Göbeklitepe

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan AYDURAN Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 8
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 15,035

AYDURAN

Zirve
Mesajlar
5,669
Tepkime Puanı
27
Yaş
49
Yer
İstanbul / Maltepe
Db GobekliTepe Urfa Region7


Göbeklitepe Höyüğü, 1963'te fark edilen dokuz hektarlık kazı bölgesinin önemi yaklaşık 10 yıl kadar önce tarlasını karasabanla sürerken bulduğu oymalı taşı müzeye götüren Mahmut Kılıç sayesinde anlaşılabilmiştir.

Şanlıurfa'ya 25 dakikalık bir mesafede yer alan ve bugüne kadar tarih kitaplarında yer alan savları çürüten bir höyüktür. Höyük, Örencik Köyü yakınlarındadır. 1995 yılında ilk kez Alman Arkeoloji Enstitüsü ve Şanlıurfa Müze Müdürlüğü'nün işbirliğiyle kazı çalışmalarına başlanmıştır. Kazılar Alman Arkeolog Doç. Dr. Klaus Schmidt’in başkanlığında yürütülmekte olup her yıl eylül ve ekim aylarında 10 haftalık bir süreç içinde yapılmaktadır.

Günümüze kadar yapılan kazılar sonucunda bir Neolitik Çağ yerleşimi olduğu anlaşılmıştır. Tarihi M.Ö 9 bin yıllarına uzanan Neolitik Çağ’dan kalma, tapınma amaçlı törensel alanlara ait mimari kalıntılar, dikili taşlar ve üzerinde kabartmalı yabani hayvan ve bitki figürlerinin bulunduğu taşlar günyüzüne çıkartılmıştır. Bölgenin önemi ise günyüzüne çıkarılan en büyük tapınma alanını barındırmasıdır.

Günümüze kadar yapılan kazılarda elde edilen bulgular çerçevesinde uzmanlar neolitik çağ insanının henüz çevresinde yer alan hayvanları evcilleştiremediğini düşünmekle birlikte şu açmazı da görmektedirler; kaya yüzeylerine işlenen hayvan figürleri tapınma törenlerinin parçası mıydı yoksa yaşamlarının içinde henüz keşfedilemeyen bir biçimde mi yer almaktaydı.
 

Etiketler
Tarih Derslerini Yalanlayan Yer.

Şanlıurfa yakınlarında bulunan Göbeklitepe Höyüğü, bizlere tarih derslerinde öğretilen, ‘göçebe toplulukların, tarımı öğrenerek yerleşik yaşama geçtiği’ tezini adeta yalanlıyor.

1


Tarih derslerinde yıllardan beri, göçebe toplulukların, tarımı öğrenerek yerleşik yaşama geçtiği öğretilir bizlere. Oysa Şanlıurfa yakınlarında bulunan Göbeklitepe Höyüğü, bütün bu öğretilenleri yalanlar nitelikte. Bölgede 1995 yılında Alman Arkeoloji Enstitüsünden H. Hauptmann başkanlığında başlayan kazılar, günümüzde de Alman Arkeolog Dr. Klaus Schmidt başkanlığında devam ediyor.

8


Göbeklitepe Höyüğü araştırılana kadar, yerleşik yaşama geçişin, çiftçiliğin ve hayvancılığın ortaya çıkmasıyla birlikte gerçekleştiği düşünülüyordu. Schmidt’e göre ise yerleşik yaşama geçiş, avcı-toplayıcı toplulukların, dinsel törenlere katılmak için Göbeklitepe gibi dinî merkezlerde düzenli olarak bir araya gelmelerinin sonucudur. Tabiî ki böyle kalabalık grupları, çevredeki yiyecek kaynakları ve av hayvanlarıyla beslemek olanaksızdı. Böyle olunca da, ihtiyaçlarını karşılayabilmek için, burada yaşayan topluluklar tarım ve hayvancılığa yöneldi. Bölgede yapılan araştırmalar, önemli kültür bitkisi olan ve yüzlerce genetik varyasyonu bulunan buğdayın atasının, ilk olarak Göbeklitepe’nin eteklerinde yetiştiğini ortaya çıkardı. Norveçli moleküler biyolog Manfred Heun’un genetik araştırmaları sonucunda ortaya çıkan bu bulgu, Schmidt’in görüşlerini destekler nitelikte.

