Merhaba,
Öncelikle bu konuda sıfır tecrübem var. Dolayısıyla buraya yazacaklarım sadece öneri mahiyetinde ve benim gibi ilk defa buraya gidecekler için ışık olması amacını taşıyor.
Haftalar süren çadır ve alet edevat araştırması bitip, iki ailenin de müsait olduğu bir hafta denk gelince ilk kampımızı yapmak üzere Ankara'dan yola çıktık. Çadır seçimim Husky Boyard 4 olarak sonuçlandı.
Mesleğim gereği insanlarla sürekli haşır neşir olduğumdan, en azından hafta sonlarını sakin geçirmek istemem kamp olayına ilgi duyma sebeplerinden biriydi. 2 çift ve bir bebek ile gideceğimiz yere karar verdikten sonra, bir kaç gün önceden götüreceğim malzemeleri hazırlamaya başladık.
Şiriyazı Göleti-Mengen/BOLU
Son 2 gün hava durumunu takip ettim diğer alternatiflerle birlikte. 15-18 arası yer yer gökgürültülü yağış gösteriyordu. Ama bu kadar heves ettikten ve hazırlık yaptıktan sonra vazgeçmek istemedik.
Weather, Meteoroloji ve bir kaç site daha yağmur gösterirken Accuweather parçalı bulutlu gösterdi ve tuttu
Nereye gitmeli, ilk kamp yeri yakın mı olmalı, deniz mi göl mü olmalı, güvende mi olmalı sakin mi olmalı derken biraz Google araştırması ile Şirinyazı Göleti'ni seçtik. Bolu Mengen'e bağlı, Mengen'e 10-15 km uzaklıkta bir yapay göl. Çam ağaçları ile kaplı tepelerin arasında kalmış, küçük şirin bir yer. Mengen'e ulaştıktan sonra yaklaşık 20 dk sürüyor. son kilometreler toprak ve taş. Biz 2 hb araç ile zorlanmadık.
Ankara'dan 7:30 gibi hareket edip, Mengen'den alışverişimizi yapıp 10 gibi kamp alanına ulaştığımızda sadece 1-2 aile vardı. Dolayısıyla da gölün etrafındaki güzel yerlerin hepsi boştu. Oraya mı yerleşelim buraya mı yerleşelim diye, bir kaç tur atarken araçlar yavaştan gelmeye başladı ve biz ilk gördüğümüz yere karar verip gidip kurulduk. Göle yakın, uyandığımızda gölü görecek şekilde, masası ve ocakları olan bir konum.
Konaklamak istediğimiz yer o kadar kirliydi ki bir insan evladını böyle güzel bir yeri nasıl bu kadar hor kullandığına anlam veremedik. Etrafta, peçeteler, tavuk paketleri, pet şişeler, gazete kapıtları vs ne ararsanız var. 10 dakika mıntıka temizliği yaptık, çiçek gibi oldu. Fakat 2-3 metre arayla her gelen ateş yakmış. O kadar yakın ocakların ne gereği var anlamadık. Zaten koca ağacı yontup çıra çıkarmaya çalışan insanlardan çöp ve ocak konusunda beklentiye girmemek gerek. Tuvaletler o kadar kötü durumda anlatamam, insanlar afedersiniz delik harici heryere yapmış. Dolayısıyla hiç kullanamadık.
Orman içerisinde sık ağaçlar var, her ne kadar çamların kuruyan alt dalları alınmış olsa da biraz tırmanırsanız ya da içerilere doğru girerseniz yakacak sıkıntısı çekmezsiniz. Evin yakınındaki hırdavatçıdan 10 liraya altığım katlanır testere ve baltam çok iş gördü.
Alanda çeşme var, yürüyüş mesafesinden. Giderken 3 tane 5'lik su aldık. Bittikçe de doldurduk. Başka şeylere ihtiyacınız olursa restoran tarafından ufak tefek alışveriş yapılabilecek bir yer mevcut.
