Bir Aceminin Çekme Karavan Tecrübeleri

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan pasolvon Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 119
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 50,310

pasolvon

karavansız karavancı
Mesajlar
605
Tepkime Puanı
834
Yer
İstanbul
Web
kampingler.com
Bu tarz konuların yeni başlayanlara gerçekten rehber olduğunu kendimden bildiğimden paylaşmak istedim. Herşeyin olduğu gibi karavancılığın da ilki zor ve çok merak ediliyor.

Hikayede çekme karavancının korkulu rüyası karavanın savrulmasından tutun da şehir içine ve çökmüş köy yollarına girmeye kadar, yağmur yağarken toprak ve mıcır yolda gitmeye kadar sakıncalı ne varsa mevcut. Bu şekilde geçirdiğim 180 dakika neticesinde inanın ki en az 2 yıllık çekme karavan çekme tecrübesine eriştiğimi düşünüyorum :smiley: Atalarımız boşa dememişler; bir musibet bin nasihattan evladır...

Bayram tatilini fırsat bilip çoluk çocuk ilk kampımızı nihayet keyifle Çanakkale Kum Kamp'ta gerçekleştirdik. En sonunda ben de gerçek bir karavancı oldum diyebilirim sanırım. Çok güzel insanlarla tanıştık ve çok güzel bir kültürün içinde bulduk kendimizi. Kamp tatili kısmına diyecek yok. Tek kelime ile kusursuzdu. Tarihi yarım adada doğa ile denizin muhteşem birleşmesi üstüne bir de Çanakkale'nin tüyleri diken diken eden atmosferi eklenince tadından yenmiyor.

Yola çıkmadan bir gün önce çekici aracımızın lastiklerini kapıda yazan römorka uygun basınçla şişirip (bizim çekici araç için öne 32 arkalara 35) İstanbul'da yattığı kampta dengeli yüklememizi yaptık. Ağır yüklerimizi dingil üstüne denk gelecek şekilde sabitledik. Kıyafet gibi hafif yükleri de ön taraftaki raflara yerleştirdik. Raflara ve buzdolabımıza organizerlerimizi yerleştirip tencere, tava, düzgün marketlerde ve internette bulamadığımız ancak "bir milyoncu" olarak tabir edilen alelade bir mahalle züccaciyesinde bulduğumuz sert melamin tabak çanaklarımızı ve yangın tüpümüzü sabitledik. Zaten akü, tv, buzdolabı ve ebers d2 arka tarafta olduğundan arka tarafa hiç yük yüklemedik.

Çekici aracım 2006 model benzinli otomatik suzuki grand vitara. Korktuğum konulardan birisi karavanı çekici araca bağlamaktı. Çeki topuzunu hizalayıp bir geri görüş kamerası taktırmıştık yola çıkmadan önce. Bu şekilde kapline yanaşmam son derece kolay oldu. Topuzu kapline taktıktan sonra elektrik kablolarını takıp kontrol ettik ve son olarak emniyet telini topuza taktık. Fren kilidini açtıktan sonra yola çıkmaya hazırdık.

Karavanla birlikte ilk yürüdüğümüzdeki o garip his 20 dakika sonra yerini keyife bıraktı. Forumdan edindiğim bilgiler sağolsun araç ile karavanın ağırlık dengesi gayet uyumlu oldu. Bu sayede daha önceleri forumda okuduğum tecrübelerdeki yandan kamyon ya da otobüs rüzgarı yediğinde aracın şeridinin kayması vs. gibi bir şey yaşamadık.

Ne zaman aynaya baksam karavan arkadan dengeli bir şekilde peşimizden geliyordu. İstanbul çıkışına kadar 60-80 arası bir hızla seyir halindeydim. Ara sıra 90'lara dayanmışım farkında olmadan ancak çok kısa sürelerdi. Ayna demişken bir es verelim. Ben çekici aracın geniş aynalarına güvenip karavan aynası almamıştım. Ben yaptım siz yapmayın. Ayna ne kadar geniş ve büyük olursa olsun sadece karavanın bir kısmını görebiliyorsunuz. Sadece virajlarda arkamı görebildim. Onun dışında geri taraf olarak kör yolculuk ettim diyebilirim.

Buradan çıkartılacak ders; bu aynalardan mutlaka alınacak ve aracın aynaları şerit takibi için kullanılırken karavan aynaları arkayı takip için kullanılacak.

