Sukuşu
Moderatör
- Mesajlar
- 536
- Tepkime Puanı
- 4
Zeytinleri toplamak ve kanaatkarlık....
Zeytin topluyorum, geçtiğimiz senelerde zeytinliğimizi hep köydeki komşular, “ortakçı” topladı çıkan yağın, ürünün yarısını kendilerine alma karşılığında. Bu yıl tüm yoğunluğa karşı kendimiz toplamaya niyetlendik, güzel oluyor, özlemişim bu işi.
Bu sene zeytinyağının toptan fiyatları geçen seneye göre çok düşük. Buna rağmen geçen sene de bu sene de ağaçlarda bir tane dahi zeytin bırakmadan toplamaya çalışırız genelde, her bir zeytin bizim hakkımızmış, toplamadıklarımız ziyan olacakmış gibi. Bir litre daha fazla yağ için ağaçlarda bir tane bile zeytin kalmasın isteriz. Bizim gözümüzden kaçanı da başak sistemi (fakirlerin toplanmış tarlalardan kalan zeytinleri toplayarak kendilerine almaları) gibi güzel bir sistem ile yine birileri topluyor genelde.
Bizim zeytinlikte de epeyce ağaç var, bu gün sabah başladık önce dibine dökülenleri toplamaya, ardından da üstündekileri silkeleyip onları da toplamaya tek tek önce sepetlerimizde biriktirip oradan da kıl çuvala biriktirerek yahaneye gitmek üzere.
Dikkatimi yarısı yenmiş, tamamı yenip çekirdeği kalmış zeytinler çekti bir noktada, bizden başka canlıların da keyifle yediğini fark ettim özellikle olgun zeytinleri. Kim bilir fareler, börtü böcek, kuşlar...Ne çok hak ortağı var aslında diye düşündüm tarlada.
Topladığım bir ağaca baktım neredeyse tek bir zeytin bırakmamışım üstünde, utandım o anda, üzüldüm düşüncesizliğime. O andan sonra tüm ağaçları toplarken güzel olgun zeytinlerden bir miktar bırakarak devam ettim toplamaya, içim rahatladı. Rahmetli Değirmenci Bayram amcayı düşündüm, Ali Çavuşu, “kurda-kuşa-aşa” diyerek nasıl ekin ektiğini, tohum attığını konuştuk arkadaşlarımla bu bilge insanların.
Peki biz niye yaratılmış diğer varlıkların tüm haklarını gasp ederek yaşıyoruz ? Artan nüfusu doyurmak için mi? Evrenin üzerindeki tek hak sahibi olarak mı? Yaşamdaki ortaklarımızın, tüm varlıkların yaşam döngülerine, temel ihtiyaçlarına saygı duymaksızın nereye kadar varlığımızı sürdürebileceğimizi düşünüyoruz?
Ağaçlarda bıraktığım zeytinlerden dolayı çok huzurluyum, biraz daha az yağ yiyebilirim, satacağımız yağ biraz azalabilir, geçimimiz için ormandaki bir sürü canlının ekmeği ile oynayamam ya! Hem ben zaten o yağı karnımı doldurmak için değil, nasibim kadarını özenle kullanmak, başkalarının nasiplerini de kendilerine ulaştırmak üzere üretiyorum.
Yeni güneş yılında her an nasibimiz kadarını tüketmemiz, kanaatkarlığımız ile kendimizi ve birbirimizi, yaşamı zenginleştirmemiz dileğimle!
Victor Ananias
31/12/2006
Zeytin topluyorum, geçtiğimiz senelerde zeytinliğimizi hep köydeki komşular, “ortakçı” topladı çıkan yağın, ürünün yarısını kendilerine alma karşılığında. Bu yıl tüm yoğunluğa karşı kendimiz toplamaya niyetlendik, güzel oluyor, özlemişim bu işi.
Bu sene zeytinyağının toptan fiyatları geçen seneye göre çok düşük. Buna rağmen geçen sene de bu sene de ağaçlarda bir tane dahi zeytin bırakmadan toplamaya çalışırız genelde, her bir zeytin bizim hakkımızmış, toplamadıklarımız ziyan olacakmış gibi. Bir litre daha fazla yağ için ağaçlarda bir tane bile zeytin kalmasın isteriz. Bizim gözümüzden kaçanı da başak sistemi (fakirlerin toplanmış tarlalardan kalan zeytinleri toplayarak kendilerine almaları) gibi güzel bir sistem ile yine birileri topluyor genelde.
Bizim zeytinlikte de epeyce ağaç var, bu gün sabah başladık önce dibine dökülenleri toplamaya, ardından da üstündekileri silkeleyip onları da toplamaya tek tek önce sepetlerimizde biriktirip oradan da kıl çuvala biriktirerek yahaneye gitmek üzere.
Dikkatimi yarısı yenmiş, tamamı yenip çekirdeği kalmış zeytinler çekti bir noktada, bizden başka canlıların da keyifle yediğini fark ettim özellikle olgun zeytinleri. Kim bilir fareler, börtü böcek, kuşlar...Ne çok hak ortağı var aslında diye düşündüm tarlada.
Topladığım bir ağaca baktım neredeyse tek bir zeytin bırakmamışım üstünde, utandım o anda, üzüldüm düşüncesizliğime. O andan sonra tüm ağaçları toplarken güzel olgun zeytinlerden bir miktar bırakarak devam ettim toplamaya, içim rahatladı. Rahmetli Değirmenci Bayram amcayı düşündüm, Ali Çavuşu, “kurda-kuşa-aşa” diyerek nasıl ekin ektiğini, tohum attığını konuştuk arkadaşlarımla bu bilge insanların.
Peki biz niye yaratılmış diğer varlıkların tüm haklarını gasp ederek yaşıyoruz ? Artan nüfusu doyurmak için mi? Evrenin üzerindeki tek hak sahibi olarak mı? Yaşamdaki ortaklarımızın, tüm varlıkların yaşam döngülerine, temel ihtiyaçlarına saygı duymaksızın nereye kadar varlığımızı sürdürebileceğimizi düşünüyoruz?
Ağaçlarda bıraktığım zeytinlerden dolayı çok huzurluyum, biraz daha az yağ yiyebilirim, satacağımız yağ biraz azalabilir, geçimimiz için ormandaki bir sürü canlının ekmeği ile oynayamam ya! Hem ben zaten o yağı karnımı doldurmak için değil, nasibim kadarını özenle kullanmak, başkalarının nasiplerini de kendilerine ulaştırmak üzere üretiyorum.
Yeni güneş yılında her an nasibimiz kadarını tüketmemiz, kanaatkarlığımız ile kendimizi ve birbirimizi, yaşamı zenginleştirmemiz dileğimle!
Victor Ananias
31/12/2006