Dört günde Sarajevo, Mostar, Dubrovnik

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan alperklc Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 2
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 11,797

alperklc

Yeni Üye
Mesajlar
2
Tepkime Puanı
0
Uzun zamandır aklımda olup, bir türlü davranamadığım bir girişimdi bu benim için. Tur organizasyonuna bağlı bir kafiledense, halkın arasına karışarak dolaşmak bana her zaman cazip gelmiştir. İlk olarak tur ile gitmek isteyen annemi ikna etmem gerekiyordu. Otel fiyatlarını ve toplu taşıma olanaklarını internet aracılığı ile öğrendikten sonra annemi ikna etmem zor olmadı açıkçası.

İzmir’den İstanbul aktarmalı olarak yola çıktık, İstanbuldaki bekleme süresi dahil beş buçuk saatte Sarajevo’ya vardık. Dört gün kadar zamanımız olduğundan dolayı, uçaktan başka bir seçenek yoktu oraya gitmek için.

13.09.2011
Sarajevo:
Uçaktan indikten sonra ilk iş olarak change office’e gidip elimdeki Euro’ların bir kısmını KM’e çevirdim. Havalimanından çıkınca denk gelen ilk taksiyi durdurup Başçarşı’ya gitmek istediğimi söyledim. Havalimanından Başçarşı’ya taksi ile gitmek, 20 Mark’a mal oldu. Daha sonra fark ettim ki, havalimanından Sarajevo tren istasyonuna gidip, oradan tramvay ile Başçarşıya gitmek çok daha uygun, çünkü şehirdeki trafik günün belli saatlerinde sıkışabiliyor. Bir daha Sarajevo’ya gidersem, öyle yapacağım :smiley:

Şehrin dört bir yanına tramvay ile ulaşım rahatlıkla sağlanabiliyor. Tramvaya binmek için, büfelerde 1,6 Mark’a satılan biletlerden almak gerekiyor.
http://www.flickr.com/photos/al_pierre/6158847896/in/set-72157627697134784

Başçarşı tramvay istasyonunun karşısında bir Osmanlı Sebili bulunuyor. Başçarşı’ya varınca ilk olarak dinlenmek için Sebilin karşısındaki Burekçiye oturuyoruz. Sebilden su içince, bu şehirde neden su satılmadığını anlıyorum.
http://www.flickr.com/photos/al_pierre/6158256839/in/set-72157627697134784
http://www.flickr.com/photos/al_pierre/6158291441/in/set-72157627697134784

Daha sonra Sebilden yürüme mesafesinde bulunan otele eşyaları bıraktıktan sonra, Başçarşı’yı turlamaya başlıyoruz.
http://www.flickr.com/photos/al_pierre/6158259629/in/set-72157627697134784

Sebil’i geçtikten sonra sağa dönünce İsa Bey Cami, Gazi Hüsrev Bey Medresesi, Gazi Hüsrev Bey Bezistanı, Saat Kulesi görünürken; dört bir yanda hediyelik eşya satan dükkanlar, cevapcici, burek ve kahve kokuları bize eşlik ediyor.
http://www.flickr.com/photos/al_pierre/6158689823/in/set-72157627697134784
http://www.flickr.com/photos/al_pierre/6159629530/in/set-72157627697134784
http://www.flickr.com/photos/al_pierre/6158278391/in/set-72157627697134784
http://www.flickr.com/photos/al_pierre/6158844234/in/set-72157627697134784

Bakır işçiliği ile meşhur Sarajevo’dan kahve takımı, hediyelik olarak alınabilir. Bakırcıların bulunduğu sokak, Sebilden sola dönünce karşımıza çıkıyor.
http://www.flickr.com/photos/al_pierre/6159277498/in/set-72157627697134784
http://www.flickr.com/photos/al_pierre/6158857922/in/set-72157627697134784

Başçarşı’da bir kafeye gidip, Bosna Kahvesi içmeden dönmeyin. Bosna Kahvesi Türk Kahvesine benzer bir kahve, ancak sunumu farklı. Cezvede 1,5 fincan kadar kahve bulunuyor. Şekerli içmek isteyen, küp şekerleri ayrıca kahveye ilave edip karıştırıyor.
http://www.flickr.com/photos/al_pierre/6159249760/in/set-72157627697134784

