Yeni Karavan Alacaklara Tavsiyeler

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan pasolvon Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 98
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 29,500
Bir tavsiye daha. Yazlık kiralayacağıma ya da otele para vereceğime karavan alayım diye düşünüyorsanız boşa vakit harcamayın arkadaşlar. Bu iş öyle bir iş değil. Er ya da geç bıkarsınız. Daha öncelerden başka bir ortamda yazdığım bir yazı paylaşayım.

karavancılık iyidir, hoştur. zaten bu konu ile ilgileniyorsanız bir çok karavancı instagram hesabını takip edip imreniyor ve bir çok youtube kanalında güzel gezi videoları izliyorsunuzdur. ben de gezilerimde pek çok fotoğraf paylaştım. ancak paylaştığım fotoğraflar hep en güzel anlardı. kimse size bu işin zorluklarından bahsetmez ya da onların fotoğraflarını paylaşmaz.

içinde bulunduğumuz covid-19 salgın günlerinde karavan satışları almış başını gidiyor. her gün en az 5 karavan daha yollara salınıyor. ülkemizde karavancılık 2-3 sene öncesine kadar ağırlıklı olarak 60 yaş üstü emekli doğa severlere ve çadırdan bıkan kampçılara ait bir hobi iken son 2-3 yılda stres dolu iş hayatları nedeniyle doğada nefes alıp yaşadığını hissetmeye fırsat kollayan bir çok beyaz yakalının da radarına giren bir hobi haline geldi. ben de anlattığım son grubun bir üyesiyim.

gel gelelim bu işe girmeden evvel bilmeniz gereken bazı şeyler var. ben önden uyarımı yapayım da dinleyip dinlememek size kalmış. hadi madde madde biraz onlardan bahsedelim;

1- çift iseniz bu karar 2 kişiliktir. ağırlıklı olarak karavancılığı erkekler ister, kadınlar reddeder. ancak eşlerden birinin aklında karavan düşüncesi varsa bu düşünceye direnç gösteren diğer eşin de evde kapana kısılmışlık hissiyle fikir değiştirdiği günlerdeyiz. eşinizin tamamen ikna olduğunu düşünmüyorsanız bu işe girmenizi tavsiye etmiyorum. yarın öbür gün bu salgın geçer karavana gidemez olursunuz. huzurunuz kalmaz. ya karavandan olursunuz ya eşinizden. salgın dönemi öncesinde bile 1-2 yaşlarında ikinci el karavanların neredeyse yarısının gizli satış sebebi buydu. hatta şöyle bir anımı aktadayım. karavanı ilk aldığım zamanlarda camiada dede lakabıyla bilinen 90+ bir karavancı dedemiz vardı bulunduğumuz kampta. ilk tanıştığımızda eşime sormuştu "sen bu işi sevdin mi?" diye. eşim kem küm etmeden pozitif konuşmaya, kamplardaki keyifli anları anlatmaya başlamıştı. eşim gittikten sonra bana dönüp aramıza hoş geldin. artık sen de karavancı oldun demişti.

2- karavancılıkta görev dağılımı vardır. o karavan her gün 5-10 dakika temizlenmezse her yer toz içinde kalır. acıkırız, yemek pişirir yeriz sonra bulaşıklar çıkar onların yıkanması lazım. çok çöp birikir, o çöplerin düzenli bir şekilde paketlenip ilgili çöp konteynerine atılması lazım. sabaha karşı rüzgar mı çıktı? yatağından kalkıp tentenin indirilmesi lazım. yani diyeceğim o ki 5 yıldızlı otel tatili beklentisine girmeyin. buradaki imkanlarınızı en iyi şartlarda pansiyon odası ile kıyaslayabilirsiniz. tüm işleri tek kişinin üstüne atmanız doğal olarak kabul edilemez.

3- karavanların hemen hepsinde bir wc vardır. hiç düşündünüz mü bunlar nereye gidiyor? hadi biraz pisleşelim ve karavanda sanitasyona girelim. karavanlarda ağırlıklı olarak kullanılan 2 tip wc var. ilki kasetli wc denilen altta bir atık deposu olan wc. bunların atık deposuna parçalayıcı kimyasallar konuluyor ve içine giren katı atık dahi olsa sıvılaştırıyor. nihayetinde bu depo doluyor ve bu kaset tuvaletten ayrılıp boşaltılıyor. bilin bakalım bu boşaltım işini kim yapıyor? bir diğer tip ise yatlarda kullanılan parçalayıcılı wc'ler. bu tip wcler ise atığı bıçakları yardımıyla parçalayıp karavanın altında monteli bir gaita deposuna gönderiyor. daha sonra bu gaita deposunu da tabi ki boşaltmak gerekiyor. gözlemlerin sonucunda biliniz ki genelde bu unutulmaz görev erkeklerde olacak. ben şimdi size bu harika anların 2 videosunu bırakayım da neden bahsettiğimi daha iyi anlayın.

portatif wc boşaltım alanı : https://www.youtube.com/watch?v=hb35eicusb8
kampingde bir parçalayıcılı wc : https://www.youtube.com/watch?v=mvop2jikej8

4- suyu kısıtlı olan bir yaşam alanından bahsediyoruz. o depo siz anlamadan boşalacak ve sürekli doldurmanız icap edecek.

5- karavan tatili daha ucuzculardansanız bundan da vazgeçin. emin olun daha pahalıya gelecek ve bu mantıkla yola çıktıysanız üstüne bir de normal tatil masrafı daha çıkacak.

6- kamping dışı konaklarım diyorsanız halkımızın ne kadar meraklı olduğunu ve mahremiyet ihlallerinin çok olacağını bilin. doğada konaklarım diyorsanız ise yaşayabileceğiniz bir çok güvenlik problemi söz konusu. ülkemiz gençliğinin alkolik ve hatta narkotik ürünleri tüketim yeri tercihlerinin de bu yönde olduğunu unutmayınız.

7- covid19 nedeniyle zibilyon tane karavan satıldı ülkede. ülkemiz kamping sayısı belli. rezervasyon güçlüğü yaşamanız söz konusu.

tüm bu maddeleri okuyun ve hala ben bu işi yaparım diyorsanız siparişinizi verin. aksi halde pandemi sonrası ikinci el karavan piyasası hiç olmadığı kadar canlı ve rekabetçi olacak.
 

Etiketler
@hanvan

Başlığı açan kişi, konunun dağılmasını istemiyor. Dediğim gibi tercih sizindi. Dürüstlüğümle ilgili olarak, bir insanı 3-5 yandaşcısı dürüst yapmaz. Beni de sizin bu söyledikleriniz yalancı yapmaz. Buranın olduğu gibi her yapının kuralı var. Siz şahsa tartışmaya girip, oluşum amacından saparsanız çıkmak sizin tercihiniz olur.

Mesela, aylar önce gerçekten hiçbir şeyi bilmeden burada yazıp listeler tutuyordum. Yazılan mesajlar hala duruyor, birilerinin hoşuna gitmedi. Çünkü onlar herşeyi biliyordu. Onlar erbabdılar. Önce sen konuşma, aşağılamaları başladı. Sonra direnince kötü adam oldum. Hakaretler, şikayetler, tartışmalar... Sonra o insanlarla ilgili üreticilerden inanılmaz şeyler duydum. Ve önemsememek yerine tartıştım. Ne gerek vardı buna?

Şimdi mesela hiç önemsemiyorum. Yerli üreticiyi yerden yere vururlar, reklamcıdan karavan üretiyor derler, onun karavanı yok ne anlar derler vs. Ve burada kalmaya devam edip hala inatla yazıyorum. Çünkü, çevrem böyle istiyor. Çünkü ben kampçıyım. Yapılmayanı yapmak ve gizli amacı olan, sürekli karşısındakini ezen insanlara karşı dik duruyorum.

Keşke sizde tartışmak yerine böyle yapsaydınız.

@Selferi

Şuan sosyal medya bunu konuşuyor. Onur bey bir şirket yazısı paylaştı. İsterseniz özel mesajdan paylaşabilirim. Talep edilirse isteyen kişilerin karavanlarını iade alacağını belirtti.

