Çanakkale Zaferi, 100. Yılında Çanakkale Savaşları, Son Kale Çanakkale

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan Macit Şekerci Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 6
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 12,010

Macit Şekerci

Ana Kamp
Mesajlar
93
Tepkime Puanı
4
Yer
İstanbul
Çanakkale Deniz Zaferi; 18 Mart 1915

ÇANAKKALE SAVAŞ(LAR)I

18 Mart 1915

Bu hafta‚ Çanakkale Deniz Zaferi Haftasıdır. Birinci Dünya Savaşı’nın Çanakkale Cephesi’nde düşman devletlerinin, Osmanlı Devleti’nin başkenti İstanbul’u ele geçirmek için Çanakkale Boğazı’na ve Gelibolu Yarımada’sına saldırmasıyla meydana gelen iki aşamalı savaşların ilk aşaması, 18 Mart 1915 günü gerçekleşen Çanakkale Deniz Zaferi’mizin yıldönümüdür.

Konuya başlamadan önce Çanakkale Boğazı’nın‚ Türk ve Dünya tarihindeki önemini anlamak için biraz tarih ve coğrafya bilgilerimizi tazeleyelim. Coğrafi terim olarak “boğaz”‚ “karalar arasında‚ denizin çok daralmış yeri” şeklinde tarif edilir. Prof. Dr. Reşat İzbırak’ın Coğrafya Terimleri Sözlüğünde de belirttiği gibi‚ “Boğazlar‚ geniş bir ırmağı andırır. Boğaz dendiği zaman‚ genelde deniz boğazı gözönüne gelir”

Süleyman Kocabaş’ın‚ “Türkiye’nin Canı Boğazlar” adlı eserinde de belirttiği gibi ve bunlara benim de birkaç önemli boğaz eklememle örnek vermek gerekirse‚ yeryüzünde‚ Çanakkale Boğazı’na benzer irili ufaklı birçok boğaz vardır. Bunlardan bazılarını sayalım; İstanbul Boğazı (Marmara-Karadeniz)‚ Cebelitarık Boğazı (Akdeniz-Atlas Okyanusu)‚ Messina Boğazı (İtalya-Sicilya)‚ Hürmüz Boğazı (Basra Körfezi-Hint Okyanusu)‚ Bering Boğazı (Alaska-Sovyet Rusya)‚ Babü-l Mendep Boğazı (Kızıldeniz-Aden Körfezi)‚ Cook Boğazı (Yeni Zelanda)‚ Malakka Boğazı (Sumatra-Malezya)‚ Tsuganu Boğazı (Japonya)‚ Hainan Boğazı (Çin-Tayvan)‚ Kore Boğazı (Kore-Japonya)‚ Uraga Boğazı (Japonya)‚ Palk Boğazı (Hindistan-Sri Lanka) Dover Boğazı (Fransa-İngiltere) vb. bunlardan bazılarıdır. Şüphesiz bu boğazların hepsi de önemli boğazlardır. Fakat bunlardan hiçbiri küçük bir yarımada ile (Gelibolu) sınırlı olan Çanakkale Savaşları kadar tarihe geçmemiştir. Bu kadar küçük bir yarımadada 8‚5 ay süren‚ 250.000’e yakını Türk şehidi olmak üzere toplam 500.000’e yakın insan kaybıyla ve Osmanlı Devleti’nin kesin zaferiyle neticelenen‚ binlerce kahramanlık destanlarına konu olan bu savaş‚ adını Türk tarihine altın harflerle yazdırmıştır.

Erol Mütercimler‚ “Bu Vatan Böyle Kurtuldu” isimli eserinde‚ denizlerin‚ devletler nezdindeki gücüne etkisini şu sözlerle ifade eder; -“Kullanabilenler için denizler‚ çok önemli ekonomik güç alanlarıdır. Tarihe bakınca görüyoruz ki‚ denizlerde egemenlik kurabilenler‚ dünyaya da egemen olabilmiştir. İngiltere İmparatorluğu‚ Barbaros dönemi Osmanlı İmparatorluğu gibi.

