Proje Vamos

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan VAMONOS Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 19
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 4,088

VAMONOS

Yeni Üye
Mesajlar
15
Tepkime Puanı
12
Herkese Merhaba,

3 aydır burada yazılanları sessizce okuyorum ve çok faydalandım. Artık ben de bir iki satır yazayım dedim. Uzunca bir yazı olacak affınıza sığınıyorum. Sizin fikir ve tecrübeleriniz benim için çok önemli. Ama aynı zamanda bu yazıyı kendime de yazıyorum. Süreç içerisinde heyecana kapılıp ana eksenden uzaklaşmamak için dönüp dönüp ilk düşüncelerime bakmam gerekebilir. Aksi halde "şu da olsun bu da olsun" diyerek hem bütçe hem de zaman olarak savrulabilirim. Bir nevi günlük tutmak gibi de olacak benim için.

Olay şöyle gelişti : 51 yaşındayım. EYT durumundayım. O yüzden kendimi yarı emekli olarak görüyorum. 10 yıldır tekne merakım var. Arkadaşlarla ara sıra 1 haftalık kiralamalarla merak saldım bu işe. Geçen yıl da tekne alma hazırlığına başladım. Amacım Hollanda'dan eski (30-40 yıllık) çelik bir tekne alıp, Türkiye'ye getirmek ve bu zevkimi yaşamaktı. Param o kadara yetiyordu. Sonra Gezgin Korsan sitesinin gedikli bir üyesi ve yılların yelkencisi bir abinin "teknemi satıyorum karavan alıyorum" mesajıyla bende bir ampul yandı. Tekne defterini kapatıp karavan dosyasını açtım. Sonra gelsin youtube videoları, gezenbilir forumları. Hedef Mayıs 2020'de deneme gezileri ve Haziran 2020'de 2 aylık Avrupa turu. Teknelerin adı olur da karavanların olmaz mı ? Karavanın ismi VAMOS olacak. İspanyolca "Kalk gidek" demek oluyor. Tekne alsaydım da bu ismi koyacaktım.

ANA DÜŞÜNCE 1 : Doğru karavan yoktur, herkesin doğru karavanı başkadır.

ANA DÜŞÜNCE 2 : Karavan için yürüyen ev denir. Ama bu sadece bir mecaz. Evdeki her şey karavanda olmaz, olamaz. Feragat edeceksin.

Bu fikirlerin oluşmasında Evliya Çelebi Üstadın büyük payı var. Selam olsun.

