Karavanda Doğru Sanılanlar Ne Kadar Doğru ?

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan Doğrucu Davut Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 110
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 17,108
.
İnsanları veya toplumları sınıflandırmak ne kadar koruyucu bir içgüdüye hizmet etse de, Freud’un dediği gibi medeniyet de içgüdülerin bastırılması sonucu şekil almakta.
Bol seyahat edip çok kişiyle karşılaşma olanağı ile aslında karavancı, bu iç güdüsünü bastırmaya, doğruluğunu yollarda sıklıkla sınadığı önyargıları ile en kolay erişebilecek kişilerden olmalı.
Herneyse bu gün felsefe yanımdan kalkmış olmalıyım. 😋

Birkaç sene evvel bildiğimiz turistik yapısıyla Bodrum Gümüşlük’de iki restoran arasında konaklarken, etraftaki evlerden meyva ve sebze gönderip herhangi bir isteğimiz olup olmadığı birkaç kere sorulduktan sonra, böyle yerler için yargımın mesnetsizliğini fark etmiştim.
Şaşırdığından kaseti boşaltmayı bile sormadığımı hatırlıyorum..😋
 
Son düzenleme:

Etiketler
Siz KARAvancılıktan, AYDINvancılığa geçmişsiniz.
Ruhu kirli olanlar ancak insanları ve doğayı kirletir.
Üzgünüm, bize bahsettiğiniz ''AYDINvancılık '' makamını yakıştırmıyorlar, bu makam önceden rezerve edilmiş.
Biz ailece Karavan'cı olmaktan memnunuz.


Selamlar
 

Yabancı karavancıların cami tuvaletine wc kaseti boşalmasından ziyade sorun yaratabilecek başka bir durum var. Konuyu detaylı düşününce, bir çok Avrupa ülkesinde kiliseye giden kadınların giyim şekli aklıma geldi. Kiliselerde mini etekli veya şortlu kadınlara rastlanır. Ayrıca kilise içinde çok zaman kültürel toplantılar da yapılır. Kiliselerde çocuklar için oyun köşeleri de çoǧalmaya başladı. Anne Babalar ayine katılırken çocuklar burada oynuyorlar. Özellikle protestan kiliselerde. Türkiye’yi tanımayan ve böyle bir ortamda büyümüş bir kadın karavancı şortlu olarak kaseti cami tuvaletine götürebilir. Bütün bunları nereden biliyorsun diye düşünenler olabilir. :sweatsmile: Eşim dindar bir insandır. Gezilerimizde kiliseleri de görmek hep planımızda olur.
 

Camiler uslune uygun bir şekilde sorulduğunda ve girildiğinde (Dekolte ile girildiğinde belki hayırdır blader diyen çıkabilir : ):smiley: ) sıkıntı çıkacağını düşünmüyorum ama yabancılar için her hangi birine/bir yere sorsalar dahi yardımcı olurlar. Sonuçta insanımız misafirperver bazen bize karşı olmasa da yabancıya karşı gayet duyarlı.

Temizlik konusunda eğitim nasıl olacak bu zor ve ciddi bir durum. Aracımı parkettiğim bölgede her gün mıntıka temizliği yaptım özellikle insan sayısı çok olduğu anlarda ama. Bir Allah'ın kulu çıkıpta dur şunu da ben atayım demedi.

Elektrik konusunda bulutlu yollarda da dolaşanlar için çok strese girmeden havensis tarzı bir şarj cihazı almakta fayda var. Şunu da çalıştırınca gece akü biter mi v.s düşünmeye gerek yok bence.
 

