Havariler, Aşai Rabbani ("Communion") sahnesinde resmedilmiştir. Bunun da altında, yakın geçmişte badana ile mahvedilmiş bir sıra kilise büyükleri veyahut peygamber resimleri varmış.

Kilisenin batı odası, Krikor Lusavoriç'in hayatından 16 sahne sunar. Aziz Krikor'un Trdat tarafından yargılanması; zindan dahil, ona çektirilen işkenceler; Hripsime'nin ehit edilmesi; Kral Trdat ve Gürcistan, Abhazya, ve Albanya krallarının vaftiz edilmesi; vs. de bunların arasında yer alır.

Apsisin güneyindeki apelin kapısının üzerinde, zamanının dokumacılığına fikir verecek bir desen olarak, madalyonlar içinde mahfuz dört ejderha gösteren sıra dışı bir aynalık vardır.

Daha önce de anlatıldığı gibi, nartekste de freskler varmış. Bunlar, artık mahvolmuştur veyahut aşınmayla zarar görmüştür. Kilisenin duvarında, girişin üstünde ve sağında, İsa'nın çarmıha gerilişi resmedilmiştir. Azize Meryem'in yası öbür taraftadır.

Narteksin kuzey duvarında artık epey solmuş, İshak, Yakup ve İbrahim peygamberlin, Hazreti Meryem, Adem ve Cennet Kapısı'nı bekleyen dört şekilli ("tetramorph") yaratığın gösterildiği Cennet resmi vardır. Kemerlerin altlarında da aziz veya peygamber figürleri vardır.
 




Ynt: Kars ve Ani Harabeleri

ben yaklaşık bir buçuk ay sonra karsa geliyorum ani harabelerine gitmek istiyorum araba kiralama seçeneğini düşünmüyorum yakınındaki köye giden dolmuşların da saati bana uymaz taksi ile gitmeyi düşünüyorum herhangi bir taksi ile anlaşıp beni oraya götürüp 2 saat gibi orda kalmam ve geri kars merkeze dönmem mümkün mü? elbette mümkümdür ama ben de ne fiyat isterler ve hangi taksiciler beni ucuza götürür ve bu iş bana kaça patlar bu konuda sizden ve özellikle kars temsicilsi olan arkadaşlardan yardım istiyorum
 



Ynt: Kars ve Ani Harabeleri

medford' Alıntı:
ben yaklaşık bir buçuk ay sonra karsa geliyorum ani harabelerine gitmek istiyorum araba kiralama seçeneğini düşünmüyorum yakınındaki köye giden dolmuşların da saati bana uymaz taksi ile gitmeyi düşünüyorum herhangi bir taksi ile anlaşıp beni oraya götürüp 2 saat gibi orda kalmam ve geri kars merkeze dönmem mümkün mü? elbette mümkümdür ama ben de ne fiyat isterler ve hangi taksiciler beni ucuza götürür ve bu iş bana kaça patlar bu konuda sizden ve özellikle kars temsicilsi olan arkadaşlardan yardım istiyorum

slm kardeşim karsa gelmen eğer hafta sonuna denk gelirse pazara özellikle :D ben gelir seni götürürüm 2 değil 5 saat gezersin para işine gelincede bir çuval dolar yeter bana :D
zamanımız uymaz ise gelemezsem bile seni orada tek bırakmam uygun fiyata gideceğin bir taksi yada araç buluruz sorun değil yeterki karsa bi ayak bas :D
 

Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,382
Mesajlar
1,517,428
Kayıtlı Üye Sayımız
172,041
Kaydolan Son Üyemiz
İsmail.s

Çevrimiçi üyeler

SON KONULAR



Geri
Üst