Türkiye'nin En Güzel Mola Yerleri

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan YOL Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 19
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 135,323

YOL

SEDAT AÇIL
Mesajlar
10,370
Tepkime Puanı
503
Yer
İstanbul, Acıbadem
Web
www.sedatacil.com
Telsiz Çağrı Kodu
TB2FKL
Güzergah üzerinde verilecek molalarla ve yapılacak kısa gezilerle, yolculuğu hem keyifli hem de güvenli bir hale getirmek, tatil içinde tatil yapmak mümkün...

242725.jpg


Ankara’dan Trabzon’a gidecek tatilcilere yol boyunca, görülmeye değer tarihi yapılar, turistik tesisler ve doğal güzellikler eşlik ediyor... İstanbul’dan, sahip olduğu doğal güzellikleri en cömert şekilde sunan Antalya’ya yapılacak yolculuklar, güzergah üzerinde verilecek molalar ve kısa gezilerle daha keyifli bir hale gelebiliyor... İstanbul'dan İzmir'e seyahat edecek tatilcileri, "mavi" bir yolculuk bekliyor... İstanbul'dan Şanlıurfa'ya gidecek tatilciler, yol boyunca adeta "tarih tünelinde" yolculuk yapacak... İstanbul'dan Mersin'e seyahat edecek tatilciler, yolda verecekleri molalarda, doğayı keşfetme fırsatı bulup, inanç turizmi ile ilgili eserleri inceleme şansı yakalayabilir...
 

Etiketler
Ankara’dan Trabzon’a Giderken

Ankara’dan Trabzon’a gidecek tatilcilere yol boyunca, görülmeye değer tarihi yapılar, turistik tesisler ve doğal güzellikler eşlik ediyor.

242687.jpg

Çorum'dan leblebi almayı unutmayın.

Karadeniz’e yapılacak yolculuğun daha zevkli hale getirilmesi için yolda kısa molalar vermek yeterli. Güzergahta, tarihin içinde bir yolculuk yapabilir, bölgenin doğasını keşfedebilir, yöreye has yemeklerin lezzetine varabilir, kaplıcalarında yorgunluğunuzu atabilirsiniz.

YOLDA HİTİT MEDENİYETİNİ TANIYIN
Çorum’da verilecek ilk molada, Hitit medeniyetini tanıyıp, tarihin içinde bir yolculuk yapma imkanı bulabilirsiniz. Küçük bir güzergah değişikliği ile ulaşılacak Boğazkale ilçesinde, Hattutaş ve Yazılıkaya’ya yapılacak ziyarette, Hitit medeniyetini ayrıntıları ile tanıyarak, kısa bir süreliğine asırlar öncesine gidebilirsiniz. Alacahöyük beldesinde ören yerini gezdikten sonra verdiğiniz molada, Hitit Barajı’nı görme ayrıcalığını da yakalayabilirsiniz. Çorum’un ünlü leblebilerinden alarak devam edeceğiniz yolculukta, dinlenmek için Bayraktepe Mesire Alanı’nı tercih edebilirsiniz.

TARİHİ VE DOĞAYI KEŞFEDİN
Çorum’dan ayrılan ve yola devam eden tatilciler, Merzifon yolunda,karayoluna 3 kilometre mesafede “Yedikır Kuş Cenneti” olarak adlandırılan Yedikır Barajı ve Göleti’nde, farklı türlerdeki kuşları izleyip, doğaya yeniden aşık olabilir. Osmanlı mimarisinin değişik örneklerinin bulunduğu Merzifon’dan geçecek tatilciler, o dönemde sanata verilen önemi bu ilçede yakından gözlemleyebilir. Ardından yolculuğa kısa bir ara verip dinlenmek isteyenler için Havza’daki kaplıca tesisleri iyi bir fırsat. Milli Mücadele yıllarında Atatürk’ün, ziyaretinde “Havza’ya geldim şifayap oldum” dediği ilçede, şifalı sularda kısa bir süre dinlenebilir, hatta buradaki tesislerde konaklama imkanı bulabilirsiniz.

TURNA BALIĞI ZİYAFETİ
Yola bir süre devam ettikten sonra varılacak Ladik Gölü kıyısında,Turna balığı ziyafeti kaçırılmaması gereken bir fırsat. Turna balığının yöreye özgü yapılış şekli, damağınızda farklı bir lezzet bırakacak. Samsun’da verilecek molada, dinlenmek ve aynı zamanda kenti görmek isteyenler, Batıpark’taki teleferikten yararlanarak, kenti ve Karadeniz’i yüksekten izleme şansını bulabiliyor. Teleferikte Karadeniz’in temiz havasını soluyarak yapılacak yolculuk, seyahatinizin zevkli geçmesini sağlayacak ayrıntılardan yalnızca biri. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü Samsun’a ulaştıran Bandırma Vapuru’nun aslına uygun yapılmış halini merak edenler, teleferik turunun ardından müze gemiyi ziyaret edebilir.

BOZTEPE’DE KISA BİR MOLA
Yine yolculukta verilecek kısa bir molayla, Terme’ye bağlı Gölyazı beldesinde, Amazonların yaşadığı rivayet edilen Simenit Gölü çevresinde kısa bir gezinti ile yöreyi tanıma fırsatı bulabilirsiniz. Perşembe ilçesine bağlı Medreseönü’nde “külle yıkadığı uzun saçları ve dağdan getirdiği suyla demlediği çayıyla” ünlü Uzun Saçlı’nın Yeri’nde mola verilerek, ince belli bardakta, Karadeniz’i seyredip çaylar yudumlanabilir. Yorgunluğunu Ordu’da atmak isteyenler ise 450 metre yükseklikteki Boztepe’de kenti yüksekten izleyip, yöreye özgü yemeklerin lezzetine bakabilirler.