Osmanlı İmparatorluğu’nun sınırları incelendiğinde‚ çok geniş bir alana yayılmış olan bir kara ve deniz imparatorluğu olduğu görülmektedir. Başlangıçta denizin önemini gören Osmanlılar‚ zamanla deniz ekonomisinin önem ve gerekliliğini gözardı etti. Özellikle duraklama Dönemi’ne girildiğinde deniz gücünün önemi açıkça ortaya çıkmıştı. Buna karşın Osmanlı’nın başında bulunan yöneticiler, çağı gereğince değerlendirebilmiş olsaydı‚ deniz gücünün‚ ekonomisinin ve sanayisinin önemini‚ gelişimini değerlendirebilmiş olsaydı Osmanlı İmparatorluğu’nun sonu daha değişik olabilirdi. Yine Erol Mütercimler’in aynı eserinden‚ deniz gücünün önemine binaen yazdığı bir cümlesini daha aktarayım; “- Osmanlı İmparatorluğu’nu tarih sahnesinden silen başlıca etkenlerden birisi‚ bu gerçekçi deniz gücü politikasını uygulayamamış olmasıdır”.

O dönem Osmanlı İmparatorluğu’nda dokuz yıl boyunca görevle‚ Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun askeri ataşeliğini yapmış olan General Joseph Pomiankof‚ daha sonra anılarını yazdığı “Osmanlı İmparatorluğu’nun Çöküşü” adlı eserinde‚ bu harekatı şu sözlerle anlatır; “-Çanakkale Boğazı’na hakim olma mücadelesi‚ birinci dünya savaşının en önemli olaylarından biridir. Çünkü burada cereyan eden muharebe‚ hem deniz kuvvetleriyle Boğaz’ın zorlanması ve böylece tahkimat ve kara birliklerine karşı saldırıya geçilmesi‚ hem de kara ve deniz kuvvetlerinin müşterek taarruzu bakımından benzeri görülmemiş bir harekattır”.

Tarihin son yüzyılında Çanakkale Savaşları konusunda yerli ve yabancı kaynaklı ciltler dolusu kitaplar yayımlanmıştır. Bu ciltler dolusu kitapların hepsini herkes okumuş olsa dahi‚ yine de kimse ortaya çıkıp; “Ben Çanakkale savaşları’nın tamamını‚ her ayrıntısıyla biliyorum!” diyemez. 18 mart 1915 günü gerçekleşen Çanakkale Deniz Savaşı’nda İngiliz ve Fransız donanmalarının birlikte meydana getirdiği dönemin en güçlü armadası‚ Çanakkale Boğazı’nı geçip İstanbul’u almayı‚ bunun sonucunda da Osmanlı Devleti’ni Birinci Dünya Savaşı cephelerinde çökertmeyi ve tarih sahnesinden silmeyi planlamışlar‚ bu plan doğrultusunda da 18 mart 1915 günü Çanakkale Harekatı’na girişmişlerdir. Batılı devletlerin Osmanlı Devleti hakkında verdikleri “hasta adam” hükmü ile ve haklı olarak yenilmez armadalarına güvenerek giriştikleri bu harekat‚ gün bitiminde ağır kayıplarla geri çekilmeleri ve yenilgileriyle sonuçlanmış, Çanakale Boğazı’nın deniz yoluyla geçilemeyeceği hükmüne varmışlardır.

Osmanlı Devleti Birinci Dünya Savaşı’na girdikten sonra Osmanlı’nın hasta adam olduğu ve yıkılmasının an meselesi olduğuna inanan İngilizler‚ boğazı sadece donanma ile geçebileceklerini sanarak büyük bir yanılgıya düşmüşlerdir. Bu şekilde düşüncelerinde haksız da sayılmazlardı. Tarihinde yenilgi almamış güçlü ve mağrur İngiliz donanması‚ Fransızların güçlü donanmasıyla birleşince ortaya yenilmez armada olan birleşik filo meydana gelmişti. O dönemde hiçbir deniz gücü bu donanmayla başa çıkamazdı. Daha kısa süre önce Balkan savaşlarından yenik çıkan Osmanlı Devleti ise, karşılarında bile duramazdı. Görünürde haklı olan bu fikir, onlar için sonun başlangıcı oldu.

