Yunanistan - İtalya Gezi Raporu (7 Eylül - 23 Eylül 2008)

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan bytar Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 26
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 25,897

bytar

Ana Kamp
Mesajlar
42
Tepkime Puanı
0
Yer
Balıkesir
Kapıdan kapıya 4270 KM. toplam 42 saatlik dört feribot yolculuğu ve 14 gün süren Yunanistan-İtalya gezimiz tek kelimeyle harikaydı. 7 Eylül saat 13:00 de Bigadiç’ten start alan gezimiz, 23 Eylül saat 18:00 sularında yine Bigadiç’te son buldu.
1.Gün:
Bigadiç’te biraz zor olan vedalaşma faslının ardından, keyifli bir sürüşle saat 17:00 gibi Ayvalığa vardık. Gemimiz Jale Tur Midilli feribotu saat 18:00’de kalkacaktı. Hemen biletlerimizi aldık ve gümrüğe geçtik.(motor+sürücü 70 euro) Ayvalığa çok güzel bir gümrük binası yapılmış. Yaklaşık yarım saat süren bir beklemenin ardından gemideyiz. Heyecanlar doruk noktasında tabi. Ben hadi biraz kaşarlıyım da kardeşim Mustafa’nın ilk yurtdışı seyehati olacak. Bu yüzden o ayrı bir heyecanlı. Gün batımı ve deniz manzaralı yaklaşık iki saat süren bir yolculukla saat 20:00 sularında Midillideyiz. Şahsen ben yanaşırken manzara olarak Ayvalık’tan bir farkını göremedim. Tamamen aynı kültürün insanlarıyız, bir tek konuştuğumuz dil farklı. Gemiden inince pasaport ve gümrük kontrolüne girdik. Pasaport neyse de gümrük kontrolü biraz stresli oldu. Musti’nin motorun ön camındaki Osmanlı Sancağı’nı gören polisler kendi aralarında bir şeyler konuştu ve ardından K-9 uyuşturucu köpeğini getirdiler. Benim motora hiç bakmadılar ama Musti’nin motorun çevresinde üç tur döndüler. Bir şey çıkmadı tabi, devam edip gittik. Kontrolden sonra hemen biletlerimizi almaya gittik. Pire feribotu saat 22:00 kalkıyordu. Hellenlik Seaways’den biletlerimizi aldık ve artık rahat bir Midilli turu yapabilirdik.(motor+sürücü 85 euro) Midilli’de acayip bir motorsiklet kullanımı var. Neredeyse kelle başına bir motor düşüyor. İlerleyen günlerde bunun sadece Midilli’ye has bir durum değil, tüm Yunanistan ve İtalya’nın da böyle olduğunu görüyoruz. Adamlarda gerçekten motor kullanma kültürü yerleşmiş. Kullanma kültürü diyorum, çünkü kılık-kıyafet ve kurallara gelince şehir içlerinde hiç biri yok.
Biraz Midilli’yi turladıktan sonra bir cafeye oturduk. Ortam ve manzara süperdi…Gemi saatimiz gelmişti ve biz o güzel ortamı bırakmak zorundaydık. Motorları yerleştirdikten sonra kendimize güzel bir köşe bulduk ve hemen yayıldık. Kamara değil de deck bilet alırsanız geminin her yeri sizin. Nereyi beğenirseniz oraya yerleşebiliyorsunuz. Acemilik ya dış güverteye konuşlandık önce. Gece yarısına doğru bir de baktık ki güverte sırılsıklam ve uyku tulumları ıslanmış. Apar topar iç güverteye taşınmaca ve uykuya kaldığımız yerden devam.
Ayrılmaya en çok zorlandığım an…
0001


