Gezenbilir "doğaya Saygılı Off-road" Manifestosu

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan YOL Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 37
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 57,980

YOL

SEDAT AÇIL
Mesajlar
10,391
Tepkime Puanı
519
Yer
İstanbul, Acıbadem
Web
www.sedatacil.com
Telsiz Çağrı Kodu
TB2FKL
Gezenbilir “Doğaya Saygılı Off-Road” Manifestosu


Keyif aldığımız şeyleri gelecek nesillerin de yaşayabilmesi için, çevrenin korunması amacıyla kendi payına düşen görevi herkesin üstlenmesi gerekmekte. Çevreyi korumadaki rolümüzü genişleterek bu ‘manifesto’yu yayınlıyor, eko sistemin en küçük bir halkasına dokunmadan, tahrip etmeden, oyun alanı olarak kullandığımız doğayı, girdiğimiz gibi terkederek evimize dönmek için yapmamız gerekenleri bildiriyor ve böylece uzun vadeli faydaların sağlanmasına katkıda bulunmayı amaçlıyoruz. Siz de bu önemli bilgileri çevreniz ve kendiniz için, daha da önemlisi gelecek nesiller için lütfen uygulayın ve uygulatın...

01- Gezilerinizde, var olan rotalara bağlı kalın. Mümkün olduğunca yoldan ayrılmamaya ve yolun yapısını bozmamaya gayret edin.

02- Özel arazilerden geçmeniz gerekiyorsa mutlaka izin alın. Üzerinde tarım yapılan, bitki yetişen veya yetiştirilen arazilere kesinlikle girmeyin!. Doğal bitki örtüsüne, çim ve çayırlara, ağaçlara kesinlikle zarar vermeyin.

03- Aracınızı araziye minimum zarar verecek şekilde kullanmaya özen gösterin. Özellikle yumuşak zeminlerde yeni kanallar açmamaya özen gösterin. Açılan her yeni kanal, yağmurla birlikte erozyona yol açmaktadır.

04- ‘Mümkün olduğunca yavaş, gerektiği kadar hızlı’ Bu kural sizin, bir çok engeli çevreye de zarar vermeden aşmanıza yardımcı olacaktır.

05- Eğer aracınızda ‘kilitli diferansiyel’ var ise, düşük çekiş yüzeylerine (çamur, kum vs.) girmeden önce aktif konuma getirmenizde fayda vardır. Böylece tekerleklerin boşa dönmesi engellenecek ve zemine zararı en aza indirecektir.

06- Doğadaki tüm hayvanların geçiş önceliği bulunmaktadır!. Ve bütün araçlar hayvanları ürkütmektedir. Bu yüzden aracınızı ya çok yavaş sürün ya da hayvanların geçmesine imkan vermek için motoru durdurup bekleyin.

07- Seyahate çıkmadan aracınızın tüm kontrollerini yaptığınızdan, yakıt ve yağ benzeri herhangi bir sızıntının olmadığından emin olun. Yanınıza gerekli tüm ekipmanları alın.

08- Seyahat esnasında çevreyle dost olun. Kullandığınız temizlik malzemelerinin çevreyle dost olanlarını kullanın. Aracınızı su kaynaklarından uzak bir yerde yıkayın ve seyahat esnasında biriken çöplerinizi beraberinizde götürüp, çöp konteynırına atın. Özellikle cam gibi güneş altında mercek vazifesi görerek yangına sebep olabilecek atıklar konusunda hassas olun, gördüklerinizi toplayın.

09- Çevrenin sessizliğini ve huzurunu bozacak davranışlardan kaçının.

10- Köy halkı özellikle arazileri ve yaşadıkları bölge konusunda haklı olarak tutucu olabilir, yabancılara şüpheyle yaklaşabilirler. Çevreyi rahatsız edici hal ve davranışlardan kaçının. İlk temasın çok önemli olduğunu unutmadan, dostça yaklaşın ve selam verin. Köylerden geçerken aracınızı dikkatli kullanın, aşırı hız ve gereksiz gürültü yapmayın. Alışverişlerinizi mümkün olduğunca etkinlik alanınıza yakın taşra bölgelerde yaparak, bölge halkının ekonomisine katkı sağlayınız.