Bir süre yürüdükten sonra, Başçarşıdan Ferhadija Caddesine varıyoruz. Ferhadija Caddesi, İstanbuldaki İstiklal Caddesini andırıyor. Cadde üzerinde Osmanlı, Avusturya Macaristan, ve Yugoslavya döneminin mimarisini görmek mümkün.
http://www.flickr.com/photos/al_pierre/6158816490/in/set-72157627697134784

Ferhadija Caddesinin paralelinde bulunan Miljacka nehrinin kenarında buluyoruz kendimizi. Nehrin kıyısındaki İnat Evi:
http://www.flickr.com/photos/al_pierre/6158282005/in/set-72157627697134784

Başçarşı Tramvay istasyonunun ilerisindeki yokuşu tırmanınca, şehitliğe varıyoruz.
http://www.flickr.com/photos/al_pierre/6158777293/in/set-72157627697134784

Yazının devamını ertesi gün yayınlayacağım
 

Etiketler
Ynt: Dört günde Sarajevo, Mostar, Dubrovnik

14.09.2011

Sarajevoda sabahın serinliğinde uyandıktan sonra otelde kahvaltımızı yapıyoruz. Öğle vaktinde Mostar'a gitmek üzere yola çıkacağımızdan dolayı vakit geçirmek için önceki gün uğramadığımız yerlere uğruyoruz.

Sarajevo'da trafik, şehrin bir çok yerinde tek yönlü olarak akıyor. Şehir içindeki hız sınırı 40 km/sa. Sürücüler genellikle kurallara uyuyor.

Cevapcici yemeden Sarajevo'dan ayrılmayın. Başçarşı'da bulunan, eski futbolcu Tarık Hodziç'in işlettiği "Galatasaray" adlı restoranı tavsiye ederim.

Bosna Hersek ile ilgili gözlemlediğim bir diğer konu ise dükkanların mesai saatleri. Bütün esnaflar, dükkanlarının kapısında yazan mesai saatleri arasında çalışıyor. Mesai bitiminde tıpkı memurlar gibi iş yerini kapatarak ayrılıyorlar.
http://www.flickr.com/photos/al_pierre/6159641574/in/set-72157627697134784

Ortodoks-Sırp Kilisesi:
http://www.flickr.com/photos/al_pierre/6159116721/in/set-72157627697134784

Birinci Dünya Savaşı'nın başladığı yer, Latin Köprüsü:
http://www.flickr.com/photos/al_pierre/6158313967/in/set-72157627697134784

Bosna'da ezanlar, minareye çıkılarak okunuyor. Ezan okunurken hoparlör kulllanılmıyor. Bazı camilerde izin isteyerek minareye çıkmak mümkün.
http://www.flickr.com/photos/al_pierre/6159097957/in/set-72157627697134784

Tramvaya binerek Sarajevo tren istasyonuna varıyoruz. Otobüs istasyonu tren istasyonunun bitişiğinde yer alıyor.
Mostar'a trenle gitmek, otobüsle gitmekten daha çok zaman aldığından dolayı otobüsü tercih ediyoruz. Tek gidiş otobüs bileti, kişi başı 18 KM tutuyor. Sarajevo'dan Mostar'a gitmek için neredeyse saat başı seferler var. Bu adresten otobüslerin saatlerini öğrenebilirsiniz: http://www.autoprevoz-bus.ba/index.php?modul=stranica&id=4
Otobüs yolculuğu mola ile birlikte 2,5 saat sürüyor.

Mostar:
Mostar'da iklim, Sarajevo'ya göre daha sıcak ve nemli. Mostar'a yaklaştıkça sık ormanların yerini çalılara bıraktığını gözlemliyoruz.Yol boyunca Neretva nehri bize eşlik ediyor. Yolda hız sınırı 60-70 km/sa aralığında. Sürücülerin kuralları ihlal ettiğini hiç görmedim.
http://www.flickr.com/photos/al_pierre/6159777932/in/set-72157627574869693

Neretva'nın kıyısında ilerlerken bir çok tünele girip çıkıyoruz. Nehir üzerindeki tren köprülerini gördükten sonra, keşke ayıracak daha çok zamanım olsaydı da trenle gidebilseydim dedim.
http://www.flickr.com/photos/al_pierre/6159221287/in/set-72157627574869693