İsmail abim bizi uğurlarkene
0002


Ayvalık Jale Turun önünde biletlerimizi alıyoruz
0003


Gümrüğü geçtik ve feribota binmeyi bekliyoruz
0004

0005


Veee gemideyiz, Ayvalık’tan manzaralar
0006

0007

0008

0009


Midilli’den manzaralar
0010

0011


Gümrük kontrolünden sonra Musti orucunu açarkene
0012

0013


Hani o Midilli’de güzel ortam vardı ya…
0014


Pire feribotuna binişimiz ve yatak odamıza yerleşmemiz
0015

0016

0017


2.Gün:
Sabah saat 08:00 gibi Pire limanına varıyoruz. Gemiden çıkıp ilk hedefimiz olan Atina Akropolis’e varıyoruz. Gezmeye başlamadan önce BMW Cafe’de bir güzel kahvaltı yapıyoruz, ve başlıyoruz gezmeye. Öğleye kadar geziyoruz Akropolisi ve ardından Atina turu. İstanbul’dan bir farkı yok Atina’nın. Trafik ve gürültü berbat. Yunan meclisini ve meşhur askerlerini de görüp basıyoruz otobana. Akşam üstü Yunanlı motorcu arkadaşlarım Michalis ve Dimitris’in yaşadığı Aspra Spitia’ya varmayı düşünüyoruz. Ancak evdeki hesap çarşıya uymuyor. Musti’nin motor su koyuveriyor. Debriyaj bitti. Arka merkezdeki bilya dağılmış ve pistona da zarar vermiş. Gerçi 50 km. yolumuz kalmıştı. Arkadaşı arıyorum, bize kendi gittiği servisi tarif ediyor kendisi de yola çıkıp, hemen hemen aynı anda servise varıyoruz.
Suzuki bayisi ve aynı zaman da servisi olan Yannis kardeş başlıyor motoru sökmeye. Arka teker, amortisör, eksoz ne varsa sökülüyor. Parçaya ulaşıyoruz ve tamirinin mümkün olmadığını, yenisinin takılması gerektiğini öğreniyoruz. Bir de usta demez mi varsa sadece Atina’da vardır, yoksa Almanya’dan istenecek diye.. Musti’nin surat düşüyor. Dakika bir gol bir. Daha ilk günden gezi bitecek mi acaba diye düşünüyor. Saat de geç olduğu için Atina’da açık bir yer yok ve soramıyoruz parçayı. Mecbur motor serviste kalacak ve yarını bekleyeceğiz. Eşyaları arkadaşın arabasına atıp doğruca eve gidiyoruz. Gün batımında bir deniz keyfi yapıyoruz. Güzel bir yemek ardından uyku. Ama sanırsam Musti uyuyamadı düşünürken sabahı etti.
Sabahın ilk ışıkları ve Pire limanından manzaralar
0018

0019

0020

0021


Akropolis öncesi kahvaltı ettiğimiz BMW Cafe.
0022


Ve Akropolis-Atina Manzaraları
0023

0024

0025

0026

0027

0028

0029

0030

0031

0032

0033

0034


Yunan meclisinin önünden manzaralar
0035

0036

0037

0038

0039

0040

0041


İşte Musti’nin debriyajının bittiği yer ve motorun sökülmesi
0042

0043

0044
 

Etiketler
Ynt: Yunanistan - İtalya Gezi Raporu (7 Eylül - 23 Eylül 2008)

3.Gün:
Sabah beklenen telefon geliyor ve neyse ki parça Atina’da varmış. Ama kargoyla gelirse bir gün daha beklenecek. Michalis sağ olsun hemen atlayın arabaya dedi ve bastık Atina’ya. Parçayı alıp hemen dönüyoruz ve o gün motorun işi bitiyor.(parça 107 euro+işçilik 50 euro) Ancak 3. günümüzü komple servislerde geçirmiş oluyoruz. Arkadaşlar sürekli Musti’yi eğlendirmeye çalışıyor. Takma kafana hallolur diye. Akşama doğru motora atlayıp gidiyoruz onların kasabaya. Bizim için güzel bir organizasyon yapmışlar. Hadi doğru tavernaya. Deniz ürünlerinden oluşan güzel bir akşam yemeği ve ardından Musti’ye sürpriz doğum günü partisi. Çok hoşumuza gidiyor tabi arkadaşlarımızın böylesine ilgili ve düşünceli olmaları. Bir kez daha iyi ki motorcu olmuşuz diyoruz. Çünkü tüm bu dostluğumuz motor sayesinde kurulmuştu. Bu güzel gecenin ardından tüm stresimiz ve yorgunluğumuz gidiyor. Hayde vreee sabah ola, hayrola…
Atina’daki BMW Motorsiklet Servisi ve Musti’nin bozulan parçası
0045