İstanbuldan çıkıp Tekirdağ'ı geçtikten sonra Malkara'ya doğru yaklaştığımızda aklımıza bayram trafiği ihtimali geldi ve google haritaları açtık. Haritalar Malkara'ya girmeden iç yollardan bir kestirme öneriyordu. Hadi gidelim dedik.

Google'a göre Malkara'ya girmeden Evreşe yoluna gireceğiz ve Evreşe'den tekrar ana yola bağlanacaktık. Başlarda yolun tek şerite düşmesi dışında bir problem yoktu. 40-50km hızla gidilebiliyordu. Ancak google bizi köy yollarına saptırdıkça yollar köstebek yuvasına dönmeye başladı. Buralarda mecburi olarak hızımı ortalama 10-15km'ye kadar düşürmek durumunda kaldık. İlerledikçe yol şartları daha beter hale gelmeye başladı. Bazı bölgelerde toprak kaymaları olmuş ve yol iyice daralmıştı. Aynaları yola indirip o şekilde bu yollarda bir şekilde ilerledik. Daha ileriye gittiğimde Çanakkale köprüsü çalışmalarına denk geldim. Çanakkale boğaz köprüsü otoyolu bu yol üzerine kurulacakmış. Bu nedenle bazı bölgeleri kazıp toprak haline getirmişler. Yer yer mıcır dökmüşler. Bu şekilde dikkatli bir şekilde ilerlerken yol birden bire tahminen 1 km'lik ben diyim 15 sen de 20 derecelik mıcır toprak karışımı rampa haline döndü. Gözümü karartıp emektar çekiciyi aldım arazi vitese hadi aslan parçası dedim. Verdim gazı. Ya tırmanacağım ya bırakacağım karavanı orada traktör arayacağım sonra. Neyse emektar beni pek şaşırtmadan keçi gibi tırmandı 5000 devirde o yokuşu. O yokuştan sonra yol nispeten standart köy yoluna döndü. yine köstebek yuvası gibi yollarda ilerlerken birden bire yağmur yağmaya başladı. Bardaktan boşanır gibi yağsa sorun değil de sadece yolları ıslatıp tozu ıslatacak kadar yağıyor namussuz. Tam kayabileceğimiz ortam oluştu sözün özü.

Ben bitsin artık bu yol diye hanımla çocuklara çaktırmadan dua ederken bu defa çıktığımız o rampanın inişi karşıma çıktı. Vitesi manuale çekip önce 3e sonra 2ye attım. Yolun eğiminden karavan araca yaslanıp fren yapmaya başladığında ıslak ve kaygan zemin nedeniyle karavan arkamda birden bire yalpalamaya başladı. Hızım deseniz yokuşun ivmesiyle en fazla 40-50. Aracım nispeten ağır olmasına rağmen yine de sağa sola aracı yalpalatacak bir ağırlık uyguluyordu. İşte burası tüm bildiklerinizi uygulayacağınız ve fizik kurallarını kullanarak doğaçlama yapacağınız an oluyor. Forumdan bir yazıda sol aynadan gördükçe fren yaparak kontrol altına almaktan bahsediyordu. Tam da bunu uygulayarak hem çekicinin hızını düşürebildim hem de karavanın salınımını durdurabildim.

Burada bir es verelim. Ben bu yalpalama durumunu çok araştırmıştım. Üstadların da başlarını çok ağrıtmışımdır. En korktuğum şeydi karavanın arkamda dans etme ihtimali. Bilimsel araştırmalara, tezlere kadar bu konuyu araştırdım. Ancak benim araştırmalarım en sık olan yan rüzgara ve hıza bağlı yılan hareketleriydi. Hangi hızdaki yan rüzgarda karavanın hangi hızından sonra bu slalom başlıyora kadar araştırmıştım. Ancak yaşadığım durum yabancı 1-2 forumda karşıma çıkmıştı ancak çok seyrek konusu açılan bir konuydu. O nedenle hazırlıksız yakalandım denilebilir.

Bu şoku da atlattıktan sonra bir köy çeşmesi bulup karavanın çamur ve gübreyle batan ön cephesini bir güzel yıkayıp stresimizi attıktan sonra yine yola çıktık. Nihayet evreşe tabelasını gördüğümüzde tamı tamına 3 saat geçmişti. Nihayet ana yola çıkabildik.

Sonuç olarak Google'ın sana kestirme buldum 1,5 saat yerine 52 dakika dediği 45km'lik Malkara-Evreşe yolunu toplamda 3 saatte bitirebildim.

