Peloponnesos / Mora'ya Antik Yolculuk

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan oralakbas Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 56
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 7,803
Akşamüzeri küçük bir marketten alış veriş yaptık. Hava kararırken karavana geçtik. Bu arada plaj ve plaja gelenlerin park yerleri boşalmış, yanımıza bir komşu karavan daha gelmişti.

Bu park yeri ücretsiz (37.937099, 21.1457). Belediyeye ait gibi görünüyor. park4night uygulamasında böyle -genel otoparklar, plaj, antik yerleşim, iskele park yeri gibi- yerleri kamping olarak kullanmanın yasak olduğu, 300€ cezası olduğu yazıyor. Anlamı, arabanızı burada park edebilirsiniz ama tente açamaz, dışarıya sandalye, masa çıkaramaz, oturamazsınız. park4night’ta buna dair bazı deneyimler de paylaşmışlar… iyi sayılabilecek deneyimde polis gelmiş, uyarmış; kötü olanda ise cezayı kesmiş. Ortalıkta polis yokken düzenlemeyi bilen bir vatandaşın şikâyet edip çağırdığı bile olmuş. Bu oldukça caydırıcı bir durum tabii.

Nitekim biz de bu şahane deniz kenarında olmaktan gün boyu ne kadar memnun olsak da akşam olunca zorlandık. Yaz günü kapının önüne sandalye koyup dışarıda oturamamak sıkıntılı... plaja gittik, vakit geçirdik. Ama kapıları açıp yatamamak daha büyük sorun. Denize sıfırız ama o esinti içeri giremiyor… gün boyu ısınan duvarlar bir türlü soğumuyor. Gecenin sessizliğinde feribot limanının ne kadar gürültü yaptığını da anlamış olduk. Feribot trafiği gece yarısına kadar sürdü. Sonrasında da iskeleye bağlı olanlar sabaha kadar makinelerini kapatmadıkları için gürültülüydü. Kötü bir gece geçirdik.

Kısacası yola çıkarken pek gerek olacağını düşünmediğimiz halde (kış yolculuklarımızda hep istediğimiz yerlerde geceleyebilmiş, sadece elektrik, vb. gerektiği zaman kamping aramaya yönelmiştik), kampinglerde gecelemek bu gibi nedenlerle hızla tercih sebebi oldu. Yazın yollarda olmanın bir bedeli de buymuş, dedik. Park edilebilecek ve herhangi bir ücret ödemek gerekmeyen yerler bulmak mümkün olsa da, kamp alanının sağladığı güvenlik ortamının olmayacağı ve gece kapıları açık tutamayacağımız için artık o tür seçeneklere bakmamaya da karar verdik.

20220729 105419


20220729 160153


20220729 202337


20220729 205216


20220729 205550


20220729 210235
 

Etiketler
Bu gezi sizin için büyük bir tecrübe olmuş,insan en güzel yaşayarak öğreniyor ve unutmuyor,sıcaklardan çok etkilendiğimi için artık temmuz ve ağustos ayında Yunanistan’a gitmiyoruz.Karavanda 220 volt,12 wolt ve şarjlı olmak üzere üç tane pervane var,şoför kabiniyle yaşam alanı arasındaki perde ön tarafın sıcakılığının arkaya gelmesini engelliyor,güneş ışınlarının yatay geldiği zamanlarda rahat etmek için tentenin önüne ilave güneşlikte yaptırdık ancak yine de gittiğimiz yerlerde ağaç altı arıyoruz
 


30 Temmuz 2022, Cumartesi

Kamuya açık park yerinde geceleyince sabah erken başlıyor :smiley: Biz de kalkıp pırıl pırıl, kıpırtısız denize girerek kendimize geldik. Bugün artık rotamız antik Olympia. Kahvaltı ve güzel kafede güzel kahve keyfi derken saat 10.30 gibi Olympia’ya doğru yola çıktık.

Olympia Kyllini’den yaklaşık 66 km mesafede. Önce güneye doğru düzlükte gidiş-geliş bir yoldan gidiyoruz. Pirgos’ta yol Olympia’ya ayrılıyor; iç kısımlara doğru, yemyeşil manzaralı hafif virajlarla ilerliyor.

Bugünkü yerleşim antik Olympos’un yanı başına konumlanmış küçücük bir kasaba… ortada bir ana caddeye sağında solunda paralel ikişer caddeden ve bunları kesen sekiz-on sokaktan ibaret. Ama daha girişten itibaren kalabalık ve canlı görünüyor.