Parçanın montajı ve servis ailesi. Eline sağlık Yannis çok teşekkürler…
0046

0047

0048


Akşamki Taverna muhabbeti ve Musti’nin doğum günü partisi
0049

0050

0051


4.Gün:
Servislerde kaybettiğimiz zamanı telafi etmek için sabah erkenden düşüyoruz yollara. Rehberimiz Michalis ve rota; Ortodoksların Ayasofya’dan sonra ikinci önemdeki manastırları, oradan antik çağlardaki kahinler merkezi Delphi ve yunanistanın önemli kayak merkezlerinden Arachova. Saat 15:00’e kadar buraları gezip, 18:00’de kalkacak İtalya gemisine yetişmek için Patras’a doğru yola koyuluyoruz. Yollar çok güzel ama sanırım biraz geç çıkmışız. Gemiyi kaçıracaz diye panik oluyoruz. !7:30 gibi Patras’a varıp hemen bilet ofisine koşuyoruz, biletleri al, gemiye gir, saat 17:55. Ucu ucuna gemideyiz. Firmamız SuperFast. Muazzam bir gemi. Ücretler motor+sürücü 95 euro. Bu sefer tecrübeliyiz artık, iç güverteden yer kaptık, hemen duşumuzu alıp yayıldık ortama. Yarın sabah İtalya’dayız. Güzergah planlarını son kez gözden geçirip, rahat bir uyku çekiyoruz.
Manastır ve Kayak merkezinden görüntüler
0052

0053

0054

0055

0056

0057

0058

0059

0060

0061

0062

0063

0064

0065

0066

0067

0068


Sevgili dostlerımız Michalis ve Athina’nın bizi uğurlayışı
0069


Ve Patras’a varıyoruz. Meşhur köprüleri ve liman
0070

0071

0072


Gemideki halimiz
0073

0074

0075


5.Gün:
Sabah 08:30 gibi Bari limanına vardık. Motorları çözüp hemen attık kendimizi İtalyan topraklarına. Ama o da ne? Dakika iki, gol iki. Bu sefer de benim arka lastik inmiş. Bereket benzinliğe kadar idare ediyor. Hava basıyorum o arada büyük bir çivinin benim lastikle yakın ilişkiye girdiğini görüyorum. Tekrardan moraller sıfır. Sor bakalım en yakın lastikçi nerede? Çat pat tarif ediyor benzinci, buluyoruz Allahtan. Çat pat diyorum çünkü İtalyanların %90’ı İngilizce konuşamıyor. Yunanlıların ise %90’ı konuşuyor. İtalya’daki hemen hemen tüm diyaloglarımız tarzancaydı bu yüzden. Lastikçi başka bir motorun lastiklerini değiştirdiğinden 1 saat kadar bekliyoruz. Ardından benim lastiği yapıyor, vakit de öğlen oluyor. İlk durağımız benim hiç bilmediğim, Yunanlı dostum Michalis’in tavsiye ettiği Alberobella şehri idi. Bu şehrin özelliği evleri ve çatıları. Aynen şirinler çizgi filmindeki gibi mantar şeklinde evler var. Hayran kalıyoruz tabi. Bu şehri ararken, yol tarif edenlerin tavsiyesi üzerine de Castellana diye bir yeri öğreniyoruz. Yakın 20 km kadar. Gidelim bakalım diyoruz. Buluyoruz ama özelliği ne bir türlü anlayamıyoruz. Biraz turlarken bir kalabalık fark ediyoruz ve takılıyoruz onlara. Meğerse burada da muazzam güzellik te bir mağara varmış. Adı Castellano di Grotti. Geziyoruz tabi, ağzımız açık bir vaziyette. Mağara bitiyor, saat de 16:00 oluyor. Bu gece Salerno’ya varmamız lazım. Açıyoruz gazı. Gece 01:30 gibi varıyoruz Salerno’ya ve hemen bir otel bulup yerleşiyoruz. Hani derler ya başım yastığa çeyrek kala uyudum diye, aynen öyle oluyoruz.
Motorları çözüp gemiden inişimiz ve doğruca lastikçiye
0076

0077

0078

0079

0080

0081


Gemi yolculukları nedense Musti’ye pek yaramadı. Gemilerden indiğimiz gün hep sersem gibi gezdi
0082


Alberobella Manzaraları
0083

0084

0085

0086

0087

0088

0089

0090

0091

0092


Mağaradan manzaralar
0093

0094

0095

0096

0097

0098

0099

0100


Salerno’ya kadar yoldan manzaralar
0101

0102

0103

0104
 

Ynt: Yunanistan - İtalya Gezi Raporu (7 Eylül - 23 Eylül 2008)