Buradan kendime çıkarttığım derslere gelince;

1- Asla ana yoldan ayrılma (En önemli ders).
2- Navigasyon kullanmak gerekiyorsa rotanı iyice incelemeden yola çıkma.
2- Çekme karavan kullanacaksan çekici aracını çok iyi tanı ve limitlerini bil.
3- Yağışlı havada eğimi fazla yokuş aşağı inerken mümkün olan en kontrollü şekilde tork desteği ile in.
4- Stabilizatör bu gibi durumlarda ciddi anlamda işe yarayabilir. İlk fırsatta bir stabilizatör taktır.
5- Acil durumlar için çekme karavan dinamiği ve güvenliği ile ilgili okunması gereken herşeyi oku.

Bu tecrübelerden sonra ana yola çıktığımda çekme karavan kullanmak artık çok kolay bir şeydi benim için. Yollar tek şeride düştü sahil kıvrımlarından Eceabat'a yaklaştıkça. Arkamda ara sıra 5-10 araçlık kuyruklar oluşuyordu ancak yol duble olana kadar problem çıkarmıyorlardı, çok fazla kulağım da çınlamadı :smiley: Nihayet Eceabat'a ulaştık ve abide yolundaki kampa doğru yol almaya başladık. Kampa giden son 8-10 km'lik yol tüm karavancı üstadların bahsettiği gibi dar ve inişli çıkışlıydı. Muhtemelen Malkara-Evreşe köy yolu tecrübem olmasaydı zorlanabilirdim ancak bu yol da o yoldan sonra yağ gibi aktı ve 6 yerine 8 saat sonunda nihayet Kamp alanına ulaştık.

Bu arada belirtmeden geçmeyeyim. Kamp alanına adım attığımız andan itibaren o güzel insanların hemen yardıma koşmaları ve karavanı gösterilen yere park etmemize yardımları gerçekten oturmuş bir kültürün sonucu. Böyle bir karşılama ve komşuluk ile karşılanınca siz de yeni gelenlere aynı yardımlarda bulunuyorsunuz ve kültür transferi hızlıca gerçekleşmiş oluyor. Ne meslekler var kamp alanında ne maddi seviyeler, ne de plaza türkçesi. Herkes olduğu gibi. Olması gerektiği gibi.

İki de fotoğraf ekleyeyim;

Inhb2u


Nfpus6


Konuyu yeni kamplara çıktıkça güncelleyeceğim.

Seçimden sonra yeni kamplara yol aldıkça devam edecek...
 

Etiketler
Keyifli tatiller dilerim.

Bir öneri : Her zaman çıkabileceğiniz vites ile inin. 1 'le çıktım dediğiniz rampa 3 ile korkutucu olabilir.

SM-G965F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
 


Merhaba,

İlk deneyimleriniz ve kampınız hayırlı olsun. Sağlam bir çekiciye sahip olmanın avantajlarını yaşamışsınız. Yine de çekme karavancılık bilinmeyen yollar keşfetmekten ziyade yolu bilinen noktalarda uzun süre tatil yapmak için daha elverişli bence. Yazınızda Çekme karavan kullanmanın zevkine vardığınız anlaşılıyor. Aynalar konusunda kesinlikle haklısınız. Ekstra aynalar bir lüks değil çok önemli bir gerekliliktir. Umarım en kısa zamanda aynalarınıza kavuşursunuz.
Biz de çeşitli zamanlarda çeşitli yollarda ve kamplardayız. Umarım bir gün karşılaşırız. Kamp kültürü konusuna katılıyorum. Ama bazen de öyle kalabalık kamplar oluyor ki oralarda da, söylediklerinize katılamıyorum. Siz de yaşadıkça, gezdikçe görürsünüz.

Selamlar, Esen kalın.
 

Bu tarz konuların yeni başlayanlara gerçekten rehber olduğunu kendimden bildiğimden paylaşmak istedim. Herşeyin olduğu gibi karavancılığın da ilki zor ve çok merak ediliyor.

Hikayede çekme karavancının korkulu rüyası karavanın savrulmasından tutun da şehir içine ve çökmüş köy yollarına girmeye kadar, yağmur yağarken toprak ve mıcır yolda gitmeye kadar sakıncalı ne varsa mevcut. Bu şekilde geçirdiğim 180 dakika neticesinde inanın ki en az 2 yıllık çekme karavan çekme tecrübesine eriştiğimi düşünüyorum :smiley: Atalarımız boşa dememişler; bir musibet bin nasihattan evladır...

