Dedikoduyla Başa Çıkma Yöntemleri, Kampçılıkta Gıybet, Dedikodu...

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan yugun Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 10
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 2,050

yugun

YÜCEL GÜNDÜZ
Mesajlar
22,107
Tepkime Puanı
5,461
Yer
Ankara
Web
www.yucelgunduz.com
Forumda başka bir paylaşımda yazmama rağmen yazılanlar kaybolup gitmesin diye buraya eklemek istedim. Dedikodu gibi tatsız durumlarla hiç karşılaşmamanız dileğiyle bu konu hakkında öğrendiğim birkaç noktayı burada dikkatinize sunmak istiyorum. Ne de olsa paylaşarak arttırdığımız en önemli hazinemiz deneyimlerimiz.
 

İnsan ilişkilerinin önem kazandığı bir konudur kampçılık. Bir gün genç bir arkadaşım da kendini bir arkadan konuşma hadisesinin içinde bulabilir. Arkanızdan konuşulması konusunda yapabileceğiniz fazla bir şey yok. En iyisi bunu hiç takmamanız ve gündeme de getirmemenizdir. Çünkü arkadan konuşanlar bunu kendiniz gündeme getirmenizden fayda sağlarlar. Arkanızdan konuşan bir kimse elinde bir kanıt olmadan asla size bir zarar veremeyecek. Buna emin olabilirsiniz. Tabii üzüldüğünüz için siz bir şeyler yapmaya kalkıp kendinize zarar verebilir yada zarar görebilirsiniz. Ben kampçılık yaparken böyle bir hadise yaşadım ve deneyim sahibi oldum. Ve doğru olanın bu tip insanları kaale almamak olduğunu tecrübe ettim. Umarım dedikodu yada arkadan konuşma konusundaki bu deneyimim genç bir arkadaşımın işine yarar da benim yaşadığım üzüntüyü yaşamadan veya daha hafif atlatarak bu konuyu kapatır.

Sevgiler,

Mutluluk kamplarda, Kamplara gidin gençler...
 

Yine de bu kadar arkadan konuşma (Veya dedikodu, veya Gıybet) hadisesini irdelemişken birkaç şey daha yazalım.

En güzel davranışın hiç kaale almamak olduğunu söylemiştik. Ama öyle durumlar olabilir ki bu şey size doğrudan söylenebilir.

Örnek: -Senin için şöyle böyle diyorlar (mış)

Böyle bir pislikle karşılaşırsanız konunun üstüne gitmeniz en doğrusu olur.

Bu durumda en kritik davranış Kim demiş? Sorusunu yöneltmektir.

-Senin için şöyle böyle diyorlar...

-Kim demiş?

-....

Bu soruyu yönelttiğinizde yüzde 99.9 size bir şahıs söyleyip çıkartamazlar. Ve ortada kimin söylediği bilgisi yoksa söylenen şeyin muhattabı da hiç önemli değildir. Gerçekten hakkınızda kimin söylediği ortaya çıkamayan bir şeyler konuşulmuşsa bundan hiçbir sorumluluğunuz yoktur.
Dedikodu yapan pislik torbaları Net olarak sorulan bir Kim demiş? sorusuyla afallarlar ve bu (dedikodu) birlikte yapılan, paylaşılan bir günah olduğu için size bir isim veremezler.
Kim demiş sorusuna yanıt alabilirseniz en azından ortada bir iddia olması söz konusu olabilir.

Bu durumda da Ona neymiş? Diyebilirsiniz mesela. Dedikodu ile insanı üzen konular aslında kimseyi pek ilgilendirmeyen sizin cinsel kimliğiniz, uyruğunuz, dininiz, geçmişiniz gibi konulardır ve çok büyük bir oranda bu konular doğrudan bir insanı ilgilendiren konular değildir. Bu nedenle hakikaten ortada bir şey varsa bile ona neymiş? sorusuyla günü kurtarabilirsiniz.

Dedikoduyu kimin yaptığını net olarak öğrenirseniz o kişiyle yüzleşme şansı bulabilirsiniz. Dedikoducular çok büyük bir ihtimalle yaptıkları hatayı bir yüzleşmede devam ettirmezler. Eğer ettiriyorlarsa da o insanları hayatınızdan silersiniz olur biter.

Dedikodu başınıza geldiğinde bunun ne zaman olduğunu kestiremezsiniz. İnsanlar herhangi bir yerde ve saatte birlikte arkanızdan konuşmuş olabilirler. Ama bu konunun süreklilik arz etmeyeceğini bilmelisiniz. Hakkınızda bir şey söylendi diye bundan artık herkesin haberi olduğu sonucuna varmayın. Belki de durum zannettiğiniz kadar kötü değilse bu konuyu kendiniz büyütüp dallandırıp budaklandırıyor olabilirsiniz.