6.Gün:
Sabah erkenden kalkıp güzel bir kahvaltı ve yine yoldayız. Bu günkü rota; Amalfi-Sorrento arasındaki muhteşem manzaralı sahil yolunu yapıp, Vezüv yanardağının yok ettiği Pompei şehrini ve Napoli’yi görüp, Roma’ya doğru hareket. Amalfi-Sorrento arası 50-60 km.lik bir yol çabucak geçeriz diyoruz ama tam 6 saat sürüyor. Abartısız binlerce viraj yapıyoruz ve maalesef scooterlı İtalyan mozalarından bu virajlarda tokadı yiyoruz. Adamlar acayip gidiyor kardeşim. Ancak saat 15:00 gibi Pompei’ye varabiliyoruz. Ve vardığımızda öğreniyoruz ki Allah bu yanardağı boşuna patlatmamış adamların kafasına. Hani dedelerimiz derdi ya günah işlersen Allah taş yapar diye, aynen öyle yapmış abicim. Çünkü bu şehir zamanında büyük bir liman şehri, dünyanın her tarafından insanlar geliyor ve burada dilediği her türlü sapıklığı yapabiliyormuş. Her şey serbestmiş. Duvarlardaki motifleri koyamıyorum buraya, malum aileler ve çocuklar da okuyor raporları. Olan akşam, yola düşmek lazım. Açıyoruz gazı Roma’ya doğru. Planımız akşamdan Roma’ya varıp bir otele yerleşmek ve sabah gezmekti. Ama otobanda bastıran yağmur yüzünden bir park alanına giriyoruz ve tüm planlar değişiyor. Park alanında yer bakarken Musti 34 plakalı bir tır görmüş ve selam vermiş. Veriş o veriş. Şoför bizi görünce resmen havalara uçtu. 1 haftadır İtalya’daymış ve konuşacak hiç kimse bulamamış. Bizi öyle bir ağırladı ki, çay bile demledi. Tır deyip geçmeyin acayip teşekküllü ve konforlu aletlermiş. Yeşillik alana çadır kuracaktık, bırakın çadırı falan dedi. Tırda üç kişilik yatak varmış. Ranza sistemi. O geceki otelimiz de IVECO PALAS oldu. Fevzi abim çok sağ ol yaa. Memleketindeymiş gibi ağırladın bizi.
Salerno’da kaldığımız otel ve Salerno manzaraları
0105

0106

0107

0108

0109

0110

0111

0112

0113


Muhteşem yol başlıyor
0114

0115

0116

0117

0118

0119

0120

0121


Ve işte Amalfi şehri
0122

0123

0124

0125

0126

0127

0128

0129


Dar yollar ve trafiğin sıkıştığı anlar
0130

0131


Sorrento’ya doğru devam ve Sorrento şehri
0132

0133

0134

0135

0136


Adamların siestasıymış kardeşim, kendi benzinini kendin koy
0137


Ve Pompei şehri
0138

0139

0140

0141

0142

0143

0144


Allah taş yapar dediydim. Aha yapmış işte
0145

0146

0147


Pompei devam
0148

0149

0150


Yağmurlukların giyilişi ve iveco palastan görüntüler
0151

0152

0153

0154

0155
 

Ynt: Yunanistan - İtalya Gezi Raporu (7 Eylül - 23 Eylül 2008)

7.Gün:
Sabah gayet dinlenmiş bir vaziyette uyandık. Tırlar dedikleri kadar konforluymuş. Kahvaltının ardından tekrar çektik yağmurlukları çünkü hava yağdı yağacak. Verdik gazı, bir saat sonra Roma’dayız. Tüm gün Roma’yı geziyoruz tabi yine ağzımız açık bir şekilde. Her köşesi ayrı bir güzel, tamamen tarih kokan bir şehir Roma. Akşam 20:30 gibi Roma’yı bitiriyoruz, istikamet Floransa ileriiii. Tabi bu yorgunlukla ancak iki saat gidebiliyoruz ve bir park alanına girip, ilk açık hava kampımızı yapıyoruz. Çadır falan kurmakla uğraşmayıp hemen uyku tulumlarını yayıp içine dalıyoruz.
Bekle bizi Roma, geliyoruuuuuz
0156