Parkın sorumlusu Nedim bey geldi ilk yanımıza. Gayet kibar beyefendi bir arkadaş. Araç girişi normalde 10 TL ama çadır kurmak 25 TL. Fiş karşılığı ödememiz yaptık. Yukarıdaki bilgileri de o verdi, eksiksiz gitmişiz, yeni şeyler almaya gerek duymadık.
2 gün boyunca el arabasıyla bir amca dolaşıp gelen piknikçilere erik sattı. Sattı dediysem de "kilosu bu kadar" demiyor. Bozuk ne varsa gibi. Ağzınız tatlansın diye deneyebilirsiniz.
Alanda çöp bidonları mevcut. Fakat belediye aracı gibi bir çöp arabası değil de sanırım Nedim bey topluyor. Çünkü bir ara gelip çöp poşetiniz var mı diye sordu. Bir ara jandarma devriye attı. Yakında bir karakol olduğunu duymuştum.
BEBEKLE KAMP ZOR OLUR MU?
Bebeğimizle gideceğimizi söylediğimiz arkadaşların hemen hemen hepsi gözlerini ayırdı. Bebekle çadır mı olur diye ama biz 8 aylık bebeğimizle gittik. Normalde uyku problemimiz yok. Kampta gündüz uykumuzu yapabildik. Gece biraz yerini yadırgadı. Karanlık olunca da korktu sanırım. Uyku döngüsünde ağlamaya başladı, diğer uykusuna geçemedi. Araçla 2 tur attık yeniden uyudu. Annesi uyku döngülerinde yanındaydı, kendini güvende hissedince de sabah 6'ya kadar beslenmesi dışından uyanmadı. Bir çok blog okudum bebekle karar vermeden önce. İlk bir kaç kampta alıştığını söylüyor tecrübe edenler. Birinciyi atlattık
Giderken çadır lambasını unutmayın. Kargom ulaşmadığından biz evdeki kafa lambası ve cep ışıklarını kullandık.
Gece bebek için ekstra battaniye, örtü, bere vs götürdük. Sabaha karşı biraz soğuk oldu. Yüzümde hissettim yani. Ama şükür sıkıntı çıkmadı. Demekki bebekle de kamp yapılıyor
UYKU TULUMU OLMAZSA OLMAZ MI?
Biz tulum almadık. Araçla gittiğimiz için, ince elyaf yorgan, ekstra battaniye vs götürdük. Gece üşümedik ama bunlar yer kaplıyor Düzgün bir tulum almaya karar verdik. En azından katlayınca çantasına sığıyor tulum. Biz koltuğun birine yastık yorganları yığdık (Eşyaları azaltmamız lazım)
Sabah karşı çiğ yapmış, çadırlar ıslanmıştı. İçeri geçen bir şey yoktu tabi, zaten öğlenden doğru güneş kızında çadırlar güzelce kurudu.
BİR KAÇ NOT
- Sanırım barzolardan kaçış yok, ailesiyle pikniğe gelip, etrafta çoluk çocuk varken silah atan bir aile vardı. Sonra piknikçilerden biri bağırınca kesti. Ama yine havalı silahla hedefe atışlar devam etti.
- Silah atan arkadaşa bağıdan kişi de 4x4 aracını sağda solda denedi, he ne kadar dibimizde yapmasa da aracın motor sesi yankılanıyor. Huzuru bozmak hoş değil.
- Eti illaki kömür ateşinde pişireceğim gibi derdiniz yoksa odun bulursunuz.
- Masaların yanlarında genelde ocak yakılmış. Ama yer bulamama ihtimalinize karşılığı katlanır bir mangal tedbir olur.
- Katlanır masa ve sandalyelerinizi alın, olur da yer bulamazsanız çayıra yayılırsınız.
- Çeşme mevcut, içilebilir soğuk suyu var.
- Gölün etrafı 10-15 dakikada turlanılıyor.
- Cumartesi erken varın, öğlene doğru piknikçiler geliyor. Çadır kuran bir genç toğluluğu gördüm. Gerisi piknikçi gibiydi. En azından görüş alanımdakiler öyleydi.
- Pazar günü kalabalık oluyor, piknikçiler yığıldı. Öğlende yer bitmişti.