Dedikoducu kötü niyetliyse Ben senin ne olduğunu biliyorum da diyebilir. Bu tip ayak oyunları meseleyi dallandırır budaklandırır kötü niyetli dedikoducular bunları kullanabilir. Bu durumda aynen cevap verin. Ben de senin ne olduğunu biliyorum deyin mesela.

Bir kişi düşünün size hakaret etmekten korktuğu için ne olduğunuzu bildiğini söylüyor ama ne olduğunuzu size söyleyemiyor. Şeytanca bir yaklaşım. Ama dedikodu doğası gereği şeytani bir iş.

Sizinle dilim döndüğü kadar dedikodu mezalimi hakkında öğrendiklerimi paylaştım. Umarım birilerinin işine yarar. Kampçılıkta dedikodu heran için olabilecek bir şey. Ve en güzel çözümü tekrar tekrar söylediğim gibi bunu hiç kaale almamaktan geçer.

Son olarak şunu da demeliyim ki en çok dedikodusu yapılan insanlar gerçekten başarılıdırlar, iyidirler, güzeldirler. Bu konuya fazla takmayın. Hele sakın kendinizi suçlamayın.

Ben burada düşüncelerimi kampçılık konusu özelinde paylaşsam da yazdıklarım çoğu dedikodu vakası için de geçerlidir.

Sevgilerimle...
 

Kötü dedikodunun büyük bir kısmı size bir şey demek şeklinde gerçekleşir.

İçki içiyorsanız.

Kötü niyetle konuşurken size ''İçiyor'' demezler.
Bunun yerine size Ayyaş derler.

Bu ve benzeri durumlarda hep insana kötü bir şey demek vardır.

Sonra da size derler ki, Sana Ayyaş diyorlar derler mesela.
Konu da size böyle aksedebilir.

Pekçok yerde insanlar en çok dedikodudan korkar.
Güneydoğu'da sırf dedikodusu çıkacak diye,
Kız çocuklarına "Kirlendi" damgası vurup infaz ettirildiği ile ilgili pekçok şey okumuşumdur.
Bu namus temizleme ve namus olayları ile dedikoduculuk olayları hep yan yana iç içedir.
Ama özellikle Anadolu köylerinde insanlar en çok dedikodudan korkar...
 

Kötü niyetli olmayan dedikodular da vardır.
Aslında insanların konuştukları konuların büyük bir yüzdesi dedikodudur.
Falancanın karavanına yeni bir şey almış olması, başka bir iki kişi arasında bir dedikodu konusudur.
 



Yine de dedikodu iyi bir şeydir diyemeyiz. Genelde dedikodu kötüdür. Güçlü olan zayıf olanın dedikodusunu yapar. Bunda hem mobbing vardır, aşağılama, küçük düşürme, alay etme vardır. Bu açılardan bu bir akran zorbalığıdır aynı zamanda. Dedikodu bir sosyal zorbalıktır. Hakim olanın borusunun öttüğü, güçlünün, güçsüze egemenlik kurduğu bir olaydır dedikodu.

Ama daha önce de dediğim gibi, en çok, en iyilerin, en güzellerin ve en başarılıların dedikodusu yapılır. Bu yüzden kendinize haksızlık etmeyin. Dedikodunuzun yapılması sizin suçunuz olamaz.
 

.
Yücel bey, başkaları üzerine konuşmak ve başkalarının benim üzerine konuşması ilgilendiğim ve etkilendiğim bir alan olmasa da burada düşünce ve tecrübelerinizi yazmanız aklıma diğer bir konu üzerine yazdıklarınızı getirdi.

Foruma enerjik bir tarzda giren bazı yeni katılımcıların bilgi ve düşüncelerini tartışma düşkünü ve üstelik oldukça agresif bir tarzda yazıp hatta tartışmayı kişiye indirgemekten zevk aldığı etkisi yaratanların ciddiye alınmaması gerektiğini söylemiş ve zaten de forumda uzun zaman kalmayacakları ve forumu kendiliğinden terk edecekleri öngörüşünde bulunmuştunuz.

Önce şüpheyle yaklaştığım bu düşünceniz, neredeyse bütün bu kişiler için gerçekleşti. Hiç birinin forumda artık nesamesi okunmuyor.
Sanırım başka alanlarda yaptığınız tecrübelere dayanarak bu çeşit bir öngörüde bulunmuş olmalısınız.. 🙂
 
Son düzenleme:

.
Yücel bey, başkaları üzerine konuşmak ve başkalarının benim üzerine konuşması ilgilendiğim ve etkilendiğim bir alan olmasa da burada düşünce ve tecrübelerinizi yazmanız aklıma diğer bir konu üzerine yazdıklarınızı getirdi.