0157


Ve Roma’dan manzaralar
0158

0159

0160

0161

0162

0163

0164

0165

0166

0167

0168

0169

0170

0171

0172

0173

0174

0175

0176

0177

0178

0179

0180

0181

0182

0183


E o kadar gezdik, bir yemek molasını hak ettik
0184


Ve sırada Vatikan, haydi yarım hacı olmaya
0185

0186

0187

0188

0189

0190

0191

0192

0193

0194

0195

0196

0197

0198

0199

0200
 

Ynt: Yunanistan - İtalya Gezi Raporu (7 Eylül - 23 Eylül 2008)

8.Gün:
Açık havada yatınca, insan haliyle erken uyanıyor. Hala açık olan BMW Cafeden kahvaltımızı yapıp, hemen yola düşüyoruz. Siena üzerinden saat 10:00 gibi Floransa’ya varıyoruz. Motorlarla kısa bir keşif gezisi yapıyoruz. Bu arada tatlı bir yağmur bize eşlik ediyor. Neyse ki çabuk ayrılıyor yanımızdan. Katedral meydanına motorları park edip, başlıyoruz sanat şehri Floransa’yı gezmeye. Saat 15:00 gibi Floransa’yı bitirip, 100km mesafedeki Pisa’ya yöneliyoruz. Tam şehrin girişinde yağmur tekrardan bize katılıyor ama bu sefer pek tatlı değil. Mc Donalds’a girip biraz mola veriyoruz ve aynı zamanda biten akülerimizi şarj ediyoruz. Yağmur dinince kulenin olduğu meydana varıyoruz. makinalar başlıyor şakur şukur çalışmaya. Baya bi fotoğraf çekildikten sonra, Musti bir inşaatçı olaraktan olaya el atıyor ve kuleyi nasıl düzeltirim diye biraz kafa yoruyor. Tam formülü bulup düzeltecekken, İtalyan yetkililer gelip, bırak kardeşim yamuk kalsın yoksa nasıl getirecez bunca adamı buraya diyorlar. Biz de ellemiyoruz. Yıkılsın da görün gününüzü. Pisa’yı bitirdikten sonra çeviriyoruz istikameti La Spezia ve cinque teera sahilleri. Gece manzarası da ayrı bir güzelmiş oraların. Gece saat 00:00 sularında Avrupa sosyetesinin yaşadığı, şarkılara konu olmuş Portofino şehrine varıyoruz.(Bknz I found my love in Portofino) Muhteşem gece fotoğrafları çekiyoruz. Ve bir zenginin sevgilisi için denize bıraktırdığı binlerce mumu görüntülüyoruz. Bir gün önce açık havada uyumanın etkisi olacak, hala uykumuz yok. Gir otobana ver elini Milano’ya. Gece 04:00 sularında meşhur Duomo Meydanındaydık. Milano’nun görülmesi gereken en önemli yeri burasıymış. Kilise avrupanın en büyük kilisesi ve üzerinde 2000 den fazla mermer heykel var. Meydan adeta bizim için boşaltılmış gibiydi. Yine çok güzel fotoğraflar çektik. Ancak gecenin o saatinde canı sıkılan ve bize bir anlam veremeyen meşhur İtalyan Carabinerileri (jandarma gibi bişey) yanımıza geliyor ve pasaport kontrolü yapıyor. Biz de zaten ne zaman pasaportları gösterecez diye düşünüyorduk, iyi oldu. Bu meydana araç girmesi yasak dediler ve gittiler. Meydanı bitirip tekrar yola düştük. İstikamet Garda Gölü ve Dolomitilerdi. Fakat enerji de bir yere kadar. Fazla gidemedik ve çıkışta bir park alanına girdik. Benim motordan inmeye bile gücüm kalmamış. Üzerinde uyuya kaldım.
Floransa manzaraları
0201

0202

0203

0204

0205

0206

0207

0208

0209

0210

0211

0212

0213

0214

0215


Pisa manzaraları
0216

0217


Kule baya bi yamulmuş
0218


Çok uğraştık, düzeltebilir miyiz diye
0219

0220


Ancak bu kadar doğrultabildik
0221


Yine Pisa manzaraları
0222

0223

0224

0225


Enerjimizin kaynağı RedBull ve ardından kahve idi
0226


Portofino’ya varış ve gece manzaraları
0227

0228

0229

0230

0231

0232


Milano Duomo Meydanı
0233

0234

0235

0236

0237

0238

0239

0240

0241

0242

0243


Ve gecenin sonu, bittiğimiz an
0244
 



Ynt: Yunanistan - İtalya Gezi Raporu (7 Eylül - 23 Eylül 2008)