- Ve son olarak, antrikot değil bonfile alın, daha yumuşak olur
Öncelikle bu konuda sıfır tecrübem var. Dolayısıyla buraya yazacaklarım sadece öneri mahiyetinde ve benim gibi ilk defa buraya gidecekler için ışık olması amacını taşıyor.
Haftalar süren çadır ve alet edevat araştırması bitip, iki ailenin de müsait olduğu bir hafta denk gelince ilk kampımızı yapmak üzere Ankara'dan yola çıktık. Çadır seçimim Husky Boyard 4 olarak sonuçlandı.
Mesleğim gereği insanlarla sürekli haşır neşir olduğumdan, en azından hafta sonlarını sakin geçirmek istemem kamp olayına ilgi duyma sebeplerinden biriydi. 2 çift ve bir bebek ile gideceğimiz yere karar verdikten sonra, bir kaç gün önceden götüreceğim malzemeleri hazırlamaya başladık.
Şiriyazı Göleti-Mengen/BOLU
Son 2 gün hava durumunu takip ettim diğer alternatiflerle birlikte. 15-18 arası yer yer gökgürültülü yağış gösteriyordu. Ama bu kadar heves ettikten ve hazırlık yaptıktan sonra vazgeçmek istemedik.
Weather, Meteoroloji ve bir kaç site daha yağmur gösterirken Accuweather parçalı bulutlu gösterdi ve tuttu
Nereye gitmeli, ilk kamp yeri yakın mı olmalı, deniz mi göl mü olmalı, güvende mi olmalı sakin mi olmalı derken biraz Google araştırması ile Şirinyazı Göleti'ni seçtik. Bolu Mengen'e bağlı, Mengen'e 10-15 km uzaklıkta bir yapay göl. Çam ağaçları ile kaplı tepelerin arasında kalmış, küçük şirin bir yer. Mengen'e ulaştıktan sonra yaklaşık 20 dk sürüyor. son kilometreler toprak ve taş. Biz 2 hb araç ile zorlanmadık.
Ankara'dan 7:30 gibi hareket edip, Mengen'den alışverişimizi yapıp 10 gibi kamp alanına ulaştığımızda sadece 1-2 aile vardı. Dolayısıyla da gölün etrafındaki güzel yerlerin hepsi boştu. Oraya mı yerleşelim buraya mı yerleşelim diye, bir kaç tur atarken araçlar yavaştan gelmeye başladı ve biz ilk gördüğümüz yere karar verip gidip kurulduk. Göle yakın, uyandığımızda gölü görecek şekilde, masası ve ocakları olan bir konum.
Konaklamak istediğimiz yer o kadar kirliydi ki bir insan evladını böyle güzel bir yeri nasıl bu kadar hor kullandığına anlam veremedik. Etrafta, peçeteler, tavuk paketleri, pet şişeler, gazete kapıtları vs ne ararsanız var. 10 dakika mıntıka temizliği yaptık, çiçek gibi oldu. Fakat 2-3 metre arayla her gelen ateş yakmış. O kadar yakın ocakların ne gereği var anlamadık. Zaten koca ağacı yontup çıra çıkarmaya çalışan insanlardan çöp ve ocak konusunda beklentiye girmemek gerek. Tuvaletler o kadar kötü durumda anlatamam, insanlar afedersiniz delik harici heryere yapmış. Dolayısıyla hiç kullanamadık.
Orman içerisinde sık ağaçlar var, her ne kadar çamların kuruyan alt dalları alınmış olsa da biraz tırmanırsanız ya da içerilere doğru girerseniz yakacak sıkıntısı çekmezsiniz. Evin yakınındaki hırdavatçıdan 10 liraya altığım katlanır testere ve baltam çok iş gördü.
Alanda çeşme var, yürüyüş mesafesinden. Giderken 3 tane 5'lik su aldık. Bittikçe de doldurduk. Başka şeylere ihtiyacınız olursa restoran tarafından ufak tefek alışveriş yapılabilecek bir yer mevcut.
Parkın sorumlusu Nedim bey geldi ilk yanımıza. Gayet kibar beyefendi bir arkadaş. Araç girişi normalde 10 TL ama çadır kurmak 25 TL. Fiş karşılığı ödememiz yaptık. Yukarıdaki bilgileri de o verdi, eksiksiz gitmişiz, yeni şeyler almaya gerek duymadık.
