Uluslararası Acil Çağrı Frekansları Ve Röleler

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan mogzilla ceyar Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 2
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 14,110

mogzilla ceyar

a.k.a. mogzilla ceyar
Mesajlar
326
Tepkime Puanı
9
Yer
KN41ME
Telsiz Çağrı Kodu
TA1KC
Herkese merhaba,

Yaklaşan sınav ile birlikte sayıları git gide artan birçok radyo amatörü adayı arkadaşımız, bilgi edinmek amacıyla konuları takip ediyor. Kendilerine yolun daha başındayken aktarmak istediğim bir mesaj var; zira değineceğim konu sınav müfredatında bulunmamakla beraber, haberleşme adabı açısından büyük önem arz etmekte.

Arkadaşlar, tüm dünya amatörleri tarafından kabul edilmiş; hatta bazı ülkeler tarafından da resmiyete dökülmüş bir kavram var. Biz amatörlere tahsis edilen bant planında bulunan bazı frekanslar, çağrı frekansı olarak kullanılmaktadır. Bu ne demek, bölgenize yabancı bir amatör geldiğinde, sizin kullandığınız frekanslara vakıf olmasa dahi; çağrı yaptığında sesini muhakkak birilerine duyuracağını tahmin ettiği frekanslar vardır. Genel olarak kabul edilmiş birer örnek vermek gerekirse bu frekanslar; 2 metre bandında (VHF) 145.500 MHz, 70 cm bandında (UHF) ise 433.500 MHz'dir. ITU (International Telecommunication Union/Uluslararası Haberleşme Birliği) üzerinden bizleri direkt ilgilendiren IARU (International Amateur Radio Union/Uluslararası Amatör Radyo Birliği), kendi sitelerinde bu kavramı resmiyete dökmüş ülkeleri bölgelerine göre ilan eder.

Ülkemizin bu konudaki durumu maalesef pek çok konuda olduğu gibi Avrupa ile eşdeğer değil. Konuda asıl hitap etmeyi amaçladığım amatör adaylarına uzun uzadıya ne tarz uygulamalar yapıldığını anlatma gereği duymuyorum, zira belgelerini alıp cihazlarını edindikleri zaman kendileri de gözlemleyecekler. Sadece şunu bilmek gerekir ki, özellikle konumu gereği kritik şekilde gönderme yapacak bir istasyonun sesini, frekansta devam eden bir görüşme varken duymak çok zordur. Hatta burada çağrı yapacak istasyonun mobil, hatta el cihazı ile çıkış yapacağını varsayarsak gerek çıkış gücü, gerek hareketli olması açısından tek seferde net bir şekilde kendini ifade etme imkanı bulamayabilir. O yüzden bu frekansların müsait tutulması ve mümkün mertebe dinlemede kalınması dünyaca kabul görmüş bir ihtiyaçtır. Ülkemizde radyo amatörlüğü bir alaylılık temeline oturduğundan dolayı (birçok amatör CB (Halk Bandı) geçmişine sahip) mevcut amatörlerin bu konularda telkin ile alışkanlıklarından feragat etmesi ne yazık ki çok zor. O yüzden yeni gelecek arkadaşların bu bilince sahip olmaları önemli bir husus.

Bir diğer konu ise röle sistemleri. Öğrenildiği ve bilindiği üzere röleler, iki istasyonun antenlerinin birbirlerini direkt duyamadığı noktalarda arada aktarıcı görev görerek menzili uzatır. Yukarıda bahsettiğim 145.500 ve 433.500 frekansları birer simpleks (gönderme ve almanın aynı frekansta olması) frekans olmasına karşılık, röle frekansları dublekstir. Yani siz bir frekanstan gönderme yaparken, diğerinden dinleme yaparsınız. Bu noktada haberleşmenizi kesintisiz olarak sağlamak üzere aradaki röle cihazları, sürekli olarak gönderme yapmak durumundalar. Sonuçta basit düşünmek gerekirse, simpleks bir frekansta siz gönderme yaptıktan sonra dinlemeniz süresince cihazınız soğuma imkanı bulur. Rölelerde ise bu teknik olarak mümkün değil, ancak pasif ve/veya aktif soğutma sistemleri ile desteklenir.