Bayram tatilini fırsat bilip çoluk çocuk ilk kampımızı nihayet keyifle Çanakkale Kum Kamp'ta gerçekleştirdik. En sonunda ben de gerçek bir karavancı oldum diyebilirim sanırım. Çok güzel insanlarla tanıştık ve çok güzel bir kültürün içinde bulduk kendimizi. Kamp tatili kısmına diyecek yok. Tek kelime ile kusursuzdu. Tarihi yarım adada doğa ile denizin muhteşem birleşmesi üstüne bir de Çanakkale'nin tüyleri diken diken eden atmosferi eklenince tadından yenmiyor.

Yola çıkmadan bir gün önce çekici aracımızın lastiklerini kapıda yazan römorka uygun basınçla şişirip (bizim çekici araç için öne 32 arkalara 35) İstanbul'da yattığı kampta dengeli yüklememizi yaptık. Ağır yüklerimizi dingil üstüne denk gelecek şekilde sabitledik. Kıyafet gibi hafif yükleri de ön taraftaki raflara yerleştirdik. Raflara ve buzdolabımıza organizerlerimizi yerleştirip tencere, tava, düzgün marketlerde ve internette bulamadığımız ancak "bir milyoncu" olarak tabir edilen alelade bir mahalle züccaciyesinde bulduğumuz sert melamin tabak çanaklarımızı ve yangın tüpümüzü sabitledik. Zaten akü, tv, buzdolabı ve ebers d2 arka tarafta olduğundan arka tarafa hiç yük yüklemedik.

Çekici aracım 2006 model benzinli otomatik suzuki grand vitara. Korktuğum konulardan birisi karavanı çekici araca bağlamaktı. Çeki topuzunu hizalayıp bir geri görüş kamerası taktırmıştık yola çıkmadan önce. Bu şekilde kapline yanaşmam son derece kolay oldu. Topuzu kapline taktıktan sonra elektrik kablolarını takıp kontrol ettik ve son olarak emniyet telini topuza taktık. Fren kilidini açtıktan sonra yola çıkmaya hazırdık.

Karavanla birlikte ilk yürüdüğümüzdeki o garip his 20 dakika sonra yerini keyife bıraktı. Forumdan edindiğim bilgiler sağolsun araç ile karavanın ağırlık dengesi gayet uyumlu oldu. Bu sayede daha önceleri forumda okuduğum tecrübelerdeki yandan kamyon ya da otobüs rüzgarı yediğinde aracın şeridinin kayması vs. gibi bir şey yaşamadık.

Ne zaman aynaya baksam karavan arkadan dengeli bir şekilde peşimizden geliyordu. İstanbul çıkışına kadar 60-80 arası bir hızla seyir halindeydim. Ara sıra 90'lara dayanmışım farkında olmadan ancak çok kısa sürelerdi. Ayna demişken bir es verelim. Ben çekici aracın geniş aynalarına güvenip karavan aynası almamıştım. Ben yaptım siz yapmayın. Ayna ne kadar geniş ve büyük olursa olsun sadece karavanın bir kısmını görebiliyorsunuz. Sadece virajlarda arkamı görebildim. Onun dışında geri taraf olarak kör yolculuk ettim diyebilirim.

Buradan çıkartılacak ders; bu aynalardan mutlaka alınacak ve aracın aynaları şerit takibi için kullanılırken karavan aynaları arkayı takip için kullanılacak.

İstanbuldan çıkıp Tekirdağ'ı geçtikten sonra Malkara'ya doğru yaklaştığımızda aklımıza bayram trafiği ihtimali geldi ve google haritaları açtık. Haritalar Malkara'ya girmeden iç yollardan bir kestirme öneriyordu. Hadi gidelim dedik.