2 gün boyunca el arabasıyla bir amca dolaşıp gelen piknikçilere erik sattı. Sattı dediysem de "kilosu bu kadar" demiyor. Bozuk ne varsa gibi. Ağzınız tatlansın diye deneyebilirsiniz.
Alanda çöp bidonları mevcut. Fakat belediye aracı gibi bir çöp arabası değil de sanırım Nedim bey topluyor. Çünkü bir ara gelip çöp poşetiniz var mı diye sordu. Bir ara jandarma devriye attı. Yakında bir karakol olduğunu duymuştum.
BEBEKLE KAMP ZOR OLUR MU?
Bebeğimizle gideceğimizi söylediğimiz arkadaşların hemen hemen hepsi gözlerini ayırdı. Bebekle çadır mı olur diye ama biz 8 aylık bebeğimizle gittik. Normalde uyku problemimiz yok. Kampta gündüz uykumuzu yapabildik. Gece biraz yerini yadırgadı. Karanlık olunca da korktu sanırım. Uyku döngüsünde ağlamaya başladı, diğer uykusuna geçemedi. Araçla 2 tur attık yeniden uyudu. Annesi uyku döngülerinde yanındaydı, kendini güvende hissedince de sabah 6'ya kadar beslenmesi dışından uyanmadı. Bir çok blog okudum bebekle karar vermeden önce. İlk bir kaç kampta alıştığını söylüyor tecrübe edenler. Birinciyi atlattık
Giderken çadır lambasını unutmayın. Kargom ulaşmadığından biz evdeki kafa lambası ve cep ışıklarını kullandık.
Gece bebek için ekstra battaniye, örtü, bere vs götürdük. Sabaha karşı biraz soğuk oldu. Yüzümde hissettim yani. Ama şükür sıkıntı çıkmadı. Demekki bebekle de kamp yapılıyor
UYKU TULUMU OLMAZSA OLMAZ MI?
Biz tulum almadık. Araçla gittiğimiz için, ince elyaf yorgan, ekstra battaniye vs götürdük. Gece üşümedik ama bunlar yer kaplıyor
Düzgün bir tulum almaya karar verdik. En azından katlayınca çantasına sığıyor tulum. Biz koltuğun birine yastık yorganları yığdık (Eşyaları azaltmamız lazım)Sabah karşı çiğ yapmış, çadırlar ıslanmıştı. İçeri geçen bir şey yoktu tabi, zaten öğlenden doğru güneş kızında çadırlar güzelce kurudu.
BİR KAÇ NOT
- Sanırım barzolardan kaçış yok, ailesiyle pikniğe gelip, etrafta çoluk çocuk varken silah atan bir aile vardı. Sonra piknikçilerden biri bağırınca kesti. Ama yine havalı silahla hedefe atışlar devam etti.
- Silah atan arkadaşa bağıdan kişi de 4x4 aracını sağda solda denedi, he ne kadar dibimizde yapmasa da aracın motor sesi yankılanıyor. Huzuru bozmak hoş değil.
- Eti illaki kömür ateşinde pişireceğim gibi derdiniz yoksa odun bulursunuz.
- Masaların yanlarında genelde ocak yakılmış. Ama yer bulamama ihtimalinize karşılığı katlanır bir mangal tedbir olur.
- Katlanır masa ve sandalyelerinizi alın, olur da yer bulamazsanız çayıra yayılırsınız.
- Çeşme mevcut, içilebilir soğuk suyu var.
- Gölün etrafı 10-15 dakikada turlanılıyor.
- Cumartesi erken varın, öğlene doğru piknikçiler geliyor. Çadır kuran bir genç toğluluğu gördüm. Gerisi piknikçi gibiydi. En azından görüş alanımdakiler öyleydi.
- Pazar günü kalabalık oluyor, piknikçiler yığıldı. Öğlende yer bitmişti.
- Ve son olarak, antrikot değil bonfile alın, daha yumuşak olur