11- Çobanlar, köpekleri konusunda çok hassastır. Zor durumda da kalınsa sürü köpeklerine zarar vermek ve yaralamaktan kaçınılmalıdır. Yabancı olanın ‘biz’ olduğumuzu tekrar hatırlayalım!.

12- Ateş yakılacaksa ilk tercihimiz daha önce ateş yakılmış bir yer olmalı, eğer yoksa bir çukur açılmalı ve çukurun ağzına taşlarla set örülmeli. Ateş bu çukurun içinde ve ihtiyaca cevap verecek büyüklükte yakılmalı. Ateş yakmak için yaş ağaçlar değil, kurumuş ve yere düşmüş dal parçaları kullanılmalı. Yakılan ateşler kamptan ayrılırken bol suyla iyice söndürülmeli, set olarak kullanılan taşlar iyice soğutulmalı, yanmış korların üstü kum veya toprakla örtülmelidir.

13- Çayır ve meralar köy ve köylülerin ortak kullanım alanlarıdır. Bu alanların hayvansal ve tarımsal üretim halkasının bir parçası olduğunu unutmayalım, zarar vermekten kesinlikle kaçınalım. Ayrıca 1998'de çıkarılan Mera Kanunu nezdinde bu alanlara verilen zararın ormana verilen zararla eşdeğer ve cezasının çok ağır olduğunu da unutmayalım.

14- Ağaçlara strap (tekstil kayış) kullanmadan vinç halatı kesinlikle bağlanmamalı. Seçilen ağaçlar yeterince kalın olmalı ve strap, ağacın zemine en yakın yerinden bağlanmalı.

15- Yerinden oynattığımız bir taşın altında ya da düzelttiğimiz bir küçük tepeciğin içinde ‘karınca yuvası’ olabileceğini aklımızdan çıkarmamalıyız.

16- Özellikle su toplama havzalarında, dere ve göl kenarlarında çok daha fazla dikkat etmeliyiz. Hayvanların su ihtiyacını karşıladıkları kaynakların yolları üzerinde kamp kurmamalıyız.

17- Organik atık olarak bıraktığımız ve doğada çürüyeceğini düşündüğümüz yiyeceklerin ve meyve sebze kabuklarının küflenerek canlıların doğal beslenme sistemlerini bozabileceğini, zehirleyebileceğini ve hatta onların ölümüne sebep olabileceğini unutmayalım. Organik yada inorganik tüm çöplerimizi bir çöp poşeti içinde şehire geri getirerek çöp konteynırı gibi uygun bir yere atınız.

18- Alkollü araç kullanılamayacağı gibi etkinlikler sırasında da araç kullananların alkol alması kesinlikle yasaktır. Sigara izmaritlerini ise iyice söndürdükten sonra çöpe atınız.

19- Tekrar on-road (asfalt yol) sürüşüne geçmeden önce kontrollerinizi yapmayı unutmayın. Aydınlatma sistemleri, lastikler, aracın alt kısımlarının kontrolü ve plakanın temizlenmesinin ardından yola çıktığınızda, lastiklerinizden diğer araçlara fırlayabilecek çamur, taş vb. maddelerin zarar vermesini önlemek için yavaş sürün.

20- Ormanlara zarar verenleri veya gördüğünüz yangınları Alo 177 Orman İdaresi'ne, karşılaştığınız güvenlik sorunlarını Alo Jandarma 156'ya haber veriniz. Her iki numaraya da tüm GSM operatörlerinden ücretsiz ulaşabilirsiniz.