İhtiyaçlar, kararlar :
- 3 kişilik bir aileyiz. Eşim ve kızım rahatına düşkündür. Uzun kalamazlar karavanda. Seyahatin değişik etaplarında uçakla gelip birkaç gün eşlik ederler bana. Ama yine de seyir halinde önde 3 kişilik oturma ve konaklama halinde arkada 3 kişilik yatma yeri olmalı.
- Kendimi tanıyorum. Doğada günlerce kalıp kamp yapacak biri değilim. Tırmanış, dağ bisikleti gibi extreme sporlar da hak getire. Benim işim daha ziyade şehir gezileri olacak. O nedenle karavan dışarıdan bakıldığında ticari araç gibi görünsün istiyorum. Şehir trafiğinde istediğim gibi gezeyim, normal araçların park edebildiği yerlere park edebileyim isterim. Amerikalılar buna stealth ismini takmışlar. Alkışlıyorum.
- Kendimi tanıyorum (2). Yemekte patlıcan oturtma yanında zeytinyağlı fasülye yapacak biri değilim. Hanım yanımda olsa bile o da bu işe yanaşmaz. Omlet, pilav, salata, meze, konserve yemek ısıtma yeter. Çay kahve için bol bol su ısıtılacak ama. O nedenle mutfak abartılmayacak. Tek göz, bilemedin iki göz ocak, altına bir piknik tüp (yedeği bagajda) yeterli. 3 kişilik çatal bıçak, 3 tabak, tencere tava, 3 bardak, 3 kadeh. Bitti gitti. Zaten bulaşık biriktireremezsin evyede, şangırtı olur. Özellikle Amerika'da fırın, bulaşık makinesi koyanlar gördüm. Ne oluyoruz ya. Buzdolabı da küçük olsun, ofis tipi. Şehirdeyiz sonuçta, iki adım ilerde market var. Dört başı mamur yemek yiyelim dersen de paraya kıy bir lokantaya git. Hem tuvaletini kullan, hem de wifi ihtiyacını gider.
- Kendimi tanıyorum (3). Çok güzel bir şehir de olsa 3 gün sonra kurtlanırım. O yüzden araba çok kilometre yapacak. Avrupa'nın gri gökyüzü de dikkate alınırsa alternatörden akü şarjı gerekli. Çok gezme işinin bir diğer sonucu da ilk alınırken araba kilometresinin mümkün mertebe düşük olması. İşte bu biraz can sıkıcı.
- Duş çözümü : Zaten su yok doğru dürüst. Evdeki gibi yarım saat suyun altında kalmayacaksam, 7 m2 nin bir m2 sini duşa ayırmak gereksiz. Tavana bir çengel, altına bir hulahop, ona bağlı bir duş perdesi ve en altta kritik bileşen : çiğköfte yoğurma tepsisi (en iyi duş teknesi, pütürlüdür ayağın kaymaz). Alın size hareketli duş. Günde zaten ortalama 3 dakika kalacaksın. Youtube videoları sağolsun. Evdeki gibi uzun uzun yıkanmak istersen o gece bir karavan kampa gidersin. Ya da halk plajlarının duşlarını kullanırsın. Ekstra duş bataryası da istemem. Evye bataryası berber tipi yani uzun hortumlu olacak. Plajdaysan bataryayı kayar kapının yanına uzat, duşunu dışarda al.
- Tuvalet işi çetrefilli. Buna da çok yer ayırmak istemem. Üstelik bu kadar dar bir yerde insanın kendi atığıyla zaman geçirmesi tuhaf. Hiç kokmuyormuş. Pek inanmıyorum. Madem genelde şehirlerde ve sık sık hareket halinde olacağım, ben de dinlenme tesislerinin ve kafelerin tuvaletlerini kullanırım. Paraya kıyalım da ara sıra dışarda bir kahve içelim, yemek yiyelim, di mi? Üstelik dediğim gibi wifi ihtiyacı var. Tüm bunlara rağmen acil durumlar için bir tuvalet gerekli. El Çözüm : Bir kova, içine iki kat bio çözünür çöp torbası ve bir tane klozet kapağı. Alın size portatif tuvalet. İlk musait yerde de bu paketten kurtuluyorsun. Avrupalı videolarda bu çözüme çok rastladım. Dediğim gibi acil durumlar içindir. Aslolan civardaki kamu tuvaletlerini kullanmak.
