Çölde nane, şehirde tarih, havada yasemin kokusu... (Tunus)

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan gezmen Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 0
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 2,965

gezmen

Karavan Yönetim
Mesajlar
4,757
Tepkime Puanı
77
Yer
Akhisar
Merhaba,

Radikal Cumartesi'den alıntıdır.
Cavid Sezen



Çölde nane, şehirde tarih, havada yasemin kokusu...

[attachment=1]

FOTOĞRAFLAR: CÜNEYT ÇOMOĞLU

06/06/2009

Uçsuz bucaksız çöller, hurma ve zeytin ağaçları, sıkı pazarlıkların olduğu medinalar, pencereleri mavi boyalı beyaz evler... Yasemin kokulu ülke Tunus'tayız

CÜNEYT ÇOMOĞLU (Arşivi)

Heyecanlıyız. Kuzey Afrika kıtasına, çöl kumlarının çevrelediği Akdeniz ülkesi Tunus’a gidiyoruz. Pencereleri mavi boyalı beyaz evleri, uçsuz bucaksız Sahra Çölü’nün sahibi develeri, bizim Tahtakale ve Kapalıçarşı’mızı aratmayacak çarşı-pazarları ve görmeyi umduğumuz birçok gizemle karşılaşmak için havaalanındayız. Geziyi düzenleyen Tunus Ulusal Turizm Ofisi.
Tunus’a indiğimizde Türk olduğumuzu öğrenen pek çok kimse bizlere Türkçe ‘arkadaş’ diye sesleniyor. Uçakta verilen tavuk ve et yemekleri, Tunus mutfağı hakkında bir ön bilgi gibi. Acı biber, salça ve zeytinyağıyla yapılan harisa, köfteli menemen, közde biber meşva, peynirli-ton balıklı yumurtalı börek, kuskusla servis edilen etler, midesi sorunlu olanların biraz kaçınması gereken yemekler olsa da sonra içeceğiniz nane çayı ‘keste’ içinizi rahatlatacaktır.
Başkent Tunus’ta daha sıcak bir hava bekliyoruz. Ancak uçaktan indiğimizde tatlı bir meltemle karşılaşıyoruz. Develer, ıssız çöller, sayısız hurma ve zeytin ağacı, beyaz ve mavinin bir araya geldiği çatısız evlerle dolu gezimiz, böyle başlıyor.
307 sene Osmanlı’nın hüküm sürdüğü Tunus, 1881’de Fransız himayesine geçmiş, bağımsızlığını ise 20 Mart 1956’da kazanmış. Başkentiyle aynı adı paylaşan 10 milyonluk ülke, tabii ki bu tarihi süreç sonucu artık türlü kültürün bir araya geldiği bir yer.
Aslen Tunuslu olan, fakat Yunanistan’da yaşayan rehberimiz Türkiye Turizm Ofisi Koordinatörü Muhammed Basar, bizi karşıladığında bu kadar yoğun bir serüven yaşamayı beklemiyorduk. Şehrin merkezinde bulunan otele doğru giderken gördüğümüz, bahçeleri uzun duvarlarla kapatılmış evler, Tunusluların özel hayatını bu duvarlar arkasında yaşadığını net bir şekilde gösteriyordu.