Manifestoyu Hazırlayanlar: Sedat Açıl (Doğa Fotoğrafçısı, Belgesel Yönetmeni), Prof. Dr. Yaşar Ergün (Yaban Hayatı Uzmanı), Nadir Uğurlular (Orman Mühendisi), Mert Kiğılı, Murat Can Yoluker
 
Son düzenleme:

Etiketler


Korunma amaçlı taşındığı muhtemel silahlarla havaya ateş ederek eğlenmek diğer arkadaşlarımız için tehlikeli, ürkütücü ve rahatsız edici olabilir...
Aslında madde 9'un bunu da içerdiği anlaşılıyor ama Ercova'da hep birlikte gördük ki kamp kuralları arasında belirtilmiş olmasına rağmen "eğlenmek amaçlı ateşli silah kullanımı" bir türlü engellenemiyor.
Bu nedenle açıkça belirtilmesinin daha caydırıcı olabileceğini düşünüyorum.
 

Ateş yakmayla ilgili olan 12. Maddeye belki "Ateş yakılacaksa; daha önceden ateş yakılmış yer varsa orası kullanılmalı, yok ise bir çukur açılmalı ..." şeklinde bir ibare eklenebilir diye düşünüyorum. İhtiyacımız kadar büyüklükte ateş yakmaya dikkat edilmesine de değinilebilir bir şekilde?


Bir de gerçekten merak ettiğim için soracağım, 17. Madde şöyle diyor;
17- Organik atık olarak bıraktığımız ve doğada çürüyeceğini düşündüğümüz yiyeceklerin ve meyve sebze kabuklarının küflenerek canlıların doğal beslenme sistemlerini bozabileceğini, zehirleyebileceğini ve hatta onların ölümüne sebep olabileceğini unutmayalım. Organik yada inorganik tüm çöplerimizi bir çöp poşeti içinde şehire geri getirerek çöp konteynırı gibi uygun bir yere atınız.

Bana mantıken çok da doğru gelmiyor, çünkü doğada da zamanında toplanmadığı için ağaçtan düşüp çürüyen bir dolu meyve, bostanlarda çürüyen sebzeler var. Bunlar da küfleniyor, bunları küflü halde hayvanlar yiyor mu? Ben ancak, organik çöplerin toprağa gömülmesi durumunda açığa bırakılmasına nazaran daha çabuk doğaya karışıp yok olduğunu biliyorum. Organik çöpün getirilip şehir çöplüğüne, organik olmayan çöplerin arasına atılması bu süreci ancak daha da uzatır sanırım, bilmiyorum ama belki de çöplüklerde metan gazı oluşmasını da bu organik çöpler neden oluyordur.
 



SDC' Alıntı:
Korunma amaçlı taşındığı muhtemel silahlarla havaya ateş ederek eğlenmek diğer arkadaşlarımız için tehlikeli, ürkütücü ve rahatsız edici olabilir...

Teşekkürler Sevtap, madde en kısa zamanda manifestoya eklenecek...


mycamper' Alıntı:
Ateş yakmayla ilgili olan 12. Maddeye belki "Ateş yakılacaksa; daha önceden ateş yakılmış yer varsa orası kullanılmalı, yok ise bir çukur açılmalı ..." şeklinde bir ibare eklenebilir diye düşünüyorum. İhtiyacımız kadar büyüklükte ateş yakmaya dikkat edilmesine de değinilebilir bir şekilde?

Özdal hocam sana da teşekkürler :smiley: 12. madde düzeltildi. Organik maddeler konusunda ise Yaşar hocamdan görüş bekliyorum, bu maddeyi kendisine danışarak eklemiştik. Bizim teorik bilgilerimiz, Yaşar hocanın pratik bilgileri yanında sönük kalıyor :smiley:
 

mycamper' Alıntı:
Ateş yakmayla ilgili olan 12. Maddeye belki "Ateş yakılacaksa; daha önceden ateş yakılmış yer varsa orası kullanılmalı, yok ise bir çukur açılmalı ..." şeklinde bir ibare eklenebilir diye düşünüyorum. İhtiyacımız kadar büyüklükte ateş yakmaya dikkat edilmesine de değinilebilir bir şekilde?