- Kendimi tanıyorum (3). Ailece tembeliz. Her akşam yatak aç, sabahları katla. Bize göre değil. O nedenle arkada sabit yatak yerleşimini seçtim. Zaten 50 tane yerleşim seçeneği yok. Birbirine benzer seçeneklere bakınca da 3 - 4 grup var. Bize en uygunu bu. Ailenin en uzunu benim (an itibarıyle 1,80, gençken 1,82 idi). Yatağı da enlemesine koymaya karar verdim. Evet, evdeki gibi gerine gerine yatamayacağım. Ama buna değer, diklemesine yerleşimde yatağın hareketli olması gerekiyor. Yoksa yer kaybı çok fazla oluyor. Enlemesine yatakta her cm değerli. O nedenle de daha ziyade PSA grubunda gözüm var. Üstelik bunların tepeye doğru kıvrımları daha az. Neredeyse kare şeklinde bir kabin yapmışlar. Mobilya yerleşiminde avantaj sağlar.
- İzolasyonu abartmayalım lütfen. Tabi ki yapılacak. Ama arkada 2 pencere, kayar kapı ve karşısında birer pencere koyacağım. Dolayısıyla bu kadar pencere olan yerde izolasyon da biraz Allah'a emanet olur. Üşüdüysen webastoyu bir tık aç. Terlediysen git biraz müze gez. Gelelim ses izolasyonuna. Ses kayıt stüdyosu mu yapıyoruz abilerim, ablalarım. En fazla gürültü seyir halinde olur. O zaman da müziği bir tık artırırsın. Konaklama halinde de ya doğanın sessizliğindesindir ya da şehrin olağan gürültüsünde. Hava sıcaksa zaten ya hekiyi ya da pencereyi açacaksın. Ses izolasyonuna çok takılmayalım lütfen.
- Kendimi tanıyorum (4). Uzun bir bekarlığım oldu ve 41 saniyede gömlek ütüleme rekoruna sahibim. Ama karavanda askının ne işi var abilerim. Bizim bundan sonraki hayatımız kırışmayacak giysilerle. Blue Jean, tişort, parmak arası terlik. Evet ben daha ziyade şehirlerde olacağım. O zaman da az kırışan pantolonlar gömlekler işimi görür. Sonuç olarak, sabit duş ve askı dolabı olmayacağı için kabinde hiçbir dikey yapı olmayacak. Yaklaşık 90 cm ve altı yatak, koltuk, masa ve mutfak tezgahı olacak. Üstten 50 cm de üst dolaplara ayrılacak. Bu durum kabine çok büyük ferahlık verecek. Bu yaştan sonra bir de klostrofobi gelişmesin.
- Kendim yapabilir miyim ? El becerisi yüksek biri değilim. Ama gördüğünüz gibi beklentiler düşük. Son zamanlarda Bauhaus ve İkea'da çok vakit geçiriyorum. Oralardan ne zaman çıksam moralim tavan. Profesyonel bir şirkete gidip "o da olsun, bu da olsun" sarmalına girersem bu işin içinden bütçe ve zaman olarak çıkamam. Ama tasarladığım bileşenleri modül modül alıp içeriye monte etmek yapılabilir gibi geliyor. En azından montaj işi bazında bir ustayla anlaşıp parça parça destek almak. Elektrik tesisatı için yardım şart. Ama yine de bileşenleri, kabloları en iyisinden ve internetten almak ve sadece montaja para vermek isterim.
- Takvim şu şekilde : Ocak - Şubat 2020 araç alımı. (Aralık MTV'sini de ödesinler, öyle alalım. Belki kışın fiyatlar da düşer biraz.). Şubat - Mayıs 2020 Dönüşüm. Mayıs - Haziran 2020 Yurtiçi deneme gezileri. Temmuz - Ağustos 2020. Güney Avrupa turu. Sonrası Allah Kerim.

