Ankara'dan Amasya - Tokat - Bayburt - Yusufeli - Barhal - Artvin - Borçka - Macehel ve Kaçkarlar

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan aslankurt72 Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 49
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 10,836

aslankurt72

Kamp II
Mesajlar
221
Tepkime Puanı
1
Benzer gezi yapacaklara bir referans olması amacıyla 8-18 Temmuz 2012 tarihleri arasında,Yeşilırmak-Kelkit ve Çoruh vadisinden Kaçkar'ların güneyi daha sonra Macehel ve Kaçkar'ların Kuzeyini gezmek. 2 gün Konaklama yaptığımız yerlerde,10-15 km.lik doğa yürüyüşleri yapmak.Güzergah üzerindeki tarihi yerleri gezmek amacıyla düzenlediğim gezinin hikayesini yazacağım daha sonra da resim koyacağım.
 

Etiketler
Karadeniz turunu eşim ve yağmur adam oğlumla birlikte yapmayı planlamıştım. Yürüyüşe katılan bir arkadaşımız daha arabasıyla peşimize takılmaya karar verdi. Yine yürüyüşe katılan arkadaşlarımızdan biri de onlarla beraber olacaktı kısaca 6 kişi ve 2 araba, sonra sınıf arkadaşlarımızdan biri daha eşiyle katılmak isteyince, VW Caravelle kiralamaya karar verdik. 7 Temmuz akşamı 22.30 da getirdikleri caravel. 416 000 km.de, lastikleri bitik. İlk defa araç kiraladığımız için gafil avlanmıştık. Bir gün gecikme tüm rezervasyonları alt üst ediyordu, mecburen sabah o araçla yola çıktık. Bütün yıpranmışlığına ve epeyce de stabilize dağ yolu kullanmamıza rağmen, 2500 km. ortalaması, Km. de 31krş.yakarak kendisini affettirdi.
PROGRAMIMIZ:
8 Temmuz Günü Ankara’dan hareketle Amasya, Tokat’ı gezerek Tokatta gecelemek.
9 Temmuz Günü, Tokat’tan Yeşilırmak –Kelkit-Çoruh Vadilerini takip ederek Bayburt’ta ulaşmak. Şiran’a 25 Km. mesafedeki Tomara Şelalesini gezme.
10 Temmuz Yusufeli-Sarıgöl üzerinden Barhal’a gitme.
11 Temmuz Araçla Olgunlar-Yaylalara gidip oradan Dibe Düzü –Deniz gölüne yürüyüş. (Ancak yolun çok kötü olması nedeniyle yürüyüş etkinliğimizi Barhal-Sarıbulut Yaylası- Satibe sırtı olarak değiştirdik)
12 Temmuz Barhal’dan Yusufeli-Çoruh Vadisini takiben Artvin-Borçka ve Borçka Karagöl’ü gezdikten sonra Macahel Maral köyü’nde konaklamak.
13 Temmuz Maral Şelalesi’ne yürümek.
14 Temmuz Maral Köyü’nden hareketle Arhavi üzerinden Çifte Köprüler’e aracı bırakıp Mençuna Şelalesi’ne yürümek ve Çamlıhemşin’de konaklamak.
15 Temmuz Çamlıhemşin’den araçla Ayder Yaylası - Kale düzü - Aşağı Kavron - Yukarı Kavron’a gelmek daha sonra Karadeniz gölü - Büyükdeniz Gölü’ne yürüyüş yapmak.
16 Temmuz sahil yolundan Samsun’a gitmek orada Bandırma Vapuru ve Müzeyi gezmek.
17. Temmuz Samsun’dan hareket Havza’da Atatürk’ün kaldığı evi gezdikten sonra Ankara’ya dönmek

8 Temmuz günü, Amasra’da Ferhat’ın Şirin uğruna kazma ile kazdığı su kanalını gördük. Bir insanın ömrü o zamanın ilkel aletleri ile o kanalı kazmaya yetmez gibi geldi. Aşk ve bir insanın azim ve iradesinin nelere kadir olduğunu gösterir gibiydi. Yine Kaya Mezarları da insan emeğinin nelere muktedir olabileceğini göstermektedir. Şehzadeler şehri Amasya’nın doğal güzelliği yanında her tarafı tarihi eserlerle süslenmişti.
Arkadaşlar, benzer bir gezi yapacaklara baz teşkil etsin diye basit bilgiler ve fotoğraflar yüklüyorum. Sakın olduğundan büyük bir misyon yüklemeyin.
Tokat’ı beklediğimden çok daha güzel bir il olarak buldum. Yeşilırmak ve Kelkit vadilerinin birleştiği, restore edilmekte olan tarihi eserlerle bezeli, ana güzergahların dışında olduğundan az bilinen görülesi bir yer.

