2,5 Günde Paris ve Amsterdam

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan regalom Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 13
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 57,971

regalom

Ana Kamp
Mesajlar
27
Tepkime Puanı
2
Yer
İstanbul
Web
www.gelincealisveris.com
Pegasus kartın kampanyasıyla istediğimiz destinasyona, istediğimiz tarihlerde yurtdışı gidiş dönüş uçak bileti kazandık. Kardeşlerim (ikizler bu arada) Paris diye tutturdu, erkek arkadaşları Amsterdam diye. Neden acaba :smiley: ? Benim niyetim ise daha önce gitmediğim bir yere gitmekti, mesela İsveç, Stockholm ama çoğunluk sağlayamadım tabi.

Peki Paris’e mi gidilecek, Amsterdam’a mı? Uzun tartışmalardan sonra, her ikisine gitmeye karar verildi. Uçak biletlerini Paris gidiş, Amsterdam dönüş olarak aldık. Paris- Amsterdam arası için, hızlı tren ve araba kiralama araştırıldı. 5 kişi de olsak, araba kiralama ülke değiştirildiği için çok pahalı. Paris-Amsterdam arası arabayla 6-7 saat ayrıca. Hızlı trenle 3 saat 15 dakika, dolayısıyla tren iyi bir seçenekti. Biletleri 1 ay önceden aldığımız için ucuz bilet bulabildik. Hızlı trende( Thalys) şöyle bir uygulama var. Pegasus havayollarında aynı uygulama var sanırım, mesela 2 koltuk 45 euroluk, 2 koltuk 55 eurouk, 2 koltuk 75 euroluk diye ayrılmış ve fiyatlar giderek artıyor. Biz de 5 kişi olduğumuz için 2 kişi 45 euroya, 2 kişi 55 euroya, bir kişi de 75 euroya tren bileti aldı :smiley: 75 euroluk koltuk çok mu farklıydı derseniz, hayır, hepsi aynıydı.
Otelleri booking.com’dan rezerve ettim. 1 gece Paris’te 1 gece de Amsterdam’da. (Burada otel ismi verilebiliyor mu emin değilim, merak eden olursa yazarım.) Cuma gecesi Paris’te, 3 yıldızlı gayet iyi bir otel için kişi başı sadece 30 euro verdik. Otel metro istasyonuna yürüyerek 10 dakika, metroyla şehir merkezi sadece 5 dakika idi. Amsterdam’da kaldığımız otel de lokasyon olarak gayet iyiydi. Tramway durağının hemen karşısında ve gece otobüsü de önünden geçiyor. Bu otel de 3 yıldızlıydı ama Paris’teki otelden biraz pahalı idi. Burada kişi başı 60 euro ödedik, nedeni ise cumartesi olması.

Özet gezi planını vermek gerekirse:

İlk gün plan: 1. Eyfel’i hem gündüz hem de gece ışıklandırılmış haliyle görmek.
2. Gece daha güzel olan Champs Elysee’de bir yürüyüş ve kahveden sonra otele gitmek.

İkinci gün plan: Bir günlük seyahat bileti alarak turistik yerlere panoramik gezi :smiley:
(Gidilecek yerler Louvre Müzesi, Notre Dame Katedrali, Sacre Coeur),
ardından 17:30 da trenle Amsterdam’a yolculuk. Bilette yazdığı gibi saat tam 20:43’de Amsterdam’a varış. Burada ilk istikamet Red Light Street ve Bulldog Cafe tabi.

Üçüncü gün plan: Dönüş uçağımız 14:00’da olduğu için şehir merkezinden uzaklaşmadan avare avare, şehri yürüyerek gezmek ve yine Bulldog Cafe. Ardından güzel kafalarla yurda dönüş. Ancak kafalarda küçük bir endişe: Cafenin üstümüze sinmiş kokusundan polis köpeklerine yakalanma endişesi :smiley:

Faydalı Bilgiler:

Paris’te;