Son Söz : Eğer Istanbul'da benzer bir projesi olan varsa ve takvim de benzerlik taşıyorsa birlikte hareket etmek isterim. Tek başına hata yapma ihtimali daha yüksek.

Başınızı ağrıttım. Kusura bakmayın.

Düşünceler geldikçe yazmaya çalışacağım. Özellikle de malum araç satış sitesindeki ilanlarla ilgili çok doluyum. İki çift lafım olacak.

Selamlar.
 

Düşünce güzel.
Ancak bazı düşünceleriniz ilk karavandan sonra değişebilir.
Diğer bir konu çöpe dışkı atmayı etik bulmuyorum. İnsanların mesai harcayıp tasarladıkları porta potti çözümü çok daha temiz ve insani. Neden kullanmayasınız ki?
Amerikayı yeni baştan keşfetmek arzusunda mısınız? Sizin için üretilmiş son derece basit çözümleri, daha en baştan, niye elinizin tersiyle itiyorsunuz?
Karavanınızda düzgün bir duş yeri ve porta potty olabilecekken çok basit bu çözümlere alternetif aramayı ben pek anlayamıyorum.
 


Foruma hoş geldiniz.
Avrupa’da şehir gezileri gittikçe kolaylaşıyor. Şehirlerde karavanparklar süratle çoğalıyorlar. Duşu olan karavanparkların sayısı da gittikçe artıyor. Şu sitelere bir göz atmakta fayda var.
Wohnmobilstellplätze | Alle Stellplätze in Europa | Campercontact
park4night - Sharing cool places, camping car areas, van

Avrupa’nın büyük kısmı bulutlu ama serindir. Buzdolabının elektrik sarfiyatı çoğunlukla Türkiye’den azdır. Ben küçük bir buzdololabı (17 litre), 100 watt solarpanel ve 90 amper akü ile aylarca elektrik almadan gezebiliyorum. Artık her yerde taze yiyecek almak mümkün. Gezilerimizde çok zaman pizza ve thai restoranlardan yiyeceğimizi alır karavanda yeriz. Böylece lokanta fiatının çok altında masrafımız olur. Büyük buzdolabına eşim ve ben ihtiyaç duymuyoruz.

Çok sayıda karavanparkta çamaşır ve kurutma makinesi var ama, giysileri çabuk kuruyan kumaştan seçmekte fayda var.


WC konusunda hemfikir değiliz. Geceleyeceğiniz bir çok güzel yerde wc bulunmaz ama o çevrede wc kaseti boşaltacak olanak vardır. Ben sabah kahvaltısından sonra wc kasetini boşaltır öyle yola çıkarım. Böylece kimyasal kullanmıyorum ve koku sorunu da yok. Portatif Wc fazla bir yerde kaplamaz.
Dışardaki wc’ler geceleri çoğunlukla kapalıdır.
 

Tuvalet ve duş konusundaki düşüncemin yadırgatıcı olduğunun farkındayım. Tuvalet konusundaki fikrim değişebilir. Zaten acil durum için bir tedbirdi. Daha fiyakalı olsun diye bir porta potti alabilirim. Ama kimyasal kullanmadan ve Akdeniz 25 Üstadın dediği gibi hemen boşaltmak şartıyla.
Dışkının çöpe atılması neden etik olmasın? Kedimin dışkısını çöpe atıyoruz. Komşularım köpeklerinin dışkısını çöpe atıyorlar. O garibanların bundan haberi yok. Biz insanlar yapıyoruz bunu. İnsan dışkısı daha mı kirli ?
Duş konusunda ise ikna olmam zor. Her seçim bir vazgeçiştir. Günde 3 dakika geçireceğim duş için 15 m3 ün neredeyse 2 m3 ünü sabit duşa ayırmak ve dikey bir yapı oluşturmak çok ters geliyor bana.
Akdeniz 45 Bey. Madem Avrupa'da yaşıyorsunuz, benim kafamdaki en büyük soru Internetle ilgili. Roaming ile Türkiye hattını kullanmak çok pahalıya mal oluyor. Acaba orada (örneğin Yunanistan'da) prepaid bir kartla hat açtırsak AB ülkelerinin genelinde düşük maliyetli bir bağlantımız olur mu? Pek çok ülkede yerleşik operatörler var, Vodafone gibi. Her ülkede bunu kullanmak bir çözüm olabilir mi ?
 



Avrupa Birliğinin bir ülkesinden telefonunuz için alacağınız prepaid karte diğer ülkelerin hepsinde geçerlidir. Laptop için kullanılan prepaid kartlarda sınırlama olabilir. Alırken dikkat etmek lazım.
 


Türkiye'de de birçok tuvaletler gece kapatılmaktadır. Örnek olarak bozdağ/Gölcük, Bursa/Mudanya gibi yerlerde tuvaletler geceleri kapanır.
Porta potty defalarca tuvalet ihtiyacı giderildiği halde dökerken bir kerelik tuvalet ücreti ödetir. Bir diğer faydalı yönü budur.
Ayrıca geceleri soğukta tuvalet aramamak iyi konfor sağlıyor. Yatağın sıcağından eksi derecelere, dışarıya çıkmak titreme nöbetlerine neden olabilir.
 