Google'a göre Malkara'ya girmeden Evreşe yoluna gireceğiz ve Evreşe'den tekrar ana yola bağlanacaktık. Başlarda yolun tek şerite düşmesi dışında bir problem yoktu. 40-50km hızla gidilebiliyordu. Ancak google bizi köy yollarına saptırdıkça yollar köstebek yuvasına dönmeye başladı. Buralarda mecburi olarak hızımı ortalama 10-15km'ye kadar düşürmek durumunda kaldık. İlerledikçe yol şartları daha beter hale gelmeye başladı. Bazı bölgelerde toprak kaymaları olmuş ve yol iyice daralmıştı. Aynaları yola indirip o şekilde bu yollarda bir şekilde ilerledik. Daha ileriye gittiğimde Çanakkale köprüsü çalışmalarına denk geldim. Çanakkale boğaz köprüsü otoyolu bu yol üzerine kurulacakmış. Bu nedenle bazı bölgeleri kazıp toprak haline getirmişler. Yer yer mıcır dökmüşler. Bu şekilde dikkatli bir şekilde ilerlerken yol birden bire tahminen 1 km'lik ben diyim 15 sen de 20 derecelik mıcır toprak karışımı rampa haline döndü. Gözümü karartıp emektar çekiciyi aldım arazi vitese hadi aslan parçası dedim. Verdim gazı. Ya tırmanacağım ya bırakacağım karavanı orada traktör arayacağım sonra. Neyse emektar beni pek şaşırtmadan keçi gibi tırmandı 5000 devirde o yokuşu. O yokuştan sonra yol nispeten standart köy yoluna döndü. yine köstebek yuvası gibi yollarda ilerlerken birden bire yağmur yağmaya başladı. Bardaktan boşanır gibi yağsa sorun değil de sadece yolları ıslatıp tozu ıslatacak kadar yağıyor namussuz. Tam kayabileceğimiz ortam oluştu sözün özü.

Ben bitsin artık bu yol diye hanımla çocuklara çaktırmadan dua ederken bu defa çıktığımız o rampanın inişi karşıma çıktı. Vitesi manuale çekip önce 3e sonra 2ye attım. Yolun eğiminden karavan araca yaslanıp fren yapmaya başladığında ıslak ve kaygan zemin nedeniyle karavan arkamda birden bire yalpalamaya başladı. Hızım deseniz yokuşun ivmesiyle en fazla 40-50. Aracım nispeten ağır olmasına rağmen yine de sağa sola aracı yalpalatacak bir ağırlık uyguluyordu. İşte burası tüm bildiklerinizi uygulayacağınız ve fizik kurallarını kullanarak doğaçlama yapacağınız an oluyor. Forumdan bir yazıda sol aynadan gördükçe fren yaparak kontrol altına almaktan bahsediyordu. Tam da bunu uygulayarak hem çekicinin hızını düşürebildim hem de karavanın salınımını durdurabildim.

Burada bir es verelim. Ben bu yalpalama durumunu çok araştırmıştım. Üstadların da başlarını çok ağrıtmışımdır. En korktuğum şeydi karavanın arkamda dans etme ihtimali. Bilimsel araştırmalara, tezlere kadar bu konuyu araştırdım. Ancak benim araştırmalarım en sık olan yan rüzgara ve hıza bağlı yılan hareketleriydi. Hangi hızdaki yan rüzgarda karavanın hangi hızından sonra bu slalom başlıyora kadar araştırmıştım. Ancak yaşadığım durum yabancı 1-2 forumda karşıma çıkmıştı ancak çok seyrek konusu açılan bir konuydu. O nedenle hazırlıksız yakalandım denilebilir.

Bu şoku da atlattıktan sonra bir köy çeşmesi bulup karavanın çamur ve gübreyle batan ön cephesini bir güzel yıkayıp stresimizi attıktan sonra yine yola çıktık. Nihayet evreşe tabelasını gördüğümüzde tamı tamına 3 saat geçmişti. Nihayet ana yola çıkabildik.

Sonuç olarak Google'ın sana kestirme buldum 1,5 saat yerine 52 dakika dediği 45km'lik Malkara-Evreşe yolunu toplamda 3 saatte bitirebildim.

Buradan kendime çıkarttığım derslere gelince;

1- Asla ana yoldan ayrılma (En önemli ders).
2- Navigasyon kullanmak gerekiyorsa rotanı iyice incelemeden yola çıkma.
2- Çekme karavan kullanacaksan çekici aracını çok iyi tanı ve limitlerini bil.
3- Yağışlı havada eğimi fazla yokuş aşağı inerken mümkün olan en kontrollü şekilde tork desteği ile in.
4- Stabilizatör bu gibi durumlarda ciddi anlamda işe yarayabilir. İlk fırsatta bir stabilizatör taktır.
5- Acil durumlar için çekme karavan dinamiği ve güvenliği ile ilgili okunması gereken herşeyi oku.

Bu tecrübelerden sonra ana yola çıktığımda çekme karavan kullanmak artık çok kolay bir şeydi benim için. Yollar tek şeride düştü sahil kıvrımlarından Eceabat'a yaklaştıkça. Arkamda ara sıra 5-10 araçlık kuyruklar oluşuyordu ancak yol duble olana kadar problem çıkarmıyorlardı, çok fazla kulağım da çınlamadı :smiley: Nihayet Eceabat'a ulaştık ve abide yolundaki kampa doğru yol almaya başladık. Kampa giden son 8-10 km'lik yol tüm karavancı üstadların bahsettiği gibi dar ve inişli çıkışlıydı. Muhtemelen Malkara-Evreşe köy yolu tecrübem olmasaydı zorlanabilirdim ancak bu yol da o yoldan sonra yağ gibi aktı ve 6 yerine 8 saat sonunda nihayet Kamp alanına ulaştık.