DKaradeniz tm 020


DKaradeniz tm 017


DKaradeniz tm 005


DKaradeniz tm 004


DKaradeniz tm 001
 







Yeşilırmak vadisini takip ederek Niksar-Reşadiye-Koyulhisar-Şebinkarahisar-Alucra ilçelerinden geçtik. Uzaktan bakıldığında birbirine benzeyen ilçeler gibi göründü. Şiran’a 6 Km. kala sağa saparak 19 km. daha giderek Tomara Şelalesi’ne vardık. Şelalenin suyu dağdan kaynak suyu gibi çıktığından orijinal(Kapuzbaşı Şelaleleri benzeri). Şelale’nin yanına kadar önemli şahsiyetlerin araçla gelebilmeleri için beton bir yol yapıp doğal yapı bozulmuş. Orada çay kahve içilebilecek, karın doyurulabilecek basit bir tesis var. Ancak ana gelir araç park parasından sanıyorum. Bol sulu derenin yanındaki tesiste doğal olarak alabalık yemek istedik. Maalesef yoktu. Gelirken yol üzerinde gördüğümüz canlı alabalık yazan restorana geldik. Hayret orada da yok! “Biraz bekleyin çiftlikten getirtelim” dediler. Restoranın içerisinden bol sulu dere akıyor basit bir havuz yapılıp içine alabalık konularak müşteriye istediği zaman pişirilmez mi? Bazen bizim insanımızın yaratıcılığına hayran oluyorum. Bazen de tembelliğine şaşırıyorum.
Şiran’dan sonra Kelkit Vadisine giriyoruz. Kelkit-Köse’yi geçerek Bayburt’a varıyoruz. Bayburt Kalesi’nin büyüklüğüne bakılınca tarih boyunca büyük güçlerin önemli çatışma alanlarından biri olduğu anlaşılıyor. 1989’a kadar Gümüşhane’ye bağlı bir ilçe olduğu düşünülürse, zaman içerisinde önemini kaybetmiş. Ortasından geçen Çoruh Nehri’ni kaldırıversen geriye bir şey kalmaz. İnsanları yardımsever ve sıcakkanlı, satın alınabilecekler Gümüşhane ile özdeşleşmiş, pestil, köme ve kuşburnu.

Image00001


Image00002


Image00010


Image00003


Image00004
 






Bayburt’tan Yusufeli’ne 08.00 gibi hareket ettik. Bol sulu Çoruh Vadisi’nin tarafeyni(iki yamacı) oldukça çıplak, yollar virajlı ve bakımsız. Üstüne yapılmakta olan çok sayıda barajlardan dolayı servis yolları eklenince yol sıkıcı oldu. Zaman zaman baraj yapımından dolayı patlamalar için beklemeleri de katınca 196 Km. lik yolu 5 saatte aldık. Barajlar bittiğinde yollar yapılınca muhteşem bir gezi güzergahı olacağı anlaşılıyor. Ana nehir üzerindeki barajlara söylenecek bir şey yok. Bu zamana kadar neden yapılmamış denebilir. Ancak bazı bölgelerde su doğal dere yatağından alınarak beton bir boru içerisinden geçirilerek HES yapılıp elektrik üretilmiş. Derelerin doğal yapısı bozulduğu için ekolojik denge yok olacak. Umarım karar vericiler çevrecilerin bu konudaki uyarılarına kulak verirler.
Yusufeli’nden Barhal’a doğru yol iyice kötüleşiyor. Sarıgöl Bucağı’na kadar idare eder ama ondan sonra iki araba karşılıklı geçemiyor, birbirlerine yol vermek zorunda. Ama üzerinde raftingcilere de rastladığımız Barhal Çayı, yemyeşil vadileri yararak muhteşem bir görüntü veriyor. Doğal güzellik görmek isteyen, kötü yollara katlanmak zorunda. 33 Km.lik yolu 1,5 saatte alarak Barhal (Altıparmak)’a geliyoruz. Karahan Pansiyonda Ahmet ve babası Mehmet Karahan bizleri evlerine misafir gelmiş bir akraba gibi ağırlıyor. Hanımlar onlara yardım ediyor. Onlar da güleryüzleri ile her sorunumuza anında çözüm buluyorlar.
Ertesi gün yolun çok bozuk olması ve aracın lastiklerine güvenemediğimizden programı değiştirip. Yaylalar-Dibe Düzü-Deniz Gölü yürüyüşünü iptal edip, Barhal-Sarıbulut Yaylası -Satibe sırtları - Karagöl olarak programımızı değiştiriyoruz.
Oldukça dik olan yolda sonradan katılan arkadaşımız ve eşi zorlanıyor. Bizle aynı istikamete giden bir araç geliyor aracı durduruyoruz. İki arkadaşı Sarıbulut yaylasına bırakması için. Arabayı İstanbul Belediye Bşk.ı Kadir Topbaş kullanıyordu ve arabada yer olmadığı için bir şey söylemedik hatıra fotoğrafı çektirerek uğurladık. Daha sonra onların piknik yaptığı yere gelince bize yöresel kete ikram ettiler.
5 saatlik yürüyüşten sonra 2300 M. Yüksekliğindeki Satibe sırtlarına geldik. Karagöle çok az bir mesafe kaldığını tahmin etmeme rağmen, dönüşü de hesap ederek yemek molası verdim. Eşim ve oğlumun olağan üstü performansı hepimizi çok memnun etti. Gidiş dönüş çok dik yamaçlarda 22 Km. yürümüşlerdi.
Bizim insanlarımızın çok azının gelip gördükleri Doğu Karadeniz Dağlarının ulaşımı zahmetli muhteşem köşelerini, yabancıların nereden bulup geldiklerine hayret ediyordum. Bazılarının nedenini aşağıdaki haber açıklıyor. Dikkatli olmalıyız.
“Yusufeli ilçesinde kaçak kelebek topladıkları iddiasıyla Alman uyruklu 2 kişi yakalandı.
Kaçkar Dağları eteklerindeki yaklaşık 2 bin rakımlı Altıparmak Köyü’nde, yabancı uyruklu iki kişinin yakaladıkları 117 adet kelebeğe el kondu. Kendileri sınır dışı edildi.”

