kadirirkin
Yeni Üye
Merhaba,
Konumuz olan mekan Türkiye nin Gizli Cennetlerinden biri Adrasan, Artık günümüzde otellerin, yazlıkların ve diğer binaların “az” işgal ettiği yerler saklı cennetler olmaya başladı ne yazık ki.
Yıkım, yokoluş öyle hızlı ki, gördüğümüz güzellikleri bir daha göremeyeceğiz düşüncesinin hüzünü, bu zamanda halen bakir bir yerler görmenin sevincini bir arada yaşıyoruz.
Bodrum u katledeli kaç yıldı oldu,Alaçatı nın 10 yıl önce adını bilen bile azdı,Olympos deseniz aynı..
Uzun zamandır bu bölgeye gitme planım vardı ve uzun zamandır yapamadığım yıllık izin sayesinde rotayı buraya doğru çevirdim. Ulaşım 2-3 farklı yönden olabiliyor.
Normal Denizli-Acıpayam-Korkuteli-Antalya hattından Kemer yönüne saparak devam edilebilinir, ama ben bu yolu sevmedim Antalya inanılmaz bir trafik var, trafik lambalarından nefret ederim.
Benim sevdiğim rota Denizli-Acıpayam-Elmalı-Kumluca yolu ,Elmalı yolu muhteşem platoların olduğu harika bakir bir coğrafya, bu manzara için bile değer gitmeye. Motor ile seyahat yapanlar ise bu yola bayılacaktır.
Diğer yol ise Fethiye-Kaş-Finike üzerinden, bu rotayı ise başka zamana saklıyorum
Kemer-Kumluca arasında harika bir tabela ile yol ayrımını görüyorsunuz. Nedense bu tabelaları seviyorum, kışın baktığım tabela fotosundan bile içim ısınıyor. Olympos-Adrasan yazan bir tabela, daha ne isterim. Gökova da da vardı öyle içimi ısıtan tabelalar.
18 km lik güzel bir doğa sunumu ile yapılan yolculuk şimdiki ismi Çavuşköy olan Adrasan a varıyoruz, Devlet ne kadar isim değiştirse de herkes halen eski isimi kullanıyor, bence yakışan da odur. Yerleşim sahilden uzak iç kesimde,turizmi önemsemeyip tarıma endeksli yurdumun insanı sahilden uzağa yerleşmiş,belkide bu yüzden halen bu kadar bakir kalmıştır.
Sahil tabelasını takip edip, seraları, portakal bahçelerini geçerek dere kenarına yapılmış olan minik otelimize varıyoruz. Adrasan deresi etrafında bir çok otel-restoran var,dere üzerine inşa edilmiş oturma alanları ise tam anlamıyla keyif için. Burada oturup çay keyfi yapmak paha biçilmez ,ve dere üzerinde uçan yalıçapkınlarını seyretmek ise tam bir doyum noktası benim için..
Türkiye topraklarında bütün dereler satıldığı için artık dere gördüğümüze bile ne kadar çok seviniyoruz anlatamam .
Adrasan koyu üç tarafı çam ormanı ile çevrilmiş bir koy, ters rüzgar aldığı için dalga oluşmamaktadır diye bilgi okumuştum, hatta bu yüzden antik çağda buraya medeniyet kuramayıp Olympos u tercih etmişler.Ama bizim kaldığımız süreçte sabahları korkunç dalga vardı öğleden sonra havuz durgunluğu gördüm, gece dolunay altında inanılmaz durgun bir deniz i gördüm. Bu dalgaların yoğunluğu konusunda en çok hayal ettiğim tekne turunu gerçekleştiremedik, teknelerin küçük olduğundan sanırım kaptanlar denize birkaç gün tur düzenlemediler. Oysa muhteşem bakir koylara gitme hayalim vardı. İnanılmaz güzel rotaları olduğu okumuştum, özellikle Sulu Ada hayalim gerçekleşmedi.