Buraya yaklaşık bir saatte vardık ve park4night’tan belirlediğimiz Camping Diana’ya yerleştik (37.645291, 21.622518). Kamping ormanlık bir yamacın dibinde kalıyor. Bol ağaçlı çok güzel bir yer. Girişte rahat bir resepsiyon alanı var; sahibi bizi güler yüzle karşıladı. Yer gösterdi. Yarın 15.00’e kadar araç ücreti ve iki kişi için 22€, artı elektrik için 5€ vereceğiz. Kişi sayısı arttığında ücret artıyormuş. Araçların park edeceği yerleri arazinin eğimine göre teraslamışlar. Çok sayıda karavan ve çadır var ama konumları birbirini pek görmeyecek şekilde. Bir yere yerleştiğinizde neredeyse müstakil bir alanda kalıyorsunuz. WC, duşlar, çamaşır ve bulaşık yıkama yerleri düzgün, bakımlı ve temiz. Küçük bir yüzme havuzu var ki böyle denizden uzak bir yerde yazın sıcağında dolaşanlar için havuz günün bir anında çok cezbedici hale gelebiliyor :smiley:

20220730 111800


20220730 111849


20220730 112330


20220730 112500


20220730 112510


20220730 115407
 

Burada artık iyice anladığımız şey, ne kadar ağaçlık bir yere yerleşsek de gölgelerin kısa olması yüzünden güneşten yeterince kaçamıyoruz ve bir tente açıp en azından kapı tarafında gölgede kalmanın büyük bir lütuf olacağını anlıyoruz. Bu belki o taraftaki kaportanın aşırı ısınmasını da engelleyerek buzdolabının görece daha az debelenmesine de yarayabilir diye yorum yapıyoruz.

Ören yeri kampinge yaklaşık 10 dakika yürüme mesafesinde… yarın sabah serinliğinde gezmeyi düşünüyoruz. Bu kararı verince, biraz dinlenip dün gecenin uykusuzluğunu telafi etmeye çalıştık, çamaşır yıkadık, havuza girdik.

Sonra kasabayı dolaşmaya çıktık. Ara sokaklarda çokça oteller ve pansiyonlar var. Binalar genellikle az katlı ve sıklıkla heybetli ağaçların gölgesinde. Etrafta suyun bol olduğu ve yüzyıllardır da bu ağaçlara dokunulmadığı izlenimi bırakıyor :smiley: Ana cadde boyunca sıralanmış dükkânlar hareketli ve tavernalar dolu gözüküyor.

İyice yorulunca karavana döndük. Yerimiz güzel, etraf sakin... geceyi iyi geçireceğimize dair umutluyuz. Derken akşamın ilerleyen saatlerinde bir müzik sesi gelmeye başladı. Tanıdık Yunan müzikleri çalıyor. Hoşumuza da gitti. Ama çok geçmeden ses sanki hemen yanımıza yanaştı… öyle yükseldi ki arabayı yerinde hafif titretiyor. Akşamüzeri bir kilisede bir evlenme törenine denk gelmiştik, bunu da o törenin düğününe yorduk. Kaçacak yer yok. Umarız az sonra kesilir diyerek yattık :worried:

DSC00729


DSC00731


DSC00734


DSC00736


DSC00738


DSC00739
 



31 Temmuz 2022, Pazar, Olympia

Gece zor geçti. Müzik o dayanılmaz sesle sürdü. Kıstıklarında (kesilmedi, kısıldı) saat gecenin 4’üydü.

Olympia’yı sabah serinliğinde gezelim diye düşünmüştük. Saat 07.30 gibi kalktık, hazırlanıp çıktık. Giriş 8’de açılıyor. Yaz aylarında akşam 8’e kadar, Kasım-Mart arası da öğleden sonra 3’e kadar açık oluyormuş.

Pazar gününe denk geldiği için ören yeri hayli kalabalık. Çok sayıda otobüslerle turistler akın etmiş. Girişe yakın park alanları erkence dolmuş. Burada birkaç karavan da gördük. Biraz kuyrukta bekleyip biletlerimizi aldık. Müzeye giriş dâhil kişi başı 12€ (AB üyesi ülke vatandaşlarına 6€).