Kulüp kurma sebebimiz buydu. Haklının yanında olmak değil, yalanın karşısında durmak... Bu noktada Kulübümüzde bir bildiri yayımladık. Ve Erba karavanın web sitesinde ve çeşitli kanallarda duyurduğu ağırlıkları geçrek kantar ğaırlıkları ile güncellemesini belittik.

Bu arada yeni üretimden çıkmış bir karavanda araç çeki okunda 780 kg gelmiş. (Sadece arka camı büyük.)

---------------------------------------------------------------------------

Bu arada yerli üreticiyi destekleyerek, istisnasız ve herhangi bir çıkar amacı gütmeden onları tanıtan ve objektif olarak sunulan/fiyat oranlaması yapan insanlar neden sevilmez?

Neden ithal karavanlar savunulurda, yerli üretici aşağılanır? Neden sahip olduğumuz karavanlar ile ilgili en ufak bir olumsuz söylemeden başka üreticiyi kötüleriz? Neden o reklamcı, o marangoz, o bilmem kim ne anlar, ben anlarım diye böbürleniriz? Neden sürekli kıyaslamalara girip ben üstünüm sen kimsin diye çıkarız?

Neden saldırmayı seçip, birde ben haklıyım deriz...

Kötülük insanın içinden gelir, başka yerden değil...
 

Karavancılığa hatta kamçılığa başlarken nacizane önerilerim:

* Öncelikle çadırla başlamanızı öneririm. Özellikle şu dönemde konforu ve kolay kurulumu ile araç üstü çadırlar çok pratik. Hem öyle ciddi paralara da gerek yok.

Çekme karavan gibi yapmak istiyorum derseniz, ben şuan mesela römork üstü çadır yaptırıyorum bunu da değerlendirebilirsiniz.

* Karavan kiralamak bir tercih olabilir. Ancak karavançılığı öğrenme adına tercih edilmelidir diye düşünüyorum. Çünkü mesela kiralık bir araçta da gördüğümüz kötü kullanım karavanlarda da olabilir. Bunu görüp, bu karavanın markası X'miş çok adi diye değerlendirmemenizi öneririm.
Örneğin 2. kiralama deneyimim Doblo Karavan Hotomobil'di. Çok ciddi donanım sıkıntıları vardı karavanda. Biranda çok adi mi yapılmış derken, çok hor kullanıldığını gördüm. (Gittiğim yerdeki kiralık karavanlarda.)

* Eşiniz eğer kamp/karavancılığa nötr ise, çadırdan başlayıp sonra ona karavanı göstermeniz, karavan tercihinizde destek olabilir.

* Fiyatlamalara takılmamanızı öneririm. Şuan tip onay belgeli ve asgari dönonanımlı en ucuz 4 kişilik karavan 45-50.000 TL ye geliyor. Sonrasında yükseliyor. Eğer bütçe buna da yetmiyorsa ve 4 kişi önemli ise, dediğim gibi kabinli araç üstü çadırlar işinizi rahatlıkla görür. Römorklü maliyetleri 30.000 TL yi geçmez.

Hem bu ilerde karavan tercinizde de elinizde sermaye yaratmış olur.

* Kamp dışı alanlar şuanda gözden uzak alanlarda mümkün. Ya da özel mülklerde izinle kalabiliyorsunuz. Ancak başka insanların olduğu alanlarda pandemi sebebiyle kalmak yasak. (Pandemiden öncede 1-2 gece kaldım, karavanda. Ancak bu seferde şikayet sebebiyle gece yarısı terketmemiz söylenmişti.)

* Karavanda maliyetsiz/maliyetli halledilebilecek şeyler vardır, birde maliyetli hallolacak şeyler vardır. Örneğin, karavanı park etme durumunuz hallolmaz. Çünkü yaşadığınız yer sebebiyle bulunduğunuz bölgeye park etmeniz gerekir ya da kışlama için yıllık maliyetle karavan parkı bulmanız... Bu sefer de park maliyetleri olabilir. Özellikle büyük şehirde site/apartmanda yaşıyorsanız ve kapalı garaj kullanımınız varsa, tercihlerinizi bu şekilde yapabilirsiniz. (Pop up tavanlı ya da terardrop karavanlar gibi ya da camper karavanlar.)

* Bütçe ve kişisel sebeplerden O1 tercih ettiyseniz takdir edersiniz ki en önemli konu ağırlıktır. Şuan 4 metre altında güneş paneli ile 700-720 kg tartı ağırlığı karavanlar mevcuttur. Kullanımınıza göre yapacağınız bir hesap ile bu ağırlığı yönetebilirsiniz.

* Burak çadır hayatın karavan hayatından fazla olmuş. Ancak çadır konforlu değil, ne yapabiliriz derseniz:

Çadır hayatı da tıpkı 750 kg altı karavanlar gibi belli maliyetlerle konforlu olabilir. Dediğim gibi örneğin Fiber çadır tercih ederseniz yağmurdan etkilenme, kurulum/kaldırım zorlukları yaşamazsınız. Yanına Wc çadırı ve portatif evye/tuvalet sistemleri ile, ayakta durup vakit geçirmek ve mutfak işlemleri için Çadır7Tente Odası kullanımı ile karavan konforunu yarı yarıya yakalayabilirsiniz. Isınma da karavandan farklı olarak kuzine/soba çözümleri ile, yine karavana benzer olarak mobil dizel ısıtıcılar ile sağlanabilir.
Enerji konusunda zaten portatif akü/güneş paneli çözümleri ile yerden bağımsız olarak istediğiniz noktada elektrik almanızı sağlar.
Mutfak konusunda da son dönemde çok ciddi atılımlar var. Gerek portatif mutfak ürünleri gerekse bagaj içi çözümler ile...

Bu arada tecrübeli karavan sahiplerinin belirttiği gibi küçük karavanlarda mutfak kullanımlarının sakıncalarını yaşamamış ta olursunuz. Duş konusunda da özellikle su takviye edemediğiniz bölgelerde karavanın sunduğu konforunda çok bir anlamının kalmadığını yaşadım.

WC konusunda şuan yükseliş kompost tuvaletler. Atığı çöp gibi atabildiğiniz için baş ağrısı daha az oluyor. Karavan kampı yaparken komşumda bu tuvaletten vardı. hatta kompost işlemini beraber yaptık. Çok zor değil. Tıpkı dıştan kasetli tuvalet gibi bir maliyeti var sadece. Çadır kampında da rahatlıkla kullanabilirisniz.

Birde çadır kampı ile ilgili son olarak şunu söyleyebilirim ki, bakir bir alana gitmeniz karavana göre daha kolay. Çünkü ne kadar offroad bir karavanda alsanız aracınız uygun olsa bile dağ bayır çıkamıyorsunuz.

Bu noktada Karavan satın almadan önce ufak bir kiralama ve özellikle kamp deneyimi için çadır alınmasını/sahip olunmasını ve kamp yapılmasını şiddetle tavsiye ediyorum.
 

Yeni karavancı olmak isteyenlerin dikkatine!:smiley:

Bu başlıktaki paylaşımları okuyup bitirmeden ben bu işte yokum deme tehlikesi de var. Paylaşımları okurken bir noktayı hep göz önünde bulundurmak gerekir. Çünkü biz karavancıların, sayımız kadar da farklı karavancılık anlayışımız var. Karavancıları tanımadan karavancılık öğrenilmiyor.:smiley: Zor olanda bu. Kolay gelsin.
 
Son düzenleme:

Yeni karavancı olmak isteyenlerin dikkatine!:smiley:

Bu başlıktaki paylaşımları okuyup bitirmeden ben bu işte yokum deme tehlikesi de var. Paylaşımları okurken bir noktayı hep göz önünde bulundurmak gerekir. Çünkü biz karavancıların, sayımız kadar da farklı karavancılık anlayışımız var. Karavancıları tanımadan karavancılık öğrenilmiyor.:smiley: Zor olanda bu. Kolay gelsin.
Anlayana...
 



.
Maşallah başlık yemek kitabı gibi karavan ve karavancılık tarifleriyle doldu. :yum:
Makarnanın bile kaç tarifi var deyip, gel şimdi bir tane de sen ekleme..
Kambersiz düğün mü olurmuş ? :yum:

İşte altını yakmadan yapmak isteyenler için bir tane daha.
Hem de denenmişlerinden...


...