Diğer bir konu Duş yerinin dikey olarak yer kaplaması hadisesi.
Bu konu doğru duş yeri yer kaplıyor ama siz de ıslak bir zemin kazanıyorsunuz.
Bu ıslak zemini kendi deneyimlerimde çok kullandım.
2017 yılında yaklaşık 25 gün kaldığım tır parkında,
duş yapmak 5 tl ve duş yeri pek iyi değildi.
Her gün karavanımda duş almıştım.
Karavanımın duş fonksiyonunu başka zamanlarda kullandım.
Yani lazım olduğu oluyor.
Aynı şey sizin yönteminizle de çözülür,
Hatta ıslak bir sünger ve bir tas yardımıyla ıslak zemin olmaksızın da çözülür.
Ama karavancılık bazı özel çözümlerden zevk almaktır.
Ve bana göre ıslak zemin mutlaka benim zevk almam için bir ihtiyaç.
Belki siz de bir süre kullanmayı düşündüğünüz çözümden sonra,
sabit bir banyo isteyeceksiniz. Bunu baştan yapmak daha iyi değil mi?
Yerin yıkanabildiği ıslak zemin çözümü porta pottynin kullanımı için de pratiklik sağlar.
Çünkü porta potty zamanla zeminde istenmeyen çeşitli tortular bırakabiliyor.
(Dışarı giden idrar vb nedenle)
yeri yıkayabilmek en pratik çözüm yolu.
 

Projemde duş var Yücel Bey. Rica ederim...:smiley:
Ama sabit değil. Günde 10 dakika gelip sonra giden bir duş kabini. Islak zemin de çiğköfte tepsisi. Gerektiğinde bunun üzerine çamaşır da asılabilir. Üstelik her tarafı açık olduğu için rutubet riski de yok. Sonra da biriken suyu evyeden gri tanka boşaltıyoruz. Şampuan, duş jeli vs kimyasallar yasak. Sadece doğal sabun kullanıyoruz. Gri atığımızda kimyasal olmadığı için de rahatça doğaya bırakabiliyoruz. Bunu sık sık yapabildiğimiz için de gri tankımız çok küçük olabiliyor. Mesela evyenin altında 30 litrelik sıradan bir bidon yetebilir. Onu boşaltmak için de yerçekimini kullanıyoruz. Uygun bir yere yanaş, aç vanayı aksın.
Selamlar.
 



Merhaba,

1 Ocak itibarıyla araç arayışına odaklandım. Amaç en geç Mart ortası satın almak. Yanlamasına yatak koymak istediğim için gözüm hep PSA grubunda. Ama birkaç haftadır radarı daha geniş tutmaya karar verdim. Başka markalara da bakıyorum. Ayrıca sadece panelvan bakmayı bıraktım. Minibüslere de bakıyorum artık. Hem eli ayağı daha düzgün, hem de pencere açma, tavan açma masrafları olmayacak. İlk izlenimler şöyle :

- PSA grubu araçlarda 2007 - 2015 arasına bakıyorum. Bütçeye uygun araç sayısı çok az. Üstelik bu araçlar çok mu kolay yıpranıyor nedir ? Neredeyse hepsinin ağzı burnu dağılmış.
- Şımarıklık işte, en fazla 150,000 km yapmış alırım diyordum. Ama bunların sayısı çok az ve fiyatlar füze. Radarı 400,000 km altına ayarladım.
- Mercedes Volkswagen grubu çok dikkat çekici. 1 milyonu devirmiş pek çok araç hala yollarda. Alkışlanacak şey. 2000 - 2004 arası makul fiyata düzgün araç bulmak mümkün. Ama benim endişem şu : kısa kasalar benim ihtiyacıma göre çok kısa (gibi), uzun kasalar ise benim ihtiyacıma göre çok uzun (gibi). Ayrıca yatak boylama konacak. Başka yolu yok.
- Transit ve Daily markalarına nedense hiç ısınamadım. Hiç gerekçem yok. Tamamen subjektif düşüncem. Transitte arama yapmak da zor. Model kodu çok fazla. İnsanın kafa çorba oluyor.
- Renault Master (uzun kasa) çok ama çok dikkatimi çekiyor. Yeni gözdem bunun 2004 - 2011 arası. Makul fiyata 250,000 km civarı sayısız araç var.
- Mercedes Volkswagen hariç diğer araçlarda sanki emeklilik yaşı 400,000 km civarı gibi. 400,000 km etrafında tam bir yığılma var. Onlar da herhalde bu yaşta emekli olup karavan olmayı ve gezmeyi hayal ediyorlar. Haklarıdır.
- Minibüslerden çıkacak olan koltuklar ve klima para eder mi acaba? Sanmıyorum. Bir de klima sökülünce altından nasıl bir delik(ler) çıkacak ? Bilmiyorum. Bu konuda tecrübesi olan ?