Antik Olympia iki nehrin kavuştuğu bir noktaya kurulmuş… geçmişi tarih öncesi çağlara kadar uzanıyormuş. Olimpiyat oyunlarının burada başladığı, ilk kez İÖ 776 yılında koşu yarışması yapıldığı, sonra giderek güreş, boks, binicilik gibi yarışların da eklendiği anlatılıyor. Antik Olympia bir yerleşim yerinden ziyade bir tapınak kompleksiymiş ve antik çağlarda bin yılı aşkın bir süre boyunca da tapınma ve spor merkezi olmuş. Roma egemenliği döneminde, Hıristiyanlığa geçildikten sonra İS 4 yy. sonuna doğru oyunların pagan şenliği olduğu ileri sürülüp yasaklanmış. 1896 yılında yeniden başlatılana kadar olimpiyat yapılmamış.

DSC00754JPG


DSC00757 1


DSC00758 1


DSC00758 3


DSC00762


DSC00765
 

Kent adını tanrıların babası Zeus’un mekânı Olympos dağından almış. Tam kazı alanının merkezinde yer alan ve neredeyse tamamı yıkık olsa da kalıntılardan vaktiyle muazzam büyüklükte olduğu anlaşılan Zeus tapınağı İÖ 5. yüzyıl yapısıymış. Tapınakta zamanın ünlü heykeltıraşı Phidias tarafından yapılmış görkemli bir Zeus heykeli bulunduğu tahmin ediliyor. Antik dünyanın yedi harikasından biriymiş. Heykelin başına ne geldiği ya da nasıl kaybolduğu tam bilinmiyormuş. Müzede bu heykelin resim olarak bir tasviri var.

Diğer bir önemli yapı Hera tapınağı… alanın en eski yapısıymış (İÖ 7.yy). Günümüzde Olimpiyat meşalesinin yakıldığı tören bu tapınağının önünde düzenleniyor.

Alanda herkesin en çok fotoğraf çektiği yer restorasyonla ayağa kaldırılmış yuvarlak bir kaidenin üzerinde üç sütunu ile Philippeion tapınağı. Kazı alanının bir bölgesinde genişçe kare şeklinde bir avluyu çevreleyen bina kompleksi Palaestra yer alıyor… burası da güreşçilerin ve boksörlerin antrenman yeriymiş. Tapınakların olduğu bölgeden kemerli bir kapı ile stadyum kısmına geçiliyor. Atletlerin mermerden yapılmış koşuya başlama çizgisi bugün hala ziyaretçiler tarafından kullanılıyor :smiley:

DSC00799


DSC00803


DSC00811


DSC00822


DSC00824


DSC00827
 

Ören yerini gezdikten sonra hemen yakınındaki müzeye de gittik. Rehber kitap burayı Yunanistan’ın en zengin müzelerinden biri olarak tarif etmiş. Gerçektende bir elinde asa bir elinde Ganymede’yi tutan Zeus heykeli, hayli eksik parçaları olsa da kanatlı zafer tanrıçası Nike heykeli, kolunda çocuk Dionysos’u tutan Hermes heykeli, mermer boğa heykeli… görülmeye değer pek çok parçadan bir kaçıydı.

Güne keyifsiz başlamıştık ama buraları görünce canlandık… geldiğimize, gördüğümüze değdi duygusuyla ayrıldık.

Kamp yerine vardığımızda saat 3’e yaklaşıyordu… Toparlanıp yola koyulmaya karar verdik.

DSC00830


DSC00832


DSC00833


DSC00836


DSC00842


DSC00846
 

31 Temmuz Pazar, Pylos (Navarino)

Olympia’dan, geldiğimiz yola alternatif, başka bir yolu takip ederek ayrıldık… Yol bizi Patras’tan gelip Pyrgos üzerinden güneye doğru devam eden anayola çıkardı. Böylece Mora Yarımadasının batı kıyısına paralel bir şekilde ilerliyoruz. Yeri gelmişken belirtmek gerekirse Yarımadanın bu yakası boyunca takılıp kalınabilecek sınırsız seçenek var. Deniz çoğunlukla göz alabildiğine kumsallarla uzanıyor. Yolda sık sık denize doğru yönlendiren kamping tabelaları görüyoruz. Kampingler haricinde bir yerde kalmak istediğinizde geceleme yasağına dikkat etmekte fayda var. Bazen de ıssız sahillerin, kalınabilir gibi görünüyorsa da, kaplumbağa yuvalama kumsalları olarak koruma altına alınmış olabileceğini, bununla ilgili kampçıların uyarılabileceğini akılda tutmak gerekiyor.