Şimdi gelelim yazımıza konu olan Çanakkale Deniz Savaşı’na;

01 Ağustos 1914`te başlayan Dünya Savaşı, batı cephesinde tıkanmış‚ kilitlenmişti. İngiltere`de‚ Rusların da isteğiyle Çanakkale`de bir cephe daha açma fikri oluştu. Bu fikir ile boğazı bir ay içinde geçerek İstanbul’a ulaşacağına inanıyordu. Başkent düştükten sonra da Osmanlı Devleti’nin teslim olacağını biliyordu. Buradan Karadeniz’e geçerek Rusya’ya yardım edecek ve Dünya Savaşı kısa sürede bitecekti. Osmanlı Devleti, İttihat ve Terakki hükümeti`nin başındaki Enver Paşa`nın 02 Ağustos 1914 tarihinde Almanya ile yaptığı gizli anlaşma ile savaşa girme isteğini belirtmişti. Enver Paşa bu anlaşmaya dayanarak Almanya`dan yüksek rütbeli askerleri Osmanlı Ordusu`nun başına getirtmişti. Alman generali Souchon yönetimindeki Osmanlı donanmasının, Karadeniz`e açılıp Rus limanlarını bombalaması sonucu Rus İmparatorluğu`nun Osmanlı Devleti`ne savaş açmasıyla, Osmanlı Devleti de savaşa dahil olur. 3 Kasım 1914 ten 13 mart 1915 e kadar düşman donanması aralıklı olarak defalarca tabyalarımızı uzaktan top atışlarıyla ateş altına almıştı. Binlerce top mermisiyle tabyalarımızın birçoğu iş göremez hale geldi. Nihayet boğazı mayınlardan temizleyen ve Türk tabyalarının tamamen tahrip olduğuna kani olan birleşik filo 18 mart 1915 sabahı saat 10.00 da dönemin yenilmez zırhlılarının yoğun topçu ateşiyle Çanakkale Boğazı’na girmeye başlar. Savunma hatları hallaç pamuğu gibi atılır. Türk toplarının atış menzili düşman toplarının atış menziline göre daha kısa olması sebebiyle Türk topçuları‚ ancak donanma yaklaştıktan sonra düşmanın üzerine giderek yoğunlaşan atışa başladı. Bununla birlikte düşman donanmasının gözden kaçırdığı ufak bir ayrıntı tüm planlarını alt üst eder. Bir gece öncesinde Nusret mayın gemisinin boğaza döşediği 26 mayın‚ donanmayı şaşkına çevirir. Türk topçusunun giderek artan yoğun ateşiyle önce Agamemnon ve Gaulois zırhlısı yara alıp saf dışı kalır‚ ardından Bouvet zırhlısı şiddetli patlamayla kısa sürede sulara gömüldü. Öğleye doğru savaşın en şiddetli anları yaşanıyor‚ Türk topçusu boğazı cehenneme çeviriyor‚ düşman zırhlıları da kıyı şeridindeki tabyalarımızı hallaç pamuğu gibi atıyor‚ kıran kırana cehennemi bir savaş oluyordu. İnflexible mayına çarparak yan yattı ve boğazın dışına kaçtı. İrresistible zırhlısı Türk torpidobotları tarafından torpillenerek ağır yara aldı. Saat 18.00 a doğru İngiliz amirali De Robeck üç zırhlısının saf dışı kalması‚ bir o kadarının da ağır hasar görmesi üzerine geri çekilme emri verir‚ çekilme sırasında Ocean zırhlısı da mayına çarptı. Birleşik filonun 18 mart 1915 te aldığı yara çok büyüktü. Selahattin Çetiner Paşa´nın belirttiği gibi son 200 yıllık tarihinde zaferden zafere koşmuş, yenilgi yüzü görmemiş mağrur İngiliz donanması Çanakkale’de de başarısından emindi. Ancak yenilginin acısını tattı. Tarihine kapkara bir sayfa konuldu‚ Çanakkale geçilememişti. Halbuki boğaz harekatının ilk saatlerinde İngiliz komutan Amiral De Robeck daha birkaç saat önce Londra’ya çektiği telgrafta‚ “-... kaybımız ve hasarımız çok az...hava müsait olursa 14 günde İstanbul’a ulaşacağımız kanaatindeyim”! demişti (Vehbi Vakkasoğlu: “Bir Destandır Çanakkale”).

Fransız amiral de aynı fikirdeydi ve şöyle diyecekti; “-Müttefiklerin muazzam armadasının Çanakkale Boğazı’nı geçeceğinden zerre kadar kuşkum yok... Çanakkale geçilecektir! Bu aynı zamanda‚ Fransa ve İngiltere devletlerinin donanmalarının prestiji meselesidir. Bu prestij‚ asla gölgelenmeyecektir! ... benim başkomutanlıktan isteğim şudur; Marmara Denizi’ne girmenin ilk şerefi‚ Fransız filosuna verilmelidir"!

