serhat2007
Kamp I
Merhaba ,
Ben ve eşim İzmir / Urla’da yaşıyoruz, 51 yaşındayım.Halen İzmir’de diş hekimi olarak çalışıyorum.Eşim ve ben birkaç kez otobüslü Avrupa turlarına katıldık ve bir süre sonra bu turlarlı biz kendimiz yapabilir miyiz ? diye düşündük. İnternette yaptığımız araştırmalar ve planlamalardan sonra, gerekli bilet , otel ve kiralık araba rezervasyonlarını gerçekleştirdik.Yolculuğumuz 2007 yılının Haziran ayında İzmir Çeşme’den feribot ile Sakız adasına oradan Pire’ye sonra Süperfast’ın servis aracı ile Patras’a ve Süperfast ile Ancona’ya geçerek başladı.Kiralamış olduğumuz arabayı Ancona’dan aldık ve 10 gün İtalya’da dolaştık.
2008 yılında yine Çeşme’den Sakız adasına geçerek 10 günlük Yunan adaları turu yaptık.Şu sıralarda çok ucuza gemi ile Yunan adaları turları yapılmakta ancak adalarda geçirilen zaman kısıtlı olmaktadır.Biz bir yada iki gece konaklayarak tüm adaları gezdik,adalar arasındaki ulaşım çok sık ve ucuz. Adalardaki otel rezervasyonlarını önceden internetten yapmıştık halbuki haziran ayında sezon daha başlamadığı için otel yada pansiyonlarda yer bulmanın kolay ve internetteki fiyatlardan ekonomik olduğunu gidince anladık.Öyle ki aynı feribot ile Mykonos’a geldiğimiz Avustralya’lı bir çift daha önceden rezervasyon yaptırmadıkları halde kapıdan fiyat alarak bizim 70 Euro’ya kaldığımız otelde 40 Euro’ya kaldılar bunu ertesi gün çıkarken öğrendik,daha önce öğrensek biz de fiyatı düşürebilir miydik bilmiyorum artık.
Bu tecrübelerden sonra bu yıl (2010) kendi arabamız ile daha uzun bir tatil planlamaya Ocak –Şubat aylarında başladık.
Rotamız başlangıçta Yunanistan’ı karadan geçip İgoumenitsa’dan feribot ile Venedik oradan da kuzeye İsviçre’ye gitmekti ve bu gezinin tamamını kendi aracımız ile otellerde konaklayarak yapacaktık. İnternette araştırmalar yaparken karavan kiralama ile ilgili siteler ilgimizi çekti,araştırmalar derinleştikçe bu fikre iyice alıştık , “İsviçre’de otellere vereceğimiz para ile karavan kiralayabilir miyiz ? hem de daha özgür hem de dilediğimizce gezeriz” diye düşünüp hayatımızın ilk karavan deneyimini yaşamaya karar verdik.(Yaşadığımız bu ilk karavan deneyimi ile ilgili tüm izlenimlerimizi , beklentilerimizin ne kadar karşılandığını ,yaşadığımız güzellikleri ve sorunları objektif bir bakışla ayrıca yazacağım) .Yine internette yaptığımız araştırmalarda , Floransa yakınlarında Pistoia diye bir kasabada “Caravan Campeggio” adlı bir karavan kiralama şirketini seçtik.Şirket müdüresi Victoria ile , mail ile defalarca yazışarak günlüğü 85 Euro’ya 4 kişilik bir Motokaravanı 19 günlüğüne kiraladık.Ücretin yarısını (kalanını karavanı teslim alacağımız gün ödemek üzere) sanal kredi kartı ile ödedik. Kendi aracımızı da şirketin garajına ücretsiz olarak park edebilecektik. Şirketin güvenilirliği hakkında başlangıçta endişeliydik , zira hiç görmediğimiz bilmediğimiz bir şirkete yaklaşık 1000 Euro parayı 4-5 ay önceden gönderecektik.Ama bunun başka bir yolu yoktu ayrıca daha önceki seyahatlerimizde Avrupa’da bu tür önceden rezervasyon işlerinin ülkemizdeki anlayıştan çok daha ciddi yapıldığını bildiğimiz için gözümüzü karartıp parayı gönderdik ve seyahat günü olan 11 Haziran 2010 ‘u beklemeye bir yandan da yol hazırlıklarına başladık.