9.Gün:
Bu sabah erken uyanamadık nedense. Dün rekor kırdık ve 21 saat motor kullanıp 700 km. yol yaptık. O yüzden güne saat 09:30 gibi başladık. Park alanındaki kahvaltının ardından ver elini Brescia. Bu şehir çoğu insan için önemsiz olabilir. Ama bizim için önemi Beretta tüfeklerinin burada yapılıyor olması. Malum avcılık da var ya. İllaki bir görelim dedik buraları. Fabrikayı gezdikten sonra bir de baktık Dolomitilerin güney-batı başlangıcı da buradaymış. Hemen 10 Riders çıkartmasını yapıştırdık ve başladık tırmanışa. Komple Alplere çıkamasak da 100 km.lik bir dağ sürüşü bizi baya mutlu etti. Buradan Garda gölüne indik ve 18:00 sularında meşhur Sirmione şehrine vardık. Günü Sirmione’de batırdıktan sonra, ver elini Venedik dedik. Hızlı bir otoban sürüşüyle 22:00 sularında Venediğe vardık ve hemen otele yerleşip yattık. Malum yarın önemli bir gün, Venedik gezilecek.
Geceyi geçirdiğimiz park alanı
0245


Beretta fabrikası
0246

0247

0248

0249

0250


Dolomiti’ler başlıyooooor
0251

0252

0253

0254

0255

0256

0257

0258

0259

0260

0261


Sirmione ve Garda Gölü manzaraları
0262

0263

0264

0265

0266

0267

0268

0269

0270

0271

0272

0273

0274
 

Ynt: Yunanistan - İtalya Gezi Raporu (7 Eylül - 23 Eylül 2008)

10.Gün:
Sabah saat 10:00 gibi Venedik turuna başladık ve gün batana değin gezdik. Ama doyamadık. Venedik anlatılmaz, yaşanır. O yüzden fazla laf yapmayacağım. Venediği bitirdikten sonra, baktık hala enerjimiz var gibi, yarın saat 13:30’da da Ancona’dan gemiye binmemiz gerekiyor. Gece sürmeye karar verdik. Mümkün olduğunca Ancona’ya yaklaşalım dedik. Malum bir kere gemiyi kaçırma olayı atlattık, bu sefer sağlam olsun dedik. Demez olaydık. Resmen bütün gece uyuyarak ve halisülasyonlar görerek yol aldık. Önde ben gidiyorum, arkamda Musti. Ufak bir kasabadan geçerken, dönel kavşakta önümde bir bariyer gördüm ve asıldım frenlere. Birden ayıldım, bariyer falan yok tabi. Az ilerde mola için durduk ve Mustiyle aramızda geçen diyalog aynen şöyle. Oğlum uyumuşum len, gördün mü ne biçim fren yaptım, gidiyordum az daha… Musti’nin cevabı; yoo görmedim, bende tam o ara uyuyordum herhalde…Basıyoruz kahkahayı, ağlanacak halimize. Bir taraftan uykusuzluk, öbür taraftan soğuk, Ancona’ya sağ salim varıyoruz ama bir de bize sorun…Limana giriyoruz, her yer kapalı tabi. Sabahın 5’i. Kargalar bile uyuyor. Biz de hemen tulumları açıp, bir kenara kıvrılıyoruz.
Venedik manzaraları
0275

0276

0277

0278

0279

0280

0281

0282

0283

0284

0285

0286

0287

0288

0289

0290

0291

0292

0293

0294

0295

0296

0297

0298

0299


Hırsıza kilit dayanmaz atasözünün açıklamalı ispatı
0300


Gece sürüşlerinde üşüyenler için ısınma yöntemleri
0301


11.Gün:
Sabah güneş doğunca amma da ısnmışız haaa. 08:00 gibi uyandık, bilet ofisi 08:30’da açılıyor. Biz de ancak kendimize geldik zaten. Hemen biletlerimizi aldık.(motor+sürücü 98 euro) İstikamet Yunanistan’ın İgoumenitsa şehri. Gemi saatine kadar Ancona turu yaptık. Ve gemiye yerleşir yerleşmez biz de bir siesta yapalım dedik. Geceyi gemide geçirerek sabah 05:30 gibi İgoumenitsa’ya vardık.
Sabah limandaki halimiz
0302


