Ordu Halk Kültürümüz ve Folklörümüz

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan erthem Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 0
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 11,591

erthem

Moderatör
Mesajlar
2,379
Tepkime Puanı
16
Yer
Ordu
ORDU HALK KÜLTÜRÜMÜZ VE FOLKLÖRÜMÜZ

horon_ordu.jpg

Halk Oyunları: Ordu'da yaygın olarak oynanan oyunları şöyle özetleyebiliriz

1- Horonlar

a) Gürcü Horonu
b) Dik Horon
c) Mısırlıoğlu Horonu
d) Sallama

2- Karşılama Türü (Kol Oyunları) Oyunlar

a) Ordu Karşılaması
b) Ordu'nun Sokakları
c) Su Sızıyor Sızıyor
d) Miralay

3- Her Yerde Oynanan Pıtık Oyunları

a) Horonlar -Mısıroğlu Horonu - Tulum Horonu - Sallama - Nalcı Horonu - Melet Horonu
b) Karşılama Türü (Kol Oyunu) Oyunlar -Lazutlar - Miralay - Bahçelerde Pırasa
c) Halay Karakterinde Oynanan Oyunlar - Tamzara - Temurağa
d) Dinsel Nitelikli Oyunlar - Semahlar

GELENEKSEL GİYSİLER

Kadın Kıyafeti:

İçine beyaz renkli keten dokumadan yapılmış gömlek giyilmektedir.Gömlek dik yakalı ve uzun kolludur. Önü bele kadar açık olup gümüş düğmelidir. Önünde her iki tarafta dikişli pili süs vardır. Altına paçaları bol, ağı yukarıda don giyilir. Elbisenin altından bir karış kadar görünecek tarzda donun paçaları dize kadar çekilir ve çorabın içine sokulur. Ayağa dize kadar çıkan "Yargan Garası" veya "Alaçorap" denilen desenli çorap ile çarık giyilir.Gömleğin üzerine fistan giyilir.Fistan, belden büzgülü veya serbest pilelidir.Fistanın üstüne işlik giyilir.İşlik fistanın kumaşından olup, rengi değişiktir.Boyu göğüs altındadır.Bele çizgili yün kuşak sarılır.Dikdörgen şeklinde olan bu kuşak çapraz olarak katlanınca kaydırılmış iki üçgen şeklini alır.Başa etrafı pullu beyaz renkli çember örtülür, katlanarak üçgen yapılır. Sonra çene altından geçirilerek tepeden bağlanır. Üstüne etrafı boncuk oyalı ikinci bir beyaz çember daha örtülmektedir.Önce katlanarak üçgen yapılır, bu üçgen katlanarak daraltılır ve sivri kısmı arkaya gelmek üzere tepeye konur ve arkaya bağlanır. Boynuna kırmızı kurdeleye dizilmiş altınlar takılmaktadır.

Erkek Kıyafeti:

Önce iç gömlek giyilir. Gömleğin önü bele kadar açık olup, tek düğme ile iliklenmektedir. Üzerine entari denilen mintan giyilir. Mintan beyaz renkli, hafif dik yakalı olup, önden düğmelidir. Altına siyah koyun yününden dokunan şayak kumaşından yapılmış zıpka giyilir. Zıpkanın beli uçkurlu olup, boldur, paçaları aşağıya doğru daralmaktadır. Entarinin etek uçları içine konur ve beldeki uçkur sıkıca bağlanır. Paçaları ise dize kadar çıkan " yargan karası " veya " alaçordup" denilen yün çorabın içine sokulur. Çorabın üzerine çarık giyilir.Bele her iki tarafında gümüş şapşak ( gümüşten yassı sallantı süs )olan siyah kayış takılır. Kayışın sağ tarafına tabanca, sol tarafına kama sokulur. Arkaya ise yağlık ( Yağdanlık ) takılır.Entarinin üzerine zıpkanın kumaşından yapılmış yelek giyilir. Yeleğin boyu bele kadardır, yeleğin üzerine yine aynı kumaştan yapılmış aba giyilir. Haydari yakalı ve uzun kolludur. Göğüs cebine boncuktan örülmüş para kesesi konur ve üzerinden sarkıtılır. Abanın üzerine sağ omuzdan sol koltuktan altına doğru çapraz olarak hamail takılır. Başlık ta zıpkanın kumaşından olup içi kırmızı bez astarlıdır.

MÜZİK KÜLTÜRÜ

Ordu insanı bölgenin de yapısından kaynaklanan özelliği ile son derece coşkulu, duygulu, hassas ruhlu, sevecen, esprili ve sıcak kanlı bir yapıya sahiptir. Anadolumuzun diğer yörelerinde olduğu gibi sevincini, kederini, duygu ve düşüncelerini, hasretini, aşkını ve doğaya karşı olan tutkusunu hep türkülere dökmüştür. Genelde Ordu insanının kültür ve sanata olan yeteneği nedeniyle bu dalda ( Türkü) yetiştiren illerden biri olmuştur. İlimizde kurulan Ordu Belediyesi Konservatuar Müdürlüğü'nde tiyatro, Türk halk müziği, Türk sanat müziği ve halkoyunları bölümlerinden kurslar verilmektedir.