GİRESUN’DA ZEVKLİ BİR YOLCULUK
Giresun’da verilecek ilk molada, Piraziz ilçesindeki 19. yüzyılda yapılan ve Tirali Konağı olarak da bilinen tarihi Beyler Konağı ziyaret edebilir. Yemek molasında Giresun’u tercih edecek tatilciler, Giresun Kelesi’nde otantik bir ortamda, farklı lezzetleri keşfedebilir. Giresun’da daha fazla zaman geçirmek isteyenler ise kaledeki ziyafetin ardından kıyıdan 1 kilometre uzaktaki Giresun Adası’na gidebilir. Amazon kadınlarının yaşadığına inanılan adada, manastır, gözetleme kulesi, dev şarap fıçıları ve surlar görülmeye değer tarihi yapılar. Trabzon’a kadar devam edecek yolculukta, yoldaki plajlarda, Karadeniz’in serin sularında dinlenmeyi de tercih edebilirsiniz. Yolculuğa devam edip Trabzon’a ulaşacak tatilciler, Beşikdüzü ilçesinde tereyağını Vakfıkebir ekmeği ile tatma fırsatı bulacak. Sahili geçtikten sonra Genita mevkiine varanlar, Karadeniz’in serin rüzgarının hakim olduğu bahçelerde yolun tüm yorgunluğunu atma fırsatı buluyor.
 

İstanbul’dan Antalya’ya giderken

Antalya’ya giderken, güzergah üzerinde verilecek molalarla ve yapılacak kısa gezilerle, yolculuğu hem keyifli hem de güvenli bir hale getirmek mümkün.

242680.jpg

Karaca Arboretumu

Yazın sıcak yüzünü daha fazla gösterdiği bugünlerde, kendilerini bir an önce mavi sulara atmak isteyen tatilciler yolları doldururken, seyahatlerin önemli bölümü Antalya sahillerine yapılıyor.

İstanbul’un Avrupa yakasındaki Yenikapı iskelesinden araç da taşıyan hızlı feribot, Eskihisar iskelesinden ise arabalı vapurla geçilecek Yalova da “Tatil içinde tatil” yapılacak yerlerden birisi.

“KARACA ARBORETUMU”NDA DOĞAYLA KUCAKLAŞMA
Marmara Denizi kıyısındaki yazlık sitelerle adeta bir sayfiye kenti olan Yalova’da, tatilciler TEMA Vakfının kurucusu Hayrettin Karaca tarafından 1980 yılında oluşturulan, “Karaca Arboretumu”nu gezerek, 13.5 hektarlık alandaki bu “Yeşil cennet”te doğayla kucaklaşabiliyorlar.

242681.jpg


Yalova-Termal kara yolunda binlerce canlı türünün barındığı arboretumdaki gezi yaklaşık 45 dakikada tamamlanırken, bu sürede, 15 yılda bir çiçek açan, “Sabır ağacı”, Kanada bayrağında, yaprağına yer verilen, “Şeker akçaağacı” gibi daha önce hiç karşılaşılmayan birçok bitki ve ağaç görülebiliyor.

“Karaca Arboretumu”na yapılan ziyaretin ardından kent merkezinde bulunan tatilciler, “Yürüyen Köşk” olarak adlandırılan tarihi binayı gezerek, Büyük Önder Atatürk’ün çevreye verdiği önemi yerinde görme imkanına kavuşuyor.

“YÜRÜYEN KÖŞK”
Atatürk Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü bahçesinde ve deniz kenarında bulunan köşk, Atatürk’ün 21 Ağustos 1929’da Yalova’ya gelişinde verdiği talimatla, iki katlı, dörtgen planlı, ahşap karkas olarak yapıldı. Atatürk’ün çevreciliğinin en güzel örneklerinden biri olan köşkün hikayesi şöyle:
“Büyük Önder, bir gün köşke geldiğinde bahçıvanı ağacın dallarını kesmeye çalışırken görür. Hemen bahçıvanı yanına çağırarak bunun nedenini sorar. Bahçıvan da ‘Ağacın dalları Köşkün duvarına kadar uzamış’ der. Atatürk, bunun üzerine ‘Ağacın dalını kesmeyin köşkü kaydırın’ emrini verir. Daha sonra 10 Ağustos 1930’da İstanbul’dan getirilen tren rayları kullanılarak bina 4.8 metre kaydırılır ve ağacın dalları kesilmekten kurtarılır.”

Yalova’da geçirecekleri zamana doğa harikası Termal ilçesini de sığdırmaları önerilen tatilcileri, yaklaşık bir saatte ulaşacakları Bursa’da ise dünyaca ünlü “İskender kebabı” ve adı kentle özdeşleşen kestane şekeri bekliyor.

“İSKENDER KEBAP” TATİLCİLERİ BEKLİYOR
Kent merkezine doğru gelindiğinde, yol kenarında kısa süreli mola verilebilecek alışveriş merkezi ve restoranların bulunduğu Bursa’da, tatilciler en iyi İskender kebabını tadabilirler.

Bu arada, Bursa denilince akla ilk gelen kestane şekeri de alınarak yolculuklar daha keyifli ve tatlı hale getirilebilir.

Tatilciler isterlerse, Ulucami, Yeşil Türbe, Muradiye Külliyesi, Osmangazi ve Orhangazi’nin türbelerinin bulunduğu Tophane gibi tarihi ve turistik mekanlara kısa süreli geziler düzenleyebilir.

“İskender kebap” yiyerek ziyafet çeken, kestane şekeriyle de damaklarını büyük bir lezzetle buluşturan tatilcileri, Bursa’dan ayrıldıktan sonra Antalya yolculuklarında bu kez köftesiyle ünlü İnegöl ilçesi karşılar.

Bu ilçede yolun her iki tarafında bulunan köftecilerde mola verip ve İnegöl köftesinin tadına bakma fırsatı bulan tatilcileri, Bozüyük’ü geçtikten sonra girdikleri Kütahya kara yolunda doğal güzellikler eşliğinde bir yolculuk bekliyor.

KÜTAHYA’DA ÇİNİ VE PORSELEN MOLASI
Yol kenarında kurulan stantlarda sergilenen rengarenk çini ve porselenler, Kütahya’ya yaklaşıldığının habercisi oluyor. Ünlü çini ustası Sıtkı Olçar’ın sahibi olduğu mağaza başta olmak üzere “Fabrikadan halka” çini ve porselen satan yerlerde bir çay molası verilerek hem yorgunluk atılmış hem de her bütçe ve beğeniye uygun ürünlerden satın alınma imkanı sağlanmış olur.

Kütahya’ya gelindiğinde Antalya’ya sapmadan gidilecek kent merkezine doğru, Kütahya ve Güral porselen firmalarının mağazaları ile irili ufaklı çok sayıda iş yerinin bulunduğu, “Çiniciler Çarşısı” tatilcileri karşılarken, zamanın adeta durduğu Kazancılar Çarşısı ve Germiyan Sokağı’na düzenlenecek geziyle de tarihte bir yolculuk yapmak mümkün.

