Kiminde sultanlar uyudu, kiminde bir Yörük çocuğu. Ya da Anadolu'nun bozkırında dünyaya gelmiş bir köylü. Bazıları som altın, bazıları da keçi kılından. Bebeğin dünya üzerindeki ilk misafirhanesi beşikler onlar. Hepsinin maddi değeri farklı. Ama Topkapı Sarayı'nda ya da ücra bir Anadolu köyünde de olsa anne ninnileriyle ritim tuttular.
Türk kültürünün en duygusal miraslarından olan beşikler son yıllarda iyice unutuldu. Ta ki bir el onları yeniden gün yüzüne çıkarıncaya kadar. Lüks mekânlarda dekor olarak kullanılan ya da antikacılarda sergilenen tarihî beşikler, Nuray Güllü tarafından Türk Kadınını Tanıtma ve Güçlendirme Vakfı bünyesinde yürütülen 'Altın Beşik' projesiyle gün yüzüne çıktı.
İzmir'den Trabzon'a, Gaziantep'ten Kastamonu'ya kadar Türkiye'nin dört bir yanını gezen Nuray Güllü, kültürel değeri yüksek 14 beşiğe ulaştı. Güllü Collection adlı markasıyla ev tekstili tasarımı yapan Nuray Güllü, uzun uğraşlar sonunda arayıp bulduğu bu beşikleri Anneler Günü'nde Al Jamar'da düzenlenecek gecede yardım amaçlı satışa sunacak. İş ve sanat dünyasından önemli isimlerin katılacağı gecede elde edilecek gelir, Güneydoğu'da yapımı süren sağlık ocağı ve okullara gönderilecek. Ayrıca Güneydoğulu kadınların güçlendirilmesi için yürütülen faaliyetlerde kullanılacak.
Torunumun beşiğini proje için kullandım
Türk Kadınını Tanıtma ve Güçlendirme Vakfı Semra Özal'ın başkanlığında, adından da anlaşıldığı gibi, kadınlara dönük faaliyetler yapan bir sivil toplum kuruluşu. Vakfın üyelerinin tamamı kadınlardan oluşuyor. Nuray Güllü, vakıfta da projeler koordinatörlüğü görevini yürütüyor. Nur Onur'un ortaya attığı fikirle yola çıkmışlar. Beşiklerin bulunması, imalatı, tamiratı başlamış bu arada. Beşiklerin kumaşlarını kendi elleriyle diken Nuray Güllü, torunu için yaptığı beşiği bozarak bu proje için kullanmış. Yaklaşık bir yıl boyunca beşikler üzerinde çalıştıklarını söyleyen Güllü, "İç tekstil ve beşiklerin üretimi bir yılda tamamlandı. Beşikler için 28 ayrı atölyede üretim yapıldı. Tasarımdan tekstil ürününe kadar orijinaline sadık kaldık. Beşikler bittikten sonra yöre yaşlılarının onayı alındı. Küçük bir detay için sabahın erken saatinde kalkıp Gaziantep'e, Trabzon'a gidip geldiğim çok oldu. Örneğin Trabzon beşiğini yaşlı bir amcaya rica minnet yaptırdık. Üzerindeki örtüyü 80 yaşında 'Artık gözlerim eskisi gibi görmüyor' diyen bir teyzeye ricayla dokuttuk." diyor.
Türk kültürünün en duygusal miraslarından olan beşikler son yıllarda iyice unutuldu. Ta ki bir el onları yeniden gün yüzüne çıkarıncaya kadar. Lüks mekânlarda dekor olarak kullanılan ya da antikacılarda sergilenen tarihî beşikler, Nuray Güllü tarafından Türk Kadınını Tanıtma ve Güçlendirme Vakfı bünyesinde yürütülen 'Altın Beşik' projesiyle gün yüzüne çıktı.
İzmir'den Trabzon'a, Gaziantep'ten Kastamonu'ya kadar Türkiye'nin dört bir yanını gezen Nuray Güllü, kültürel değeri yüksek 14 beşiğe ulaştı. Güllü Collection adlı markasıyla ev tekstili tasarımı yapan Nuray Güllü, uzun uğraşlar sonunda arayıp bulduğu bu beşikleri Anneler Günü'nde Al Jamar'da düzenlenecek gecede yardım amaçlı satışa sunacak. İş ve sanat dünyasından önemli isimlerin katılacağı gecede elde edilecek gelir, Güneydoğu'da yapımı süren sağlık ocağı ve okullara gönderilecek. Ayrıca Güneydoğulu kadınların güçlendirilmesi için yürütülen faaliyetlerde kullanılacak.
Torunumun beşiğini proje için kullandım
Türk Kadınını Tanıtma ve Güçlendirme Vakfı Semra Özal'ın başkanlığında, adından da anlaşıldığı gibi, kadınlara dönük faaliyetler yapan bir sivil toplum kuruluşu. Vakfın üyelerinin tamamı kadınlardan oluşuyor. Nuray Güllü, vakıfta da projeler koordinatörlüğü görevini yürütüyor. Nur Onur'un ortaya attığı fikirle yola çıkmışlar. Beşiklerin bulunması, imalatı, tamiratı başlamış bu arada. Beşiklerin kumaşlarını kendi elleriyle diken Nuray Güllü, torunu için yaptığı beşiği bozarak bu proje için kullanmış. Yaklaşık bir yıl boyunca beşikler üzerinde çalıştıklarını söyleyen Güllü, "İç tekstil ve beşiklerin üretimi bir yılda tamamlandı. Beşikler için 28 ayrı atölyede üretim yapıldı. Tasarımdan tekstil ürününe kadar orijinaline sadık kaldık. Beşikler bittikten sonra yöre yaşlılarının onayı alındı. Küçük bir detay için sabahın erken saatinde kalkıp Gaziantep'e, Trabzon'a gidip geldiğim çok oldu. Örneğin Trabzon beşiğini yaşlı bir amcaya rica minnet yaptırdık. Üzerindeki örtüyü 80 yaşında 'Artık gözlerim eskisi gibi görmüyor' diyen bir teyzeye ricayla dokuttuk." diyor.