Biz hızlı bir arama ile Agrilos adında küçük bir köyde bir kamp yeri peylemiştik. Yedi karavan alabilen küçük bir yermiş. Maalesef doluydu. Yola devam ettik… yarın için düşündüğümüz Pylos (Navarino) şehrine şimdi gitmeye karar verdik.

Olympia Pylos arası 107 km. Yol genellikle zeytinliklerden geçiyor. Pylos’a yaklaştıkça bazı kısımlarında epey daraldı. Bir an için yolu mu şaşırdık diye düşündüğümüz yerler olduysa da baktık koca kamyonlar, otobüsler geliyor… doğru yoldaymışız dedik :smiley:

Pylos’a yaklaşırken ve özellikle de bir rampayı çıktıktan sonra nefes kesici bir güzellikle Navarin Körfezi ayaklar altına seriliyor. Körfezin hem Yunanlılar için, hem de Türkler için tarihi bir önemi var. Burası, 1827’de İbrahim Paşa komutasındaki Osmanlı donanmasının yenilgiye uğradığı ve Yunan bağımsızlık hareketi için bağımsızlığa giden yolun açıldığı Navarin Deniz Savaşının yaşandığı körfez.

Pylos (Navarino) bu körfezin en güneyinde engebeli bir girintiye konumlanmış. Oyalana oyalana yol aldığımız için vardığımızda vakit epey ilerlemişti. Şehre bir varyanttan iniliyor ve yol şehir meydanına varıyor. Park etmek için de buradaki tek seçenek varyanttan iner inmez sağda koyun kıyısındaki geniş alan… belediyenin park alanı gibi görünüyor (36.915854, 21.697781)… burası park4night uygulamasında önerilmiş ama bazıları da polisin izin vermeyebileceğini yazmış. Yaklaşık 200 metre daha ilerideki marinanın geniş parkı da kullanılabilir gözüküyor. Durumun çok fark etmeyeceğini düşünerek bu kısımda karar kıldık. Bir WC ve su var… tuvalet çok bakımsız durumda. Su tedariki için kullanılabilir.

20220731 153058


20220731 154058


20220731 163237


20220731 171754


20220731 172127


20220731 173341
 

Arkamızdan bir karavan daha geldi ve buraya park etti. Kalınacak yerden pek emin olunamadığında bunu görmek insana güven veriyor… uzaktan selamlaştık :smiley:

Denize sıfır olmasına rağmen beton park yerinden fırın ağzı gibi sıcak yayılıyor. Bir an önce, esintili bir yer buluruz belki diyerek dolaşmaya çıktık. Burası Rehber kitaba göre yaklaşık 3000 nüfuslu bir yer. Güneyindeki tepede kale ve müze yer alıyor, yürüyerek gidilebilecek bir mesafede ama bugünkü yorgunlukla ve bu sıcakta göze alamadık… sonra da zaten saat 3’te kapandığını öğrendik.

Az sonra şehir meydanında akşam için platform kurulduğunu, bir konser hazırlığı yapıldığını gördük… zaten çok geçmeden insanlar da akın akın meydana gelmeye başladılar. Meydandaki pek çok kafe ve tavernanın bütün masaları doldu. Daha iki saat önce rahat rahat yer bulduğumuz koca park alanı da neredeyse geçecek yol bırakmayacak derecede dolmuş. Belli ki civardan da epeyce gelen olmuş. Eh, zamanlıca gelip yer bulduğumuza dua ettik. Herkes pek eğleniyor… biz de kalabalığa karıştık :smiley: Tabii bizim kafamız bu volümde müziği öyle uzun boylu kaldıramadığı için karavana döndük. Hoş, çok bir şey de fark etmedi. Bazen ne yapsanız kaçamıyorsunuz :smiley: Neyse ki konser gece 12’de bitti. Sonra yavaş yavaş park yeri boşaldı. Sonunda sessizlik… kıyı bir kaç olta balıkçısı ile bize kaldı.

Sıcaktan eriyecek gibiyiz, ama dün gece uykusuzdu, gün yorucuydu… bitap düşmüş, uyumuşuz.