Bu arada, Bursa ve İnegöl’ü geçerek karnını Kütahya’da doyurmayı tercih eden tatilciler, kentteki restoranlarda yöreye özgü yemekler tirit, güveç ve mantının tadına bakabilirler.

Yolculuğun devamında, Afyonkarahisar-Kütahya kara yolunun 15. kilometresinde başlayan termal tesisler, sürücüler için dinlenme imkanı sağlıyor.

Bu arada, sürücülerin Afyonkarahisar-Antalya kara yolundaki duble yol çalışmaları nedeniyle daha dikkatli olmaları gerekiyor. Yol çalışmalarının bulunduğu bölgeyi geçen tatilciler, Sandıklı ilçesi ve Hüdai Kaplıcaları’nda dinlenme fırsatı bulabiliyor. Kızılören ilçesindeki belediye botanik çay bahçesi de tatilcilerin dinlenmek için tercih ettiği yerler arasında.

Dinar-Isparta yol kavşağını geçen tatilciler, Eldere mesire alanında, göl kenarında yaban kuşlarını izleyerek dinlenme fırsatı da bulabiliyor.

242679.jpg
 

İstanbul’dan İzmir’e Giderken

İstanbul’dan İzmir’e seyahat edecek tatilcileri, “mavi” bir yolculuk bekliyor. Hızlı feribotla Bandırma’da başlayacağınız yolculuğunuz, güzergah boyunca vereceğiniz kısa molalarla, unutulmayacak anılarla dolu bir seyahate dönüşebilir. Böylece güvenli bir yolculuğun rahatlığını, farklı bir tatilin heyecanını yaşama fırsatı bulabilirsiniz.

İstanbul’dan yola çıkıp, Ege’nin mavi suları ile buluşmak isteyen tatilcileri, yolda birçok doğal güzellik, tarihi yapılar, damak zevkini değiştirecek yörelere özgü yemekler bekliyor.

Tatilinize renk katmak, anılarla dolu bir yolculuk geçirmek ve yaşamın farklı değerlerini görebilmek için yol güzergahınızda kısa molalar vermeniz yeterli.

SUSURLUK’TA TOST VE BOL KÖPÜKLÜ AYRAN
İstanbul Yenikapı iskelesinden hızlı feribotla yolculuklarına başlayacak tatilciler, Bandırma’da feribottan indikten sonra uğrayacakları Susurluk’ta, yörenin meşhur tost ve bol köpüklü ayranının tadına bakıp, yolculuğu keyifli bir hale getirebiliyor. İlçedeki dinlenme tesislerinde, yöreye özgü yapılış şekliyle ünlenen tost ile saatlerce kovadan kovaya dökülerek köpürtülen ayranın tadına bakarak yolculuğunuz boyunca damağınızdan kaybolmayacak bir lezzeti keşfedebilirsiniz.

Önemli bir geçiş noktası olması yüzünden özellikle Susurluk giriş çıkışlarında trafikte yaşanacak yoğunluk nedeniyle biraz daha dikkat etmesi gereken tatilcilerin, Balıkesir’e ulaştıklarında, yine yöreye özgü yiyecekler ve tarihle iç içe mekanlarla buluşması mümkün.

KUVAYİ MİLLİYE MÜZESİ, HAFIZANIZDA İZ BIRAKACAK
Çevre yoluna girmeden kent merkezine yönelen tatilciler, yine yolculuklarına verecekleri kısa bir arada, Anafartalar Caddesi’ndeki Kuvayi Milliye Müzesinde, tarihe bir yolculuk yapabiliyorlar. Müzede sergilenen, Kurtuluş Savaşı döneminde kullanılan giysi ve silahlar ile çeşitli dokümanlar, hafızanızda iz bırakacak nitelikte. Müze ziyaretinin ardından Fotoğraf Sanatçıları Derneğince aynı caddede kurulan fotoğraf müzesinde, eski fotoğraf makineleri ve siyah beyaz fotoğrafları inceleyip, nostalji yapabilirsiniz.

Kentte biraz daha vakit geçirmek isteyen tatilciler, 1800’lü yıllarda yapılan saat kulesi, Aygören Mahallesi’ndeki eski Balıkesir evleri, Büyük Önder Atatürk’ün hutbe okuduğu tarihi Paşa Camii’ni gezip, Çamlık mevkiinde kenti kuşbakışı izleyebilir.

MANİSA’DA, GEÇMİŞE YOLCULUK
Balıkesir’deki yolculuğunuzun ardından ulaşılacak “Şehzadeler Kenti Manisa”da yemek molası vermek isteyen tatilciler, il sınırından sonraki ilk ilçe olan Akhisar’da, yöreye özgü köfteyi tercih edebilir. Akhisar köftesi yiyen tatilciler, farklı bir lezzeti tanıma imkanı da bulmuş oluyor.

Burada vereceğiniz kısa bir arada, Hıristiyanlığın batıya açılışını simgeleyen kutsal kiliselerden olan Thyaterıra Kilisesi’ni ve antik kentini gezebilirsiniz.

Manisa’da, Ulu Camii ve Külliyesi, Muradiye Camii ve Külliyesi, Sultan Camii ve Külliyesi, İvaz Paşa Camii ve Hatuniye Külliyesi, şehrin bir dönem yaşadığı saltanatın izlerini günümüze kadar taşıyor.

“NİYOBE’NİN HÜZNÜNÜ” PAYLAŞIN
Manisa’da Spil Dağı’nın eteklerinde bulunan ve gözyaşları akan bir kadın başına benzediği için mitolojik bir öyküyle birleştirilmiş “Ağlayan Kaya Niyobe”yi görmeden Manisa’dan ayrılmamak gerek.

Uzun saçlı bir kadın başına benzeyen kayada, gözleri andıran bölgeden su sızdığı için ağladığı şeklinde yorumlanan Niyobe’nin hikayesi şöyle:
“Kral Tantalos ile kızı Niyobe, Sipylos Dağı’nda (Spil) yaşar. Niyobe’nin, altısı kız, altısı erkek bir düzine çocuğu olur. Çocuklarını çok sever Niyobe. Tanrı Apollon buna çok öfkelenir. Niyobe’nin oğullarını gümüş okuyla öldürür, kızlarını da Artemis yok eder. Niyobe kahrolur, çok ağlar, çok göz yaşı döker. O kadar ağlar kisonunda taş kesilir.”