Bizde zaten ayni niyetle kullanıldığından, tarifteki bir ölçek motokaravan yerine, çekinmeden bir ölçek çekme karavan koyabilirsiniz. :p
Tadı pek farklı olmuyor..



* “Karavan özgürlüktür” deyişinin aslında yola çıkıncaya kadar geçerliliği var.
Tamam, karavancı istediği an, istediği yere doğru özgürce yola çıkabiliyor, çıkabiliyor ama bu asla orada da özgürlüğü bulacak anlamına gelmiyor !
Zaten hedeflenen yerlerin; izin, zaman, alan yapısı, güvenlik, sosyal çevre, iklim, dinginlik, ücret, doluluk, estetik, lojistik ve coğrafi konum açısından özgürlük beklentilerimizi karşılamasını ummak, gerçeklerle örtüşmemekte. Böylece özgürce gelinen yerlerden bazen de zoraki olarak ayrılınmakta.
Aslına bakarsak, dağbaşları dışında evimizde bile çoğu kez daha özgürüz.
Sakın “Karavan özgürlüktür” bir satış sloganı olmasın ?
Galiba en büyük özgürlük, karavandan önce, gerçekçi olmaktan geçiyor ?..

* Türkiye‘deki kamping sayı,ücret ve kalitesinde önemli eksiler bulunmakta.

* Karavanın mali portesinin heyecanla es geçilme olasılığı yüksek. Onun devamlı giderleri, özellikle az kullananlara pahalıya çıkabilir.

* Bazı karavancılar için de mevzuat, sigorta ve devamlı park yeri düşündürücü durumda.

* Karavanda su, elektrik, çöp, gaz, tuvalet oldukça farklı anlamlar kazanmakta.
Mesela su; arayıp bulmamızı, bazen rica ile, bazen de ücretle çaba verip depoya doldurmamızı, gayet tasarruflu kullanmamızı, depo durumunu devamlı kontrol etmemizi ve sonunda da boşaltacak uygun bir yer aramamızı gerektirmesine karşın, evde bütün bunları değil yapmak, hatta düşünmememiz bile bir yana, bankamız dahi ücretlerini bize sormadan ödemekte.
Başta ilginç bulunan bütün bu ve benzeri uğraşılar birkaç hafta sonra yavaş yavaş, bazen farkına varmasak da stres olarak algılanmaya başlamaktalar.

* Karavan yaşamı ev yaşamından daha fazla disiplin ve dikkat gerektirmekte. Yoksa ipin ucunun kaçması işten bile değil. Mesela karavanı toplamadan asla yola çıkılamıyor ve kontak açılmadan herşeyin sırayla kontrolü gerekiyor. Gerekli zaman olarak bir saat gerçekci bir süre olsa da kampingleri terk ederken daha fazlasının düşünülmesi yerinde olur.
Devamen; araç evden daha hızlı tozlanıyor ve öyle bırakılamıyor. Bulaşıkları her öğün sonunda yıkamak gerekmekte. Artıkları atlamadan düzenli ve kısa aralıklarla boşaltmak gerekmekte..
Tatilde disiplin de kolaylıkla kısıtlanma olarak algılanabilir.

* Konuşulmayan, ancak yaşanarak kavranan, karavandaki mahremiyet kaybı da atlanmamalı . Evinde kapı ve pencerelerini kapıyarak kendine çekilebilen karavancı, şimdi evinden yaklaşık on misli küçük bir hacımla, üstelik bakış ve seslerinden kurtulamadığı yabancı ve uluorta bir dış ortamda yaşamak zorunda. Karavancıların hep, ıssız ama emin yerleri aramaları boşuna değil.
Issız yerler ise keşif ve ulaşımın kolaylaştığı zamanımızda gittikçe yok olmakta.

* Diğer bir tedirginlik kaynağı da çeşitli yoğunlukta duyumlansa da sonuçta aklı hep araçta bıraktıran, hırsızlık olasılığı.

* Karavanda çoğu mutfak yemekleri hazırlanamıyor.
Bu da yemeği yaşam zevki görenlerin onu çoğunlukla karın doyurmaya indirgemesi demek.

* Karavanda sıcak, soğuk, haşerat ve sesten alışılandan daha fazla etkilenilmekte. Koku çeşit ve yoğunluğu için de durum ayni boyutta.

* Karavancı ihtiyaçlarını tedarik ve dengelemekte devamlı tetikde olmak zorunda. Bazen de ani plan değişiklikleri gerekiyor. Bütün bunlar dinginliğin karşıtı olmalı ?

* Uzun ve hızlı gezenler için de hergün arka arkaya yaşanan çeşitli yenilikler, ayni heyecanlarını aylarca sürdürememekte, kişiye göre değişen zaman içinde rutin etkisi yapmaya başlamaktalar. Tuhaf ama sıklıkla arka arkaya yaşanan yoğun izlenimler, bu ruhsal yorgunluğun sebebi deniyor. Sanırım bilinçaltı bunları aceleyle özümler ve sıraya koymak isterken ambele oluyor. Normal gezilerde bile birkaç gün önce nerede ne yapıldığının karıştırılması konuya açıklık getirmeli. Bu tarz gezenlerin ara sıra uzunca ara vermeleri boşuna değil.
Yollarda çalışanların, sosyal medya odaklı gezenlerin, dünya turu yapanların durumu ise farklı. Galiba ekstra amaç, herşeyin rengini değiştiriyor.

* Bir de yollarda çeşitli uygunsuz durumlar yüzünden sıklıkla bastırılmaya çalışılan, şu tedirginlik durumu var.
Türkiye’de karavanda hissedilen tedirginlik durumunun göstergesi sayılacak aşağıdaki ankete bakarsak, durum hiç de iç açıcı gözükmüyor.

XhDbC3


İkinci gurupta da tedirginler olmalı. Sonuçta Türkiye’de karavancıların büyük çoğunluğu, kendisini “Endişeli tatilci” olarak tanımlamakta.
Oldukça tuhaf bir çelişki !..


Bütün bu kişiye bağlı olarak farklı algılanabilen sıkıntıları aklıyla çözebilen ya da bilinçaltına atabilen karavancıları, doyuruculuğu bunlardaki başarılarıyla orantılı olarak mutlu bir karavancılık beklemekte.
Fakat diğer taraftan 5-6 hafta sonra bazılarımızda yavaştan başlayan ev özleminin altında da yatan, büyük bir oranla yine bu duygular olmalı..

Karavancılıkla ilgili en samimi bilgiler, artık karavancılığı bırakmış birinden dinlenebilir.
Bazen de internette neşeli ve gerekçeli yazılara rastlanmakta.


Fakat diğer taraftan;
Karavanseverler karavan yaşamının güzel taraflarına ağırlık verdiklerinden yollarda olmaktalar.

Yollarda rastladığımız, tanıştığımız yabancılarla beraberce paylaştığımız ortaklıkların tadı gibi aramızdaki farklılıkların ufkumuzu genişletmesi de her gezinin unutulmazı olmakta. Karavanın çoğu hobide olduğu gibi sınıfları kaldıran özelliği ile ayni aileye ait olma duygusunun sonuçta yaşamımızı zenginleştirdiğini duymayanımız olmamalı ?

Karavan yasamının ani değişikliklere gebe olması ise sabit düzene alışanlar için macera havasını içine çekebilecekleri bir kaçış ortamı anlamına gelmekte. Ayrıca önümüzdeki günlerde bizi neyin bekledigini tam bilemememiz, kendimizi canlı hissetmemiz, şimdiki zamanla daha uyumlu olmamız ve değişimleri kabul etmemiz için essiz bir olanak sunmakta.
Üstelik günlerin esnek yapıda olmasının ve ona uyum çabalarının, zamana hükmetme duygusunu kuvvetlendirebileceği unutulmamalı.

Göçebelik; az da olsa güvensizlik yani korkutucu ama ayni zamanda heyecan verici, diğer bir deyişle de maceracı bir ortam anlamına gelmekte. Evde patlayan su borusu benzeri yaşayabilecegimiz maceralar ise sınırlı sayıda !..

Karavanda özgürlük, görmeyi özlemlediğimiz yerlerde olma özgürlüğünden daha çok, karavan yasamının kendisiyle, yani sadece yollarda olmak isteğiyle anlam kazanmakta. Karavana, en çok bu ögenin karakterini verdiğini, sadece en uç hedefler için yolda olanların tarzı da söylemekte.


