Ynt: Willys CJ3A
mk51 arkadaşım sorduğu için bilgi vereyim biraz.
45 yaşındayım 3,5 yıldır muğla dalaman da yaşıyorum.daha önceki ömrümün tamamını istanbulda geçirdim.1985 yıllarından beri motorsporlarıyla uğraştım.yaş ta kemale erince biraz yavaşladık ve sadece motosiklet ve arazi araçlarına yönelmek zorunda kaldık.
geçen yıl bir opel frontera 2,2 araç aldım ama bana göre olmadığına karar verip 6 ay sonra sattım.
dalaman sanayi sitesinin içinde tarla tabir edilebilecek bir yerde rastladım 1951 cj3a ya.2 yıldır sordum kimse ilgilenmedi ve en sonunda 3 ay kadar önce sahibini bularak aracı hurda fiyatına ondan satın aldım.
berbat durumdaydı,2,5 yıl kadar doğanın tün şartlarına maruz kalmış ki burada yağmur çok fenadır kışın.günlerce hiç kesilmeden yağar.
bunca yıllık otomobilcilik tecrübeme güvenip aracı restore etmeye koyuldum.
ilk olarak makinenin üzerinde olmayan silindir kapağını ve kapak contasını istedim sahibinden ve aldım.sonra sökülebilecek ıvır-zıvırı söküp aracın bordo olan rengini çok fazla da detaya girmeden (otosan-haki)kodlu askeri renge boyadık.tüm alt ve kabin içi kısımlara da boyacıların "pütür"dediği siyah malzemeyi uyguladık.
işin ilginci araç,o kadar dışarıda kalmasına rağmen pastan eser yoktu.tabii şoför mahallinde ayak basılan yer dışında.
oradaki paslı kısmı kaportacıya kaynakla kestirip,yeni sac kaynattırıp sorunu çözdük.
araçta ben aldığımda tofaş direksiyon sistemi bulunuyordu ve bu, arazi koşullarında büyük ihtimalle kırılacaktı.
bir arkadaşımla muğla merkez den dönerken bize 8-10 km.mesafedeki ortaca ilçesinde yol kenarındaki bir hurdacıda benim aracın bir model yenisi olan cj3b bir araç gördük.hemen durup pazarlığa başladık.o aracın üstündeki direksiyon kutusunu-milini-kollarını-simidini,aracın marş motorunu(benim hurdada yoktu),orijinal yağlı hava filtresini ve en önemlisi ön diferansiyelini makasları ve üzerindeki hub larla birlikte komik denebilecek bir paraya satın aldım.
çünkü benim hurdanın ön diferansiyelinin içinin boş olduğunu ve üzerinde ne aks ne de kovanın içinde ayna-mahruti olmadığını biliyordum.
tüm bu parçaları monte ettik,sıra geldi makineye;aracın üstünde orijinal "hurricane" denen fakat ülkemizde "taşkafa"tabir edilen alttan egsantrikli ve bloktan supaplı makine vardı.kontrollerimiz sonucunda silindirlerin honlanması ve o ölçüye göre segman takılması sonucuna vardık.krank, taşlama limitlerinin sonunda idi fakat yataklarda biyel kollarında ve krankın kendinde bir sorun yoktu.
fethiyede rektifiyeci coşkun ustada bu işlemleri yaptık ve motoru dalamana getirerek monte ettik.
tüm avans ve diğer ayarlar yapıldıktan sonra araç çalıştı,fakat o da ne....?makineden yağ kaçırıyordu hem de az değil,aracın altı göl oluyordu.
aracın tüm elektrik tesisatı sıfırdan yapıldı ve biz makineyi tekrar i söktük.egsantrik tapasından ve krank salmastrasından yağ kaçırdığı görüldü.(bu araçlar eski jenerasyon oldukları için bunlarda krank keçesi yerine salmastra kullanılıyor)
şu anda bu arızalar giderildi ve yarın araç tekrar çalıştırılacak.umuyoruz makinede bir sorun çıkmaz.
bu arada;bu willys lerin sürücü koltukları direksiyona çok yakın,ne mantıkla yapılmış bilinmez;ancak bunları sürmek için 12-13 yaşında bir çocuk olmak gerekiyor.bunun için,orijinalliği bir kenara attım ve şoför tarafının arka çamurluk davlunmazını koltuğun içine sığabileceği şekilde kestirdim ve sac uydurarak kaynattırdım.zira orijinal ama hiç kullanamayacağım bir aracım olmasını istemem.
ayrıca 4 kanatlı olan radyatör pervanesini de 8 kanatlı bir pervane uydurarak değiştirdim,çünkü bulunduğum bölge yazın anormal sıcak oluyor ve dağda hararetten yolda kalmak en son düşüneceğim hadisedir.
bir grubumuz var burada,grupta bir 1990 pajero(3 kapı) ve bir de 1988 range rover classic var.bu grupla birlikte bulunduğumuz bölgede dağa tepeye çıkabilecek bir araç yaratmaya çaılışıyoruz.çünkü en büyük hobimiz domuz avı.(burada yapılabilecek pek te fazla aktivite yok çünkü)
diğer gelişmeleri ve fotoğrafları 3-5 gün içinde eklerim.
(bu arada fotograf eklemekten bihaberim ve herhalde eklemem birkaç yılımı alır)