- Havalanına iner inmez turist informationdan Paris ve metro haritası bulabilirsiniz. Haritada metro ve tren hatları bir arada gösterilmiş. Tren RER olarak geçer, A,B,C,D olarak 4 hat. Metro M , 14 hat var sanırım, metroda hatlar numaralarıyla belirtilir, Line 6, Line 9 gibi
- Paris Orly Havaalanından merkeze gitmek: RER B’ye (tren) aktarma yapmak için Orly Line’ı kullanın. 7 euro. Anhony durağında inip tren hattına geçebilirsiniz.
- Metroda single ticket 1.70 euro
- 1 günlük kart, “Paris Visite”, 7 euro. ( Zone 1-3 için) Otobüs, tren, metro, teleferik ve Orly hattından geçerli.
- Paris Visite, Zone 1-6 için 18.90 euro. Yani eğer havaalanından 1 günlük Paris Visite alırsanız, ve merkeze gittikten sonra bir daha 3. Zon dışına çıkmayacaksanız gereksiz pahalı. Bu arada Versaille Sarayı ve Disneyland dışında çoğu turistik yerler zone 1-3 arasında.
- Bir başka bilet, “Carnet”. Bir carnetde 10 bilet var, fiyatı 11.70 euro. Hepsini bir kişi kullanmak zorunda değil, paylaşılabilir.
- Metro sabah 05.30 gece 01.15 arası çalışıyor

Amsterdam’da;

- Amsterdam Central Station- Havaalanı arası 17 dakika. Gişeden alınırsa 4.20 euro, makineden alınırsa 0.50 cent daha ucuz.
- Amsterdam’da günlük kart metroda, tramwayda ve otobüste geçiyor ve 7 euro. Diğer günlük kartlar gibi gün sonunda bitmiyor. İlk kullandığınız andan itibaren 24 saat geçerli. Bileti makineden, turist ofislerinden alabileceğiniz gibi tramway veya otobüs şoföründen de alabilirsiniz.
- Tramway gece 12’ye kadar çalışıyor. Gece otobüs saatleri çok sık. Gece otobüsü bileti 3.50 euro
- 1 saatlik bilet 2.60 euro
- http://www.gvb.nl/english/Pages/default.aspx Amsterdam'da tüm ulaşım için haritalar, otobüs saatleri, bilet çeşitleri burada var.

İstanbul’da, Sabiha Gökçen Havaalanın’da;

- Pegasus’un ücretsiz ekoparkı var. Gidiş-dönüş pegasusla olmak şartıyla 72 saate kadar otopark ücretsiz.
 

Etiketler
Ynt: 2,5 Günde Paris ve Amsterdam

Gelelim nereleri, nasıl gezdiğimize:

Cuma sabah uçağıyla Paris’e doğru( Orly Havaalanı) yola çıktık. Öğle saatlerinde Paris’deydik. Havaalanından şehir merkezine gitmek için trene aktarma yapmanızı sağlayan havaalanı transfer aracına(raylı sistem) binmeniz gerek. 7 küsür euro vererek bindik ve Anthony durağında inerek trene, oradan da metroya geçiş yaptık.

İlk istikamet Eyfel . Metro durağı Bir Hakeim, Line 6.
Eyfel’e çıkış, 2. kat için 7 euro gibi bir şeydi sanırım, en üst kata çıkış 13 euro. Fazla sıra beklemek istemeyenler 2. katla yetinmeliler bence.
Bu 2. kattan manzara
[attachment=3]
Bu da en tepeden
[attachment=4]
Bilet alıp 2. kata çıkmamız 10 dakika falan sürdü, pek bi sevindik fazla sıra olmamasına. (erken bir sevinmeymiş maalesef) . 2. katta en üst kata çıkmak için asansör sırasını görünce yıkıldık. Ve aşağıda hava gayet iyiyken burada fırtına vardı. ½ saatten fazla bekledikten sonra asansöre binip en üst kata çıkabildik. İnişte de aynı asansör sırası, biraz eziyet yani Eyfel’e çıkıp inmek. Manzara süper tabi, tüm şehir ayaklarının altında.
(Bundan 9 sene önce de, yılbaşından 1 gün önce Eyfel’e çıkmıştım.Tek hatırladığım asansör beklediğimiz ve soğuktan donduğumuzdu.Tepeye çıktığımızda tek isteğimiz aşağı inmek olmuştu, hiç olmazsa aşağıdaki soğuk hava yukarıdaki fırtınadan daha iyiydi. Tavsiyem; Eyfel’e çıkılacaksa kesinlikle kışın Paris’e gidilmemesi. Hele yılbaşı için gidilecek en son yer Paris. Bekleme sırası 2 katına çıkıyor. Ben yılbaşı için gittiğimde Eyfel’deki yılbaşı kutlamalarını Taksim’dekinden farklı olmadığını duymuştum. Gerçekten sonradan yakın bir arkadaşım da yılbaşında Eyfel’in hiç tekin olmadığına dair şeyler anlattı. Biz yeniyılı Disneyland’de karşılamıştık. Orayı da yılbaşında kesinlikle tavsiye edemeyeceğim. Sabah 9’dan gece 12’ye kadar Disneyland’deydik. Aylardan Aralık, hava buz gibi ve her bir trendir, showdur veya herhangibirşey için 2 saat soğukta sıra beklemece. Kesinlikle abartmıyorum, her biri için tam 2 SAAT.Anlayacağınız, baya güzeldi yani :smiley:
[attachment=2]