İşte bulunduğu yerde çocuklarının acısıyla ağlarken taş kesilen Niyobe’nin başını andıran Kaya, Spil Dağı’nın eteklerinde sizi hüzünle selamlar.

SPİL DAĞI’NDA BOL OKSİJEN...
Spil Dağı’nın yılkı atları, çam ağaçları ve temiz havası da yolda bol oksijenli mola vermek isteyen tatilciler için iyi bir fırsat. Spil Dağı’nda piknik yapabilir, yanınızda getirdiğiniz yiyecekleri serin ağaç gölgeleri altında yiyip, oksijen depolayabilirsiniz.

Ya da yol kenarındaki restoranlarda Manisa Kebabı’nı tadabilir, hastalıklara iyi geldiği söylenilen ve 41 çeşit baharattan yapılan mesir macununun damakta bıraktığı lezzetli acılığını, tatil anılarınızın arasına katabilirsiniz.

İzmir’e Menemen yolundan gitmek isteyen tatilciler, yolu yalnızca birkaç kilometre uzatmaları halinde, Uzunburun köyü sınırlarındaki Yoğurtçu Kalesi’ni ve Köseler köyündeki Aiagai Antik kentinin heybetli kalıntılarını görebilir.

ORMANLIK ALANLARDA DİNLENME FIRSATI
İzmir’e yaklaştığınızda çam ağaçları arasında yer alan Çiçekliköy ve Çamköy’de temiz orman havasında yorgunluk atabilir, nefis ızgaraların tadına bakabilir ya da çay kahve içerken yolculuktaki anılarınızı paylaşıp, tatilin geri kalan bölümünü planlayabilirsiniz.

İzmir’de, kendinizi serin sulara bırakmadan önce isterseniz Agora, Simirna gibi tarihi bölgelerde geçmişin izleri arasında kısa yolculuk yapabilirsiniz.

Tarihi Kemeraltı Çarşısı’nda alışveriş yapıp, Kordon’da balık keyfi yaşadıktan sonra, Osmanlı döneminden kalan Kızlarağası Hanı’nın nostaljik koridorlarında çayınızı yudumlayıp, yolun yorgunluğunu atabilirsiniz.
 

İstanbul’dan Şanlıurfa’ya Giderken

İstanbul’dan Şanlıurfa’ya gidecek tatilciler, yol boyunca adeta ‘tarih tünelinde’ yolculuk yapacak. Çok sayıda il görme şansını yakalayacak olan tatilciler, birbirinden farklı doğal güzellikleri keşfedip, farklı kültürlerle tanışma fırsatı da bulacak.

İstanbul’dan, birbirinden farklı kültürleri içinde barındıran, değişik medeniyetlere ev sahipliği yapmış olan Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne yapılacak seyahatte tatilcileri oldukça renkli bir yolculuk bekliyor.

Bu güzergahta seyredecek olan tatilciler, kültür keşfinin yanı sıra, doğal güzelliklerle örülü çok sayıda yerleşim biriminden geçmenin de ayrıcalığını yaşayacak. Yolculuğunuzda tüm bu imkanlardan yararlanmak için daha yavaş seyredip, dinlenme sürelerini uzatmanız yeterli olacak.

HEREKE’DE İPEĞİN ZERAFETİNİ KEŞFEDİN
İstanbul’dan çıktığınızda vereceğiniz ilk molada ayıracağınız kısa bir sürede, Kocaeli’nin Körfez ilçesine bağlı Hereke beldesinde, ipeğin zarafetini keşfedebilir, dünyaca ünlü ipek halıları görebilirsiniz. İzmit’te verilecek bir molada ise Gayret Gemi Müzesi ile TCG Hızırreis Denizaltı Müzesi’ni gezip yolculuğunuzu renklendirebilirsiniz. Pembe Köşk ziyaretinizde ise Körfez’i izleyip yöreye özgü yemeklerden tadabilirsiniz.

SAKARYA VE BOLU’DA GÖL KEYFİ
Yolculuğa devam eden tatilcileri, tüm güzelliği ile Sakarya’da Sapanca, Bolu’da Abant Gölü bekliyor. Doğanın, tüm güzelliğini cömertçe sergilediği göl kıyılarında yemek yiyebilir, dinlenebilir hatta konaklayabilirsiniz. Sakarya’da kısa bir güzergah değişikliği ile ulaşacağınız Sapanca Gölü kıyısında, unutulmayacak bir manzaranın karşısında kahvaltı yapma şansını yakalayabilirsiniz. Sakarya’nın doğal güzelliklerine kendini kaptıran tatilciler, Poyraz Gölü’ndeki kır kahvesinde çaylarını yudumlayıp, manzaranın tadını çıkarabilir. Bolu’da, dört mevsimde farklı bir güzelliğe bürünen Abant Tabiat Parkı, yolculuğunuzda doğayla baş başa kalma fırsatını yakalayabileceğiniz alanlardan biri. Büyüleyici güzelliği ile ziyaretçilerini cezbeden Abant Gölü kıyısında atla yapacağınız kısa bir tur, yolculuğunuzu renklendirecek bir mola olacak. Kenti terk etmeden önce kısa bir zaman ayırıp Yedigöller’e yapacağınız gezi de yol boyunca gereken enerjiyi toplamanızda yardımcı olacak doğa harikalarından yalnızca biri...