Yabancı karavancıların cami tuvaletine wc kaseti boşalmasından ziyade sorun yaratabilecek başka bir durum var. Konuyu detaylı düşününce, bir çok Avrupa ülkesinde kiliseye giden kadınların giyim şekli aklıma geldi. Kiliselerde mini etekli veya şortlu kadınlara rastlanır. Ayrıca kilise içinde çok zaman kültürel toplantılar da yapılır. Kiliselerde çocuklar için oyun köşeleri de çoǧalmaya başladı. Anne Babalar ayine katılırken çocuklar burada oynuyorlar. Özellikle protestan kiliselerde. Türkiye’yi tanımayan ve böyle bir ortamda büyümüş bir kadın karavancı şortlu olarak kaseti cami tuvaletine götürebilir. Bütün bunları nereden biliyorsun diye düşünenler olabilir. :sweatsmile: Eşim dindar bir insandır. Gezilerimizde kiliseleri de görmek hep planımızda olur.
Türkiye de sorun gerek seküler gerekse dindar kesimlerin ön yargılarına fazlaca teslim olmuş olmaları. Gençler de bu ön yargılar iyiki azalıyor. Dindar gruplar uzun süren alan kısıtlamaları nedeni ile kendi sınırlı alanlarını oluşturmuş olsalar da sön dönemdeki toplumsal ve siyasî tercihler ile her alanda yerlerini almış durumdalar. Bu durum on yargıları kaldırmış olsa halk üstündeki normalleşme gerçekleşerek hakedilen bir yaşam başlayacak fakat şu anda süreç oldukça sıkıntılı. Umarım gelecek nesiller bu önyargılardan arınmış bir yaşam sürerler.
Diğer taraftan Hüseyin Bey'in bahsettiği konu Türkiye içinde geçerli olacak gibi. Yakın zamanda camiler farklı etkinlikler ile toplumun farklı kesimlerine dokunacak alternatifler sunamaz ise boş yapılar durumuna düşebilir.
Eşimde dindar olduğu için farkli ülkekerde , farklı inançların kuralları ve özel günlerinde hassas davranıyoruz. Ben dindar degilim ama bu hassasiyetimiz bize çok farkli kültür ve inançlarda arkadaşlar kazandırdı.
Karavancı olarak yada farklı gezi türleri ile Türkiye ve Iran gibi ülkelere, hatta daha sert ülkelere gelenler çok ilgisiz olmadıkları sürece problem yaşamazlar düşüncemi tekrarlıyorum. Ülkemizin kendi insanları benzer mekanlarda daha hoyratça davranmak da.
Levent Bey gibi gezilerimizde, girince tuvalet temizledigimiz ve çöp topladığımız alanları ülkemiz insanları o hale getiriyor.
Mesut beyin konu ettiği gibi gezilerimizde temas bizim en büyük zenginliğimiz.
Kamplarda , yol molalarında yanımızdakilere bir tabak ile sağladığımız iletişim ve ihtiyacımızı gördüklerinde sıcak suyumuzu, bahçelerindeki meyve ve sebzeleri getirip sunacak kadar destek veren güleryüzlü insanlar her yerde var...
 



10 günlük deniz-karavan kampımda sadece ilk 3 gün ücretli bir alanda konakladım. Akdeniz de aşırı sıcakların olduğu gün ilk günü araç içinde rüzgar sirkülasyonu olsun diye beklemekten, tek bir usb fanın can çekişmesinden sonra hemen bir adet vantilatör alarak olayı düzeltim. Vantilatör bazı yerlerde gerçekten hayat kurtarıyor. İki cam açarsam da olur düşüncesi her yerde olmuyor. İlk gün denize yakındım, önüm açık ama esen bir arkadaş yoktu ortada.

Panellerle gün geçirecek olanlar için bence vantilatör gayet iyi ve verimli. Toplam 200A iki adet akü +2x 200w panel = Durmaksızın çalışan invertör ve yine durmaksızın çalışan setaltı Arçelik buzdolabı + artı 50w (4a-5a) vantilatör ile günlük kullanımda sadece toplam akü yüzdesi (yük altında) %60 civarındaydı.