Mimari, Isınma, Aydınlanma :
Karadeniz Bölgesinin coğrafi yapısı gereği, eskiden rutubet ve nemi önleyici kalaslardan yapılmış, birbirine geçmeli direklerin arasına yöre taşlarının kesilmesiyle oluşturulmuş kesme taşlar veya tuğla örülerek yapılmış evlerin çatıları kiremitle örtülürdü. Isınma; sobalı evlerde genellikle fındık kabuğu ve fındık odunu yakılır. Aydınlanma ise eski zamanlarda kandil, gaz lambası ile yapılırdı.

Dil:
İlimizin kendine özgü halk şivesi vardır. Halkın yıllardan beri süregelen dil alışkanlıklarına hala rastlanılmaktadır.

Örneğin:
Anuk- Nane bitkisi;
Börülce- Fasulye;
Cibe- Çorap örmeye yarayan 5 adet şiş;
Esse - Doğru;
Goruk- İçi boş fındık, ceviz;
Göden- Kurbağa;
Kopça- Düğme v.b.

Yöre halkının kullandığı ay isimleri de şöyledir:

Ocak - Zemheri
Şubat - Gücük
Mart - Mart
Nisan - Abrul (Abul)
Mayıs - Mayıs
Haziran- Kiraz
Temmuz - Orak
Ağustos - Ağustos
Eylül - İstavrut
Ekim - Avara
Kasım - Goç
Aralık - Garakış

EDEBİYAT

Anlatmalar ve Efsaneler:
Ordu İlinin tarihi çok eskiye dayanır, bu süreç içerisinde sayısız topluluk ve kavime ev sahipliği yapmış İlimizde sayısız efsaneler, destanlar, masallar ve fıkralar vukuu bulmuştur.
Boztepe Efsanesi, Keçi Köyü Efsanesi, Bayramlı Köyü Efsanesi, Vasiyet Gölü Efsanesi, Yemişgen Efsanesi, Çambaşı Efsanesi, Yedi Gelin Efsanesi, Pandeli Baba Efsanesi, Gelin Kayaları Efsanesi, Sarmaşık Efsanesi, Kara Deli Değirmeni Efsanesi , Elik Keçisi Efsanesi , Çermik Gölü Efsanesi, Harami Köyü Efsanesi , Uzun Kızlar Efsanesi , Adam Kaya Efsanesi v.b.

Şiirler ve Türküler:

Ordu türkülerinde tabiat sevgisi, dostluk, gönül acıları, sitemler ve arzular anlatılır.Başlıca türkülerimiz; Ordunun Dereleri, Dalda Fındık Kalmasın, Düz mahalle İçinde, Kemençemin Telleri, Çambaşına Çıktım, Bahçeye Gel Bahçeye, Al Tavandan Belleri Hekimoğlu Derler Benim Adıma, Eminem Pazar mısın?; Sevdiğime Varamadım, Ünye'den Çıktım da Başım Selamet, Boztepe'ye Çıkmalı Şu Ordu'ya Bakmalı, v.b.

Hayatın Dönüm Noktaları

a) Doğum: Yöremizde doğum olayı artık hastanelerde gerçekleştirilmektedir. Eskiden evlerde ebe yardımıyla yaptırılan doğumlar neredeyse bitmiştir. Doğumdan sonra 40 gün anneye iş yaptırılmaz. 40. gün çocuk ve annesi kırk uçurma adı verilen gezmeye gider. Yeni doğan bebek diş çıkarmaya başlayınca “diş buğdayı” denilen yemek hazırlanıp, komşulara ve akrabalara ikram edilir.

b) Sünnet : Yöremizde sünnet genellikle çocukları tek yaşlarında olduğu dönemlerde (1-3-5-7-9) yapılır. Sünnet kıyafetleri giydirilen çocuklar, sünnet olmadan önce arabayla konvoy eşliğinde gezdirilir. Evde sünnet yatağı hazırlanır. Sünnet olan çocuk için Kur'an okutulur ve konuklara ikramda bulunulur. Salonda yapılan sünnet düğünlerinde de eğlenceler yapılır.sünnet olan çocuğa çeşitli hediyeler alınır ve bahşiş olarak para yada altın takılır.

c) Evlenme : Gerek sahil gerekse ilçe ve beldelerimizim büyük bir kesiminde görücü usulü ile evlenme unutulmaya yüz tutan adetlerimiz arasındadır.

Erkek evinde veya şehir merkezinde salonlarda yapılan düğünlerden bir gece önde kız evinde yapılan kına gecesi gelenekselliğini sürdürmektedir. İlimizde kına gecelerinde bilhassa köylerde erkek evi kız evine kına, kız evi de erkek evine bohça adı altında çeşitli çeyiz eşyası ve hediye götürür. Kına gecelerinde kına yakma ve gelin ağlatma töreni yapılır. Gelin ağlatma esnasında yöresel türküler söylenir.