Ben ve eşim İzmir / Urla’da yaşıyoruz, 51 yaşındayım.Halen İzmir’de diş hekimi olarak çalışıyorum.Eşim ve ben birkaç kez otobüslü Avrupa turlarına katıldık ve bir süre sonra bu turlarlı biz kendimiz yapabilir miyiz ? diye düşündük. İnternette yaptığımız araştırmalar ve planlamalardan sonra, gerekli bilet , otel ve kiralık araba rezervasyonlarını gerçekleştirdik.Yolculuğumuz 2007 yılının Haziran ayında İzmir Çeşme’den feribot ile Sakız adasına oradan Pire’ye sonra Süperfast’ın servis aracı ile Patras’a ve Süperfast ile Ancona’ya geçerek başladı.Kiralamış olduğumuz arabayı Ancona’dan aldık ve 10 gün İtalya’da dolaştık.
2008 yılında yine Çeşme’den Sakız adasına geçerek 10 günlük Yunan adaları turu yaptık.Şu sıralarda çok ucuza gemi ile Yunan adaları turları yapılmakta ancak adalarda geçirilen zaman kısıtlı olmaktadır.Biz bir yada iki gece konaklayarak tüm adaları gezdik,adalar arasındaki ulaşım çok sık ve ucuz. Adalardaki otel rezervasyonlarını önceden internetten yapmıştık halbuki haziran ayında sezon daha başlamadığı için otel yada pansiyonlarda yer bulmanın kolay ve internetteki fiyatlardan ekonomik olduğunu gidince anladık.Öyle ki aynı feribot ile Mykonos’a geldiğimiz Avustralya’lı bir çift daha önceden rezervasyon yaptırmadıkları halde kapıdan fiyat alarak bizim 70 Euro’ya kaldığımız otelde 40 Euro’ya kaldılar bunu ertesi gün çıkarken öğrendik,daha önce öğrensek biz de fiyatı düşürebilir miydik bilmiyorum artık.
Bu tecrübelerden sonra bu yıl (2010) kendi arabamız ile daha uzun bir tatil planlamaya Ocak –Şubat aylarında başladık.
Rotamız başlangıçta Yunanistan’ı karadan geçip İgoumenitsa’dan feribot ile Venedik oradan da kuzeye İsviçre’ye gitmekti ve bu gezinin tamamını kendi aracımız ile otellerde konaklayarak yapacaktık. İnternette araştırmalar yaparken karavan kiralama ile ilgili siteler ilgimizi çekti,araştırmalar derinleştikçe bu fikre iyice alıştık , “İsviçre’de otellere vereceğimiz para ile karavan kiralayabilir miyiz ? hem de daha özgür hem de dilediğimizce gezeriz” diye düşünüp hayatımızın ilk karavan deneyimini yaşamaya karar verdik.(Yaşadığımız bu ilk karavan deneyimi ile ilgili tüm izlenimlerimizi , beklentilerimizin ne kadar karşılandığını ,yaşadığımız güzellikleri ve sorunları objektif bir bakışla ayrıca yazacağım) .Yine internette yaptığımız araştırmalarda , Floransa yakınlarında Pistoia diye bir kasabada “Caravan Campeggio” adlı bir karavan kiralama şirketini seçtik.Şirket müdüresi Victoria ile , mail ile defalarca yazışarak günlüğü 85 Euro’ya 4 kişilik bir Motokaravanı 19 günlüğüne kiraladık.Ücretin yarısını (kalanını karavanı teslim alacağımız gün ödemek üzere) sanal kredi kartı ile ödedik. Kendi aracımızı da şirketin garajına ücretsiz olarak park edebilecektik. Şirketin güvenilirliği hakkında başlangıçta endişeliydik , zira hiç görmediğimiz bilmediğimiz bir şirkete yaklaşık 1000 Euro parayı 4-5 ay önceden gönderecektik.Ama bunun başka bir yolu yoktu ayrıca daha önceki seyahatlerimizde Avrupa’da bu tür önceden rezervasyon işlerinin ülkemizdeki anlayıştan çok daha ciddi yapıldığını bildiğimiz için gözümüzü karartıp parayı gönderdik ve seyahat günü olan 11 Haziran 2010 ‘u beklemeye bir yandan da yol hazırlıklarına başladık.