Gemiye binişimiz
0303

0304

0305

0306


Ancona manzaraları
0307

0308

0309
 

Ynt: Yunanistan - İtalya Gezi Raporu (7 Eylül - 23 Eylül 2008)

12.Gün:
İgoumenitsa’ da gemiden indik ve 06:00’da teker döndü. Döndü de daha hava bilem aydınlanmamış. İner inmez de dağlara sarıyorsun. İstikamet Katara Pass ve ardından Meteora. Dağlarda acayip bir soğuk,sis,pus o biçim. Seran’cığım kusura bakma ama burada kulaklarını çok çınlattım. Verdin bize Rally 2 leri dört mevsim diye, gorateks içliklerle bile donduk yaw. Fermuarlardan acayip soğuk giriyor kardeşim. Çare olarak yağmurlukları geçirdik üzerimize. Bir nebze ısındık ondan sonra. Alplere çıkamamıştık ama aynı zevki bu yolda aldık. 1690 metrelik Katara Geçidine çıkartmalarımızı yapıştırıp, Meteora’ya doğru gazladık. Aşağılara inince bereket hava ısındı da kendimize gelebildik. Önce yağmurluklar çıktı, sonra da içlikler. Meteora gerçekten muhteşem bir yer. Herkese mutlaka görmesini tavsiye ederim. Şehrin girişinde çok ilginç bir Fransız çiftle tanıştık. Neden mi ilginç? İnsancıklar 4 senedir yollardaymış da ondan. Adam 62 yaşında, Musti’nin 1150GS’inden kullanıyor. Karısı 58 yaşında F650 GS kullanıyor. 2004 senesinde emekli olmuşlar, Fransa’daki evi, damı, arabaları, ne varsa satmışlar ve vurmuşlar kendilerini yollara. 58. ülkelerini geçiyorlarmış, Afrika falan komple bitmiş ve hala enerji dolular. Her ülkede en az bir ay kalıyorlarmış. Helal olsun size dedim. Vallahi hayat bu. Meteora bittikten sonra Selaniğe doğru yola koyulduk ve akşam saatlerinde Selanik’teydik. Sevgili lastikçimiz Bora’nın arkadaşı olan, Yunanistan Beemers kulübünden İsaak bizi karşılıyor ve hemen bir bara götürüyor. Burada içilen kahvelerin ve yapılan sohbetlerin ardından, otelimize yerleşiyoruz. Yine acayip yorgunuz. Sabah 10:00’a kadar deliksiz bir uyku çekiyoruz.
Gemiden indik ve acayip bir soğuk var
0310

0311


Katara Geçidi
0312

0313

0314

0315

0316

0317

0318


Meteora manzaraları
0319

0320

0321

0322

0323

0324

0325

0326

0327

0328

0329

0330

0331

0332


Tanıştığımız Fransız çift
0333

0334

0335


Bunlar da diğer bir çift. Polonyalı ve seneye Türkiye turu düşünüyorlarmış. Maillerimizi alırkene
0336


Yolda verdiğimiz bir kahve molası
0337


Selanik’te bizi karşılayan arkadaşlar
0338


13.Gün:
İsaak akşamdan tembih etmişti sakın otelde kahvaltı etmeyin diye. Sabah bizi bogaça yemeye götürdü. Bildiğimiz bizim peynirli börek ama gerçekten mükemmel yapıyorlar. İsaak da nerde, neyin en iyisi yenir çok iyi biliyor. Sadece Selanik içi değil, Tüm Yunanistan için bu durum geçerli. Zaten şekline bakınca da yemek konusunda uzman olduğu anlaşılıyor. Gerçekten çok sempatik ve dost canlısı bir arkadaş. Bizi mükemmel şekilde ağırladı. Kahvaltının ardından sahile iniyoruz ve sonra da Atamızın evini ziyaret ediyoruz. Selanik tıpa tıp İzmir’e benzeyen bir şehir. Planımız öğlen Selanik’ten ayrılmaktı ama nerdeee. Tekrar akşamki kafeye geliyoruz ve son bir kahve içiminden sonra saat 16:00 sularında Selanik’ten ayrılıyoruz. Bugün bitmeden evde olmayı planlıyoruz. Otobanda hızlı bir sürüşle ancak saat 21:00 sularında sınıra ulaşabiliyoruz. Sınır geçişi, free shop alışverişleri derken saat 23:00’ü buluyor. Memlekete girer girmez de ilk tabelaya çıkartmamızı yapıştırdık. Enerji ibremiz yine sıfıra yaklaşıyor. Son birer RedBull çekip, İpsala’dan Biga’ya ulaşmayı başarıyoruz. Gece saat 01:30 sularında bir otel bulup, kafayı vuruyoruz.
Selanik’te sabah kahvaltısı
0339