Bu yenilgi(ler) sonucunda 1922 yılı içerisinde İngiltere Parlamentosu´nda dönemin İngiltere Başbakanı David Lyod George kürsüde konuşma yapmaktadır;
"-Arkadaşlar‚ yüzyıllar nadir olarak dahi yetiştirir. Şu talihsizliğimize bakın ki O büyük dahi çağımızda Türk Milleti´ne nasip oldu. Mustafa Kemal´in dehasına karşı elden ne gelirdi..."

Dokuz ay boyunca süren Çanakkale boğaz harbi ile Çanakkale Kara Savaşları`nı bir bütün olarak değerlendirdiğimizde, bu savaşlarda, batının asırlardır planladığı Şark Meselesi’nin gerçekleşememesiyle, dünyanın politik yapısı değişmiş‚ bunun sonucunda da şu olaylar dünya tarihine geçmiştir. Bu tarihi olaylar şunlardır;

-Mustafa Kemal Atatürk’ü tarih sahnesine çıkartmış‚
-Osmanlı Devleti‚ yenilgiyle sonuçlanan iki Balkan Savaşı’nın vermiş olduğu moral çöküntüsünü üzerinden atmış‚
-Birinci Dünya Savaşı üç yıl daha uzamış‚
-Düşmanın boğazları geçemeyip müttefikleri olan Rusya’ya yardım gönderememesi sonucu Rus Çarlığı çökmüş‚
-Üzerinde güneş batmayan ülke olan İngiltere’nin‚ dünya kamuoyunda yenilmezlik görüntüsü sarsılmış‚ donanmasının denizlerdeki yenilmezlik imajı ortadan kalkmış‚
-İngiltere ve Fransa donanmaları ile İngiliz‚ Fransız‚ Anzac vb. Bileşik ordularının yenilgisiyle adı geçen ülkelerin prestijleri hayli sarsılmıştır. Bu durum da, adı geçen devletlerin sömürgelerinde bağımsızlık akımlarının doğuşuna sebep olmuş‚
-Çanakkale Savaşı’nın mimarı Deniz Bakanı Winston Churchill‚ savaşın başarısızlığı sonucu istifa etmiş‚ İngiliz Hükümetini iktidardan düşürmüştür.

18 mart 1915 yenilgisi sonrasında ise İngiliz deniz bakanı Churchill ve ona inanan İngiliz devlet adamları bozgun üzerine şok olmuşlar ve; “-İnsan ancak bu kadar yanılabilir... demek koskoca armada‚ Türk’ün basit topu ve mayınları önünde boyun eğdi! Acı bir gerçek ‚ buna nasıl alışacağız?” diye iç geçireceklerdir. Ondört günde boğazı geçerek İstanbul’u almayı planlarken savaş sonrası Churchill‚ Mustafa Kemal Atatürk’ün başarısı konusunda ise; “-Bu eşsiz kahraman‚ Türklüğün mukadderatını ele alacak olan bir dehadır. Zira Çanakkale Boğaz Harbi’nde malzemece üstünlük bizde idi‚ fakat iradece üstünlük O’nda olduğu için yenildik” ifadesiyle, yiğidin hakkını yiğide vermeyi bilmiştir. Aynı konuda yine İngilizler‚ “-Bir miralayın (Atatürk) önümüze çıkışı bütün mukadderatı değiştirdi.” sözüyle de gerçeği dile getirmiştir.

Günümüzde, Çanakkale Boğazı’nın sahillerinde adım atılacak her karış toprak‚ Mehmetçiğin kanıyla sulanmış ve onun etinden‚ kemiğinden‚ bir parçanın mezarı olmuştur. Bazı yağmurlu günlerin sonrasında‚ şehitlerimizin kemikleri yeryüzüne çıkmaktadır. Orada fatihasız atılacak her adım‚ bir şehidin ruhunu incitecektir. Orada bir vatanın‚ nefes alışverişini duyduğumuzu asla unutmamalıyız. Çanakkale Boğazı’na denizden girerken‚ tepelere yazılmış bir dörtlük yazı karşımıza çıkar‚ adeta tüylerimizin ürpermesine sebep olur. Necmeddin Onan’ın yazmış olduğu o mısralar, bu şerefli tabloyu ne kadarda ihtişamla ölümsüzleştirmektedir;

Dur yolcu! Bilmeden gelip bastığın bu toprak‚

Bir devrin battığı yerdir.