Konumuz olan mekan Türkiye nin Gizli Cennetlerinden biri Adrasan, Artık günümüzde otellerin, yazlıkların ve diğer binaların “az” işgal ettiği yerler saklı cennetler olmaya başladı ne yazık ki.
Yıkım, yokoluş öyle hızlı ki, gördüğümüz güzellikleri bir daha göremeyeceğiz düşüncesinin hüzünü, bu zamanda halen bakir bir yerler görmenin sevincini bir arada yaşıyoruz.
Bodrum u katledeli kaç yıldı oldu,Alaçatı nın 10 yıl önce adını bilen bile azdı,Olympos deseniz aynı..
Uzun zamandır bu bölgeye gitme planım vardı ve uzun zamandır yapamadığım yıllık izin sayesinde rotayı buraya doğru çevirdim. Ulaşım 2-3 farklı yönden olabiliyor.
Normal Denizli-Acıpayam-Korkuteli-Antalya hattından Kemer yönüne saparak devam edilebilinir, ama ben bu yolu sevmedim Antalya inanılmaz bir trafik var, trafik lambalarından nefret ederim.
Benim sevdiğim rota Denizli-Acıpayam-Elmalı-Kumluca yolu ,Elmalı yolu muhteşem platoların olduğu harika bakir bir coğrafya, bu manzara için bile değer gitmeye. Motor ile seyahat yapanlar ise bu yola bayılacaktır.
Diğer yol ise Fethiye-Kaş-Finike üzerinden, bu rotayı ise başka zamana saklıyorum
Kemer-Kumluca arasında harika bir tabela ile yol ayrımını görüyorsunuz. Nedense bu tabelaları seviyorum, kışın baktığım tabela fotosundan bile içim ısınıyor. Olympos-Adrasan yazan bir tabela, daha ne isterim. Gökova da da vardı öyle içimi ısıtan tabelalar.
18 km lik güzel bir doğa sunumu ile yapılan yolculuk şimdiki ismi Çavuşköy olan Adrasan a varıyoruz, Devlet ne kadar isim değiştirse de herkes halen eski isimi kullanıyor, bence yakışan da odur. Yerleşim sahilden uzak iç kesimde,turizmi önemsemeyip tarıma endeksli yurdumun insanı sahilden uzağa yerleşmiş,belkide bu yüzden halen bu kadar bakir kalmıştır.
Sahil tabelasını takip edip, seraları, portakal bahçelerini geçerek dere kenarına yapılmış olan minik otelimize varıyoruz. Adrasan deresi etrafında bir çok otel-restoran var,dere üzerine inşa edilmiş oturma alanları ise tam anlamıyla keyif için. Burada oturup çay keyfi yapmak paha biçilmez ,ve dere üzerinde uçan yalıçapkınlarını seyretmek ise tam bir doyum noktası benim için..
Türkiye topraklarında bütün dereler satıldığı için artık dere gördüğümüze bile ne kadar çok seviniyoruz anlatamam .
Adrasan koyu üç tarafı çam ormanı ile çevrilmiş bir koy, ters rüzgar aldığı için dalga oluşmamaktadır diye bilgi okumuştum, hatta bu yüzden antik çağda buraya medeniyet kuramayıp Olympos u tercih etmişler.Ama bizim kaldığımız süreçte sabahları korkunç dalga vardı öğleden sonra havuz durgunluğu gördüm, gece dolunay altında inanılmaz durgun bir deniz i gördüm. Bu dalgaların yoğunluğu konusunda en çok hayal ettiğim tekne turunu gerçekleştiremedik, teknelerin küçük olduğundan sanırım kaptanlar denize birkaç gün tur düzenlemediler. Oysa muhteşem bakir koylara gitme hayalim vardı. İnanılmaz güzel rotaları olduğu okumuştum, özellikle Sulu Ada hayalim gerçekleşmedi.