AKSARAY VE NİĞDE’DEN GEÇERKEN...
Bolu ve Sakarya’daki, doğa ile iç içe olan yolculuğun ardından Ankara’ya ulaşan ve yola devam etmek isteyen tatilcileri bu kentten sonra Sultanhanı Kervansarayı ile ünlü Aksaray karşılıyor. Konya-Aksaray kara yolunun 100. kilometresine Sultanhanı beldesine adını veren, 5 bin metrekarelik alana kurulu, büyüklük ve işçilik açısından başka bir benzeri bulunmayan Sultanhanı Kervansarayı görülmeye değer bir tarihi yapı. Selçuklu Sultanı I. Alaaddin Keykubat tarafından 777 yıl önce İpek Yolu’nda ticaretin canlandırılması amacıyla yaptırılan kervansaray, Türkiye’de kapısı mermer olan tek han olarak biliniyor. Yolculuğunuzu daha fazla renklendirmek için küçük bir güzergah değişikliği yaparak ulaşacağınız Kapadokya’nın batıya açılan kapısı Güzelyurt’ta, kaya oyma mağaraları, kiliseleri, şapel ve yeraltı şehirleri, nehirleri, yeşilliği ile yüzlerce yıllık tarihi şahit olabilirsiniz. Tarihin içindeki yolculuğunuzu sürdürebilmeniz için Aksaray’ın ardından sizi Niğde karşılayacak. Niğde’de yolculuğunuza biraz ara verip, Selçuklu dönemine ait Alaattin ve Sungurbey camileri, Hüdavent Hatun Türbesi, Niğde Kalesi ve Akmedresi, Ulukışla ilçesindeki Mehmet Paşa Kervansarayı, Bor ilçesine bağlı Kemerhisar beldesindeki tarihi su kemerlerini ve Köşk Roma Havuzunu görebilirsiniz. Ardından Aladağlar’daki dağ evinde çayınızı yudumlayıp, tarihin kokusunu içinize çekebilirsiniz.
ADANA’DA SERİNLEMEK İÇİN...
Yaz mevsiminin yakıcı sıcaklığının en fazla hissedildiği illerden biri olan Adana’da serinlemek için yol güzergahında bulunan Pozantı ilçesinin Şekerpınar mevkisinde kaynak suyu dolum tesislerinin önünde kısa bir mola vermeniz yeterli. Kaynak suyunun tadına vardıktan sonra yol kenarlarında yöre sakinlerinin küçük sepetlerde sattığı incirlerden alıp, biraz ileride Toros Dağları’nın karına pekmez ve bal karıştırılarak yapılan “karsambaç”la serinlemeye devam edebilirsiniz.

KEBABINI TATMADAN KENTİ TERK ETMEYİN
Yolculukta yemek molasını Adana’da verecek olan tatilciler için Adana kebabını, yerinde tatmak için iyi bir fırsat. Tarihi Kazancılar Çarşısı’nda, otantik yapılardaki lokantalarda bölgenin ünlü şalgam suyunu içerek yiyeceğiniz Adana kebabı, damağınızda uzun süre kalacak bir lezzet bırakacak. Yola devam ettiğinizde Adana-Ceyhan kara yolunda yapacağınız küçük bir yön değişikliğiyle ünlü Şahmeran efsanesine ev sahipliği yapan Yılankale’yi ziyaret edip, ardından Çukurova’nın ortasındaki kaleden, geniş düzlüklere kıvrılarak akan Ceyhan Nehri’ni ve çevresini de bütün güzelliğiyle izleyebilirsiniz.

İNANÇ TURİZMİNİN CAZİBESİ
Yolculukta daha fazla zamanı olan tatilciler, güzergahlarını değiştirip, inanç turizminin merkezlerinden biri olarak anılan Hatay’a gidebilir. Hatay’da “Türkiye’nin en ünlü jumbo karidesinin” ve künefenin tadına bakabilirsiniz. Antakya’da 1932 yılında Fransızlar tarafından düzenlenen ve Tunus’taki müzeden sonra dünyanın ikinci büyük mozaik müzesi olan müzeyi gezip, tarihe kısa bir yolculuk daha yapabilirsiniz. İnanç turizminde adından sıkça bahsedilen ve bu turizme yönelik zengin eserlere sahip olan Hatay’da, katolik kilisesi ile caminin yan yana olduğu Kurtuluş Caddesi’nde, ezan sesini de çan sesini de aynı anda duyabilirsiniz. Anadolu’nun ilk camisi olan Habib-i Neccar ile çevresinde eski Antakya evleri, Gazievi ve Uzunçarşı, Hıristiyanlığın dünyaya yayıldığına inanılan, kaya mağara ile St. Pierre Kilisesi, görebileceğiniz eserlerden yalnızca birkaçı. Hatay’da kendinize biraz daha zaman ayırırsanız, Samandağ ilçesinde Caretta Carette ve Akdeniz Foku’nu da görebilirsiniz.

ZORKUN YAYLASI’NDA DİNLENME SEÇENEĞİ
Hatay’a uğramak yerine yola devam edecek olan tatilciler, Osmaniye’de verecekleri molada, Karacaoğlan’ın yaşadığı Düziçi ilçesinde, Haruniye Kaplıcaları’nda şifalı sulardan yararlanabilir ve isterse buradaki tesislerde konaklayabilir. Ardından, Osmaniye’de Amanos dağlarının eteğinde, 25 dakika gibi kısa bir sürede ulaşacağınız bin 575 rakımdaki Zorkun Yaylası’nda, temiz bir havada, yeniden yola çıkıncaya kadar dinlenebilirsiniz. Kadirli ilçesindeki Milli Park’ta, Hitit dönemine ait keserlerin bulunduğu Karatepe Açık Hava Müzesi de meraklıları için verilecek kısa bir molada görülmeye değer yerlerden biri.

“TARİH TÜNELİ”NDE BİR YOLCULUK...
Osmaniye’nin ardından ulaşacağınız Gaziantep il sınırında, tarihte farklı bir yolculuğa daha başlayabilirsiniz. Mezopotamya-Anadolu-Akdeniz arasında geçiş yolu üzerinde bulunduğu için Eski Tunç Çağı’ndan beri yerleşime sahne olan, yol güzergahında bulunan Nurdağı ilçesinde, Sakçagöz ve Zincirli höyükte ortaya çıkarılan Geç Hitit dönemine ait kalıntıları görebilirsiniz. Yolda vereceğiniz molalarda, Hisar köyü civarındaki Bizans dönemi kale kalıntıları ve Hz. Ökkaşiye’nin türbesini ziyaret edebilirsiniz. İslahiye ilçesi Altınüzüm beldesinin 20 kilometre batısında, Amanos Dağları’ndaki Hızır Yaylası’nda, rengarenk kır çiçekleri, dağ laleleri, büyüleyici güzellikteki manzarasının yanında buz gibi suları, pırıl pırıl güneşi ve bol oksijenli tertemiz havası ile tatilcilere yolun tüm yorgunluğunu unutturabiliyor. Yolda vereceğiniz kısa bir molada ayrıca İslahiye ilçesine 24 kilometre uzaklıktaki, dünyanın ilk açık hava heykel atölyesi olarak bilinen Yesemek’i görebilirsiniz.