20220731 173854


20220731 173855


DSC00863


DSC00875


DSC00876


DSC00878
 



1 Ağustos 2022, Pazartesi

Sabah park yeri erkenden canlandı. Biz de erken kalktık… arka kapılarımızı da ardına kadar açıp deniz havasını çektik. Sabah güneşinde şehrin manzarası çok güzel görünüyordu. Kahvaltı ve kahve keyfi iyi geldi… bu arada bir durum değerlendirmesi yapıp Kalamata’ya doğru yola çıkmaya karar verdik.

Kalamata buraya yaklaşık 60 km. Dağlık bir bölgeden yarımadanın doğusuna doğru, oldukça virajlı ve iniş-çıkışlı ama rahat sayılabilecek bir yoldan, küçük köy ve kasabalardan geçerek ilerledik. Yol yeterince geniş ve düzgün bir gidiş-geliş yol. Kalabalık değil. Yer yer ormanların yer yer de zeytinliklerin içinden yemyeşil alanlardan geçtik. Ekili alanlar suyun bol olduğunu düşündürüyor. En son inişte önümüzde harika bir ova uzanıyor… uzaktan da büyük deltanın ağzına, Messiniakos Körfezinin doğusuna yakın yerleşmiş Kalamata seçiliyor. Aslında Kalamata’dan önce yine aynı derin körfezin batısına yakın önemli bir yerleşim de Messini. Zamanı elverenlere o güzergâha da girmeleri önerilir.

20220801 094033


20220801 095718


20220801 095823


20220801 111155


20220801 112852


20220801 121224
 

Kalamata sahilinde peylediğimiz kamp yerine öğlene doğru vardık. Burası Fare Camping (37.021118, 22.143731). Fiyat tarifesi kişi başı 6€, karavan 6€, elektrik 5€ şeklinde. Sevimli genç bir çift işletiyor. WC ve duşlar temiz, bakımlı. Çamaşır ve bulaşık yıkama yerleri var. Çamaşır makinesi 2 saati 1€. Oldukça geniş, ağaçlık, zeytinlik bir alan. Pek çok çadır kampçı buraya uzun süreli yerleşmiş görünüyor. Girişte bir tavernası var. Yine girişe yakın tarafta kalabalık aile ya da grupların bir araya gelebileceği masalar vs. konmuş bir sosyal alan var.

Karavanı yerleştirip biraz sağımızı solumuzu anladıktan sonra denize gittik. Her ne kadar bulunduğumuz yeri çevreleyen ağaçlardan görünmüyorsa da kamp yerinin doğusunda Taygelis dağının yemyeşil etekleri, karşısında da harika bir körfez manzarası var. Denize en fazla 100 m mesafedeyiz. Kumsal ile kamp yerinin arasından şehir merkezine giden karayolu geçiyor… ama akıllıca bir düzenlemeyle kumsala karayolunun altından geçen bir yoldan, daha doğru kuru dere yatağından ulaşılıyor. Bu bütün sahil boyunca benzer yerlerde uygulanmış. Dolayısıyla plajlardaki kalabalık hiçbir şekilde karayolunu geçmek zorunda kalmadan kara tarafındaki kafelerden, restoranlardan yararlanabiliyor. Burada da şezlong ve şemsiye parası almıyorlar ama zaten hemen herkes akşama kadar bol bol bu kafeleri kullanıyor, para bırakıyor.

Akşamüzeri deniz kenarında yürüyüşe çıktığımızda kordon çok canlıydı. Karanlık basmasına rağmen plajlar doluydu ve insanlar eğlenerek denize giriyorlardı. Hatta kimileri de denize bizzat bu saatlerde geliyordu. Havanın sıcaklığı da denizi çekici kılmaya devam ediyor… zira kapalı yerlerde, evlerde sıcaktan durulmuyor olabilir.

20220801 121240


20220801 121242


20220801 121250


20220801 121255


20220801 214142


20220801 214157
 

2 Ağustos 2022, Salı

Gece sessiz, sakindi ve iyi dinlendik. Uzaktan tavernaların müziği gelse de hafifti. Yine de dün, iki taraflı sineklikle bol havalanıyormuş, en azından sivrisinek dertleri yokmuş gibi geldiğinden olsa gerek, yanı başımızdaki çadırları görünce burada yine ‘bir çadırımız olsa iyi olurdu’ diye aklımızdan geçirdik… kurardık arabanın yanına, orada yatardık :smiley: Komşu bir karavan da, akşamüzeri geldi, yerleşti, elektriğe bağlandı, pencereye bir klima ünitesi taktı ve sonra hiç dışarı çıkmadılar… Bu da bir çözüm tabii :smiley:

Bugün burada kalalım dedik… Gevşemek ve dinlenmek için iyi bir karar gibi :smiley:

Ekmeğimiz kalmayınca yakında bir market olmadığını fark ettik. Kampingin bulunduğu yer görece Kalamata’nın dışında kalıyor. Ama kampın önünden geçen belediye otobüsleri ile kolayca gidilebilir. Ayrıca belediye otobüsünün güzergâhı boyunca yarım saatlik bir yürüyüşle de şehir merkezine ulaşılabilir. Resepsiyondan en yakın marketin Lidl (~1.5 km) olduğunu öğrendik… zeytinliklerin içinden geçen kestirme yoldan Lidl’a ekmek almaya gittik.

20220802 131748


20220802 131830


20220802 131833


20220802 131836
 

Akşam yine sahilde yürüyüşe çıktık. Gözümüze kestirdiğimiz denize sıfır bir tavernada oturduk. Sıraya onlarca benzeri yer arasında (genelde pop, rap ve benzeri popüler müzikler çalıyorlar) burası bizi, hafifçe açılmış Yunan müziği çalıyor olması ile cezbetti. Uzo ve sevdiğimiz bira Mythos eşliğinde ilk iş Yunan salatası (Greek Salad) istedik… her nasılsa bu salata her masaya gelişinde, özellikle domatesi, mis gibi kokuyor :smiley: Öğleden sonra hava kapatmıştı. O arada yağmur da yağdı. Şimdi toprak ve deniz de güzel kokuyor.

Yemekten sonra iyi bir yürüyüş gerekiyordu. Bu kez kumsal partilerine denk geldik :smiley: Anlaşılan burada plajı çeşitli kutlamalar için de kullanıyorlar… biri doğum günüydü, diğeri de bir nişan partisine benziyordu. Yine pek çok insan denize giriyordu. Kalamata limanına vardığımızda, orası da olağanüstü kalabalık ve canlıydı… bütün kafeler dolu. Biz de epeyce oralarda dolaştık.

Kalamata Patras’tan sonra yarımadanın ikinci büyük şehri. Nüfusu 70 bin dolayındaymış. Yakınında bir havaalanı var. Sahil boyunca çok şık binalar dikkati çekiyor. Kalamata, zeytinleri ile ve kalamatiano diye adlandırılan hareketli 7/8'lik müziği ile ünlüymüş. Zeytinini biliyorduk ama müziğiyle ünlü olduğunu bilmiyorduk… daha doğrusu bizim için çok tanıdık olan bu müziğin kökeninin burası olduğunu bilmiyorduk :smiley:

Bu kez gece sıcak olduğu kadar nemli de… ama kapı, pencere açık yatabildiğimiz için konforumuz fena değil. Sivrisinek de yok denecek gibi. En azından sinkov ve tabletle tolere edebiliyoruz.



3 Ağustos 2022, Çarşamba

Şehir merkezine gitmek ve Kalamata’yı gündüz gözüyle görmek için bir-iki niyetlendiysek de sonra vazgeçtik. Bugünü de burada yayılarak ve dinlenerek geçirmeye karar verdik. Ara vermeden okuyabilmek, denize girebilmek iyi geldi. Zamanımız olsa daha da kalırdık. Burası bize her bakımdan iyi duygular verdi :smiley:

20220802 204041


20220802 205017


20220802 220715


20220802 221013
 

4 Ağustos 2022, Perşembe

Artık Kalamata’dan ayrılma vakti. Mora Yarımadasına gelirken görmeyi hayal ettiğimiz yerlerden biri olan Sparta’ya (Spárti) doğru yola çıkıyoruz.