Rölelerin nasıl çalıştığına dair bir fikir oluştuğuna göre, ne yapmamız gerektiği aşamasına geçebiliriz. Yine genelin aksine ülkemizde röle frekansları, rutin haberleşme için en çok tercih edilen frekanslardır. Rutin haberleşme tabirini açmak gerekirse (biz deniz haberleşmesinde 4. yani en düşük önem arz eden haberleşme tipini rutin olarak adlandırırız) herhangi bir maksat içermeyen, standart günlük konuşmaların icra edilmesidir. Bu eylemin iki tip menfi neticesi var, birincisi bir önceki paragrafta değindiğim sürekli çalışma hususu. Beklemede kalıp soğuyamadığından, uzun görüşmeler esnasında cihazlar aşırı ısınır. Malum elektronik devrelerin de en büyük düşmanlarından birinin ısı olduğunu biliyoruz. Bir diğer netice ise; röleler geniş alanlara hakim olduğundan, menzilinde bulunan hemen her amatör devamlı olarak röle frekansını dinler. Bu da şu demek, yapılan görüşme röleyi dinleyen tüm istasyonlara gittiği gibi; bir çağrı yapmak gerektiğinde araya girmek zorunda kalınır. Hatta biz amatörlerin bu esnada kullandığı, aslen çıkış noktası CW (Continuous Wave) yani mors haberleşmesi olan Q kodları mevcuttur. Bu araya girme esnasında üçüncü bir şahsın QSK dediğini duyarsınız. Uygulamanın yanlış evrimi de bu noktada, asıl olarak QSK "beni okuyabiliyor/duyabiliyor musunuz?" anlamına gelir. Maalesef buradaki uygulaması "pardon, müsaade var mı?" tarzı bir noktaya gelmiştir. Tıpkı karşılığının "best wishes/iyi dikleklerimle" olduğu "73" kodunun sadece ülkemize has "73ler" olarak ifade edilmesi gibi, buradaki fuzuli "-ler" ekini maalesef çok duyacaksınız.

Eğer sizler, amatör adayları olarak, röleleri direkt muhabere yapmak yerine çağrı amaçlı kullanmaya alışırsanız; dünya genelinde kabul görmüş usule uygun davranmış olursunuz. Görüşmek istediğiniz istasyonu röle üzerinden çağırıp, boş bir simpleks frekansa davet edersiniz. Böylelikle belki +50 +100 kişinin dinlediği bir yeri işgal etmektense, istediğiniz süre boyunca rahatlıkla konuşabilirsiniz. Ayrıca gerçekten uzun mesafelerde bulunan iki amatöre de, tek çareleri olan röle üzeri haberleşme için imkan tanımış olursunuz. Fark ettiyseniz bu kavram tıpkı engelli asansörü gibi, engelli asansörlerine engelsiz vatandaşların binmeleri yasak değildir; fakat öncelik engelli vatandaşlarındır. Engelli asansörü mevcut uygulamada koşarak gelip binen engelsiz vatandaşlar tarafından dolduğu için engelli vatandaşlar geri planda kalır.