Çalışma ve yerleşik hayattan karavancılığa ilk geçenlerin kendilerini yürümeyi yeni keşfeden bir çoçuk gibi hissetmeleri şaşırtıcı değil..
Sonuçta çoçuklar gibi karavancılar da önlerindeki bu yaşamın asıl getirdiklerini, zaman içinde keşfetmekteler..


Kıssadan hisse:

Karavan başta birçok özlem ve hayali hedeflese de evden farkı ve zorunlu uğraşıları, çoğu kez tecrübeyle kavranmakta.
Çoğu kimse ona, sevgili hayalim diyor ama her aşık olduğumuzla evlenseydik, işimiz tamamdı..
Amaç gezmekse, karavan araç sayılmalı ve alternatifleriyle tekrar düşünülmeli.
Karavanı araç olarak görenler, ona ulaşmak için borç ve amacı farklı birikimlerini kullanmamalı.
Bu kaynakları kullananlar da kabul etmeseler bile karavanı amaç olarak görenlerden sayılmalı..

Tabii karavanı amaç görenlere saygı duyuyoruz ki onlar zaten konumuz dışıydı.
Umarız onlar da burada, diğerlerinin uyarılmasını anlamsız bulmazlar ?

Zaten, amacımız karavandan soğutmak olsaydı, yapımından ve büyüsünden bahsetmezdik !
Biz sadece bu güzel karavanın üstündeki şu pembe tozu biraz silerek çoğu şeyi yerli yerine koymak istedik.
Hepsi o kadar..
Yol sizin..

KAYNAK
 
Son düzenleme:

.
Maşallah başlık yemek kitabı gibi karavan ve karavancılık tarifleriyle doldu. :yum:
Makarnanın bile kaç tarifi var deyip, gel şimdi bir tane de sen ekleme..
Kambersiz düğün mü olurmuş ? :yum:

İşte altını yakmadan yapmak isteyenler için bir tane.
Hem de denenmişlerinden...


...

Bizde zaten ayni niyetle kullanıldığından, tarifteki bir ölçek motokaravan yerine, çekinmeden bir ölçek çekme karavan koyabilirsiniz.
Tadı ayni oluyor.. :p



* “Karavan özgürlüktür” deyişinin aslında yola çıkıncaya kadar geçerliliği var.
Tamam, karavancı istediği an, istediği yere doğru özgürce yola çıkabiliyor, çıkabiliyor ama bu asla orada da özgürlüğü bulacak anlamına gelmiyor !
Zaten hedeflenen yerlerin; izin, zaman, alan yapısı, güvenlik, sosyal çevre, iklim, dinginlik, ücret, doluluk, estetik, lojistik ve coğrafi konum açısından özgürlük beklentilerimizi karşılamasını ummak, gerçeklerle örtüşmemekte. Böylece özgürce gelinen yerlerden bazen de zoraki olarak ayrılınmakta.
Aslına bakarsak, dağbaşları dışında evimizde bile çoğu kez daha özgürüz.
Sakın “Karavan özgürlüktür” bir satış sloganı olmasın ?
Galiba en büyük özgürlük, karavandan önce, gerçekçi olmaktan geçiyor ?..

* Türkiye‘deki kamping sayı,ücret ve kalitesinde önemli eksiler bulunmakta.

* Karavanın mali portesinin heyecanla es geçilme olasılığı yüksek. Onun devamlı giderleri, özellikle az kullananlara pahalıya çıkabilir.

* Bazı karavancılar için de mevzuat, sigorta ve devamlı park yeri düşündürücü durumda.

* Karavanda su, elektrik, çöp, gaz, tuvalet oldukça farklı anlamlar kazanmakta.
Mesela su; arayıp bulmamızı, bazen rica ile, bazen de ücretle çaba verip depoya doldurmamızı, gayet tasarruflu kullanmamızı, depo durumunu devamlı kontrol etmemizi ve sonunda da boşaltacak uygun bir yer aramamızı gerektirmesine karşın, evde bütün bunları değil yapmak, hatta düşünmememiz bile bir yana, bankamız dahi ücretlerini bize sormadan ödemekte.
Başta ilginç bulunan bütün bu ve benzeri uğraşılar birkaç hafta sonra yavaş yavaş, bazen farkına varmasak da stres olarak algılanmaya başlamaktalar.

* Karavan yaşamı ev yaşamından daha fazla disiplin ve dikkat gerektirmekte. Yoksa ipin ucunun kaçması işten bile değil. Mesela karavanı toplamadan asla yola çıkılamıyor ve kontak açılmadan herşeyin sırayla kontrolü gerekiyor. Gerekli zaman olarak bir saat gerçekci bir süre olsa da kampingleri terk ederken daha fazlasının düşünülmesi yerinde olur.
Devamen; araç evden daha hızlı tozlanıyor ve öyle bırakılamıyor. Bulaşıkları her öğün sonunda yıkamak gerekmekte. Artıkları atlamadan düzenli ve kısa aralıklarla boşaltmak gerekmekte..
Tatilde disiplin de kolaylıkla kısıtlanma olarak algılanabilir.

* Konuşulmayan, ancak yaşanarak kavranan, karavandaki mahremiyet kaybı da atlanmamalı . Evinde kapı ve pencerelerini kapıyarak kendine çekilebilen karavancı, şimdi evinden yaklaşık on misli küçük bir hacımla, üstelik bakış ve seslerinden kurtulamadığı yabancı ve uluorta bir dış ortamda yaşamak zorunda. Karavancıların hep, ıssız ama emin yerleri aramaları boşuna değil.
Issız yerler ise keşif ve ulaşımın kolaylaştığı zamanımızda gittikçe yok olmakta.

* Diğer bir tedirginlik kaynağı da çeşitli yoğunlukta duyumlansa da sonuçta aklı hep araçta bıraktıran, hırsızlık olasılığı.

* Karavanda çoğu mutfak yemekleri hazırlanamıyor.
Bu da yemeği yaşam zevki görenlerin onu çoğunlukla karın doyurmaya indirgemesi demek.

* Karavanda sıcak, soğuk, haşerat ve sesten alışılandan daha fazla etkilenilmekte. Koku çeşit ve yoğunluğu için de durum ayni boyutta.

* Karavancı ihtiyaçlarını tedarik ve dengelemekte devamlı tetikde olmak zorunda. Bazen de ani plan değişiklikleri gerekiyor. Bütün bunlar dinginliğin karşıtı olmalı ?

* Uzun ve hızlı gezenler için de hergün arka arkaya yaşanan çeşitli yenilikler, ayni heyecanlarını aylarca sürdürememekte, kişiye göre değişen zaman içinde rutin etkisi yapmaya başlamaktalar. Tuhaf ama sıklıkla arka arkaya yaşanan yoğun izlenimler, bu ruhsal yorgunluğun sebebi deniyor. Sanırım bilinçaltı bunları aceleyle özümler ve sıraya koymak isterken ambele oluyor. Normal gezilerde bile birkaç gün önce nerede ne yapıldığının karıştırılması konuya açıklık getirmeli. Bu tarz gezenlerin ara sıra uzunca ara vermeleri boşuna değil.
Yollarda çalışanların, sosyal medya odaklı gezenlerin, dünya turu yapanların durumu ise farklı. Galiba ekstra amaç, herşeyin rengini değiştiriyor.

* Bir de yollarda çeşitli uygunsuz durumlar yüzünden sıklıkla bastırılmaya çalışılan, şu tedirginlik durumu var.
Türkiye’de karavanda hissedilen tedirginlik durumunun göstergesi sayılacak aşağıdaki ankete bakarsak, durum hiç de iç açıcı gözükmüyor.

Ekli dosyayı görüntüle 633507

İkinci gurupta da tedirginler olmalı. Sonuçta Türkiye’de karavancıların büyük çoğunluğu, kendisini “Endişeli tatilci” olarak tanımlamakta.
Oldukça tuhaf bir çelişki !..