Foruma enerjik bir tarzda giren bazı yeni katılımcıların bilgi ve düşüncelerini tartışma düşkünü ve üstelik oldukça agresif bir tarzda yazıp hatta tartışmayı kişiye indirgemekten zevk aldığı etkisi yaratanların ciddiye alınmaması gerektiğini söylemiş ve zaten de forumda uzun zaman kalmayacakları ve forumu kendiliğinden terk edecekleri ön görüşünde bulunmuştunuz.

Önce şüpheyle yaklaştığım bu düşünceniz, neredeyse bütün bu kişiler için gerçekleşti. Hiç birinin forumda artık nesamesi okunmuyor.
Sanırım başka alanlarda yaptığınız tecrübelere dayanarak bu çeşit bir öngörüde bulunmuş olmalısınız.. 🙂
Sosyal kampçılık çok insani bir konu. İnsanların olduğu yerde dedikodu her an olabilir. Önemli olan bence takmamak. Ben kampçılığı sosyal kampçılık olarak yaptığım için bazı şeyleri yaşayarak öğrendim. Üzüldüm de, hatta akıl sağlığım bundan kötü de etkilendi. Ama sonuçta dedikodu en fazla dedikodudur. Size gerçek bir zarar vermesi pek mümkün değildir. Sevgiler...
 

Benim uzmanlık alanım ile çok ilgili olan ergenler de birbirine karşı sıklıkla dedikodu yapar ve çok da acımasızlardır.
Bir öğretmenden sosyal konularda gerçeğe yakın veya akla yatkın gözlemler yapması beklenirdi. Bu bağlamda daha önceki tespitimin doğruluğuna sevindim.
 

Bugünlük konumuz kendimizi kötü niyetli dedikoduya karşı nasıl koruyacağımız oldu.
İnşallah ilerleyen günlerde bir gün,
Sosyal kampçılıkla bağıntılı olarak,
Ateşin etrafında sevgiyi nasıl arttırarak sorunlarımızı çözebileceğimizi,
Nasıl empati(Kendini bir bireyin yerine koyup onu anlama) geliştirebileceğimizi.
Hoşgörmenin erdemini ve yaratılmışlara, insana ve nihayet Tanrı'ya olan sevgiyi de konuşuruz.
Zira bence bunlara çok ihtiyaç var bu toplumda...

Sosyal kampçılıkla ilgili konuşulabilecek o kadar çok şey var ki,
İnsanlar bir ateşin etrafında toplandıklarında,
Dedikodu gibi çok olumsuz şeyler de yapabilirler
Ama çok olumlu şeyler de olabilir.
Biz daha çok sevdiğimiz türküleri söyleyerek,
ortak bir paylaşım yapmaya,
Bu yolla sevgimizi arttırmaya çalışırdık.
Müzik kelimelerin ötesinde ortak bir dil olurdu bizim için.

İzciler, izci kampında her akşam ateş başında paylaşmak için skeçler, canlı performanslar, masallar vs hazırlar ve hepsi biraraya gelip ateş başında bir paylaşım yapar bir sinerji yakalarlar(dı) o kadar güzel bir ortamdı ki anlatamam.
Bir kere valilik oluruyla görev yapma şansına eriştiğim izci paylaşımını, İzcinin hayata bakışını ve mantalitesini çok sevdim. Bu benim hayatım boyunca gördüğüm en eğlenceli ve güzel eğitim etkinliği oldu. Malesef ben gerçek bir lider bile olamadım. Zaten okul içi izcilik çalışmalarını da hallettiler.

Ancak ben Lider pozisyonunda insanları çağırarak yaptığım pekçok etkinlikte iyi bir lider nasıl olursa öyle olmaya çalıştım. Her zaman, her işte öncelikle sevgiyi ön planda tuttum.
 



Bugün bazı festival ve buluşmalarda ateş başında buluştuğumuzda hep o eski güzel günleri anıyorum. İçimizde her şeyin iyi olacağına dair bir umut varmış. Bugün çok daha karamsar ve içekapalı yaşıyoruz hayatı. Evet hatalar yaptım, ama gençliğim çok da güzel geçti. İyi ki de yaptığım şeyleri yapmışım.

Ben hayatı tam olarak istediğim gibi özgür yaşadım ve kimse de beni buna pişman edemedi.
 
Son düzenleme:

Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,425
Mesajlar
1,517,792
Kayıtlı Üye Sayımız
172,071
Kaydolan Son Üyemiz
kalenbuk

Çevrimiçi üyeler

Şu anda çevrimiçi üye yok.


Geri
Üst