Gelelim satıcılara:
- Güzel ülkemin satıcıları o kadar düşünceli ki, neredeyse yarısı satmadan hemen önce motoru yaptırıyor. Ve hokus pokus kilometre sıfır oluveriyor. Çok düşünceliler... Alıcılara karşı mahcup olmak istemiyorlar zahir.
- Arabanın üzerinde boya kalmamış, neredeyse çeliği görünecek. Ama abiler boyasız diye sıfır fiyatı çekecekler neredeyse. "Boyasız" diye fazladan para istenen herhalde tek ülke Türkiye.
- Bazı satıcılar olayı çözmüş. Potansiyel karavancılara göz kırpıyorlar, gel gel yapıyorlar. Paranın kokusunu aldılar tabi. Bu karavancıların hepsi zengin takımı diyorlardır. Fazladan 5 - 10 bin para istiyorlar.
- Bir ilan da tamamen beni benden aldı. Adam panelvanı için "organik" sıfatını uygun görmüş. Organik olunca pahalı satacak tabi. Akıllı adam.

Hakikaten zor işmiş. Zilyon tane değişken var. Böyle bir ortamda kazık yememek tamamen şansa, kadere, kısmete kalmış. En sonunda yazı turayla karar vereceğim belki de.

Görüşleriniz benim için çok değerli. Beklerim.

Selamlar.
 

önden çeker araçların en büyük sorunu yük. yüke gelemezler. ducatonun minibüs ve panelvan tiplerini kullandım. 1,5 ton yükü görünce orası burası oynayan araçlar. debriyaj balatası çok nazik. biraz zorlamada bitirmek çok zor değil. yağmurda asfaltta yüklüyse rampa çıkamazlar. ama işte geniş iç hacimleri olduğu için tercih ediliyorlar. ama ben şahsen almam. benim tercihim de sprinter ya da iveco daily. iveco daily 10 sene kullandım 3,5 tonluk kamyonetini. 10 ton yük koyardık. yine de giderdi. ducatoya 1,5 ton yük koyunca yırtınırdı gitmek için. aralarındaki fark bu. iveconun debriyaj balatası daha dayanıklı. ama tabi para zevk sizin. ben sadece fikrimi söyledim.
 


Sonuç olarak durum nedir?
Sonuç olarak Hayrettin Bey,
Durum şöyle: Çinli gezegendaşlarımızın sorumsuzluğu nedeniyle 2 yıl evde yaşadık ve VAMOS projesi askıya alındı. Ama vazgeçmedim. Mart ayı sonunda ne çıkarsa bahtıma deyip Kargo çıkması bir Renault Master L4H3 aldım. 2012 model ve 352,000 kilometrede. Araca çok para verip X masraf yapmaktansa, aracı ucuza alıp 2X yapmak bana daha mantıklı geldi. Şu anda su gibi para harcıyorum, ama en azından içim rahat. Satılık ilanlarında sürekli sıfır lastik, sıfır akü, motor yapıldı vs diyorlar, ama ne kadar güvenebilirsiniz? Bir de en ucuz malzemeyi takıyorlar satmadan önce.
Ben şunları yaptım : Akü değişti (Bosch 110 Ah), lastikler değişti (Petlas), alternatör tamamen elden geçti, motor yağı ve tüm filtreler değişti, debriyaj setinin tamamı orijinaliyle değişti, klima elden geçti. Kargo çıkması olduğu için arka kapı can vermek üzereydi ve aracın her yerine vidalar atılmıştı. Kaportada ihtiyaç duyulan yerler elden geçti ve boyandı. Ön tampon, sağ ayna, sağ arka stop ve yanlardaki çıtalar yenilendi.
Bu arada kaplama sökümü yapacaklara bazı tavsiyelerim var. Kaplamayı mutlaka sıcak havada sökün (veya bir saç kurutma makinesiyle), sonra da muhakkak beklemeden altta kalan yapıştırıcıyı da benzinle silerek çıkartın. Benim gibi kaplama söktükten sonra birkaç hafta beklerseniz, yapıştırıcı havadaki tozu toprağı topluyor ve temizlik daha da zorlaşıyor.
Fizik kondisyonuma güvenemedim. Zaten atölyem, alet / edevatım da yok. O yüzden bir karavan üreticisiyle anlaştım. İşcilik ondan, malzeme benden şeklinde anlaştık. Bu şekilde istediğim şekilde bir karavana yaklaşabileceğim. Üstelik neredeyse her gün gidip ilgileneceğim ve uygulamayı da kontrol edebileceğim.
Şu anda malzeme toplama aşamasındayım. Üretim herhalde haftaya başlayacak. 2 ay sonra da yollardayım.
Aşağıda bazı fotolar var. Ortalık şenlensin... Kaporta boya sonrası fotoları da kısa zamanda eklerim.
Herkese selamlar.
20220322 181527
20220322 181546
20220322 181621
20220329 095402
20220329 095435
20220329 095501
 