İlk üç gün sonrasında denize sıfır alanlarda kaldım. Umumi WC lerde, cami wc lerinde kasetli WC yi boşalttım. Kimyasal kullanmadım. Bu yüzden hazine arazisi olan yerlerde usulünce bildiğimiz keser ile çukur açıp doğaya katkıda bulundum. Dağda çadırdan gelen alışkanlık.

Denize sıfır parkettiğim yerlerde vantilatör pek açmadım. Cerayan etme olayı ile pek alâ iş gördü zaten.

WC ve su işi dışardan bakıldığı kadar kolay değil hakkaten.

Camiyi kullanırken çok rahat ve temiz iş çıkıyor.

Depom 150lt ve deniz kampında yeterli değil. Tavsiyem 300 lt deniz için uğraşacak olanlara. Sıcak yerlerde WC'yi bence 2 gün içinde boşaltmak daha iyi.
10 günlük gezinizde daha doğrusu deniz tatilinizde havalandırma ve sıcaklık konusunda bilgi almak isterim.
Bayramda tam donanımlı, idfdialı bir firmada yapılmış karavan ile benim yarım yalıtımlı ve tüm camları yalıtmsız ve filmsiz aday aracimda gün boyu test yaptım ve aradaki sıcaklık farkı hep 5°c oldu. Akşam hava karardıktan sonra da benzer şekilde devam etsede araç içinde kapı ve havalandirmalar açıldığında rahatsız olmadan oturmak mümkün oldu. Bu benim için yol almamda en teknik cevap .
Gezilerimizde araç içinde oturma yağmurlu hava ve yatma dışında bir de rahatsız hissetmedikçe hiç olmaz. Arac gün boyu guneste parkda dursada biz gec saatlerde yanina gelmis oluyoruz. Pazar gunleri hariç.
Akşam saatleri araç içi durum hakkındaki deneyiminiz nasıl oldu?
 

Benim fikirlerim önyargı değildir. Bir anadolu köyünde öğretmenlik yapıyorum. Benim köyüme dil bilmeyen bir yabancı çift gelse, cami tuvaletinde birşeyler yapsalar kahvedekiler en azından öküz gibi bakarlar. Sonuçta kendisi rahatsız olur. Gerçekleri söylemek önyargı değildir. Türk toplumu son derece kapalı bir toplumdur. Evdeki tek kitap duvarda asılı Kuran'dır ve onu da kimse anlayarak okumaz. Yabancılara ılımlı yaklaşılmaz. Yabancı kadın herkesle sevişmeye istekli bir yaratıktır ve en ufak bir yakınlık göstermesi, bir gülüşü veya bir bakışı hemen sinyal vermek olarak algılanabilir. Türk insanı yabancıya böyle yaklaşır. Dilimizde gavurun bilmemneresi gibi yanmak diye bir deyim bile vardır. Gavurun bilmemneresinin farkı böyle ortaya konmuştur. Yeni nesil çok daha dış etkilere, farklılıklara açık olsa da Anadolu kırsalındaki topluluklar çoğunlukla eski insanlardan oluşmaktadır. Bir ANadolu köyünde yerli bir karavancı bile çok dikkatli davranmalıdır. Zaten herkes de ona neden geldiğini soracaktır. Türk köylüsü nedensiz gelenleri anlamlandıramaz. Onun yaşayışına uygun bir durum değildir. Bu nedenle herkese neden geldiğini sorarlar. Bir yabancı çift bir köyde kolaylıkla ilginin odağı haline gelebilirler. Bu durum rahatsız edici de olabilir. Bu anlattıklarım her anadolu köyünde yaşanabilir durumlardır. Önyargı ile bir ilgisi yoktur. Önyargıya sahip insanlar yaşamadıkları konularda konuşanlardır. Benim tecrübelerim ve bu tecrübeler sonucu edindiğim fikirler son derece gerçektir. Türk insanı misafirperverdir, yabancılara karşı ılımlıdır gibi romantik bir şehir efsanesine artık inanamıyorum. Bu belki eğitim durumunun çok yüksek olduğu yerlerde olabilir. Ama yine de buna fazla güvenmemek gerekli. Her türlü insan her yere gidebiliyor günümüzde.
 