Modern arası ‘medina’
İlk durağımız Kartaca. Bu şehrin antik çağda beşiklik ettiği Kartacalıların efsanevi komutanı Hannibal, zaten ülkenin birçok yerinde karşımıza çıkıyor. Kartaca, M.Ö. 814 yılında kurulmuş bir Fenike kolonisi. Hannibal, Cannea Savaşı’nda fillerle Romalıları yenilgiye uğratıp 3. Pön Savaşı’nda ağır bir yenilgi almış. Bu mağlubiyet sonrası Romalılar kenti yakıp yıkmış, hatta ağaç çıkmaması için topraklara tuz serpmek gibi ilginç yöntemleri de atlamamışlar.
Şehir merkezine doğru ilerledikçe modern yapılar kendini gösteriyor. Ama bu modern görüntü arada sıkışmış ‘medina’ları gözümüzden kaçırmıyor. Medina, şehrin tarih öncesinde ilk oluşumun ve yerleşimin olduğu, içinde çarşı-pazarların bulunduğu yerlere verilen ad.
Sıcak iklimden olacak, genelde çarşıları hep İstanbul’daki Kapalıçarşı mimarisinin izlerini taşıyor; güneşin sıcağından korunmak için en serin yerler. Esnaf kendi dükkânına buyur etmek için yarışıyor, hemen hemen hepsi yarı İngilizce yarı Fransızca, renk cümbüşü dükkânlarının reklamını yapıyor. Cam resimlerden kuş kafeslerine, halıdan otantik takılara, her şey bir arada. Sıkı pazarlık şart!
Başkent Tunus’un 7 Kasım Meydanı’nda büyük gökdelenler yükselirken, Kartaca’nın Sidi Bou Said köyü mavi kapı ve pencereli, iki-üç katlı evler ve el sanatı dükkânlarıyla dolu. Burada nane çayı ve sert kahveleriyle ünlü Cafe Des Nattes’e gitmek de mümkün.
Sonraki durak Roma devrine ait büyüleyici Bardo Müzesi. Mozaik sanatının tüm güzelliklerinin görülebildiği eserler M.Ö. 4. yüzyıla dayanıyor. Tunus’un kuru ve sıcak iklimi sayesinde tabii olarak korunan, sayısız yer mozaiği burada sergileniyor. Eserler, mitoloji ve günlük yaşam kesitleriyle alakalı.
Ertesi gün, ülkenin güneyinde, Sahra Çölü yakınlarındaki Tozeur’deyiz. Havalimanında çürümeye bırakılmış iki dev yolcu uçağı karşılıyor bizi. Uçaklar, Irak Savaşı’nda zarar görmemeleri için buraya getirilmiş ve kalmış. Bizi karşılayan Tunuslu şoförlerin kullandığı iki ciple küçük bir şehir olan Tozeur’i turlayıp bol bol fotoğraf çekiyoruz, özellikle kahvehanelerdeki insanları ve ara sokakları... Akşam Osmanlı İmparatorluğu zamanında valinin sarayı olan Dar Cherait Müzesi’ni geziyoruz. Saray bugün 1001 Gece Masalları ve çeşitli masal kahramanlarının canlandırıldığı bir müzeye dönüştürülmüş.

Çölde ‘Yıldız Savaşları’
Ertesi gün sabah erkenden ciplerle çöldeki ‘Star Wars/Yıldız Savaşları’ filmi için yapılmış ufak seti gezerken, kumların üstüne serdikleri tezgâhlarında türlü türlü hediyelik eşyayı 1 dinardan satmaya çalışanlar görüyoruz. Kısa süre sonra Atlas Dağları’na doğru yola çıkıyoruz. Turistlerin sıkça uğradığı Atlas Dağları’ndan doğan küçük bir nehirin kenarında yine hediyelik eşya satan yerlilere rastlıyoruz. Şaşırtıcı olan, bu sefer tezgâhlarda kayalardan sökülmüş fosil istiridye kabuklarının sergilenmesi.
Tarihle bağını koparmayacak gibi görünen Matmata’dan geçerken Berberilerin yoğun olarak yaşadığı bölgede, bir Berberi evini ziyaret ediyoruz. Kışın soğuğundan, yazın sıcağından koruyan evlerde fakirlik hâkim.
Sonraki durak Sfax; Tunus’un ikinci büyük kenti. Merkeze yakın limanı sayesinde ticari bir kent havası var Sfax’ta. Burada bir gece kaldıktan sonra Roma İmparatorluğu’nun izlerini hâlâ taşıyan El Jem’e geliyoruz. Romalılar tarafından 2. yüzyılda yapılan Roma Tiyatrosu, Kuzey Afrika’nın en büyüğü. Hâlâ tüm ihtişamıyla ayakta duran antik tiyatro, uluslararası üne sahip birçok senfoni orkestrası ve sanatçıya kapısını açıyor.
Tunus’ta son günü Türklerin de uğrak yeri olan ve ülkenin turizm başkenti diyebileceğimiz Hammamet’te geçiriyoruz. Büyük otellerin bulunduğu kent, geceleri diğer Tunus şehirlerinden çok daha hareketli. Eğlencelerin geç saatlere kadar sürdüğü bu Akdeniz kıyı kenti, gündüzleri de plajlarıyla cazip.
Uçsuz bucaksız çölleri, sıkı pazarlıkların olduğu medinaları, hurma ve zeytin ağaçlarıyla yasemin kokulu bir ülke Tunus...

Fft5 mf186339
 

Etiketler
Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,432
Mesajlar
1,517,901
Kayıtlı Üye Sayımız
172,078
Kaydolan Son Üyemiz
zaferguloz

SON KONULAR



Geri
Üst