Neyse gelelim bizim son gezimize. Eyfel’den indikten sonra Eyfel’le fotoğraflar. Eyfeli parmaklamaca falan. Bu arada hava hafiften kararmaya başlamıştı. Yemek yiyip tekrar Eyfel’in önünden geçerek ışıklı haliyle resimler çekildi. Champs Elysee’yi Eyfel’in tepesinden görüp, kafamızda haritasını çıkardıktan sonra metro yerine yürüyerek gitmeye karar verdik. Haritamız da vardı tabi. ½ saatlik güzel bir yürüyüşten sonra Champ Elysee’ye vardık. ( Metro tercih edecekler olursa durak adı Charles de Gaulle, line 2). Geniş cadde boyunca büyük mağazalar, Renault, Peugot galeriyle, cafeler arasında yürüdük. Bir cafede oturup sıcak çikolata içtik. 5 kişi için hesap 40 euro, sadece 5 tane sıcak çikolatacık. Tabi içtiğimiz en güzel sıcak çikolataydı :p Buradan Arc de Triomphe’ı arkamıza alarak fotoğraflar çekildikten sonra metroyla otelimize gittik. Bu arada Arc de Triomphe (Zafer Takı)’nın yukarıdan çekilmiş fotoğrafları müthiş. Birbirine 30 derece arayla 12 tane yol bu anıta çıkar. Bu anıta da bilet alarak çıkmak mümkün ama Eyfel’den sonra manasız olacağını düşündük.

2. gün:
Artık biraz özet geçmeye karar verdim yoksa bu yazı bitmeyecek. Gidiş yollarını anlatıyım ben.
Bir günlük, zone 1-2-3 ‘ü kapsayan “Paris Visite” kartı aldık ve Avrupa’da bilmediğiniz bir şehri gezmenin en kolay yolu olan metro yolculuklarımız başladı. Yerin üstünden çok, yeraltında vakit geçirdik. Çok geyikler döndü:
- “Paris nasıldı diye soran olursa, bilmiyoruz ama yeraltı dünyasını çok iyi anlatabilirim.” 
- “Kendimi Ninja kaplumbağalar gibi hissediyorum (sırtımızda da sırt çantaları)”
- “Bizi yerin dibine soktun Gülden Abla.”

Louvre Müzesi, metro durağı Palais Royal, Line 1.
Çok sıra olduğu için girmeyi düşünmedik, zaten müzenin tamamını gezmek 3.5 gün sürüyormuş. Biz ise 2.5 güne 2 ülke sığdıran insanlardık Da Vinci şifresini okuduktan sonra, içeriye de girmeyi çok istesem de girmedik. Daha çok müzenin dışındaki hediyelik eşya satan mağazalarda vakit geçirdik. Bu arada metronun çıkışı bir alışveriş merkezinin içi (Carusel). Burada kocaman bir Apple mağazası var. Türkiye’den 5 adet iphone siparişi almıştık. Mağazaya sorduk, ellerinde hiç yokmuş, haftaya gelir dediler, güldük :smiley:

Notre Dame Katedrali, metro durağı St. Michelle Line 4.
Buraya girişde de sıra vardı, muhtemelen ibadet yeri olduğu için ücretsizdi. Biz yine dışarıdan fotoğraf çekilip yolumuza devam ettik.