Mostar'a vardıktan sonra ilk iş olarak eşyaları otele yerleştirip bir şeyler yemek için sokaklara atıyoruz kendimizi. Meşhur Köprünün yakınlarında "Hindin Han" adlı bir restorana giriyoruz. Sipariş ettiğimiz şinitzel gelirken bir sürprizle karşılaşıyoruz. Dana etinden yapılmış şinitzeli ilk defa burada tadıyorum. Bu ülkedeki porsiyonların alıştığımızdan daha büyük olduğuna da değinmeden edemeyeceğim. Bir de bizim ayran olarak adlandırdığımız içecek, Balkan ülkelerinde yoğurt olarak adlandırılıyor. Yoğurt istediğiniz zaman şaşırmayın :smiley:


Daha sonra gün içinde Mostar'ı turluyoruz. Savaşın izleri Mostar'da daha belirgin.
http://www.flickr.com/photos/al_pierre/6159318769/in/set-72157627574869693

Stari Most – Eski Köprü:
http://www.flickr.com/photos/al_pierre/6159880106/in/set-72157627574869693
http://www.flickr.com/photos/al_pierre/6159886772/in/set-72157627574869693/
http://www.flickr.com/photos/al_pierre/6159291995/in/set-72157627574869693

Köprü üzerinden Neretva Nehrini izlemek:
http://www.flickr.com/photos/al_pierre/6159258247/in/set-72157627574869693
http://www.flickr.com/photos/al_pierre/6159274425/in/set-72157627574869693

Nehrin bir tarafında Boşnak nüfus çoğunluktayken, diğer tarafında Hırvatlar ağırlıklı olarak bulunuyor.
http://www.flickr.com/photos/al_pierre/6159541985/in/set-72157627574869693

Ziraat Bankası'nın karşısında yer alan Karagöz Bey Cami.
http://www.flickr.com/photos/al_pierre/6159539829/in/set-72157627574869693

Köprü'nün girişindeki çarşıda ilginç hediyelikler bulunuyor. Savaştan kalan malzemelerin hediyelik olarak satılması ilginç:
http://www.flickr.com/photos/al_pierre/6159835790/in/set-72157627574869693
http://www.flickr.com/photos/al_pierre/6159848300/in/set-72157627574869693
http://www.flickr.com/photos/al_pierre/6159351533/in/set-72157627574869693

Mostar'da ölüm ilanları dikkatimi çekiyor. Kişiler vefat ettiğinde, yaşadığı evin kapısına ya da en yakın elektrik direğine cenaze ilanı asılıyor. Vefat eden kişinin dinine göre ilanın rengi değişiyor.Müslümanların cenaze ilanı yeşil renk.
http://3.bp.blogspot.com/_gfKewig-DxU/S2ikzi-6WnI/AAAAAAAAAow/CS1z7X5_kSI/s320/ilan.jpg

15.09.2011
Mostar'da bir gece kaldıktan sonra, Dubrovnik'e gitmek için sabahın erken saatinde yola çıkıyoruz. Mostar'da taksiler genellikle boş olarak dolaşmıyor. Taksi gerekli olduğu zaman telefon ile çağırılıyor. Oteldeki resepsiyon görevlisinden taksi çağırması için yardım istiyoruz.

Sabah 7'de harkete geçecek olan Dubrovnik otobüsü, Sarajevo'dan yarı dolu olarak geliyor.
Mostar'dan Dubrovnik, kişi başı 30KM civarında tutuyor.

Yol üzerinde bulunan Pocitelj kasabası, Osmanlı döneminden kalma haliyle korunmuş olarak günümüze kadar gelmiş. Sadece taksi ya da özel araç ile gidilebildiğinden, ve yeteri kadar zamanımız olmadığından dolayı orayı ziyaret edemiyoruz.

Yol üzerindeki tabelalarda Latin ve Kiril alfabesi kullanılıyor. Ancak Hırvatistan'a yaklaştıkça Kiril ile yazılmış olan yazıların karalandığını gözlemliyorum.

Dubrovnik yolu üzerinde bulunan, Adriyatik kıyısında Bosna Hersek'e ait olan tek şehir olan Neum'a girip çıktığımızdan dolayı dört defa pasaport kontrolü için duraklıyoruz. Pasaport kontrolleri yapılırken oluşan kuyruklardan dolayı yolculuk dört saate kadar sürebiliyor.