Bütün bu kişiye bağlı olarak farklı algılanabilen sıkıntıları aklıyla çözebilen ya da bilinçaltına atabilen karavancıları, doyuruculuğu bunlardaki başarılarıyla orantılı olarak mutlu bir karavancılık beklemekte.
Fakat diğer taraftan 5-6 hafta sonra bazılarımızda yavaştan başlayan ev özleminin altında da yatan, büyük bir oranla yine bu duygular olmalı..

Karavancılıkla ilgili en samimi bilgiler, artık karavancılığı bırakmış birinden dinlenebilir.
Bazen de internette neşeli ve gerekçeli yazılara rastlanmakta.


Fakat diğer taraftan;
Karavanseverler karavan yaşamının güzel taraflarına ağırlık verdiklerinden yollarda olmaktalar.

Yollarda rastladığımız, tanıştığımız yabancılarla beraberce paylaştığımız ortaklıkların tadı gibi aramızdaki farklılıkların ufkumuzu genişletmesi de her gezinin unutulmazı olmakta. Karavanın çoğu hobide olduğu gibi sınıfları kaldıran özelliği ile ayni aileye ait olma duygusunun sonuçta yaşamımızı zenginleştirdiğini duymayanımız olmamalı ?

Karavan yasamının ani değişikliklere gebe olması ise sabit düzene alışanlar için macera havasını içine çekebilecekleri bir kaçış ortamı anlamına gelmekte. Ayrıca önümüzdeki günlerde bizi neyin bekledigini tam bilememiz, kendimizi canlı hissetmemiz, şimdiki zamanla daha uyumlu olmamız ve değişimleri kabul etmemiz için essiz bir olanak sunmakta.
Üstelik günlerin esnek yapıda olmasının ve ona uyum çabalarının, zamana hükmetme duygusunu kuvvetlendirebileceği unutulmamalı.

Göçebelik; az da olsa güvensizlik yani korkutucu ama ayni zamanda heyecan verici, diğer bir deyişle de maceracı bir ortam anlamına gelmekte. Evde patlayan su borusu benzeri yaşayabilecegimiz maceralar ise sınırlı sayıda !..

Karavanda özgürlük, görmeyi özlemlediğimiz yerlerde olma özgürlüğünden daha çok, karavan yasamının kendisiyle, yani sadece yollarda olmak isteğiyle anlam kazanmakta. Karavana, en çok bu ögenin karakterini verdiğini, sadece en uç hedefler için yolda olanların tarzı da söylemekte.


Çalışma ve yerleşik hayattan karavancılığa ilk geçenlerin kendilerini yürümeyi yeni keşfeden bir çoçuk gibi hissetmeleri şaşırtıcı değil..
Sonuçta çoçuklar gibi karavancılar da önlerindeki bu yaşamın asıl getirdiklerini, zaman içinde keşfetmekteler..


Kıssadan hisse:

Karavan başta birçok özlem ve hayali hedeflese de evden farkı ve zorunlu uğraşıları, çoğu kez tecrübeyle kavranmakta.
Çoğu kimse ona, sevgili hayalim diyor ama her aşık olduğumuzla evlenseydik, işimiz tamamdı..
Amaç gezmekse, karavan araç sayılmalı ve alternatifleriyle tekrar düşünülmeli.
Karavanı araç olarak görenler, ona ulaşmak için borç ve amacı farklı birikimlerini kullanmamalı.
Bu kaynakları kullananlar da kabul etmeseler bile karavanı amaç olarak görenlerden sayılmalı..

Tabii karavanı amaç görenlere saygı duyuyoruz ki onlar zaten konumuz dışıydı.
Umarız onlar da burada, diğerlerinin uyarılmasını anlamsız bulmazlar ?

Zaten, amacımız karavandan soğutmak olsaydı, yapımından ve büyüsünden bahsetmezdik !
Biz sadece bu güzel karavanın üstündeki şu pembe tozu biraz silerek çoğu şeyi yerli yerine koymak istedik.
Hepsi o kadar..
Yol sizin..

KAYNAK

Gelde bir Almana bu kelimeyi „düşünmememiz“ telaffuz ettir. :tearsofjoy:
(Konu dıșına çıksamda bu kelimeyi görünce kendimi tutatamadım)
 
Son düzenleme:

.
Almanlar için tek sorun sadece Türkçe kelimeleri telaffuz edebilmek değil, ayni zamanda bizim bir iki kelimeyle anlatabildiklerimiz için bazen 13 kelime kullanmak zorunda kalmaları..

Örn.
Çekoslavakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız ?

Gehören Sie zu denen, die wir nicht in der Tschechoslowakische Verhaltensweise integrieren konnten ?
:smiley:

Tabi bu sadece onların neden daha fazla edebiyat yazmak zorunda kalmış olmalarını ;) değil mesela felsefe ve bilim konularındaki durumu da açıklıyor olmalı.
Bakın biz koskoca “Evrim Teorisi” ni bir “Çıh” demekle, yani üç harfli tek bir kelimeyle çürütebiliyoruz icabında...:p
Hatta bu arada daha bilimsel olması için başımızı hafifçe yukarı da kaldırıyoruz ama arkadaş, neerde bizdeki anlayış.. :yum:
 
Son düzenleme:

.
Maşallah başlık yemek kitabı gibi karavan ve karavancılık tarifleriyle doldu. :yum:
Makarnanın bile kaç tarifi var deyip, gel şimdi bir tane de sen ekleme..
Kambersiz düğün mü olurmuş ? :yum:

İşte altını yakmadan yapmak isteyenler için bir tane.
Hem de denenmişlerinden...


...

Bizde zaten ayni niyetle kullanıldığından, tarifteki bir ölçek motokaravan yerine, çekinmeden bir ölçek çekme karavan koyabilirsiniz. :p
Tadı pek farklı olmuyor..



* “Karavan özgürlüktür” deyişinin aslında yola çıkıncaya kadar geçerliliği var.
Tamam, karavancı istediği an, istediği yere doğru özgürce yola çıkabiliyor, çıkabiliyor ama bu asla orada da özgürlüğü bulacak anlamına gelmiyor !
Zaten hedeflenen yerlerin; izin, zaman, alan yapısı, güvenlik, sosyal çevre, iklim, dinginlik, ücret, doluluk, estetik, lojistik ve coğrafi konum açısından özgürlük beklentilerimizi karşılamasını ummak, gerçeklerle örtüşmemekte. Böylece özgürce gelinen yerlerden bazen de zoraki olarak ayrılınmakta.
Aslına bakarsak, dağbaşları dışında evimizde bile çoğu kez daha özgürüz.
Sakın “Karavan özgürlüktür” bir satış sloganı olmasın ?
Galiba en büyük özgürlük, karavandan önce, gerçekçi olmaktan geçiyor ?..

* Türkiye‘deki kamping sayı,ücret ve kalitesinde önemli eksiler bulunmakta.

* Karavanın mali portesinin heyecanla es geçilme olasılığı yüksek. Onun devamlı giderleri, özellikle az kullananlara pahalıya çıkabilir.

* Bazı karavancılar için de mevzuat, sigorta ve devamlı park yeri düşündürücü durumda.

* Karavanda su, elektrik, çöp, gaz, tuvalet oldukça farklı anlamlar kazanmakta.
Mesela su; arayıp bulmamızı, bazen rica ile, bazen de ücretle çaba verip depoya doldurmamızı, gayet tasarruflu kullanmamızı, depo durumunu devamlı kontrol etmemizi ve sonunda da boşaltacak uygun bir yer aramamızı gerektirmesine karşın, evde bütün bunları değil yapmak, hatta düşünmememiz bile bir yana, bankamız dahi ücretlerini bize sormadan ödemekte.
Başta ilginç bulunan bütün bu ve benzeri uğraşılar birkaç hafta sonra yavaş yavaş, bazen farkına varmasak da stres olarak algılanmaya başlamaktalar.

* Karavan yaşamı ev yaşamından daha fazla disiplin ve dikkat gerektirmekte. Yoksa ipin ucunun kaçması işten bile değil. Mesela karavanı toplamadan asla yola çıkılamıyor ve kontak açılmadan herşeyin sırayla kontrolü gerekiyor. Gerekli zaman olarak bir saat gerçekci bir süre olsa da kampingleri terk ederken daha fazlasının düşünülmesi yerinde olur.
Devamen; araç evden daha hızlı tozlanıyor ve öyle bırakılamıyor. Bulaşıkları her öğün sonunda yıkamak gerekmekte. Artıkları atlamadan düzenli ve kısa aralıklarla boşaltmak gerekmekte..
Tatilde disiplin de kolaylıkla kısıtlanma olarak algılanabilir.

