28.04 2012 de, bir çok kere yaptığımız gibi Tekirova Bükünde kamp yapmaya karar vererek, Antalyadan yola çıktık. Gayet keyifliyiz, Tekirovadan toprak yola saptıktan sonra 1. çeşmenin orada bir izci gurubuyla karşılaştık, Ankara Üniversitesi' nden bir gurupmuş. Eşyaları yürürken taşımaya çok elverişli değildi bu nedenle bir kısmını bizim araca verdiler nasıl olsa aynı yere gidiyorduk. Yolda aynı gurubun iki ayrı koluyla daha karşılaştık ve onlarında bir miktar fazlalığını aldık.
Koyda uygun bir yere kampımız kurduk, biz gittiğimizde bir araç ve bu araçla gelmiş çocuklarıda olan bir aile daha vardı. Bizden sonrada daha önce sözünü ettiğim izci gurubu geldi, onlarda çadırlarını kurdu. Herşey gayet güzel ve normal.
Akşam üzeri koyun Tekirova tarafındaki kısmına bir iki araç geldi, hatta bu araçlardan birisi daha önceden tanıdığım ve iltişimim olan bir arkadaşa ait. Yanımıza geldi selamlaştık biraz konuştuk ( aynı zamanda buraya da üyedir) Alanyadan gelen arkadaşlarının geride kaldığını ve onlara telefon açacağını ama telefonun çekmediğini söyledi. Telefonunun çeşmenin orada çektiğini söyledik ve ayrıldı. Bir süre sonra sirenler eşliğinde ( polis sireni) bekledikleri arkadaşlarda geldi ve onlar da koyun sözünü ettiğim kısmına kamplarını kurdular. Bir süre sonra, yeni katılımlarla gelen araçların kumda yaptıkları şovu izledik ve bir güzel tozlarını yuttuk. Bu kumsalla ilgili Akdeniz Üniversitesinden, bu alanın aynı zamanda Caretta Carettaların üreme alanlarından biri olduğu bilgisi edinilebilir. Neyse, bu kum tozu ve eksoz gürültüsü bir süre daha devam etti. Akşam oldu yemek faslı vs derken sözünü ettiğim kamp yerinden megafon veya daha güçlü bir ses kaynağından yapılan "müzik" yayını başladı, arada bir de kumda spin atma sovları ve toza devam. Öyle ya, o kadar araçla oraya gelip kendimizi göstermeden olmaz.
saatler ilerledi, ha bire birazdan sessizlik olur diye kendimizi avutuyoruz ama aslında kendimizi kandırıyoruz. Saat gece 00.30-01.00 civarı bu kez yine megafon veya benzeri bir şeyle "aman ormancı canım ormancı" Türküsünü dinlemeye başladık, ve bu zaman zaman yineledi. Tüm bunları ardından havaya ( veya bir başka yere) ateş etme gösterisi başladı. Silah seslerini duyunca hem diğer aile, hem izci gurubu tedirgin oldu, hatta ıslıklar çaldık ve o tarafa doğru bağırdık, uyarmaya çalıştık. Bu bağırış ve ıslıklar daha da tahrik etmiş olacak ki karşılık ateşleri bir süre daha devam etti. Mecburen sesimizi kestik!! bu ses ve ışık gösterisi saat 02.00 ye kadar sürdü. Ondan sonra sürdü mü bilmem ben uyudum.
Sabahla birlikte kahvaltımızı hazırladık, ve yine toz şov başladı. hatta aracın birini kullanan 10-12 yaşlarındaki bir genç arkadaş, bizim kahvaltı masamızın 10 metre önünde attığı ısrarlı kum spinleri ile hünerlerini sergiledi ve kahvaltı masamızı kaldırdığı kum ve tozla zenginleştirdi. Diğer çadırdaki aile mecburen kumda oynayan çocuklarını korumaya aldılar.
Daha fazla uzatmanın anlamı yok. Bu hafta sonu yapmaya çalıştığımız kamptan kesitlerdi, nasıl güzel olmuş mu? Yorumu size kalmış.
Koyda uygun bir yere kampımız kurduk, biz gittiğimizde bir araç ve bu araçla gelmiş çocuklarıda olan bir aile daha vardı. Bizden sonrada daha önce sözünü ettiğim izci gurubu geldi, onlarda çadırlarını kurdu. Herşey gayet güzel ve normal.
Akşam üzeri koyun Tekirova tarafındaki kısmına bir iki araç geldi, hatta bu araçlardan birisi daha önceden tanıdığım ve iltişimim olan bir arkadaşa ait. Yanımıza geldi selamlaştık biraz konuştuk ( aynı zamanda buraya da üyedir) Alanyadan gelen arkadaşlarının geride kaldığını ve onlara telefon açacağını ama telefonun çekmediğini söyledi. Telefonunun çeşmenin orada çektiğini söyledik ve ayrıldı. Bir süre sonra sirenler eşliğinde ( polis sireni) bekledikleri arkadaşlarda geldi ve onlar da koyun sözünü ettiğim kısmına kamplarını kurdular. Bir süre sonra, yeni katılımlarla gelen araçların kumda yaptıkları şovu izledik ve bir güzel tozlarını yuttuk. Bu kumsalla ilgili Akdeniz Üniversitesinden, bu alanın aynı zamanda Caretta Carettaların üreme alanlarından biri olduğu bilgisi edinilebilir. Neyse, bu kum tozu ve eksoz gürültüsü bir süre daha devam etti. Akşam oldu yemek faslı vs derken sözünü ettiğim kamp yerinden megafon veya daha güçlü bir ses kaynağından yapılan "müzik" yayını başladı, arada bir de kumda spin atma sovları ve toza devam. Öyle ya, o kadar araçla oraya gelip kendimizi göstermeden olmaz.
saatler ilerledi, ha bire birazdan sessizlik olur diye kendimizi avutuyoruz ama aslında kendimizi kandırıyoruz. Saat gece 00.30-01.00 civarı bu kez yine megafon veya benzeri bir şeyle "aman ormancı canım ormancı" Türküsünü dinlemeye başladık, ve bu zaman zaman yineledi. Tüm bunları ardından havaya ( veya bir başka yere) ateş etme gösterisi başladı. Silah seslerini duyunca hem diğer aile, hem izci gurubu tedirgin oldu, hatta ıslıklar çaldık ve o tarafa doğru bağırdık, uyarmaya çalıştık. Bu bağırış ve ıslıklar daha da tahrik etmiş olacak ki karşılık ateşleri bir süre daha devam etti. Mecburen sesimizi kestik!! bu ses ve ışık gösterisi saat 02.00 ye kadar sürdü. Ondan sonra sürdü mü bilmem ben uyudum.
Sabahla birlikte kahvaltımızı hazırladık, ve yine toz şov başladı. hatta aracın birini kullanan 10-12 yaşlarındaki bir genç arkadaş, bizim kahvaltı masamızın 10 metre önünde attığı ısrarlı kum spinleri ile hünerlerini sergiledi ve kahvaltı masamızı kaldırdığı kum ve tozla zenginleştirdi. Diğer çadırdaki aile mecburen kumda oynayan çocuklarını korumaya aldılar.
Daha fazla uzatmanın anlamı yok. Bu hafta sonu yapmaya çalıştığımız kamptan kesitlerdi, nasıl güzel olmuş mu? Yorumu size kalmış.