Bu arada belirtmeden geçmeyeyim. Kamp alanına adım attığımız andan itibaren o güzel insanların hemen yardıma koşmaları ve karavanı gösterilen yere park etmemize yardımları gerçekten oturmuş bir kültürün sonucu. Böyle bir karşılama ve komşuluk ile karşılanınca siz de yeni gelenlere aynı yardımlarda bulunuyorsunuz ve kültür transferi hızlıca gerçekleşmiş oluyor. Ne meslekler var kamp alanında ne maddi seviyeler, ne de plaza türkçesi. Herkes olduğu gibi. Olması gerektiği gibi.

İki de fotoğraf ekleyeyim;

inhb2u.jpg


nfpus6.jpg


Konuyu yeni kamplara çıktıkça güncelleyeceğim.

Seçimden sonra yeni kamplara yol aldıkça devam edecek...
------------------------------------------------------

Çok güzel, eğitici bir yazı olmuş.
Teorik, temel bilgiler gereklidir,
ama en güzeli bu işi tatbikatı ile pekiştirmektir.
Sen de bunu gayet güzel başarmışsın..

Gezilerin hep mutluluklarla dolu olsun.
Ama asla unutma,
arkanda en az 1.5 tonluk bir gülle taşıyorsun,
bu hep aklında 1 numara olarak dursun.
 



13 veya 14 yaşımdaydım. Her biri 5 ton arpa yüklü çift römork 10 ton yük ile traktörü devirmiştim.

O zaman bunu bir büyüğüm söylemişti.

Tabi kaza daha büyük ders oldu ama o söz de 36 yıl oldu aklımdan çıkmadı.

SM-G965F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
 

çekme karavan, motorsiklet gibidir hep kullanmak istersin ama bir gün kullanılmanın öçünü alır, şiddetle tavsiye etmiyorum

SNE-LX1 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
 

çekme karavan, motorsiklet gibidir hep kullanmak istersin ama bir gün kullanılmanın öçünü alır, şiddetle tavsiye etmiyorum

SNE-LX1 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
Bu görüşünüze katılmıyorum. Dikkat ve tecrübe istediği doğrudur fakat istatistiksel olarak karavan kazaları motorsiklet kazalarının yanına yanaşamaz. Hele hele yaralanmalı ve ölümlü kaza olarak bakarsanız çok büyük bir fark görürsünüz.

SM-N935F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
 

Merhaba;

Keyifli bir deneyim olmuş. Kurallarına uyduktan sonra çekme karavan ile seyahat güvenlidir. Sizin karavanın neredeyse birebir kopyası olan Ortiz Classic 5.25 model karavan çekiyorum. Sevgili @AKMühendis'in dediği gibi, tam bir "GÜLLE". Benzer deneyimlerim oldu. Buradaki ana belirleyici faktör "HIZ". Hızınızı kontrol ettiğinizde herşeyi kontrol edersiniz.

Karavanın arkasını görme işini, aşağıda linklerini verdiğim ürünler ile hallettim. Karavan için satın aldığım oto teyp ile verilen geri görüş kamerasını da değerlendirmiş oldum. Tetiklemeyi farlara bağlayarak yaptım. Farlar açıldığında devreye giriyor. Karavanı park ederken de çok işe yarıyor.

Oto Geri Görüş Kamerası Kablosuz Görüntü Aktarma 2.4G Fiyatı

Audiomax 4,3 İnch Araç Monitörü Ekran Fiyatı - Taksit Seçenekleri

Size ve ailenize keyifli geziler dilerim.
 





Merhaba,

İlk deneyimleriniz ve kampınız hayırlı olsun. Sağlam bir çekiciye sahip olmanın avantajlarını yaşamışsınız. Yine de çekme karavancılık bilinmeyen yollar keşfetmekten ziyade yolu bilinen noktalarda uzun süre tatil yapmak için daha elverişli bence. Yazınızda Çekme karavan kullanmanın zevkine vardığınız anlaşılıyor. Aynalar konusunda kesinlikle haklısınız. Ekstra aynalar bir lüks değil çok önemli bir gerekliliktir. Umarım en kısa zamanda aynalarınıza kavuşursunuz.
Biz de çeşitli zamanlarda çeşitli yollarda ve kamplardayız. Umarım bir gün karşılaşırız. Kamp kültürü konusuna katılıyorum. Ama bazen de öyle kalabalık kamplar oluyor ki oralarda da, söylediklerinize katılamıyorum. Siz de yaşadıkça, gezdikçe görürsünüz.