Neum'dan sonra Adriyatik Denizi bize eşlik ediyor:
http://www.flickr.com/photos/al_pierre/6163534253/in/set-72157627583776949

Dubrovnik'e öğle vakti varıyoruz. Hava inanılmaz derecede sıcak.
Otobüs terminalinde elimizdeki Euronun bir kısmını Kuna'ya çevirerek yola devam ediyoruz. Terminalden kale içindeki eski şehire gidebilmek için 1A numaralı belediye otobüsüne biniyoruz. Dönüş otobüsüne 5 saat kaldığı için, kale içinde kısa bir tur ve öğle yemeğine yetecek kadar zamanımız oluyor.

Eski şehir, kale içi:
http://www.flickr.com/photos/al_pierre/6163527345/in/set-72157627583776949
http://www.flickr.com/photos/al_pierre/6164069890/in/set-72157627583776949
http://www.flickr.com/photos/al_pierre/6163540887/in/set-72157627583776949

Kuşların ve kedilerin şehirdeki tarihi yapılara zarar vermesini önlemek amacıyla bir çok yapının saçağına sivri metal teller yerleştirilmiş:
http://www.flickr.com/photos/al_pierre/6164158362/in/set-72157627583776949

Kale içindeki bir çok yapı iş yeri olarak kullanılıyor. İşyeri olmayan yerler, müze ya da galeri olarak işletiliyor. Dubrovnik gerçekten pahalı bir şehir. Müzelere giriş, kişi başı 5 Euro'dan başlıyor. Hediyelik eşyalar açısından Sarajevo ve Mostar'a göre daha fazla çeşit bulunuyor.
http://www.flickr.com/photos/al_pierre/6163557251/in/set-72157627583776949

Dubrovnik'e ayırabilecek daha uzun zamanınız varsa, Dubrovnik Kart almanızı öneririm. İstenilen süre boyunca müzelere ücretsiz giriş yapıp, belediye otobüslerini ücretsiz olarak kullanabiliyorsunuz.

Yeteri kadar zamanımız olsaydı, şehir üzerinde hareket eden teleferik'i de kullanabilirdik.

Akşamüzeri, Dubrovnik'ten Mostar'a dönüyoruz.

16.09.2011
Mostar'dan Sarajevo'ya dönüş.
Kahvaltıdan sonra yola çıkıyoruz. Uçuşumuz akşamüzeri olduğu için, Sarajevo'da geçireceğimiz bir yarım günümüz daha oluyor.

Kalan yarım günde Başçarşı'yı son bir kez ziyaret edip, taksi ile Tünel Müzesi'ne gitmeye zaman bulabiliyoruz.

Tünel Müzesi, şehirden 10 kilometre uzakta bulunduğu için ulaşım taksi ile sağlanabiliyor.
Tünelin yapımı, 4 ay 4 gün sürmüş. Gönüllü görevliler sekizer saatlik vardiyalarla çalışmış.
Tünel'in yanında bulunan, Kolar Ailesine ait olan ev, kuşatma sırasında bir üs olarak kullanılmış.
http://www.flickr.com/photos/al_pierre/6158945503/in/set-72157627697134784
http://www.flickr.com/photos/al_pierre/6159477854/in/set-72157627697134784


Toplam uzunluğu 800 metre olan tünelin 20 metrelik kısmı ziyarete açık. Tünelin zemininde bulunan raylar üzerinde küçük vagonlar kullanılarak gereken silah ve yiyecek taşınmış.
http://www.flickr.com/photos/al_pierre/6159441220/in/set-72157627697134784
http://www.flickr.com/photos/al_pierre/6158920809/in/set-72157627697134784
http://www.flickr.com/photos/al_pierre/6159468698/in/set-72157627697134784
 

Alper bey siz geziyi 2011 yılında yapmışsınız ama ben gezenbilirin yeni üyesi olduğumdan ancak 2016/Aralık ayında okuma fırsat bulabildim. Çok güzel bir gezi olmuş, çok da güzel ve akıcı ayrıntılı bir şekilde de anlatmışsınız. Sanki sizinle beraber bende oraları gezmiş gibi oldum. Paylaşımlarınız için teşekkürler. Ancak foto larınızı açamadım, benim b.sayarımdamı bir sorun var, sitedemi anlayamadım. Selamlar.
 

Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,425
Mesajlar
1,517,779
Kayıtlı Üye Sayımız
172,070
Kaydolan Son Üyemiz
cipokko

Çevrimiçi üyeler



Geri
Üst