Sahil manzarası. Yoksa burası İzmir kordon mu?
0340

0341

0342


Atamız’ın Evi
0343

0344


Son kahveler ve Selaniğe veda
0345


Sınıra varışımız
0346

0347

0348


14.Gün:
Sabah 10:00. Yataklarımızdan zar zor çıkabiliyoruz. Kahvaltının ardından hiç acele etmeden Bandırma’ya yöneliyoruz. Bora’cığıma İsaak’ın selamını iletiyor ve Balıkesir’e doğru devam ediyoruz. Bizim kulübün bugün pist eğitimi vardı. Saat 14:00 sularında eğitim alanına varıyoruz. Arkadaşlarla hasret gideriyoruz. Uğur Ertekin hocanın verdiği eğitimi bir süre izleyip, son bir gayretle Bigadiç’e yöneliyoruz. Ve işte mutlu son. Saat 18:00 gibi Bigadiç’teyiz, sevdiklerimize kazasız belasız kavuşmanın mutluluğunu yaşıyoruz.
Gezimizin en mutlu ve tüm yorgunluğumuzu unutturan anı
0349

0350


Özet ve Tavsiyeler;
Yunanistan çok güzel bir ülke. Yol kalitesi harika, fiyatları çok uygun. İnsanları çok sıcak kanlı.
İtalya, tarihi güzellikleri olmasa benim gözümde sıfır. Yolları idare eder, otobanlar ve diğer her şey çok pahalı. İnsanlar biraz soğuk. Size bakarken gözlerinde hep euro işaretleri beliriyor.
Son bir tavsiye; bizim gibi limitleri zorlamayın. Akşam en geç 21:00’de bir yatağa girmiş olun.
Bir başka güzel gezide buluşmak ümidiyle, kalın sağlıcakla… Memo&Musti.
 

Ynt: Yunanistan - İtalya Gezi Raporu (7 Eylül - 23 Eylül 2008)

la spezia-cinque terra-portofino arasını gündüz geçebilmenizi isterdim,
yinede çok güzel gezi/macera olmuş,
paylaşım için teşekkürler,
Mesut
 

Ynt: Yunanistan - İtalya Gezi Raporu (7 Eylül - 23 Eylül 2008)

Süper bir gezi olmuş,
elinize ayağınıza sağlık ,
ben de çok istiyorum Avrupa'yı...
 



Ynt: Yunanistan - İtalya Gezi Raporu (7 Eylül - 23 Eylül 2008)

Çok güzel bir gezi olmuş, bizlerle paylaştığınız için teşekkürler...
 


Ynt: Yunanistan - İtalya Gezi Raporu (7 Eylül - 23 Eylül 2008)

Merhaba Memo ve Musti,

Genç yaşlarda bu gezileri yapabilmek, iyi olmalı herhalde!?... Gezi anılarınızı ve fotoları bizlerle paylaştığınız için teşekkürler.

Cavid Sezen
 

Ynt: Yunanistan - İtalya Gezi Raporu (7 Eylül - 23 Eylül 2008)

Biraz yorucu ama fazlasıyla keyifli bir gezi olmuş. :smiley:

Mağara fotoğraflarına takıldı gözüm... Biraz korkutuyor insanı... :smiley: İtalya'yı da tekrar gezmiş oldum sayenizde.

Paylaştığınız için teşekkürler.
 




Ynt: Yunanistan - İtalya Gezi Raporu (7 Eylül - 23 Eylül 2008)

merhaba,

yurtdisina motorunuzla cikarken, turing federasyonundan hangi belgeleri aldiniz?
- Green Card?
- Carne de Passage?
- Int. surucu belgesi?
- int. tasit tantma belgesi?

tesekkurler
 

Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,429
Mesajlar
1,517,860
Kayıtlı Üye Sayımız
172,076
Kaydolan Son Üyemiz
Fevzican

Çevrimiçi üyeler

SON KONULAR



Geri
Üst