En önemli cümleyi son paragrafa bıraktım, bu bahsettiğim kavramların hiçbiri kanunen zorunlu olduğunuz kavramlar değildir. Ne yazık ki, ülkemizde yaşanan bir çok sosyal problem gibi, amatör haberleşmede dünya ile karşılaştırınca problem teşkil eden çağrı frekansları ve rölelerde uzun görüşme hususu da tam bu yüzden ancak nezaket ve rica ile; genel olarak kabul edilmiş muhabere adabını örnek göstererek çözülebilir. Pek tabii bu noktada yeni gelenlerin ve gelecek olanların rölü büyük, zira onlar nasıl öğrenirse bir diğer yeni nesle de öyle aktarırlar. Bu konudaki fikrimi beyan ederken, hiçbir kişi, kurum ve kuruluşu hedef almak istemedim ve almadım; bunu eklememdeki nedeni amatör olup camiaya dahil olunca anlayacaksınız. Konunun temel çıkış nedeni şurada, her ne kadar amatör (latince amare fiilinden gelir, karşılık beklemeden severek icra edilir) olsak da; çok daha büyük bir fotoğraf olan muhaberenin bir dalıyız. Telsiz kavramını olduğu yerden alıp, evimizdeki cebimizdeki telefon seviyesine indirmeyelim. Mevcut amatörlere selamlarımı, aday arkadaşlara ise başarı dileklerimi iletiyorum.

73! de TA1ICU
 

Etiketler
Ynt: Uluslararası Acil Çağrı Frekansları Ve Röleler

Merhaba,

Yazınızın sonuna bıraktığını cümleleri dikkatle okudum.

Ama sanmayın ki röleler sadece bizde böyle. Almancanız var mı bilmiyorum ama örneğin İsviçre'deki 10 metre rölesinenin web sayfasına girdiğinizde "röle kullanımı konusundaki tatmin edici olmayan durum hakkında açıklama" gibi bir yazıyı da bulacaksınız (linkini) www.hb9hd.ch.

www.funkbasis.de adresindeki forumda da özellikle Zugspitze (Almanya'nın en yüksek tepesi) rölesi hakkında da bolca şikayet var. Diğer röleler hakkında da. Amerikan rölelerinde benzeri epey sıkıntı var.

Her şeyin başı eğitim. Ama kişinin kendisini de eğitmesi !

Önce dinle. Sonra konuş. Bunu anlatamıyorsak, anlatmaya çalıştığımızda tepkiyle karşılanıyorsak..Olacağı ne?

Geçenlerde kısa dalgada zor bulunan bir istasyonu çağırıyor herkes. Ben nasılsa ulaşamam diye (anten ve çıkış gücü) yeltenmedim bile. Neyse, zor bulunan istasyon birisine dönüş yaptı. Çağrı yapan istasyon, kimi çağırdığını bilmiyordu. Rapor alışverişi yapılırken "what is your call sign" diye sorduğunda aslında kendisini epey bir rezil ettiğinin farkında oldu mu dersiniz? Ama bir çok diğer amatörün aklında bu istasyon kalacak ve sadece o istasyon değil, ülkesi hakkında da çok iyi imaj oluşmayacak.

Uzun uzun konuşmalar ve mandallamalar, emin olun sadece "FM" rölelerde olmuyor.

Adam (sözün gelimi, kadın da olabilir, bilmiyoruz) gelmiş uluslararası çağrı frekansına (TEN FM), ha bire mandala basıp duruyor. Ne yapacaksınız? Hiç bir şey. Squelchi kısıp dinlemediyim. Öğle tatili. Rahatsız edici. Sevgili amatör arkadaş, diye başladım ingilizce. Test yapıyorsa bunu başka bir frekansta yapmasını, yardıma ihtiyacı varsa çağrı yapmasını değilse bırakmasını rica ettim çağrı adımı vererek. Sonlandırmadı ne yazık ki.

Ya da bazen bilinen bazı kısa dalga frekansları dinliyoruz, kendi dilimizi konuşan insanların olduğu. Ama aynı dili konuşmadığımızı düşünüyorum çoğu zaman. Bu konuşma nerede yapılıyor diye hayıflandığım da oluyor. CB Bandında bile konuşulmaması gereken şeyler, konuşulmaması gereken tarzda. Abicim dur çıkış katını yakacaksın biraz mandalı bırak, dediğim de oluyor içimden. Bir yandan da yanarsa hiç de fena olmaz diyorum.

Ne yapacağız?