Eğil de kulak ver‚ bu sessiz yığın.

Bir vatan kalbinin attığı yerdir.


Çanakkale Savaşları’nın her yıldönümlerinde olduğu gibi bu yıldönümünde de‚ bu vatan için toprağa düşmüş tüm şehitlerimizi rahmetle‚ minnetle ve saygıyla anıyoruz. Mekanları cennet, ruhları şadolsun.

Macit Şekerci
16 Mart 2009

Kaynak: www.kalemtiras.com
Gezdiklerim, Gördüklerim, Düşünceler; Macit Şekerci


Yazımın sonunda da, şairimiz Mehmet Akif Ersoy'un: "Çanakkale Şehitlerine" şiirinden bir bölüm paylaşıyorum.

Çanakkale Şehitlerine

Şu boğaz harbi nedir? Var mı ki dünyada eşi?


En kesif orduların yükleniyor dördü beşi‚


Tepeden yol bularak geçmek için Marmara’ya‚


Kaç donanmayla saldırmış ufacık bir karaya.


Eski dünya yeni dünya bütün akvam-ı beşer‚


Kaynıyor kum gibi‚ mahşer mi mahşer‚


Yedi iklimi cihanın duruyor karşında‚


Avustralya’yla beraber bakıyorsun Kanada!


Çehreler başka‚ lisanlar deriler rengarenk‚


Sade bir hadise var ortada‚ vahşetler denk‚


Kimi hindu‚ kimi yamyam‚ kimi bilmem ne bela‚


Hani tauna da züldür bu rezil istila...


Öteden saikalar parçalıyor afakı‚


Beriden zelzeleler kaldırıyor a’makı‚


Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin‚


Sönüyor göğsünün üstünde her neferin...


Ölüm indirmede gökler‚ ölü püskürmede yer‚


O ne müthiş tipidir‚ savrulur enkazı beşer‚


Kafa‚ göz‚ gövde‚ bacak‚ kol‚ çene‚ parmak‚ el‚ ayak‚


Boşanır sırtlara‚ vadilere sağnak sağnak...


Vurulup tertemiz alnından uzanmış yatıyor‚


Bir hilal uğruna‚ ya Rab‚ ne güneşler batıyor!


Ey! Bu topraklar için toprağa düşmüş asker‚


Gökten ecdad inerek öpse o pak alnı değer...


Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın‚


Gömelim gel seni tarihe” desem‚ sığmazsın.....


Mehmet Akif Ersoy
 

Etiketler

Ynt: Çanakkale Zaferi, 100. Yılında Çanakkale Savaşları, Son Kale Çanakkale

Harika bir yazı teşekkür ederim. Okuduğum bir kaç kitap var Çanakkale Savaşı ile alakalı. Bana önerebileceğiniz kitaplar nelerdir?
 





Ynt: Çanakkale Zaferi, 100. Yılında Çanakkale Savaşları, Son Kale Çanakkale

Harika bir yazı teşekkür ederim. Okuduğum bir kaç kitap var Çanakkale Savaşı ile alakalı. Bana önerebileceğiniz kitaplar nelerdir?

Çanakkale Savaşlarını anlatan binlerce kitap vardır.
Ben sadece okuduklarımdan aklımda kalanları söyleyebilirim;

-"Bu Vatan Böyle Kurtuldu, Erol Mütercimler"
-"Diriliş, Çanakkale 1915, Turgut Özakman"
-"Bir Destandır Çanakkale, Vehbi Vakkasoğlu"
-"Çanakkale Mahşeri, Mehmet Niyazi"
-"Ağustos 1914, A.Soljenitsen"
-"Anafartalar, I. ve I. (yazarlarını hatırlayamadım. Evde kütüphanemden bakarım)"
-"Türkiye'nin Canı Boğazlar, Süleyman Kocabaş"

Kusura bakmayın, çok gecikmeli cevap veriyorum:(

Macit Şekerci
 


Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,383
Mesajlar
1,517,440
Kayıtlı Üye Sayımız
172,041
Kaydolan Son Üyemiz
İsmail.s

Çevrimiçi üyeler

Şu anda çevrimiçi üye yok.

SON KONULAR



Geri
Üst