* Konuşulmayan, ancak yaşanarak kavranan, karavandaki mahremiyet kaybı da atlanmamalı . Evinde kapı ve pencerelerini kapıyarak kendine çekilebilen karavancı, şimdi evinden yaklaşık on misli küçük bir hacımla, üstelik bakış ve seslerinden kurtulamadığı yabancı ve uluorta bir dış ortamda yaşamak zorunda. Karavancıların hep, ıssız ama emin yerleri aramaları boşuna değil.
Issız yerler ise keşif ve ulaşımın kolaylaştığı zamanımızda gittikçe yok olmakta.

* Diğer bir tedirginlik kaynağı da çeşitli yoğunlukta duyumlansa da sonuçta aklı hep araçta bıraktıran, hırsızlık olasılığı.

* Karavanda çoğu mutfak yemekleri hazırlanamıyor.
Bu da yemeği yaşam zevki görenlerin onu çoğunlukla karın doyurmaya indirgemesi demek.

* Karavanda sıcak, soğuk, haşerat ve sesten alışılandan daha fazla etkilenilmekte. Koku çeşit ve yoğunluğu için de durum ayni boyutta.

* Karavancı ihtiyaçlarını tedarik ve dengelemekte devamlı tetikde olmak zorunda. Bazen de ani plan değişiklikleri gerekiyor. Bütün bunlar dinginliğin karşıtı olmalı ?

* Uzun ve hızlı gezenler için de hergün arka arkaya yaşanan çeşitli yenilikler, ayni heyecanlarını aylarca sürdürememekte, kişiye göre değişen zaman içinde rutin etkisi yapmaya başlamaktalar. Tuhaf ama sıklıkla arka arkaya yaşanan yoğun izlenimler, bu ruhsal yorgunluğun sebebi deniyor. Sanırım bilinçaltı bunları aceleyle özümler ve sıraya koymak isterken ambele oluyor. Normal gezilerde bile birkaç gün önce nerede ne yapıldığının karıştırılması konuya açıklık getirmeli. Bu tarz gezenlerin ara sıra uzunca ara vermeleri boşuna değil.
Yollarda çalışanların, sosyal medya odaklı gezenlerin, dünya turu yapanların durumu ise farklı. Galiba ekstra amaç, herşeyin rengini değiştiriyor.

* Bir de yollarda çeşitli uygunsuz durumlar yüzünden sıklıkla bastırılmaya çalışılan, şu tedirginlik durumu var.
Türkiye’de karavanda hissedilen tedirginlik durumunun göstergesi sayılacak aşağıdaki ankete bakarsak, durum hiç de iç açıcı gözükmüyor.

Ekli dosyayı görüntüle 633507

İkinci gurupta da tedirginler olmalı. Sonuçta Türkiye’de karavancıların büyük çoğunluğu, kendisini “Endişeli tatilci” olarak tanımlamakta.
Oldukça tuhaf bir çelişki !..


Bütün bu kişiye bağlı olarak farklı algılanabilen sıkıntıları aklıyla çözebilen ya da bilinçaltına atabilen karavancıları, doyuruculuğu bunlardaki başarılarıyla orantılı olarak mutlu bir karavancılık beklemekte.
Fakat diğer taraftan 5-6 hafta sonra bazılarımızda yavaştan başlayan ev özleminin altında da yatan, büyük bir oranla yine bu duygular olmalı..

Karavancılıkla ilgili en samimi bilgiler, artık karavancılığı bırakmış birinden dinlenebilir.
Bazen de internette neşeli ve gerekçeli yazılara rastlanmakta.


Fakat diğer taraftan;
Karavanseverler karavan yaşamının güzel taraflarına ağırlık verdiklerinden yollarda olmaktalar.

Yollarda rastladığımız, tanıştığımız yabancılarla beraberce paylaştığımız ortaklıkların tadı gibi aramızdaki farklılıkların ufkumuzu genişletmesi de her gezinin unutulmazı olmakta. Karavanın çoğu hobide olduğu gibi sınıfları kaldıran özelliği ile ayni aileye ait olma duygusunun sonuçta yaşamımızı zenginleştirdiğini duymayanımız olmamalı ?

Karavan yasamının ani değişikliklere gebe olması ise sabit düzene alışanlar için macera havasını içine çekebilecekleri bir kaçış ortamı anlamına gelmekte. Ayrıca önümüzdeki günlerde bizi neyin bekledigini tam bilememiz, kendimizi canlı hissetmemiz, şimdiki zamanla daha uyumlu olmamız ve değişimleri kabul etmemiz için essiz bir olanak sunmakta.
Üstelik günlerin esnek yapıda olmasının ve ona uyum çabalarının, zamana hükmetme duygusunu kuvvetlendirebileceği unutulmamalı.

Göçebelik; az da olsa güvensizlik yani korkutucu ama ayni zamanda heyecan verici, diğer bir deyişle de maceracı bir ortam anlamına gelmekte. Evde patlayan su borusu benzeri yaşayabilecegimiz maceralar ise sınırlı sayıda !..

Karavanda özgürlük, görmeyi özlemlediğimiz yerlerde olma özgürlüğünden daha çok, karavan yasamının kendisiyle, yani sadece yollarda olmak isteğiyle anlam kazanmakta. Karavana, en çok bu ögenin karakterini verdiğini, sadece en uç hedefler için yolda olanların tarzı da söylemekte.


Çalışma ve yerleşik hayattan karavancılığa ilk geçenlerin kendilerini yürümeyi yeni keşfeden bir çoçuk gibi hissetmeleri şaşırtıcı değil..
Sonuçta çoçuklar gibi karavancılar da önlerindeki bu yaşamın asıl getirdiklerini, zaman içinde keşfetmekteler..


Kıssadan hisse:

Karavan başta birçok özlem ve hayali hedeflese de evden farkı ve zorunlu uğraşıları, çoğu kez tecrübeyle kavranmakta.
Çoğu kimse ona, sevgili hayalim diyor ama her aşık olduğumuzla evlenseydik, işimiz tamamdı..
Amaç gezmekse, karavan araç sayılmalı ve alternatifleriyle tekrar düşünülmeli.
Karavanı araç olarak görenler, ona ulaşmak için borç ve amacı farklı birikimlerini kullanmamalı.
Bu kaynakları kullananlar da kabul etmeseler bile karavanı amaç olarak görenlerden sayılmalı..

Tabii karavanı amaç görenlere saygı duyuyoruz ki onlar zaten konumuz dışıydı.
Umarız onlar da burada, diğerlerinin uyarılmasını anlamsız bulmazlar ?

Zaten, amacımız karavandan soğutmak olsaydı, yapımından ve büyüsünden bahsetmezdik !
Biz sadece bu güzel karavanın üstündeki şu pembe tozu biraz silerek çoğu şeyi yerli yerine koymak istedik.
Hepsi o kadar..
Yol sizin..