......... Türk insanı yabancıya böyle yaklaşır. ........... Önyargı ile bir ilgisi yoktur. Önyargıya sahip insanlar yaşamadıkları konularda konuşanlardır. Benim tecrübelerim ve bu tecrübeler sonucu edindiğim fikirler son derece gerçektir. Türk insanı misafirperverdir, yabancılara karşı ılımlıdır gibi romantik bir şehir efsanesine artık inanamıyorum.

Türkiyede yaşayanların hepsini genelleme yaparak aynı potaya koyup gömmek ön yargı olmuyormuş.
İlginç yaklaşım olmuş.
 


En iyi savunma istenmeyen hadiselerin içerisinde yer almamaktır. Anadolu köylerinde yabancıların camilere kaset boşaltması iyi bir fikir değil. Çok zorunluysa benzinlikteki tuvaleti kullanmaları daha iyi olur. Egedeki köylülerin Turizm nedeniyle sosyal yapıları ve anlayışları gelişmiş. Burada konu ettiğim kırsal yaşamdaki insanların genelidir. Elbette bir genelleme yaparak konuşuyorum ki bu genelleme doğru ve gerçektir. Köylümüz okumaz ve farklılıklara da öyle sıcak bakmaz.
 



Aslında bizim çok iyi örneklerimiz olduğu gibi çok kötü örneklerimiz de oluyor. Elbette ki her zaman her şeyin çok kötü gideceğini söyleyemeyiz ama Türk insanı çok yardımsever, çok misafirperver diye gözümüzü kapatıp tehlikeli işler yapmamalıyız. Karavancılık her an her tehlikeye açık bir iş bunu gözden çıkarmamalı...
Yabancı olmasanız bile bir Anadolu köyünde kalırken halk sizi yabancı olarak algılayacaktır. Köyde iyiler kadar kötüler de olabilir. Köyün delisi bile olabilir. Birkaç gün kaldığınız yerde hakkınızda yayılacak bir yalan haber, dedikodu sonucu sorunlar bile çıkabilir. Çok şeyler olabilir. Belki birkaç karavancı beraber gezilse en azından yalnız olmazsınız. Anadolu köylerinde çok dikkatli olmalısınız. Birkaç gün kalacaksanız en azından muhtara kendinizi tanıtmanız iyi olacaktır.
 

Sonuçta bir çok problem iletişimin kurulamamasından ve anlaşamamaktan çıkıyor. Ama ben köy arazilerinde kalıp köylüler tarafından yabancı diye rahatsız edilen çok insanlar duydum. Kendim köy kökenli olduğum ve köylerde çalıştığım için buradan birkaç uyarı yapma gereği duydum. Köyler konusunda söylemek istediklerim bu kadar. Elbette benim bahsettiğim köyler turizme alışmış, turiste ve yabancıya alışmış Cumalıkızık, Misi(Tepeyurt) gibi köyler değil.
 

Arkadaşlar,
Ülkemizde pek çok kız çocuğu evlenene kadar Dünya'yı kendi köyünden ibaret sanmaktadır. Bir gün ilçe diye çok büyük bir yere giderler ve başları döner. O zaman en büyük yeri o ilçe zannederler. Ama ilçeyi görmeden yaşayıp gidenler de var. Bu kız çocuklarının bazılarına amca çocukları tecavüz ederse bu kızlar kirlendi diye nehirlere atılarak öldürülürler. Böylelikle ailenin namusu temizlenmiş olur. İşte bu evlerdeki tek kitap Kuran'dır ve kimse onu anlayarak okumaz. Bazı köyler böyle insanları barındırmaktadır. Türkiye'de her köy Marmaris'in Hisarönü köyü değildir. Camiye şortla girdiğinizde ne olup olmayacağının garantisini hiçkimse, her köy için veremez.
Türkiye'de rahatlıkla birine yan baktınız diye öldürülebilirsiniz. Yüzlerce örneği vardır. Biri sizden sigara isteyebilir ve sigaranız yok diye sizi öldürebilir. Böyle olayların yaşanabildiği bir ülkeden bahsediyoruz. Bu olaylar oluyor, Önyargı bunun neresinde?
 