2


3


İnsanların Göbeklitepe’yi yaşam mahalli olarak kullandığına dair herhangi bir bulguya rastlanmadı. Göbeklitepe, sadece belli zamanlarda bir araya gelinen dinsel törenlerin yapıldığı dinsel bir merkezdi. Höyüğün en önemli buluntusu tabiî ki törenlerin yapıldığı tapınaktır. Duvarlarının kalınlığı 1.4 metre olan on iki metre boyundaki tapınağın içinde, ‘T’ şekilli kabartmalı sütunlar bulunuyor.
Sadece çanak-çömleksiz neolitiğe ait evreler içeren Göbeklitepe, 11 bin yıl öncesine tarihlendiriliyor. O dönem insanları çanak-çömlek yapmayı bilmiyorlardı. Bu yüzden de yaşadıkları dönem, çanak-çömleksiz neolitik olarak adlandırılır. Bu dönem günümüzden önce 8 bin altı yüz ile 11 bin iki yüz yılları arasını kapsar.

Şurası kesin ki mimarî yerleşik yaşamla birlikte ortaya çıkmadı, ondan önce de vardı. Dahası, insanlığın kültürel gelişimi/uygarlık, Akdeniz’in doğu kıyıları gibi tek bir bölgede değil, birçok çekirdek bölgede ortaya çıktı. Bu çekirdek bölgelerden biri de Güneydoğu Anadolu. Bu coğrafyada araştırılmamış daha birçok höyük var. Araştırmalar arttıkça, arkeoloji bilimi günbegün yeni bulgular ortaya koyacak ve tarihin kapılarını aralayarak bizleri daha fazla aydınlatacak.

‘YERLEŞİK BİLGİLERİ ALTÜST EDECEK BULUNTULAR’

Şanlıurfa Kültür ve Turizm Müdürü Selami Yıldız ise, Göbeklitepe’de sürdürülen arkeolojik kazılarda, “Tarih öncesi yaşam ve uygarlığa geçişle ilgili yerleşik bilgileri altüst edecek buluntulara” rastlanıldığını söyledi.

Yıldız, yaptığı açıklamada, bölgenin Milattan Önce 9 bin 500, yani günümüzden 11 bin 500 yıl öncesindeki Neolotik döneme ait bir yerleşim merkezi olduğunun tespit edildiğini belirtti.

Şanlıurfa il merkezinin 15 kilometre kuzeydoğusunda, Örencik köyünün yakınlarında bulunan Göbeklitepe’nin adını bölgede bulunan “taş yatır mezardan” aldığını anımsatan Yıldız, kazı alanının ilk kez 1963 yılında İstanbul ile Chicago üniversitelerinin karma projesinde gerçekleştirilen yüzey araştırmasında bulunduğunu, 1995 yılında Şanlıurfa Müze Müdürlüğü başkanlığında ve Alman Arkeoloji Enstitüsü’nden Arkeolog Doç. Dr. Klaus Schmidt danışmanlığında kazı çalışmalarına başlanılmasının kararlaştırıldığını kaydetti.

‘KAZI BU HIZLA DEVAM EDERSE 1000 YIL SÜRER’

Kazı çalışmalarının finansmanının Alman Arkeoloji Enstitüsü’nce karşılandığını hatırlatan Yıldız, şöyle devam etti:
“Cilalı Taş dönemine yani çanak çömleksiz dönem diye tabir edilen Neolotik dönemli Göbeklitepe yerleşimi 80 bin metrekarelik alanı kapsamaktadır. 1996 yılından bu yana her yıl ancak 2 aylık süre zarfıyla sınırlı yapılan arkeolojik kazılarla, bu alanın ancak yüzde 1’inde arkeolojik kazı yapılmıştır. Bu hızla devam edecek kazı, basit hesaplamayla 1000 yıl gibi süreyi göstermektedir. Kazı çalışmalarının daha profesyonel şekilde ele alınıp, hızla yapılması gerekir.”

