Kaş'ta muazzam bir çalışmalar görüyoruz.Bu çalışmalar büyük ölçüde Duble yollar ile sürerken diğer yandan da büyük bir yat liman inşaatı son hızla yürüyor bunu çalışanların hareketlerinden anlıyoruz.
Fakat Duble yollar ile ilgili çalışmalar zeminin kayalık olması ve yerleşim yerlerine zarar vermeden devam etmesi oldukça rampa olan yolun uçak pisti gibi yapılması bu işlerin ne kadar çok emek ve masraf istediğini burada bizzat şahit oluyoruz.
Tekrar Kaş'tan ayrılmak için yukarılara çıkıyoruz.Çünkü Kaş'ın çıkışı bu yönde,birde ben halen bile ne olduğunu anlayamadığım bir hisle Kaş yarımadasının çevresini gezmeden, dolaşmadan nasıl Kaştan ayrıldım şuan bile hatırlamıyorum. Acaba o anki bir rehavet ilemi yoksa Kaş şehir merkezinin darlığındanmıdır oldu nasıl oldu ise bir sıkıntı ile 2 saat gibi süre zarfında Kaştan ayrıldık. Bu hatayı yine çok önemli bir yerde daha yapıyorum orayı bilenler ahh oarayı nasıl kaçırdın diyecekleridr. Belkide bu atlama ,es geçme Kaş'a en kısa zamanda tekrar gelmem için bir sebebte olabilir. Kimbilir bazı olumsuzluklardan çok olumlu durumlar doğabilir diyor dahada yukarılardan Kaş'a veda pozları alıyorum.
Kaş'tan Antalya yönüne gitmek için hemen havalanan uçak gibi çok çabuk yükseklere çıkıyorsunuz ve yükseldikçe Kaş'ın güzelliği göz kamaştırıyor. Fakat bizim resimlerimiz İstanbulda kara kışların yaşandığı anlardaydı ve mevsim kıştı dolayısı ile hava güneşli parlak kareler almamıza mani oluyordu.
Karşımızda yunanlılara ait Meis adasını görüyoruz. Neredeyse Meis adasındaki hapşuran insanların bu sesini biz Tükiyeden duyacak kadar yakın bir başka ülkeye ait bir ada.