Türkiye’yi gezen Alman karavancılar gezi anılarında insanlardan gördükleri yardım severliği ve ilgiyi överek anlatırlar. Konu alışverişe geldiğinde iş biraz değişsede genellikle pozitif deneyimler ağır basar.

Türkiye gezilerimde tanıştığım Alman karavancılarla binlerce kilometre beraber yolculuğumuz oldu. Bu yolculuklarda karşılaştığım çok ilginç yanlış anlamalar olmuştur. Aynı durumla Almanya’da da devamlı karşılaşırım. Dini konular dışındaki yanlış anlamalar genellikle sorun olmuyor.

Almanya’da kilisenin tuvaletine WC kaseti boşaltmak kesinlikle de hoş görülmez. Türkiye’yi iyi tanıyan Alman karavancılar (sayıları oldukça fazla) zaten durumu biliyorlardır. Acemilerde önce ülkeyi tanısınlar diyelim. :smiley:
 

Aslında bizim çok iyi örneklerimiz olduğu gibi çok kötü örneklerimiz de oluyor. Elbette ki her zaman her şeyin çok kötü gideceğini söyleyemeyiz ama Türk insanı çok yardımsever, çok misafirperver diye gözümüzü kapatıp tehlikeli işler yapmamalıyız. Karavancılık her an her tehlikeye açık bir iş bunu gözden çıkarmamalı...
Yabancı olmasanız bile bir Anadolu köyünde kalırken halk sizi yabancı olarak algılayacaktır. Köyde iyiler kadar kötüler de olabilir. Köyün delisi bile olabilir. Birkaç gün kaldığınız yerde hakkınızda yayılacak bir yalan haber, dedikodu sonucu sorunlar bile çıkabilir. Çok şeyler olabilir. Belki birkaç karavancı beraber gezilse en azından yalnız olmazsınız. Anadolu köylerinde çok dikkatli olmalısınız. Birkaç gün kalacaksanız en azından muhtara kendinizi tanıtmanız iyi olacaktır.
Muhtar ve Imam en iyi öneri.. Tüm çözümlerin anahtarları...
 



Türkiye’yi gezen Alman karavancılar gezi anılarında insanlardan gördükleri yardım severliği ve ilgiyi överek anlatırlar. Konu alışverişe geldiğinde iş biraz değişsede genellikle pozitif deneyimler ağır basar.

Türkiye gezilerimde tanıştığım Alman karavancılarla binlerce kilometre beraber yolculuğumuz oldu. Bu yolculuklarda karşılaştığım çok ilginç yanlış anlamalar olmuştur. Aynı durumla Almanya’da da devamlı karşılaşırım. Dini konular dışındaki yanlış anlamalar genellikle sorun olmuyor.

Almanya’da kilisenin tuvaletine WC kaseti boşaltmak kesinlikle de hoş görülmez. Türkiye’yi iyi tanıyan Alman karavancılar (sayıları oldukça fazla) zaten durumu biliyorlardır. Acemilerde önce ülkeyi tanısınlar diyelim. :smiley:
Avrupada çözüm yeri bol olduğu için hiç sormadık ve teşebbüs etmedik. Ama su temini ve park yeri icin guzel olanaklar var. Bu bilgiyi de öğrenmemiz iyi oldu...
 

Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,434
Mesajlar
1,517,917
Kayıtlı Üye Sayımız
172,081
Kaydolan Son Üyemiz
ÜMİT YAZDIÇ

Çevrimiçi üyeler

SON KONULAR



Geri
Üst