BÖLGENİN DİNSEL BİR MERKEZ OLDUĞU KANISI…

Bölgede bugüne kadar çapları 15 metreye varan 5 alanın ortaya çıkarıldığını bildiren Yıldız, şöyle devam etti: “Yapılan arkeolojik kazılar olağan dışı buluntularıyla, bölgenin dinsel bir merkez olduğu kanısını uyandırmaktadır. Kazılarda ele geçen alet ve artıkların iyi kalitede çakmaktaşından yapıldığı anlaşılmaktadır. Bazalttan satır, havan, öğütme taşı gibi yüzey buluntularının yanı sıra kazıda, kazı bezekli taş kap parçaları gibi bazalt ve kireç taşından çok zengin çeşitlenmesi olan buluntular elde edilmiştir. Ayrıca çıkarılan ilginç buluntular arasında timsahı temsil eden bir sürüngen kabartması, ağzı açık, dişleri korkutucu şekilde betimlenen bir canavar kafatası, erkeklik organı abartılı olarak tasvir edilmiş bir heykelcik gibi o dönem insanlarının inançlarını yansıtan buluntulardır. Göbeklitepe’de sürdürülen arkeolojik kazılarda, tarih öncesi yaşam ve uygarlığa geçişle ilgili yerleşik bilgileri altüst edecek buluntulara rastlanıldı.”

DÜNYANIN BİLİNEN EN BÜYÜK VE EN ESKİ TAPINAĞI

4


Yerleşkede yapılan her keşfin arkeoloji dünyasındaki mevcut bilgilerin yenilenmesine vesile olduğunu öne süren Yıldız, “İnsanoğlunun tek tanrılı dinlerden önceki çok tanrılı döneme ait ilk tapınağı, Milattan Önce 5 bin yıl tarihli Malta Adası’ndaki tapınak olarak biliniyordu. Göbeklitepe’de gerçekleştirilen kazı çalışmalarında ortaya çıkarılan tapınağın, dünyanın bilinen en büyük ve en eski olma özelliğini taşıdığı bilimsel verilerle kanıtlandı” şeklinde konuştu.

E. TURHAN ÜLGÜR / İÜ Edebiyat Fak. Protohistorya ve Önasya Ark.




NTV
 

Göbeklitepe’de Adem İle Havva Miti

Şanlıurfa Göbeklitepe’deki kazı ekibinin başkanı arkeolog Klaus Schmidt, Adem ile Havva’nın Göbeklitepe’de yaşadığına dair bir bulguya rastlamadıklarını açıkladı.

1


Alman Der Spiegel dergisi, bir süre önce bir İngiliz yazarın kitabına dayanarak, Adem ile Havva’nın Şanlıurfa Göbeklitepe’de yaşadığı yönünde bulgulara rastlandığı haberini kapak yapmıştı.

8


Göbeklitepe’de 11 yıldır kazı yapan ekibin başkanı Alman arkeolog Klaus Schmidt, habercilerin, Alman Der Spiegel dergisinin “Adem ile Havva’nın bu bölgede yaşadığı” haberiyle ilgili sorularını yanıtladı.

Haberin gerçeği yansıtmadığını belirten Alman arkeolog, bir İngiliz’in 10 yıl önceki araştırmasından yola çıkılarak yapılan dergi haberinde, İran’daki Urbia gölü ile Göbeklitepe’nin karıştırıldığını söyledi.

Kazı Başkanı Klaus Schmidt, “Göbeklitepe önemli bir tapınak alanıdır. fakat Adem ve Havva ile ilgisi yoktur” diye kaydetti.




NTVMSNBC
 

Resmin Taşa Kazındığı İlk Yer

Şanlıurfa Göbeklitepe’deki kazılarda 11.500 yıllık, şimdiye dek bilinen en eski taşa kazınma resimler bulundu.

5


Alman Der Spigel dergisinin Adem ve Havva’nın Dünya’ya ilk düştükleri yerin Göbeklitepe olduğunu yazmasından sonra, Güneydoğu’nun bu şirin bögesi bir başka tarihi bulguyla gündemde. Şanlıurfa’nın 15 km dışındaki Göbeklitepe’deki kazılarda insanlığın taşa kazınan ilk resimlerinin bulunduğu açıklandı.