"Elin Almanı" (DARC'ın sayfasında pdf olarak var!) 80 kusur sayfalık amatör telsizcinin etik el kitabı diye kitap yazmış. Nerede konuşuyur, nasıl konuşulur, ne zaman konuşulur..mikrofona ne kadar yaklaşılır...

Röleler hakkındaki sıkıntılar hakkında eminim siz, bir sürü olumsuz örnek verebilirsiniz. Eğitim diyoruz. Ama sınavı kolaylaştırıyoruz. Amatör telsiz lisansı almak için, motorlu taşıt ehliyet sınavında olduğu gibi, bir amatör istasyonun gözetiminde veya kulüpte şu kadar saat pratik yapmış olmak şartı mı getirilsin?

Getirilse desteklerim !

Onun dışında? Örnek olacak şekilde konuşmak gerekiyor frekansa çıkıldığında. Abes bir durumla karşılaştığımızda da kibarca uyarmak dışında..

Kolaylıklar, 73 Ersoy TA2IBY
 

Ynt: Uluslararası Acil Çağrı Frekansları Ve Röleler

Merhaba,

Öncelikle kısa dalga konusuna hiç girmemeye çalıştım, mesajımın seyrinden anlaşılabileceği gibi ekseri amatör adaylarına hitap ettim. Zira amatörlüklerinin ilk döneminde çoğunlukla 2m/70cm bantlarında çalışacaklar malum. Ülkemizin meşhur 40 metre frekansında sadece iki QSO yapmışlığım var test amaçlı, onun ötesinde contest harici çalışmalarda 40 metreye hiç bakmıyorum. Ayrıca şunu eklemek gerekiyor, HF gibi yabanci dil geliştirmek için mükemmel bir imkan varken maalesef genel alışkanlık tüm çağrılara contest modunda cevap verip geçmek.

Eğitim hususu bu konunun açılmasına neden olan meseledir esasen. Tabii eğitim deyince standartlara girmemiz gerekir, standartlardan bahsedince de denetim konusuna varırız. Denetimin zayıflığından doğan problemleri saymaya başlarsak birçok amatörle karşı karşıya geliriz. Camia meselesine de tam da bu yüzden değindim ilk mesajda. Benim telsiz tecrübem deniz haberleşmesi temelli olduğu için çok yadırgadığım durumlar var. Küresel deniz tehlike ve emniyet sistemi ne kadar disiplinli ve kontrollüyse, amatör telsiz bir o kadar aksi yönde. Mutlaka bu noktada akılllara şu gelecek, amatörde o kadar disipline ne gerek var? Evet doğrudur amatörüz, ilgi amaçlı uğraşıyoruz. Lakin kullandığımız sistem ve metotlar aynı, sadece basit bir örnek vererek bu konuyu kapatayım. İlgili makamın verdiği azami çıkış gücü sınırlamasına tekne uyarken amatör telsizci neden uymuyor? Veya belgeye göre kullanabileceği cihazlar konusu. Sonuçta ikisi de teknik olarak aynı prensipte çalışıyor.

Sınav konusunda benim getireceğim değerlendirme önerileri tahmin edileceği üzere çok acımasız olacaktır. O yüzden peşinen o konuya değinmek istemiyorum. Bu başlığı açmamdaki amaç hem bir bilgilendirme yapmak, hem de bir tartışma platformu açmaktı. Bunda da sakin ilerlemek gerekiyor, malum camiada hala tartışılan bir "amatör telsizcilik ile afet haberleşmesi" ikilemi var.

İlgili kurumlar (KEGM ve BTK), amatör telsizcilik konusu üzerine daha çok düşüp standartlara uygun hale gelmesi için daha çok çalışmaya başladığı zaman biz bu tip çatışmalar yerine kendimizi geliştirmek üzerine zaman harcayacağız.

Selamlar,

Can.
 

Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,425
Mesajlar
1,517,790
Kayıtlı Üye Sayımız
172,071
Kaydolan Son Üyemiz
kalenbuk


Geri
Üst