ZEUGMA MÜZESİ’Nİ MUTLAKA GÖRÜN...
Gaziantep’e ulaşan tatilcilerin kaçırmaması gereken fırsatlardan biri ise Zeugma Müzesi ziyareti. Dünyanın en büyük ikinci mozaik müzesi olan Zeugma Müzesi’ni ziyaret eden tatilciler, Zeugma Antik Kenti’nden kurtarılan 35 parça mozaik ile Mars heykeli ve çok sayıda tarihi eserleri görme şansını yakalayabilecek. Gaziantep’in ünlü kutnu kumaşı ile yapılmış hediyeler aldıktan sonra kentteki Dülükbaba Orman İçi Dinlenme Yeri’nde yapacağınız kısa bir yürüyüş, sizi yeniden yola hazırlayacaktır. Gaziantep’ten Adıyaman’a giderken, Gaziantep’in 10 kilometre kuzeyinde bir mola vererek, Hititlerden Roma dönemine kadar önemli din merkezleri arasında yer alan Anadolu’nun en eski yerleşim yerlerinden Dülük Antik Kenti’ne de gezebilirsiniz.

ADIYAMAN’DA GİZEMLE DOLU YOLCULUK
Gaziantep’in ardından yine bir güzergah değişikliği yapacak kadar zamanı olan tatilciler, çok sayıda medeniyete ev sahipliği yapmış olanantik kentler, kaya mezarları, mağaralar, camisi, kilise, türbeler ve içmeleri ile molaları daha değerli kılacak Adıyaman’a gidebilir. Adıyaman kent merkezinden 5 kilometre gidildiğinde Kuyucuk köyü yolu üzerinde Haydaran Kaya Mezarları, ayrıca Adıyaman’nın 17 kilometre kuzeyinde Taşgedik köyü sınırları içinde kaya mezarlar ve güneş tanrısı Hellias ile Kral Antiochos’un tokalaşma kabartmalarını görebilirsiniz. Mağara meraklıları, Göksu ırmağı boyunca yer alan 40-50 metre yükseklikteki sarp kayalıklar üzerinde doğal mağaralara gidebilir. Adıyaman ilinin 40 kilometre güneybatısında Göksu köyü yakınlarında, M.Ö. 150 yılında yapıldığı tahmin edilen mağaralarda, asırlar öncesini hissedebilirsiniz.

“KRALLARLA BİRLİKTE GÜNEŞİN BATIŞINI İZLEME” AYRICALIĞI
Adıyaman’ın 86 kilometre doğusunda, Kahta ilçesinin Karadut köyünde, dünyanın sekizinci harikası Nemrut Dağı’nda, yüksekliği 10 metreyi bulan büyüleyici heykelleri, metrelerce uzunluktaki kitabeleriyle Kommagene uygarlığını keşfe çıkabilirsiniz. Yolculuğunuzda vereceğiniz ara ile Nemrut Dağı’nda güneşin batışını “krallarla birlikte” izleme ayrıcalığına sahip olabilirsiniz. Adıyaman gezinizi, yöresel halı, kilim, heybe ile yazma oyaları ve kanaviçe gibi el işi hediyeler alarak tamamlayabilirsiniz.

FIRAT’IN KENARINDA BİR YEMEK MOLASI
Gaziantep’te tarihle iç içe olan yolculuğun ardından tatilcileri, yol güzergahında “Fırat’ın incisi” Şanlıurfa’nın Birecik ilçesi karşılıyor. Gaziantep’ten Şanlıurfa’ya gelenler için bölgedeki tek geçiş noktası olan Fırat nehri üzerindeki yarım asırlık “Birecik köprüsü” sizi Fırat Nehri’nin kenarında dizili olan lokantalara ulaştırıyor. Burada vereceğiniz molada, nehrin kenarında balık ziyafeti ile yolculuğunuzu daha renkli bir hale getirebilirsiniz. Yemeğin ardından hemen yanı başınızdaki, nesli tükenmekte olan ve dünyada sadece Nil Nehri ve bu bölgede koloni halinde yaşayabilen kelaynak kuşlarının bulunduğu “Kelaynak Üretme İstasyonu”nu gezebilirsiniz. Birecik Barajı’nda su tutulmaya başlanmasıyla, 5’te 2’lik bölümü su altında kalan ilçenin, yerleşim yerleri ve mağaraları ile İncil’in bir nüshasının yazıldığı yer olarak bilinen Rumkale, burada görülebilecek önemli yerler arasında.

ŞANLIURFA’DA “MIRRA’ İLE YORGUNLUK ATIN
Birecik ilçesinin ardından ulaşacağınız Şanlıurfa’daki gezinize, kente gelen herkesin mutlaka ziyaret ettiği, “3 dinin atası olarak kabul edilen Hz. İbrahim’in doğduğu mağaranın bulunduğu, zamanın zalim kralı Nemrut tarafından ateşe atıldığı yer olarak rivayet edilen” Balıklıgöl’ü gezme şansını bulabilirsiniz. Ardından yine Hz. İbrahim’in atıldığı mancınıkların bulunduğu yer olarak kabul edilen tarihi “Urfa Kalesi’ne çıkarak kenti seyredebilir, kalenin eteklerinde bulunan “Çift Mağara”da yorgunluk kahvesi “Mırra”yı ya da kendine has lezzetiyle “Menengüç Kahvesi”ni yudumlayarak, yorgunluğunuzu atabilirsiniz.

SIRA GECELERİNİN FARKLI TADI...
El sanatları ürünlerinde alternatifi bol olan çarşıları gezebileceğiniz Şanlıurfa’da, fasıllar halinde yöresel müziklerin sunulduğu ünlü sıra gecelerine katılıp, içli köfte ve çiğ köftenin tadına varabilirsiniz. Türkiye’nin en geniş koleksiyonlarından birine sahip olan Şanlıurfa Müzesi, Cumhuriyet tarihinin en önemli eserlerinden GAP’ın en büyük barajı olan Atatürk Barajı ile kent merkezinden 18 kilometre uzaklıktaki, insanlık tarihinin en eski tapınaklarının bulunduğu Göbeklitepe görülmeye değer yerler arasında.