Selamlar, Esen kalın.

Görüşünüze katılıyorum Yücel hocam. Bilinmeyeni keşfetmek için 4x4 motokaravan şart. Çekme karavan git parket kamp yap modeline daha yatkın. Kampta konfor olarak özetleyebiliriz belki.

Umarım bir gün bir kampta karşılaşır, sohbet ederiz diyelim.

------------------------------------------------------

Çok güzel, eğitici bir yazı olmuş.
Teorik, temel bilgiler gereklidir,
ama en güzeli bu işi tatbikatı ile pekiştirmektir.
Sen de bunu gayet güzel başarmışsın..

Gezilerin hep mutluluklarla dolu olsun.
Ama asla unutma,
arkanda en az 1.5 tonluk bir gülle taşıyorsun,
bu hep aklında 1 numara olarak dursun.

Sağol abi. Vaktiyle çok başını ağrıttım. Nihayetinde sen ve senin gibi üstadların bilgilerinden istifade etmeye çalışıyorum.

Arkadaki gülle hep aklımda oldu. Hele hele yağışlı yokuştaki kaymadan sonra tüm algılarım arkamdaki gülledeydi :smiley:

Bu arada, ayna uzatmaları olmazsa olmaz aparatlar. Kamera çözümüm tamamlayıcı aksesuar.

Ayna uzatmalarının ne derece gerekli olduğunu uygulamalı olarak gördüm. Gerçekten olmazsa olmazmış. Kamera konusunda ben bir kaç kamp daha gözlem yapacağım. İhtiyacım olduğunu hissedersem böyle bir çözüm gayet güzel olacaktır.

Sygic truck navigasyon benzeri programlardan edinebilirsiniz.

İşte harika bir tavsiye daha geldi. Gerçekten çok işimi görecek bir bilgi bu. İndirdim ve sabahtan beri kurcalıyorum. Çok kullanışlı çekme karavan için. 2 aks kamyon 1 aks römork toplam 3.5ton 2.5metre uzunluk için ayarladım. Sadece buna uygun rotalar veriyor. Çok teşekkürler.
 

Heyecanla okudum hikayenizi. Benim gibi çekme karavan almayı düşünenler içinde ilham verici olmuş. Yazdıklarınızı okuduktan sonra ağır karavanlardan korkar oldum :smiley: umarım paylaşımlarınız devam eder. ben daha çok karavan hayatının gerçeklerini merak ediyorum. herkes deniz göl manzarası atıyor. kimse tuvaleti nasıl boşalttığını anlatmıyor :smiley: suyu nasıl doldurduğunu, karavanı nasıl temizlediğini göstermiyor. ben açıkçası bunları da merak ediyorum.
 

Heyecanla okudum hikayenizi. Benim gibi çekme karavan almayı düşünenler içinde ilham verici olmuş. Yazdıklarınızı okuduktan sonra ağır karavanlardan korkar oldum :smiley: umarım paylaşımlarınız devam eder. ben daha çok karavan hayatının gerçeklerini merak ediyorum. herkes deniz göl manzarası atıyor. kimse tuvaleti nasıl boşalttığını anlatmıyor :smiley: suyu nasıl doldurduğunu, karavanı nasıl temizlediğini göstermiyor. ben açıkçası bunları da merak ediyorum.

Ağır kavramı göreceli bence. Çekici aracınıza göre bir parametre sadece. Siz 1000 kiloluk bir araç kullanıyorsunuzdur size 950 kiloluk karavan ağırdır, ben 2000 kiloluk bir araç kullanıyorumdur 1500 kilo hafiftir. Genel kanı aracınızın yüklü ağırlığının %85'ini aşmaması yüklü römork ağırlığının. Atıyorum kalkıp clio ile erba 5.25 çekmeyeceksen bir problem yok. Bu işin hesabı için güzel bir site var http://towcar.info diye. Buradan tüm renkleri yeşil yapabildiğin eşleştirme güvenlidir. Yani korkacak bir şey yok. Tamamen çekici aracınızla ilgili bir konu.