KAYNAK vizontele filminde radyo


vizontele filminde radyocu deli emin' in radyonun resimlisini görüp '' şerrefsizim benim aklıma gelmişti '' repliğini tekrarlayacağımı nereden bilebilirdim ki... :smiley::smiley::smiley::smiley::smiley::smiley:

aşkolsun, ben de kambersiz düğün olmaz diye neler neler yazacaktım :smiley::smiley::smiley::smiley::smiley:
 

Kendinizi nasıl rahat ve iyi hissediyorsanız öyle olun ve yaşayın. Siz ne yaparsanız yapın arkadan gıybet ediliyor. Bu yüzden her şeyi boşverin. Doludizgin yaşayın hayatınızı. Bir daha tekrarı yok unutmayın. Karavan almak falan sadece teknik bir detay. Benim hayatımda çok önemlidir, başka birinin hayatında önemsiz. Zaten her şey böyledir. Kendinizi kasmayın, oluruna bırakın. Bırakın hayırlısı ne ise o olsun. Gerçekten ihtiyacınız varsa o sizi bulacaktır. Üstad söylemiş, karavan için borçlanmayı önermiyorum. Borçlanarak alınacak şeyler bir ev gibi çok önemli şeyler olmalı. Eğer ev yerine karavan alıyorsanız borçlanın o zaman.
Kırk çeşit karavancılık var. Benimkisi yamalı bir bohça... Ama yirmi yılda çok şeyler gördüm ama yine de paranın önemsiz olduğunu söyleyemem. İyi olanın iyi olması ve çok para etmesi tesadüf değil. Romantik hayaller peşine düşmeden iyi bir karavan almaya odaklanmanızı öneririm. Bizim kullandığımız karavan bizim şu halimiz için iyidir ama sadece o kadar. Gerçekten iyi olanlar, Hymer, Adria, Weisberg, Fendt ve benzeri karavanlardır. Bu bir gerçektir. Biz bir yerli karavan alıp nefsini körletmeye çalışanlardanız. Bizimkisi de bir yoldur. Ömür boyunca beklenip gerçekten iyi bir karavan da alınabilirdi. Ama bunun daha doğru olacağını hiçbir zaman söyleyemem kişiden kişiye değişir.
Karavanda tuzun yeri bile kişiye özeldir. Bir karavanla ne kadar uyum sağlayabildiğiniz kişisel bir konudur. Uyum önemlidir. Uyum varsa başka şeylerden söz etmenin kapısı açılır. Kimileri için bazı yerli karavanlar yabancılardan bile daha uyumlu olabilirler de... Belki de bu kimselerden biriyimdir. Bilemiyorum.
 



Ön koşul olarak çadırda staj yapma zorunluluğu getirilmeli her isteyene:smiley:.

Zorluklardan bahsedilen durumlar için, iki yumurta kırmayı beceremeyen, tatil anlayışı sadece "herşey dahil otellerde konaklama sanan", ateş yakmak için bile kuru bir odun parçası bulamayan bir beceriksizin karavan ya da benzeri bir araç ile kendince kendini sosyal statü olarak üst bir segment olan nirvanaya ulaşacağını düşünen ve bunları da çoğunlukla Instagram denen zımbırtıya yükleyerek kendini kabul ettirme amacı taşıyan ..... ... .-devam eder gider---- bireyden fazla bir şey beklememek gerek. Her hangi ilk zorlukta pes edecektir.

Çadır kurarken bile bunlara denk geliyorduk. Çadırla kıyaslamıyorum tabii ki. Karavancı değilim -daha- sonuçta. Dışardan bir gözlem sadece.

Bu bahsi geçen zorluklar genel anlamda olabilir.
 

@hanvan

Başlığı açan kişi, konunun dağılmasını istemiyor. Dediğim gibi tercih sizindi. Dürüstlüğümle ilgili olarak, bir insanı 3-5 yandaşcısı dürüst yapmaz. Beni de sizin bu söyledikleriniz yalancı yapmaz. Buranın olduğu gibi her yapının kuralı var. Siz şahsa tartışmaya girip, oluşum amacından saparsanız çıkmak sizin tercihiniz olur.

Mesela, aylar önce gerçekten hiçbir şeyi bilmeden burada yazıp listeler tutuyordum. Yazılan mesajlar hala duruyor, birilerinin hoşuna gitmedi. Çünkü onlar herşeyi biliyordu. Onlar erbabdılar. Önce sen konuşma, aşağılamaları başladı. Sonra direnince kötü adam oldum. Hakaretler, şikayetler, tartışmalar... Sonra o insanlarla ilgili üreticilerden inanılmaz şeyler duydum. Ve önemsememek yerine tartıştım. Ne gerek vardı buna?

Şimdi mesela hiç önemsemiyorum. Yerli üreticiyi yerden yere vururlar, reklamcıdan karavan üretiyor derler, onun karavanı yok ne anlar derler vs. Ve burada kalmaya devam edip hala inatla yazıyorum. Çünkü, çevrem böyle istiyor. Çünkü ben kampçıyım. Yapılmayanı yapmak ve gizli amacı olan, sürekli karşısındakini ezen insanlara karşı dik duruyorum.

Keşke sizde tartışmak yerine böyle yapsaydınız.

@Selferi

Şuan sosyal medya bunu konuşuyor. Onur bey bir şirket yazısı paylaştı. İsterseniz özel mesajdan paylaşabilirim. Talep edilirse isteyen kişilerin karavanlarını iade alacağını belirtti.

Kulüp kurma sebebimiz buydu. Haklının yanında olmak değil, yalanın karşısında durmak... Bu noktada Kulübümüzde bir bildiri yayımladık. Ve Erba karavanın web sitesinde ve çeşitli kanallarda duyurduğu ağırlıkları geçrek kantar ğaırlıkları ile güncellemesini belittik.

Bu arada yeni üretimden çıkmış bir karavanda araç çeki okunda 780 kg gelmiş. (Sadece arka camı büyük.)

---------------------------------------------------------------------------

Bu arada yerli üreticiyi destekleyerek, istisnasız ve herhangi bir çıkar amacı gütmeden onları tanıtan ve objektif olarak sunulan/fiyat oranlaması yapan insanlar neden sevilmez?

Neden ithal karavanlar savunulurda, yerli üretici aşağılanır? Neden sahip olduğumuz karavanlar ile ilgili en ufak bir olumsuz söylemeden başka üreticiyi kötüleriz? Neden o reklamcı, o marangoz, o bilmem kim ne anlar, ben anlarım diye böbürleniriz? Neden sürekli kıyaslamalara girip ben üstünüm sen kimsin diye çıkarız?

Neden saldırmayı seçip, birde ben haklıyım deriz...

Kötülük insanın içinden gelir, başka yerden değil...


Ne kadar alakasız bir yazı yazmışsınız. Adımı ekleyip altına yazdıklarınız beni hiç ilgilendiren şeyler değil. 3 kere okudum. Neyse neyse size bilmem kaç bin kişilik grubunuzda kolaylıklar dilerim. Tecrübelerinizi aktarırken daha net ve az yazın; makul , mantıklı ve net olsun. Faydalansın üyeler ;)
 

@hanvan

Her zaman söylediğim gibi, ne yazacağımıı kimseye sormadığım gibi size de sormam.

Okuyup anlamadığınızı belirttiğiniz yazımda söylediğim gibi, o kulüpte kalma tercihiniz olsaydı, sizin için daha anlaşılır olurdu her şey.

-----------------------------------------------------------

Ek olarak Yine karavan alacaklara önerim:

Eğer 750 kg altı karavan bakıyorsanız, yeni mevzuat çalışması hız kazanmış. Eğer benim gibi hassasiyetiniz varsa kendi ekipmanlarınıza göre 750 kg altı bir karavan tercih edin. (50 kg yükünüz olduğunu düşünüyorsanız, 700 kg, 100 kg yükünüz ve donanım ihtiyacım olur diyorsanız 650 kg tercih edebilirsiniz.)
 

Okuyarak, dinleyerek karavan hakkında bilgi taplamak mümkün ama gerçek anlamda tanımak karavanla gezmekle başlıyor. Forumda karavanı okuyarak, dinleyerek ve karavanla gezerek tanıyan çok üye var. Ben de onlardan biriyim diyebilirm. Yüzlerce gezim var ama karavanda ihtiyacım olan her şeyi % 100 biliyorum diyemem. Hemen her gezide yeni bir detayla karşılaşırım. Insanın neye ihtiyacı olduğunu, neyi istediğini öğrenmesi kolay değil.

Karavanla gezi anılarını okumak veya karavanla gezmek, dans kitabı okumak veya dans etmek te benzer örnekler olsa gerek.
Sizin bir konu başlığında video paylaşarak tentenin rüzgar altında sallanarak karavandan uzanan yatay demirlere vurmasını engelleyen mandal yapın öneriniz çok hoşuma gitti.Yapan var mı? Bu sorunu nasıl çözdünüz.
 

Konu amacından sapmaya baslamış. Başta belirttim ama yineleyeyim. İlk mesajda da belirttiğim gibi bu konu karavanda en az 30 gün geçirmiş tecrübeli karavancilardan ilk defa karavan alacaklara tavsiyeler başlığı. İlk defa karavan alacak arkadaşlar soracak üstadlar tecrübelerini paylaşacak. Olay bu.