Sacre Couer, metro durağı Abbesses; Line 12.
Metrodan çıktıktan sonra 5 dakikalık bir yürüyüş ve teleferikle Montmartre tepesine çıkış. (Paris visite kartı teleferikte geçiyor)
Paris’te bir tek burayı görünce heyecanlandım. Nedeni daha önce görmediğim bir yer olması mı yoksa mekanın gerçekten etkileyici olması mı çözemedim. Adamın biri amfisini mikrofonunu almış, merdivenlerin ortasında gitar çalıp şarkı söylüyor. Ve merdivenlerde oturan her milletten insan ona eşlik ediyor. Ne şanslı bir sokak sanatçısı. Merdivenlerde oturduğun yerden, tüm şehir ayaklarının altında. Oraya bir de deniz manzarası yakışırdı ya , neyse. Merdivenlerin arkasında muhteşem Sacre Couer Klisesi. Burada bol vaki geçirdik, kiliseye de girip birer mum yaktık.
[attachment=5]


Tren Garı, metro durağı Gare du Nord, Line 4.
Hızlı trenle Amsterdam’a gitmek üzere tren istasyonuna geldik. Tren 17:25’de, varış 20:43. Aynen bilette yazdığı gibi, saat tam 20:43’de Amsterdaydık. Arada birkaç durakta (Bruksel yol üstündeydi mesela) durmasına rağmen nasıl bu kadar dakik anlayamadım valla. Trenin cafesinde akşam yemeklerimizi yiyip (Chicken Tikka Masala fena değildi, tavsiye ederim,özlemişim) Paris’ten aldığımız Smirnoff Ice’larımızı yudumlayarak hiç sallantısız bir yolculuktan sonra Amsterdam’a vardık.
Plana göre sırt çantalarımızla tren garından direk Red Light Street’e giriş yapmak vardı (yürüme mesafesinde olduğu için) ancak 2 gündür sırtımızda taşıdığımız çantalar artık her birimize sanki sırtımızda 50 kg taşıyormuşuz gibi gelmeye başladığı için çantalarımızı otele bırakmaya karar verdik. Ne de olsa fazla uzak değildi. Tramvayla merkezden 10 dakikalık yolculuk sonucu, otele vardık. Otel tramvay durağının hemen karşısında, ana cadde üzerinde.
Bu arada anlatmadan geçemeyeceğim, bindiğimiz tramwayın şoförü (vatman mi denir?) Türk’tü. Bizden bilet parası almak istemedi. Durak isimlerini mikrofonla lehçe ve Türkçe anons etti. Çicek Pazarı, Dam Meydanı gibi. Bizimkiler, hepberaber olduğumuz için zaten kendilerini yurtdışında hissetmiyorlardı bu da üstüne tam oldu yani :smiley:
Amsterdam’da alınan günlük biletin bir güzelliği var. Bileti hangi saatte alırsan o saatten itibaren 24 saat geçerli. Yani diğer günlük biletler gibi o günün sonunda değil de ilk kullandığın andan 24 saat sonra süresi doluyor. Fiyatı 7 euro.
Sırt çantalarımızı otele bıraktıktan sonra tekrar tramwayla merkeze döndük. Dam Square durağında inip, Damstraat sokağından devam ederek Red Light Street’e ulaşabilirsiniz. Burada gördüklerimi anlatmama gerek yok sanırım :smiley: Bulldog cafeye de uğradıktan sonra otele dönüş.

