Tarih ve Enduro İçiçe...

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan the venturer Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 45
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 17,190

the venturer

Kamp III
Mesajlar
579
Tepkime Puanı
4
Cumartesi günkü geziden. Hava çok sıcaktı ve motor soğutma sistemini yeni elden geçirmiştim.
Test için bundan daha iyi fırsat olamazdı.



Rota ve attığım izler:

Google Earth



Garmin Mapsource



İlk güzergah Değirmenköy. Daha önceden arabayla geçerken, gördüğüm birkaç yapı ve bir türbe vardı.

Türbe yolu



Türbe: Ahmet Fakih isimli bir evliyaya ait. Belediye düzenlemiş. Bana anlatılanlara göre bu zat'ın hiçbir şeyi eksilmezmiş. Durum farkedilince, köyden gizlice ayrılmış. Bir müddet sonra gelmiş ve ölürse buraya gömülmek istemiş. Ertesi gün de vefat etmiş. Allah rahmet eylesin.




Spider Man



Yola devam... Değirmenköy Göleti ve ayçiçekleri, tabi daha çiçek yok.




Benim yolum başlıyor...

 

Etiketler
Ynt: Tarih ve Enduro İçiçe...

Değirmenköy: Eski adı Germiyan daha sonra Geremiyan. Zamanla Rum azınlık nüfusunun arttığı (çalışmaya gelen Rum işçilerden dolayı) ve bu yüzden de bu kilisenin yapıldığı bir köy. Türkler bir zamanlar bu köyde azınlık hale gelmişler. Daha sonra Balkan Savaşı ve mübadeleler döneminde tekrardan Türkleşmiş. Un öğütmek için yapılan yeldeğirmenleriyle meşhurmuş bir zamanlar. Ama artık yok. Ben bir tane bile göremedim.
Ben bu kiliseyi daha önce çok uzaktan arabayla geçerken görmüştüm ve hep merak etmiştim. Kısmet bugünmüş. Kilise üzerinde 1945 veya 1345(Hicri) yazıyor. 1845 mi? diye iyice baktım ama çok yüksekteydi tabelası ve güneşten dolayı birtürlü okuyamıyordum. Bu kiliseye Abdülhamit Han maddi olarak destek vermiş. 1845 olması daha muhtemel. Bilgisi olan varsa paylaşırsa sevinirim.



















 

Ynt: Tarih ve Enduro İçiçe...

İçten görünüm. Maalesef ahır veya ağıl olarak kullanılıyor. Çok yazık. Diyecek birşey bulamıyorum.
Şu güzelliğe, şu işçiliğe bir bakın. Restorasyon muhafasına ihtiyacı var. Hatta müze olarak koruma altına alınması gerek.















Yola devam derken karşıma eski bir cami çıktı. Yaklaşınca daha tamamlanmamış olduğunu gördüm. Kiliseye yaptığımızı buna da yapamazdık herhalde.
Bunun tabelasında 1948 yazıyordu.



Merdivenlerini çıkarken



 

Ynt: Tarih ve Enduro İçiçe...

Abdest alınan yer. Ne kadar sade bir işçilik. Süslenmeye fırsat bile bulunamamış.



İçten görünüm.







Cami ve kilise karşı karşıya komşu.



Sıcaktan baykuş yavruları nasıl da korunuyor!





Yola devam. Hava çok sıcak ve hertaraf yanıyor. Ama buna değen bir gezi oluyor geçen her dakika. Sağ bacağımla motosiklet fanının çalıştığını anlıyorum ve sıklığını kontrol ediyorum. Durum şimdilik iyi. Yol kötü...



Girdiğim yere bir bakın. Kimse yok. Lastik patlasa bir gölge bile yok. Soyun ve değiştir.





 




Ynt: Tarih ve Enduro İçiçe...









Şuraya da bir çıkalım bakalım.



Terkedilmiş bir askeri bölge.



Manzara harika



Nihayet asfalt. Deliler gibi çeviriyorum gaz kolunu. Toz toprak içindeyim.

 

Ynt: Tarih ve Enduro İçiçe...