Tecrübeli sıfatını özellikle ve tekrar tekrar vurgulamak isterim. Gerekli tecrübeye sahip değilsek lütfen kulaktan dolma bilgilerle konuyu sabote etmeyelim.

Aksi halde 40 akıllı uğraşıp durur.
Pasolvon kardeşim ,
Sende hep bize vuruyorsun karavanınız yok susun diyorsun :smiley:) hahahhaha :smiley:)
Şaka yapıyorum.
Karavanın dizaynında, üretiminde olması gerekenleri karavan sahibi olmadan yorumlamak başka birşey.
Karavan ile gezmek şoförlüğünü yapmak , onu kurmak ,kullanmak içinde yaşamak başka birşey.
Giriş seviyesi avrupa bir çekme karavan alıcam o zamana kadar susuyorum :smiley:) (Yine şaka yaptım)
 



@Doğrucu Davut

Öncelikle avatımdaki yazı "Doğrular,yanlışlar yoktur, sadece yorumlar vardır." dır. Sizin yazdığınız gibi, "avatarınızdaki “herkezin kendi yorumu olması” görüşünüze" değildir.

Sizinle konu ile alakası olmadan uzunca felsefi konuşarak, burada dakikalar harcamak isterim. Ancak dediğim gibi burası yeri değil. İsterseniz özel mesajla, maille, nasıl isterseniz öyle konuşabiliriz.

Bu arada sizin sonuç diye çıkardığınız şeyin tek bir sebebi de yok. Burada sebebi olan şeyler uzun uzadıya yazılmaz. Belli ana başlıklar paylaşılır. Detay isteyen zaten alır ya da detayı kendi doldurur. Detay paylaşılmaz.

Tecrübe'nin mantıkla ilgisini nasıl kurdunuz bilmiyorum. Tecrübe sadece yaşayarak olmaz. Okuyarak olur, dinleyerek olur, arşatırarak da olur. Örneğin X markasında sizin yaşadığınız X tane tecrübeyi bana o marka karavana sahip 12 arkadaşım bir çırpıda 1 kez anlatırlar ve ben onu bilirim. 12 kişi anlattığı için de çok rahatlıkla doğrulunu da değerlendirebilirim. Uzun uzadıya yıllarımı karavanda geçirmeme gerek yok bu anlamda.
Ayrıca yine tecrübe bilgi ile de kazanılır. Üreticilerle devamlı görüşerek, yenilikleri takip ederek...

Okudunuz mu bilmiyorum bir önceki yazımda örneğini vermiştim. Bu Forumda duayen diye nitelenen bir karavancı vardı. X markasını anlatıyordum yazımda. Alıntılamış, "Şasesini kendi yapıyor, şase de kaynak önemli, bakın bakalım kaynaklar yerinde mi, iyi yapmış mı, kaynak bu işin en önemlidisir." vb birşey yazmıştı. Karavanı yapan ustaya geri döndüm. Çok fazla karavanı olan birisi senin yaptığın şasenin kalitesi ile ilgili bunu söyledi diye...
Usta bana kaynakçım yok, kaynak yapmıyorum, dedi. Yeni nesil şaseler Vidalı Burak dedi. Benim şasem vidalı birbirine geçme dedi. İşte bu noktada öneri verenin 20 tane karavan kullanmasının, o öneriyi vermesinin hiçbir önemi kalmadı.

"Aman sakın karavan almayın Burak bey !
Yoksa dediğinize göre, herkezi yanlış yönlendirmeye başlayacaksınız.. " Evet kesinlikle doğru. İster istemez yanlış yönlendireceğim. Şuan bana ulaşan sen ne alıyorsan bizde alacağı diyen 8 kişiyi belki de yanlış yönlendireceğim. Karavanı kullanırken anlattıklarım belki çok abartı olacak yine yanlış yönlendireceğim. Üretici Kulübümüze girecek, nasılsa Editörü benim ürünümü tercih etti diyecek. Ve belki de bunu kullanacak.
Nasıl araç test edenler, sahip oldukları aracı sır gibi gizlemeyi tercih ediyorsa ve hatta iyi test plotlarının sahip oldukları bir araç bile yoksa, ben karavanlarda da aynı şekilde düşünüyorum. Ya da al satçı olup, 6 ay birisini, 1 yıl birisini kullanıp, sessizde kalınabilir. Ama şuan geldiğim nokta gereği bunu yapamam. Bu yüzden size katılıyorum.

@gezgin14

"Bu arada Burak Bey ücret karşılığı reklam yapmayı kabul etmediğinizi belirtmişsiniz ama firmaların sponsorluk adı altında size ödeme yapıp yapmadığı konusunda bir şey dememişsiniz."

Çok güzel okumuş/gözlemlemişsiniz ama eksik olmuş. 3 tane karavan üreticisi sponsorumuz var. (Ana sayfada tüm detayları ile ilan ettiğimiz.) Ve bu sponsorlardan sembolik bir ücret alıp, web sitemizin masraflarını karşılayıp, (Web sitemize yıllık 890 TL ödeme yaptım, domain ve hosting kiralamasına, tasarımı benim yapmama rağmen.), ve şuanda çalışmasını yaptığımız kartvizit ve sticker gibi şeylerin masraflarını çıkarmayı hedefliyoruz. İlerde buluşma ve organizasyon düşündüğümüzde yine sponsorluk alımına gideceğiz mecburen.

Ve yine üzerinde çalıştığım, isteyen üyelere özel üyelik numarası ile bu sponsorlarımızdan indirimli karavan/hizmet/donanım almayı da hayata geçirmeye çalışıyoruz. Yani herkese fayda...

Ama burada önemli olan konu şu; bu markalara özel kulüpte ek bir tanıtım yapmıyoruz, bu markaları tip onay belgesine sahip karavan üreticilerinden seçiyoruz, en ufak bir üye şikayetinde çalışmamızı bitireceğimizi söylüyoruz, ve sadece ayda 1 kez reklam yapmalarına izin veriyoruz.

Son olarak, sen bu markaların karavanlarını tanıttın mı diye sorarsanız, Tip onay belgesi olan ve hiçbir ücret almadığım 15 üretici gibi tanıttım. Ve hala cevap verdiğiniz yazımda belirttiğim gibi tanıtıyorum. Ve bu zamana kadar 1 tane üye arkadaşım bile; "Sponsor olan karavanı daha çok tanıttın" dememiştir. Hatta sponsorları daha çok eleştiririm. (Yapım gereği)
Burak Bey,çok özür dileyerek sormak isterim,
ismi önemli olmayan bir üreticinin tanıtımını,sponsorluk alarak yaptığınızı açıklarken;"üreticinin O1 belgeli şase kullandığını üst yapı içinde yetki belgesi başvurusunu yaptığını ve pek yakında belgelenmesini beklediğinizi,üreticiden belge öncesi yaptığı satışlara da belge verme konusunda söz aldıktan sonra ,sponsorluğunu kabul ettiğinizi ve bu üreticinin ürünlerini önerdiğinizi "belirtmiştiniz Malum sosyal paylaşım sitesinde.
Şimdi sormak isterim;
**Bu şekilde Üst yapı O1 belgesi olmadığını bile bile firma tanıtımı yaparak,yukarıda açıklamaya çalıştığınız prensiplerinizle çelişmiş olmuyor musunuz.
**Bu üretici üst yapı yetki belgesi alabildi mi halihazırda,takip ettiniz mi?
**Firmaların şase firmalarına ait O1 belgesi ve hatta üstyapı O1 belgelerini farklı by-pus yöntemlerle kullanıp,belge kendisine aitmişçesine kullanma olanağı var mı?
Bu konuda boşluklar var ise,engin bilgi ve deneyimlerinizle takipçilernizi uyardınız mı?
**Üretici Firmalar sizinle iletişime geçmeden,sizin onlara farklı gerekçeler ile ulaşmışlığınız oldu mu hiç?Bunlar yanlış değerlendirilmiş olabilir mi ?

Açıklamalarınızdaki gri alanları gidermek adına cevaplarsanız sevinirim?
Saygılarımla,
 

Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,383
Mesajlar
1,517,429
Kayıtlı Üye Sayımız
172,041
Kaydolan Son Üyemiz
İsmail.s

Çevrimiçi üyeler

SON KONULAR



Geri
Üst