3. gün:
Sabah erkenden kalkıp Leidseplin’e doğru tramwaya binmişken 2 durak sonra falan koskocaman bir AMSTERDAM yazısını görünce hemen o durakta indik. Tesadüf, Van Gogh Müzesi’nin orada inmişiz. Burada bol resim çekildikten sonra, yolumuza yürüyerek devam etmeye karar verdik. Heryerde tabelalar var. Gidilecek yerlere kaç km olduğu da yazıyor tabelalarda. Mesela bizim bulunduğumuz yerden Central Station 4.5 km idi. Amsterdam küçük bir şehir zaten, haritaya bakma gereği bile duymadık, tabelalar kesinlikle yetti. Yürüyerek Leidseplein’den çiçek pazarına oradan Dam Square ve yine Red Light Street üzerinden geze geze Central Station’a vardık. Buradan 2 katlı bir trenle havaalanına gitmemiz 17 dakika. 14:00’da kalkan uçakla İstanbul’a dönüş.

[attachment=1

[ATTACH=full]174027[/ATTACH]

DSCF0659


DSCF0559


DSCF0552


DSCF0866
 

Ekli dosyalar

  • DSCF0941.jpg
    DSCF0941.jpg
    68.1 KB · Görüntüleme: 4,636


Ynt: 2,5 Günde Paris ve Amsterdam

Merhaba,

Oldukça güzel bir gezi ve notu olmuş. Teşekkürler.

Paris'te kaldığınız otelin ismini yazabilir misiniz ?
 

Ynt: 2,5 Günde Paris ve Amsterdam

Teşekkürler :smiley:
Paris'te kaldığımız otelin adı Kyriad Puteaux. Odalar biraz küçük ama temiz bir oteldi. Metroya yürüyerek 10 dak., Seine nehri boyunca, zevkli bir yürüyüş.Otelin hemen yanındaki caddede de bar, restaurant, pastry, market vs. mevcut.
 



Ynt: 2,5 Günde Paris ve Amsterdam

çok güzel anlatmışsınız bu haftasonu ben de paris benelux turuna çıkıyorum anlattıklarınızdan faydalanacağım teşekkürler :smiley:
 


Ynt: 2,5 Günde Paris ve Amsterdam

rehber niteliğindeki yazınızı keyifle okudum,
paylaşım için teşekkür ederim.
 


Ynt: 2,5 Günde Paris ve Amsterdam

gezi notlarınız çok keyifli ve bilgilendirici olmuş. çok teşekkürler . bende bu temmuzda benelüks turu düşünüyorum ekstra turlara katılmak yerine metroylada gezebileceim diye düşünüyorumm sayenizde :smiley:)
 



Ynt: 2,5 Günde Paris Ve Amsterdam

İyi günler biz 4 kişilik aile olarak araba tutarak Almanya'dan amsterdam ve paris geçeceğiz Amsterdam ve paris te arabayı park edebileceğimiz ücretsiz park alanları var mı ? Bi de paris ve Amsterdam şehir metrolarından hangi biletleri almamızı önerirsiniz?
 

Ynt: 2,5 Günde Paris Ve Amsterdam

Paris-Amsterdam arası Thalys tren firmasıdan online bilet aldık çıktısını alıp binmeyi düşünüyoruz italya da tarih işleyen makinelere okutuyorduk burada da var mı öyle bir uygulama ?
 

Ynt: 2,5 Günde Paris Ve Amsterdam

Merhaba,
Dediğiniz makina var mıydı hatırlayamıyorum. Biz de bilet çıktısını internetten aldık ve garda gişelere sorduk. Thalys size üzerinde karekod olan bir kart gönderecek. Eğer seyahatinizden evvel bu kart gelirse gişeye de gitmenize gerek yok. Kartın adı "ticketless". Bu kartınız olduğunuzda bilet çıktısına bile gerek yok. Direkt kartın üzerindeki karekod okutuluyor tren bindiğinizde. Kartı saklayın, bundan sonraki tüm Thalys seferlerinde bu kartla yolculuk edebilirsiniz.
Diğer soran soru soran arkadaşa daha önce cevap veremediğim için özür dilerim. Avrupa'da ücretsiz park yeri bulmanın imkanı olduğunu sanmıyorum. Tren biletleri konusunda da yeterince açıklama yaptığımı düşünüyorum.
 


Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,435
Mesajlar
1,517,931
Kayıtlı Üye Sayımız
172,085
Kaydolan Son Üyemiz
Ertuğrul Ocaktan

Çevrimiçi üyeler

SON KONULAR



Geri
Üst