HARRAN’DA GEÇMİŞE YOLCULUK
Konik kubbeli evleri ve farklı mimarisiyle her yıl binlerce yerli ve yabancı turistin geldiği Harran ilçesi ziyaretinde geçmişe yolculuk yapabilirsiniz. Halk mimarisinin ürünü olan konik kubbeli evlerin geçmişi 150-200 yıl öncesine dayanan Harran, kentte en çok ilgi çeken yerler arasında. Dünyanın ilk İslam üniversitesinin kalıntılarının bulunduğu ilçede, rasathane, Emeviler Dönemi’nden kalma Ulu Cami, sizi farklı tarihlere taşıyor. Hz. Musa’nın yaşadığı rivayet edilen tarihi Soğmatar’da, “Hz. Musa Kuyusu” ile Şuayp Peygamberin yaşadığı “Şuayp Şehri”nde, milattan önceki yıllar hayal edilebiliyor. Mardin Şanlıurfa kara yolunda yolculuğa devam eden tatilciler, Viranşehir ilçesine varmadan birkaç kilometre önce “Sabır Timsali” olarak nitelendirilen Eyyüp Peygamber’in makamının bulunduğu ve aynı adı taşıyan beldeyi de görebilir.

UYGARLIKLAR KENTİ MARDİN’E KISA BİR ZİYARET...
Şanlıurfa’ya kadar gelen tatilciler için yanı başlarındaki uygarlıklar kenti Mardin, görülmeye değer bir kent. UNESCO’nun “dünya mirası kenti listesine” girmeye aday olan, asırlarca çok sayıda uygarlığa ev sahipliği yapan Mardin’de, kentin her tarafında tarihle iç içe olma şansını yakalayabilirsiniz. İçinde farklı din ve kültürleri barındıran, “taş kent” Mardin’e yapılacak günü birlik ziyarette bile asırlar öncesine yolculuk yapabilir, tarihi yeniden yaşayabilirsiniz. Ezan sesinin de çan sesinin de duyulduğu Mardin’de, bin yılların tanıklığını keşfedebilirsiniz.

YÖRESEL YEMEKLERİ TATMAYI UNUTMAYIN
Mardin turunuzda, Ulu Cami, Deyrulzafaran Manastırı, Kırklar Kilisesi, Şehidiye Camisi, Kasımiye, Hatuniye ve Zinciriye medreseleri mutlaka görülmesi gereken yerler arasında. Mardin’e yapacağınız yolculukta, yöresel yemekleri de tatma fırsatını bulabilirsiniz. Özellikle, kıbbe, keşkek, zerde, cevizli sucuk, helva çeşitleri ve cevizli tatlılar, damakta unutulmaz tatlar bırakıyor. Gümüşün zarafetini simgeleyen muhteşem telkari ürünleri de yerli ve yabancı turistlerin büyük ilgisini görüyor. Yöresel kumaşların sergilendiği çarşılar ise Mardin’deki gezinizi renklendirecek yerler arasında.
 



İstanbul’dan Mersin’e Giderken

İstanbul’dan Mersin’e seyahat edecek tatilciler, yolda verecekleri molalarda, doğayı keşfetme fırsatı bulup, inanç turizmi ile ilgili eserleri inceleme şansı yakalayabilir. Yollarda vereceğiniz bu molalarla, güvenli bir yolculukla, tatile renkli bir başlangıç yapabilirsiniz.

İstanbul’da çıktıktan hemen sonra Sakarya ve Bolu’da doğayla baş başa kalma şansını bulacak olan tatilciler, “Hoşgörü kenti” Konya’da farklı bir huzur tattıktan sonra, tarihle iç içe Karaman’da dinlenip, inanç turizmi ile ilgili eserleri bulabileceği Tarsus’ta, keyifli bir yolculuk yapabilir.

KÖRFEZ’DE İPEĞİN ZARAFETİNİ KEŞFEDİN
İstanbul’dan çıktığınızda vereceğiniz ilk molada ayıracağınız kısabir sürede, ipek halılarıyla ünlü Kocaeli’nin Körfez ilçesine bağlı Hereke beldesinde, ipeğin zarafetini keşfedebilir, dünyaca ünlü ipek halıları görebilirsiniz.

İzmit’te verilecek bir molada ise Gayret Gemi Müzesi ile TCG Hızırreis Denizaltı Müzesi’ni gezip yolculuğunuzu renklendirebilirsiniz. Pembe Köşk ziyaretinizde ise Körfezi izleyip yöreye özgü, yemeklerden tadabilirsiniz.

SAKARYA VE BOLU’DA GÖL KEYFİ
Yolculuğa devam eden tatilcileri, tüm güzelliği ile Sakarya’da Sapanca, Bolu’da Abant Gölü bekliyor. Doğanın, tüm güzelliğini cömertçe sergilediği göl kıyılarında, yemek yiyebilir, dinlenebilir hatta konaklayabilirsiniz. Sakarya’da kısa bir güzergah değişikliği ile ulaşacağınız Sapanca Gölü kıyısında, unutulmayacak bir manzaranın karşısında kahvaltı yapma şansını yakalayabilirsiniz. Sakarya’nın doğal güzelliklerine kendini kaptıran tatilciler, Poyraz Gölü’ndeki kır kahvesinde çaylarını yudumlayıp, manzaranın tadını çıkarabilir.

Bolu’da, dört mevsimde farklı bir güzelliğe bürünen Abant Tabiat Parkı, yolculuğunuzda doğaya baş başa kalma fırsatını yakalayabileceğiniz alanlardan biri. Büyüleyici güzelliği ile ziyaretçilerini cezbeden Abant Gölü kıyısında atla yapacağınız kısa bir tur, yolculuğunuzu renklendirecek bir mola olacak.

Kenti terk etmeden önce kısa bir zaman ayırıp Yedigöller’e yapacağınız gezi de yol boyunca gereken enerjiyi toplamanızda yardımcı olacak doğa harikalarından yalnızca biri...

“HOŞGÖRÜ KENTİNE HOŞ GELDİNİZ...”
Kulu Makası’ndan dönüp Konya il sınırlarına girdiğinizde, karayoluna yalnızca 5 kilometre uzaklıktaki Düden Gölü’ne gidip, göçmen kuşları ve flamingoların göl üzerindeki dansını izleyebilirsiniz. Eşine az rastlanacak bu doğa harikasını görebilmek için yolculuğunuza kısa bir ara vermeniz yeterli.