Image00001


Image00003


Image00004


Image00005


Image00006
 




Ertesi gün 08.00’de Barhal’dan ayrılıyoruz. Barhal Çayı’nı takip ederek, 09.15 de Yusufeli, Çoruh Nehri’ni takiben 11.30’da Artvin de oluyoruz. Alışveriş ve karnımızı doyurduktan sonra, Borçka’ya geliyoruz. Borçka’dan Çoruh Vadisi’ni terk ederek, Borçka Karagöl ve Macehel istikametine dönüyoruz.
Karagöl’e 2004 yılında ilk geldiğimde, yol bozuktu. Basit bir binada karı kocanın işlettikleri 8-10 yataklı, yöresel yemekler yaptıkları, termosifonu odunlu şirin bir yerdi. Daha çok çadırlı kampa doğaseverler ve fotoğrafçılar gelirdi. Sonraki yıllar ününü artırdıkça ziyaretçileri çoğaldı, rant büyüdü, bozulmaya başladı. Bu yıl yol daha iyileşmiş, her tarafı piknikçiler sarmış. Kimsenin doğayla, çevreyle ilgilendiği yok. Gölün etrafında yürünecek parkuru iyileştirme kimsenin aklına gelmiyor. Kamu sadece gelen araçlardan alınacak park parasının peşinde, gerisi ilgilerini çekmiyor. Gelenlerde park parasını verdik diye her şeyi yapma hakkını kendilerinde görüyor. Yazık.
Borçka ile Camili arası 50 Km. olmasına rağmen,12.30’da Borçka’dan hareket ettik. 13.30’da Karagöl’e geldik. Karagöl’de gölün etrafını yürüyüp bir şeyler atıştırdık. Saat 15.00 gibi Karagöl’den ayrıldık. Zaman zaman fotoğraflamak için durduk. Yol asfalt olmasına rağmen, Cankurtaran’dan Camili’ye doğru inerken epeyce bozulmuştu. 17.30 da Camili’ye, oradan da iyice kötüleşen 6 Km’lik yolla Maral Köyü’ne geldik. Maral Köyü’nde Serkan pansiyonculuğu bayağı geliştirmiş. Modern, küçükte olsa üçer kişinin kalabileceği, banyosu içinde 3 oda yapmış. Gelen daha fazla olursa, kendi kaldıkları bölümde misafir edebiliyorlar. Buradaki insanlar yolları 6 ay kapanan diğer bölgelerdeki insanlar gibi çok becerikliler. Tüm problemlerini kendileri halledebiliyorlar. Araba veya bir cihaz arızalansa tamirciyi getirip götürmek 1 günü alır. Bunun yerine kendileri tamir ediyorlar. Doğa şartları yeteneklerini geliştirmeye katkı sağlıyor. Aile ile balkonda sohbet ediyoruz. Ev sahibemiz Ayşe Hanım, her öğün farklı yöresel yemekleri ile kilo verme hedefimizi saptırıyor. Ertesi gün 6,5 Km. mesafedeki Maral Şelalesi’ne yürüyoruz. Doğal güzellikler arasından yürüyerek şelaleye varıyoruz. Şelalenin yanına inmek dikkat istiyor, dikkatsizlik sakatlanmalara sebep olabilir. Önceki yıllar, muhabbetine doyamadığımız Çaycı Salih amca yerine bir genç görevi devralmış. Termoslarımızdaki çayı içmeyip delikanlının nefis çayını tercih ediyoruz.

DKaradeniz tm 054


DKaradeniz tm 055


DKaradeniz tm 057


DKaradeniz tm 058


DKaradeniz tm 059
 




Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,420
Mesajlar
1,517,725
Kayıtlı Üye Sayımız
172,067
Kaydolan Son Üyemiz
Birkium

Çevrimiçi üyeler



Geri
Üst