Eski Yolçatı yolundan Büyükçavuşlu, Çayırdere, Sayalar derken;
eski İstanbul- Kırklareli yolunu atlayıp Istrancalara Gümüşpınar civarına giriyorum. Buralar çok sık ormanlık ve keşfedilecek patikalarla dolu bir yer.











Askeri tatbikat alanları. Ben de bu yollara ne olmuş böyle diyorum. Yolun iki kenarında derin izler.









 

Ynt: Tarih ve Enduro İçiçe...

Yol ve bitki örtüsü değişiyor. Sıcaklık yerini serinliğe bırakıyor. inişler ve çıkışlar...



















 

Ynt: Tarih ve Enduro İçiçe...

Aslında benim gezimin amacı, daha önce yarım kalmış olan araştırmayı bitirmekti.
Bu gezimde resimlediğim duvarlar, tamamen ormanlık alan içinde kalmış. Hiçbir şekilde içeri giremiyorsunuz. Duvarların bulunduğu yerler çok sıkı ağaçlık kaplı. Ben fırsatını buldukça resimleyebildim.
 

Ynt: Tarih ve Enduro İçiçe...

Yol boyunca duvar uzanıyor.



Sol taraf olduğu gibi duvar ve yol boyunca uzanıyor.
Bir taş parçası için bu kadar yol gelmeye değer mi?:wiinkk:















 



Ynt: Tarih ve Enduro İçiçe...

Yol gitgide çetin hale geliyor. Bende yorgunluk başladı. Ter ve tuz kaybı...





Artık dayanamadım ve durma noktasında tam sağ dönerken olanlar oldu. Geriye resimlemek kaldı. Sakın mavi F650 Gs alayım demeyin. Hepsi yara bere içinde.:queen:





Ama herşeye değmişti. Karşıma bu su kemeri çıktı. Daha ileri gidemedim. Çünkü çok yorulmuştum ve dönüşe biraz enerji saklamam lazımdı. Yol da çok kötüleşmişti. Ama gönüllü arkadaşlar varsa aşağıdaki dere geçişlerini kullanarak yola devam edebiliriz. Var mı kendine güvenen. İsmini yazdırsın. Tarihi belirleriz.





Bu su kemerini; bu rampada, bu sık tabiat örtüsü içinde nasıl yapmışlar acaba?
İstanbul'a (Bizans Dönemi) su taşıyordu herhalde.

 

Ynt: Tarih ve Enduro İçiçe...

''Artık döneyim'' diyorum fakat hiç istemiyorum. ''Daha devam'' diyorum.
Manzara harika. Hava mis gibi.





















Artık aşağı inme vakti. Güneş batmaya başlıyor.



Bir köy gözüktü. Harita ismini ''Belgrat'' diye gösteriyor.



Beni ilk karşılayanlar



Evet, sizinle en güzel resimleri paylaştım, umarım beğenmişsinizdir. Hepimize iyi ve güvenli sürüşler.
 

Ynt: Tarih ve Enduro İçiçe...

Böyle harika anlatımlarda; motorsiklet bölümünü okuyorum, mutlaka benimde bir motorum olacak ve böyle gezeceğim diyorum. Karavan bölümünü okuyorum... gene aynı... Ne olacak halimiz bilemiyorum...

Çok keyif alarak izledim. Konu, anlatım ve teknik detaylar mükemmel. Elinize, gözünüze, yüreğinize ve pedalınıza sağlık...
 

Ynt: Tarih ve Enduro İçiçe...

Çok güzel yazmışsınız haklı olarak. Ne olacak bu insanoğlunun hali? Herşeyi istiyoruz. Ben de bir jeep im olsun şöyle Reha Bey'inki gibi ya da sizinki gibi. Internet bağlantısı, webasto filan.....
Kimse sağlık olsun demez, mutluluk olsun demez.
Unutmayalımki hayalleri geçekleştirdiğimiz zaman; ''yaşıyoruz'' deriz.
Buyur çık işin içinden şimdi...
İlginizden dolayı teşekkür ederim.
 

Ynt: Tarih ve Enduro İçiçe...

Harika, nefes almadan izledim kareleri, her resimde ince detaylar, görebilenlere selam olsun...