Konya’ya ulaştığınızda vereceğiniz molada ise Mevlana Müzesi’ni gezip, gizemli havayı soluyabilirsiniz. Müzedeki huzur dolu atmosfer, yol yorgunluğunuz atmanızda önemli bir etken olacak.

Konya-Karaman karayolunda ilerlerken Çumra ilçesi yakınlarında verilecek kısa bir molada da geçmişi 9 bin yıla dayanan Çatalhöyük görülebilir. Henüz turizme açılmasa da bugüne kadar yürütülen kazılarda 130 binaya ulaşılan, insanoğlunun yerleşik hayata geçtiği ilk yerlerden biri olan Çatalhöyük’ü görmek yalnızca yarım saatinizi alıyor.

TARİHİ MEDRESEDE ZİYAFET
Yemek molasını Karaman’da verecek tatilciler, Osmanlı Sultanı Murat Hüdavendigar’ın kızı, Karamanoğlu Alaaddin Bey’in karısı Nefise Sultan tarafından 1382 yılında yaptırılan ve restore edildikten sonra lokanta olarak hizmet verilen Hatuniye Medresesi’ni tercih edebilir. Tarih kokan bir ortamda Karaman’ın yöresel yemeklerini tatmak, yolculuğunuza farklı bir renk katacak.

Konya’da, Mevlana’nın annesi ve yakınlarına ait sandukalı mezarların bulunduğu 1371’de inşa edilen tarihi Aktekke Cami’yi de ziyaret ederek, tarihin içindeki yolculuğunuzu sürdürebilirsiniz.

Karaman’dan ayrıldıktan bir süre sonra tatilcileri, Sertavul Geçidi’nde geniş bir alanı kaplayan yeşil örtü bekliyor. Bu bölgede piknik yapma imkanı bulabilir ya da dinlenip, yeniden yola koyulacak enerjiyi toplayabilirsiniz.

TARSUS’TA FARKLI BİR YOLCULUK
Karaman’dan sonra ulaşılacak Mersin’de, “inanç turizmi” açısından önemli bir yere sahip olan Tarsus’ta verilecek mola, yolculuğunuza farklı bir boyut katabilir.

Tarsus’ta “Yedi Uyurlar” olarak bilinen Eshab-ı Kehf mağarası, görülmeye değer yerlerden biri. Anadolu’da “Yedi Uyurlar”la ilgili en yaygın olan hikayeye göre, 250’li yıllarda Roma İmparatorluğu’nun Hristiyanlara yaptığı baskıdan kaçan 7 genç, bu mağaraya sığınır ve burada yıllarca uyuduktan sonra uyanır.

Bu gezinin ardından vereceğiniz yine kısa bir molada, Tarsus Belediyesince restore edilerek kent merkezindeki alana yerleştirilen, Çanakkale Boğazı’na mayınların döşenmesini sağlayan ve Çanakkale Zaferi’nin kazanılmasında önemli bir yeri olan Nusret Mayın Gemisi’ni inceleyebilir, o dönemde yaşanılanlarla ilgili detaylı bilgi sahibi olabilirsiniz.

TANTUNİNİN ARDINDAN TARİHİ GEZİYE DEVAM
Mersin’inde verilecek yemek molasında, yörede farklı bir lezzet olan tantuni denenebilir.

Yemekten sonra kısa bir yolculuğun ardından vereceğiniz molada, Mezitli beldesindeki, M.Ö 66-65 yıllarında kurulan, Yunan ve Roma kültürünün izlerini taşıyan, zamanın önemli ticaret merkezi durumundaki tarihi kenti gezip buradaki kazı çalışmalarını izleyebilirsiniz.
Mersin’den Antalya’ya doğru yolculuklarını sürdürmek isteyenler, yaklaşık 45 dakika sonra, doğal güzelliği ile ünlü Erdemli ilçesindeki Kızkalesi’ne ulaşabilirler. Buradaki kısa molada da Mersin’in simgesi Kızkalesi’nde, kumsaldan denize girip tarihin gölgesinde serinlemek mümkün.

Mersin merkezden yaklaşık 4 saatlik yolculuk için vakti olan tatilciler ise “Mavi Bayraklı” tesislerin de yer aldığı Anamur’da, koruma altındaki Caretta Caretta türü kaplumbağalarla birlikte yüzme fırsatı yakalayabilecekler.
 

Ynt: Türkiye'nin En Güzel Mola Yerleri

Faydalı bir başlık olmuş, teşekkürler. Sonradan aklıma geldi karadeniz sahil yolu açılınca yeni yolu kullananların bazı şeyleri görmesi mümkün olmayacak sanırım.Detaylı bilgim yok ama Bolaban yokuşu civarındaki güzellikler ve uzun saçlının yerindeki enfes manzara bunlardan biri yanılmıyorsam...
 

Ynt: Türkiye'nin En Güzel Mola Yerleri

Evet o bol virajlı Bolaman yolları yok artık , ama uzunsaçlının yeri duruyordur herhalde.
Yoksa o muhteşem çayı bir daha nerde içeriz ?

Medreseönü-Uzunsaçlının yerine denizden bakış

225553
 

Ynt: Türkiye'nin En Güzel Mola Yerleri

Bu uzunsaçlı dediğiniz kireçle yıkanmış bardakta çay veriyordu sanırım? Tam olarak lokasyonu neresiydi?
 

Ynt: Türkiye'nin En Güzel Mola Yerleri

bolaban yokuşunu çıkarçıkmaz sağadönüyor yol(viraj) tam o noktada solda kalıyor.
 



Ynt: Türkiye'nin En Güzel Mola Yerleri

Bolamandan sonra bir tepede kurulu olan Yalıköye geliyorsunuz.Burası çok güzel et lokantaları ile meşhur.Yalıköyü birkaç km. geçince Medreseönü beldesi ve uzunsaçlının yerine geliyorsunuz.

225990
 



Ynt: Türkiye'nin En Güzel Mola Yerleri

Sedat hocam buraya Eskişehir-Karakaya güzergahınıda eklemek lazım...Arkadaşlar İstanbul'dan Eskişehir'e 10 saatte nasıl gidilir, neler yapılır, güzergahta nerelerde mangal yakılır bilsinler :D
 





Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,383
Mesajlar
1,517,440
Kayıtlı Üye Sayımız
172,041
Kaydolan Son Üyemiz
İsmail.s

Çevrimiçi üyeler

SON KONULAR



Geri
Üst