Sonuç olarak Hayrettin Bey,
Durum şöyle: Çinli gezegendaşlarımızın sorumsuzluğu nedeniyle 2 yıl evde yaşadık ve VAMOS projesi askıya alındı. Ama vazgeçmedim. Mart ayı sonunda ne çıkarsa bahtıma deyip Kargo çıkması bir Renault Master L4H3 aldım. 2012 model ve 352,000 kilometrede. Araca çok para verip X masraf yapmaktansa, aracı ucuza alıp 2X yapmak bana daha mantıklı geldi. Şu anda su gibi para harcıyorum, ama en azından içim rahat. Satılık ilanlarında sürekli sıfır lastik, sıfır akü, motor yapıldı vs diyorlar, ama ne kadar güvenebilirsiniz? Bir de en ucuz malzemeyi takıyorlar satmadan önce.
Ben şunları yaptım : Akü değişti (Bosch 110 Ah), lastikler değişti (Petlas), alternatör tamamen elden geçti, motor yağı ve tüm filtreler değişti, debriyaj setinin tamamı orijinaliyle değişti, klima elden geçti. Kargo çıkması olduğu için arka kapı can vermek üzereydi ve aracın her yerine vidalar atılmıştı. Kaportada ihtiyaç duyulan yerler elden geçti ve boyandı. Ön tampon, sağ ayna, sağ arka stop ve yanlardaki çıtalar yenilendi.
Bu arada kaplama sökümü yapacaklara bazı tavsiyelerim var. Kaplamayı mutlaka sıcak havada sökün (veya bir saç kurutma makinesiyle), sonra da muhakkak beklemeden altta kalan yapıştırıcıyı da benzinle silerek çıkartın. Benim gibi kaplama söktükten sonra birkaç hafta beklerseniz, yapıştırıcı havadaki tozu toprağı topluyor ve temizlik daha da zorlaşıyor.
Fizik kondisyonuma güvenemedim. Zaten atölyem, alet / edevatım da yok. O yüzden bir karavan üreticisiyle anlaştım. İşcilik ondan, malzeme benden şeklinde anlaştık. Bu şekilde istediğim şekilde bir karavana yaklaşabileceğim. Üstelik neredeyse her gün gidip ilgileneceğim ve uygulamayı da kontrol edebileceğim.
Şu anda malzeme toplama aşamasındayım. Üretim herhalde haftaya başlayacak. 2 ay sonra da yollardayım.
Aşağıda bazı fotolar var. Ortalık şenlensin... Kaporta boya sonrası fotoları da kısa zamanda eklerim.
Herkese selamlar.
Ekli dosyayı görüntüle 639217Ekli dosyayı görüntüle 639218Ekli dosyayı görüntüle 639219Ekli dosyayı görüntüle 639220Ekli dosyayı görüntüle 639221Ekli dosyayı görüntüle 639222
Hayırlı uğurlu olsun.
 

Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,382
Mesajlar
1,517,428
Kayıtlı Üye Sayımız
172,041
Kaydolan Son Üyemiz
İsmail.s

SON KONULAR



Geri
Üst