Dün akşam yol planı yaparken Tomtom otomatik olarak yaklaşık 100 km’lik otoyol seçeneğini veriyordu. Alternatifi Taygetos dağını geçen yol, 60 km. Yakından inceleyince kıvrım kıvrım virajları olan dar bir yol ve hiç büyük araçlara uygunmuş gibi görünmedi. O yüzden Tomtom’a varacağımız yeri otoyol üzerinden gidilecek şekilde girdik. Resepsiyonda kamping sahibiyle vedalaşırken bahsi geçince, neden dağ yolundan gitmiyorsunuz ki, çok güzeldir, oradan koca koca otobüsler gidip geliyor, dediler. Bu kadarı bize yetti ve o yola girdik :smiley:

Yol olağanüstüydü. Belirli bir anda baktığınız yerden az sonra o ileride görünen yere ineceğinize ya da çıkacağınıza inanamıyorsunuz. Yer yer oldukça dar olsa da, denk geldik, otobüs ve kamyonlar da bu yolu kullanıyorlar. Yoldan sık sık keçi yolları ayrılıyor… tabelalarından bazı yürüyüş ve tırmanma parkurlarına doğru gittiği anlaşılıyor. Arazinin hafifçe genişlediği yerlerde pek küçük yerleşimler var. Bunlardan birinin girişinde bir tavernada mola verdik. Nefes kesen bir vadiye bakıyor. Hemen masaya bir sürahi dolusu buz gibi su getirdiler… kahvelerimizi içip manzarayı seyrettik.

20220804 1143


20220804 114333


20220804 114355


20220804 120637


20220804 120640


20220804 124503
 



Hafif heyecanlı bir geçişle sonunda Sparti’ye yaklaşırken düz yola çıktık ve görmekten memnun, iyi ki bu yoldan gelmişiz dedik.

Burada kalmayı planladığımız yer Camping Castle View (37.069599, 22.3818). Bir zeytinliğin içinde, havuzlu, çok sakin görünüyor. WC ve duşlar yeni, bakımlı, çok temiz. Çok sayıda karavan var ama alan geniş aralıklarla ferah park etmeye müsait. Deniz kenarı olmadığı için olsa gerek, uzun yerleşik gibi görünen çadırlar yok. Girişte sağ tarafta birkaç bungalov var. Kişi başı 8€, karavan 6€, elektrik 6€. Biz bu kez elektrik almadık. Giderek elektriğimizin yettiğini ve almamız gerekmediğini fark ettik :smiley:

Öğle yemeği vakti geçeli epey olduğundan epey acıktık… acele karavanı yerleştirip bir şeyler yemek için tavernasına oturuyoruz. Gelen her şey taze, lezzetli.

Yemekten sonra biraz dinlenelim istedik. Çok yakında Mistrás harabeleri var. Bulunduğumuz yerden kalıntıları seçebiliyoruz belli belirsiz. Ancak aşırı sıcaktan yine oraya gitmeyi gözümüz almıyor. Mistrás, Taygetos dağının Sparti’ye bakan yamacında, 1200’lü yıllarda kurulmuş, zaman içinde İtalya’dan, Sırbistan’dan ve İstanbul’dan bilim insanları ve sanatçılar için çekim merkezi olmuş önemli bir Bizans yerleşimiymiş. Gidip gitmemeyi tartarken bir şeyi de fark ediyoruz ki, böyle vazgeçtiğimiz ama ufak ufak zihnimizin bir kenarına yazdığımız yerlerin listesi de bizi şimdiden gelecek sefere hazırlıyor. Evet dere tepe kolay gezilecek bir mevsimde Mora’ya büyük olasılıkla bir daha geleceğiz. Zira,Pylos’tan güneye Methoni’ye geçmediğimiz için; Kalamata’dan güneye devam etmediğimiz, Stoupa köyünde Kazancakis’in evini ziyaret edemediğimiz için; üç parmaklı Mora yarımadasının doğu parmağına gidemediğimiz ve orada görülmeye çok değer -Ritsos’un da doğum yeri olan- Monemvasia’yı göremediğimiz için… şimdiden üzülüyoruz.

Derken biraz sonra ağır gübre kokusu ve sinekler yüzünden keyfimiz kaçınca bakıyoruz, bulunduğumuz tarafa yakın bir ağıl var… tam yayılmıştık, toplanıp yerimizi değiştiriyoruz. Kamp alanının diğer tarafında bir yer buluyoruz… Bariz fark etti, iyi oldu. Bu arada kalan günlerimizi planlayalım dedik. Yarın antik Sparti’yi gezmeyi hedefliyoruz. Oradan da Nafplio’ya geçeceğiz.

Gece görece serin ve sivrisineksizdi… rahat geçirdik.

20220804 131117


20220804 131221


20220804 131450


20220804 131458


20220804 142513
 

Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,410
Mesajlar
1,517,694
Kayıtlı Üye Sayımız
172,066
Kaydolan Son Üyemiz
Birkium

Çevrimiçi üyeler



Geri
Üst