Diğer konulara gelince; tuvalet boşaltma işi öyle atla deve değil. Formaldehitsiz kimyasalı ve koku granülünü koyduğunuz sürece günde bir kere boşaltmanız yeterli. Kaldı ki çoğu kamp alanının duş ve wcleri gayet temiz. Ben bayram zamanı gitmiş olmama rağmen karavan tuvaletini hiç kullanmak zorunda kalmadım. Sadece çocuklar kullandılar. Eldivenlerinizi takıp bavulunuzu alıp boşaltıp geliyorsunuz.

Karavan temizliğinden kastınız dış temizlikse alıyorsunuz elinize hortumu fırçayı bir güzel yıkıyorsunuz. İç temizlikse bende mutfak süpürgesi var. Günde 1 kere süpürmeniz ve tozu almanız yeterli.
 

Dinçer merhaba,
bu durumun kimsenin başına gelmemesi için tekrar dikkate sunuyorum.
Lütfen tüm karavan kullanıcıları seyretsin ve dikkate alsın:
Çekme karavanın bir kaç çok büyük belası vardır:

* Toprak yol.
* Önden çekiş (Özellikle bu tip yollarda)
* Yokuşta durup kalkmak (Önden çekişte ve toprak yolda çok önemli)
* Hızlı gitmek.
* Karavan ağırlığı / Çeken araç ağırlığı oranında limitlere yaklaşmak.

Karavanı çekerken daima tedirgin sürün.
(Eski deyimi ile,daima teyakkuzda olun.)
Asla kendinize ve aracınıza güvenmeyin.
Yola çıkmadan mutalaka, düz boş arazide,
40-50 km süratde ani fren yaparak,
karavanın freninin ne kadar tuttuğunu;
karavanın aracı savurup savurmadığını,
karavanı ne kadar itelediğini,
bu olayın size yüklediği heyacanı
yaşayın ve
hepsini kontrol edin.

Düz yolda, düzgün satıhta karavan sürmek oldukça kolaydır.
İyi karavan sürmek zor şartlarda belli olur.
Bu zor şartlar başınıza gelmeden,
siz bu şartları kısmen deneyerek, bu tecrübeleri edinin.

Sağlıklı mutlu geziler dilerim.
Video: https://www.youtube.com/watch?v=uMV2P7_pIqg

Aman dikkat.
 
Son düzenleme:



Geçtiğimiz günlerde facebook üzerinde bir paylaşım gördüm ERBA karavanlarla ilgili. Bir arkadaş erba karavanla ölümden döndüğünü yazmış karavan gruplarından birine yorum olarak. Bende de bir erba sahibi olduğundan konunun üstüne gittim özel mesajla sordum.

Cevap olarak karavan freninin tutmadığını söyledi. Akabinde olayı biraz deştiğimde arkadaşın fren kilidi diye bir kavramdan bihaber olduğu ve yola çıkmadan önce de en ufak bir test yapmadığı ortaya çıktı.

Burada 2 yerde hata var. Birincisi karavanın satışı sırasında satın aldığı şahıs ya da kurumun bu arkadaşa bu tarz kritik bilgilerden bahsetmemesi, ikincisi ise satın alan arkadaşın en ufak bir araştırma yapmadan kervan yolda düzülür mantığıyla hareket etmesi.

Bu nedenle özellikle bu konuda bir hatırlatma yapmak isterim. ERBA karavanlarda kaplinin hemen gerisinde fren körüğünün yanında metal fren kiliti vardır. Görevi geri geri giderken karavanın aracınıza yaslanıp fren yapmasını engellemektir. Ancak yola çıkarken MUTLAKA açık halde olmalıdır. ERBA karavan için konuşuyorum;
  • Açık halde olması demek bu metal parçanın körükten uzaklaşması ve metal engelden kurtulması demektir ve bu halde aracınız fren yaptığında karavanınız da fren yapar.
  • Kapalı halde olması ise bu parçanın körüğe yaklaşması demektir ve bu halde aracınız fren yaptığında ya da geri gittiğinde karavanınız fren YAPMAZ.
Diğer markaların fren kilitlerinin ne şekilde çalıştığını bilmiyorum ancak ERBA gibi altyapıyı WAP marka kullanan karavanlarda fren kiliti anlattığım şekilde açılıp kapatılabiliyor.
 

Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,383
Mesajlar
1,517,438
Kayıtlı Üye Sayımız
172,041
Kaydolan Son Üyemiz
İsmail.s

Çevrimiçi üyeler

SON KONULAR



Geri
Üst