Düğün de düğün kahyası ve görevlendirilen bir başka kişi öncülüğünde davul, klarnet ve kemençe gibi çalgı takımı ile birlikte davetlilerin karşılanması, düğün evi baca ve saçaklarını hedef alan tüfek ve tabanca atışları, davetlilere başta keşkek olmak üzere yemek ikram edilmesi, mahalli oyunların oynanması, gelin almaya gidilmesi, gelin evinde karşılama, gelin evinde sandık ve kapı bahşişlerinin verilmesi, bahşiş almak için yol kesmeler, kurban kesme gibi bölümlerden oluşmaktadır.

d) Askerlik- Gurbetlik: İlimiz genelinde Askerlik çağı gelmiş gençler; akrabalarında bulunan büyüklerin ellerini öpmek ve vedalaşmak için ziyaretlerine giderler. Askere yolcu etme töreninde davul zurna eşliğinde oyunlar oynanır, uğurlama arkadaşlar ve akrabalar eşliğinde yapılır.

Halk Bilgisi

Halk Hekimliği: Halkımızın yıllardan beri duyduğu, gördüğü, tespit ettiği uzun incelemeler ve deneyimlerden sonra elde etmiş olumlu neticelere dayanılan veya öyle olduğuna inanılan Halk Hekimliğimiz; tıbbın bu kadar ilerlemesine rağmen bazı yörelerimizde zaman zaman halkımızca hala uygulanmaktadır.

Mesela:
Boğaz Ağrısı: ısıtılan taflan yaprağı sarılır, ısıtılan tahta kaşık sürülür.
Grip: Kekik, ayva yaprağı, nane ve mısır püskülü kaynatılır. Çay gibi içilir.
Karın Ağrısı: un kavrulup sarılır.
Şeker Hastalığına:taflan yedirilir, taflan yaprağı kaynatılıp suyu içilir.

Halk Veterinerliği: İlimizde çok eski tarihlerden beri hayvancılık yapılmaktadır. Hayvancılığın geçim kaynağı olması nedeniyle Baytar'lık( Veterinerlik ) mesleği İlimizde yaygındır. Halkımız genellikle baytara ( hayvan doktoru) danışarak hayvanlarını tedavi etme yoluna gitmişlerdir.

Bayramlar, Törenler, Kutlamalar

a) Hıdrellez : 6 Mayıs Hıdrellez Kültür ve Bahar Bayramıdır. Halkımızın bu günle ilgili örf - adet, gelenek ve göreneklerini sergileyerek 7'den 70'e Hıdrellez kuşaktan kuşağa yaşatılmaktadır. Aynı zamanda bolluk, bereket, dileklerin kabul edileceği, Hızır ile İlyas'ın buluştuğu gün olarak da inanılan Hıdrellezin toplumumuzdaki yeri çok büyüktür. Halkımız çeşme başlarına su ve deniz kenarlarına, koruluklara v.b. yerlere giderek çeşitli şekilde eğlenirler.

b) Mayıs Yedisi : Her yıl Mayıs ayının yirmisinde kutlanan " Mayıs Yedisi" Hızır ile İlyas'ın birbirleriyle dalgaların kırıldıktan sonra deniz sularının karada temas ettiği noktada buluştuğu gün olarak bilinmektedir. Mayıs Yedisi de Hıdrellez bayramında olduğu gibi aynı inanç ve adetler etrafında toplanmaktadır. Ancak aralarında Miladi ve Hicri takvimlerden kaynaklanan gün farkı vardır. Bu günde, yedi dalgadan geçmenin son derece yararlı olduğuna, böylece o yılki hastalık ve bunalımlardan kurtulacağının inancı hakimdir.

c) 19 Eylül Atatürk'ün Ordu'ya Gelişi : Atatürk'ün Ordu'ya geliş tarihi olan 19 Eylül her yıl çeşitli etkinliklerle kutlanmaktadır.

d) 1 Temmuz Kabotaj Bayramı : İlimiz denize kıyısı olan bir konumda olması nedeniyle Deniz Bayramı olarak tören ve etkinliklerle kutlanmaktadır.

İnanışlar :

İnanç ve gelenekler halkın ortak yönünü günümüze kadar getirmiştir.Bundan sonra de varlığını sürdüreceğe benzer. Yöremizdeki halk inanışlarından bazıları ;

- Makas elden ele verilmez, kavgayı çağrıştırır.
- Hıçkırmak, başka bir yerde anıldığınızın işaretidir.
- Ayvanın çok olması, kışın çok olacağına işarettir.
- Süpürgeye oturmak kızın çok olacağına delalettir.
- Yemek yerken elinden kaşık düşerse, aç misafir gelmesine delalettir.
- Eşik üzerine oturulmaz, ayak basılmaz, üstünde durulmaz, uğursuzluk sayılır.
- Bebeğin ayağının altı öpülürse çocuk büyüdüğü zaman ağaca çıkamaz.

Kaynak : Ordu İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü
 

Etiketler
Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,425
Mesajlar
1,517,777
Kayıtlı Üye Sayımız
172,070
Kaydolan Son Üyemiz
cipokko

Çevrimiçi üyeler



Geri
Üst