Şanlıurfa Kültür ve Turizm Müdürü Selami Yıldız, Göbeklitepe’nin manyetik taramalarında 16 tapınak tespit edildiğini belirterek, yapılan kazılarda bunlardan 6’sının ortaya çıkarıldıgını söyledi.

6


NTVMSNBC Şanlıurfa muhabirinin sorularını yanıtlayan Yıldız, “Dünyada plastik sanatların ilk defa taşa kazındığı tarihin 11.500 yıl önce olduğu tespit edilmiş. İnsanlar resim sanatını önce taşlara kazıyarak yapmışlar. Taşlardan sonra tuallere aktarmışlardır. Dolayısıyla resim sanatının başlangıcı Şanlıurfa Göbeklitepe’dir diyebiliriz. İnsanlar 5 metrelik stillere domuz, tilki, yılan ve ördek gibi hayvan figürleri çizmişler. Ayrıca bulunan Balıklıgöl heykelinin de aynı döneme ait olması, bu bölgede yaşayan insanların Göbeklitepe’ye gidip ibadetlerini yaptıklarını gösteriyor” diye konuştu.

Adem ve Havva’nın cenneten atıldıktan sonra görüştükleri ilk yer olduğu ileri sürülen Göbeklitepe’de kazı çalışmaları Eylül’den itibaren devam edecek.




NTVMSNBC
 

Spiegel Urfa'yı böldü

Göbeklitepe'nin, Adem ile Havva'nın cennetten kovulduğu bölge olduğu iddiasına Harran Üniversitesi'ndeki sanat tarihçilerinden farklı görüşler geldi.

1 1


Alman Der Spiegel dergisinin Adem ile Havva'nın yasak elmayı yediği için cennetten kovuldukları yerin kalıntılarının Şanlıurfa Göbeklitepe'de olduğunu yazması Şanlıurfalı bilim adamlarını ikiye böldü. Bazı bilim adamları iddiaların asılsız olduğunu savunurken, bazıları ise "araştırmaya değer" buldu. Harran Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölüm Başkanı Araştırmacı Yazar Yrd. Doç. Dr. Cihat Kürkçüoğlu dergiyi Türkçe'ye çevirerek birkaç arkadaşla birlikte gerekli araştırmalara başlayacaklarını açıkladı. Aynı fakülteden Arkeoloji Bölüm
Başkanı Yrd. Doç. Dr. Bahattin Çelik ise farklı görüşte. İddianın doğru olamayacağı nı söyleyen Çelik, "Dergi Prof. Dr. Klaus Schmidt'i öne çıkarmaya çalışıyor. İddia reklam amaçlı. Dünyanın ilk yerleşim yeri Şanlıurfa'nın Balıklıgöl bölgesidir. Şanlıurfa'nın ilk adının Adem olduğu söylenir" görüşünü savundu.




SABAH
 



Ynt: Göbeklitepe

Biz Göbeklitepe'ye arkadaşla birlikte bisikletle tırmanmıştık. Alman arkeolog Klaus vardı, onunla tanışmıştık. Ama Göbeklitepe hakettiği değeri göremiyor.
 


Ynt: Göbeklitepe

Güzel haber ;) Aileye katılalı henüz bir saat olmuş, hoşgeldiniz. Giderseniz ve imkanınız olursa sizden bol sayıda fotoğraf ve bilgi bekliyoruz.
 

Ynt: Göbeklitepe

arkadaşlar , bende Urfa'da yeni çekiilmiş bi kaç fotoğraf var , misafirlerim gider gitmez onları yükleycem .güzel paylaşımlarınızın devamını bekleriz. korunması gereken güzellikleri ve tarihimizi umduğumuz yerlerde görmeumudumuz solmasın der,herkese mrb ve doğa güzellikleriyle ,canlılğyle dolu günler temenni eder sağlık ve neşe temnnisiyle (amazon kraliçelerinin mozaikle yapılmış resimleri bulunmuş ,onları çekmiştim de)
 

Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,383
Mesajlar
1,517,438
Kayıtlı Üye Sayımız
172,041
Kaydolan Son Üyemiz
İsmail.s

Çevrimiçi üyeler

SON KONULAR



Geri
Üst