Bir de gerçekten merak ettiğim için soracağım, 17. Madde şöyle diyor;
17- Organik atık olarak bıraktığımız ve doğada çürüyeceğini düşündüğümüz yiyeceklerin ve meyve sebze kabuklarının küflenerek canlıların doğal beslenme sistemlerini bozabileceğini, zehirleyebileceğini ve hatta onların ölümüne sebep olabileceğini unutmayalım. Organik yada inorganik tüm çöplerimizi bir çöp poşeti içinde şehire geri getirerek çöp konteynırı gibi uygun bir yere atınız.

Bana mantıken çok da doğru gelmiyor, çünkü doğada da zamanında toplanmadığı için ağaçtan düşüp çürüyen bir dolu meyve, bostanlarda çürüyen sebzeler var. Bunlar da küfleniyor, bunları küflü halde hayvanlar yiyor mu? Ben ancak, organik çöplerin toprağa gömülmesi durumunda açığa bırakılmasına nazaran daha çabuk doğaya karışıp yok olduğunu biliyorum. Organik çöpün getirilip şehir çöplüğüne, organik olmayan çöplerin arasına atılması bu süreci ancak daha da uzatır sanırım, bilmiyorum ama belki de çöplüklerde metan gazı oluşmasını da bu organik çöpler neden oluyordur.

Özdal Bey Selamlar,

Bahse konu organik ya da inorganik tüm çöplerin hiç bir istisnaya ya da ayrıma tabi tutulmadan medeniyete yani ait oldukları yere getirilmesi ile ilgili madde tarafımdan teklif edilmiştir,

Forumdaki bir kaç veteriner hekimden birisi olarak şimdiye kadar bu konunun teknik izahının yapılmaması eksikliği bana aittir kusura bakmayın. Özellikle çok mideli hayvanların (gevişgetirenler hayvanların tümü) ön mideleri salgısal sindirim işlevini yerine getirmezler ancak o bölümlerde,tek hücreli rumen protozoonları denilen ot saman gibi çoklu şekerli (polisakkarit) bileşiklerden oluşan yapıları daha basit ve son midede ya da bağırsaklarda sindirilebilir hale getiren canlılar yaşar ve bu canlılar gevişgetiren hayvanların hayatta kalabilmesi için mutlak surette gereklidir. Bizim doğaya organik atık olarak bıraktığımız-gömdüğümüz-sakladığımız atıklar bir süre sonra bu canlılarca bulunur ve bulundukları yerden çıkartılarak yenir. İşte bu yenmeden sonra o organik atıklardaki tüm küf maya ve mantarlar o rumen protozoonlarının hayatına son verir. Hayvan da basit bir mide probleminden dolayı hayatını kaybeder. Haklı olarak doğadaki meyveler küflenmiyor mu ya da ağaç altına düşmüyor mu ? diye sordunuz. Doğada bahse konu hayvanların yaşadığı yerlerde meyveler küflenmeden günlük olarak yapılan ziyaretlerle hayvanlarca küflenmeden yenilir. Eğer derin orman içinde bir bahçe ya da bir meyve ağacının yakınına bir fotokapan kurulursa sabaha kadar hayvanların defalarca meyve yemek üzere orayı ziyaret ettiği görülebilir. Benzeri bir sorun aladağlarda yaşayan dağ keçilerinde sebepsiz ölümlerin anlaşılması için yapılan otopsilerle teyit edilmiştir. Bu arada kuşadasında kalamaki koyunda insan elinden sucuk ekmek yiyen ya da balık yiyen dilenci domuzlar bahsimizin dışındadır o tür dejenere ruhlu hayvanları Allaha havale ediyorum :smiley:
 


Bu manifestonun, sürekli akılda kalması ve gözönünde olması gerektiğini düşünüyorum. Yönetici arkadaşlar, örneğin en üstteki reklamın altına bir pencere açarak kayar bir şekilde sürekli görünmesini sağlayabilirlermi acaba.
 

yasarergun' Alıntı:
Özdal Bey Selamlar,

Bahse konu organik ya da inorganik tüm çöplerin hiç bir istisnaya ya da ayrıma tabi tutulmadan medeniyete yani ait oldukları yere getirilmesi ile ilgili madde tarafımdan teklif edilmiştir,

Forumdaki bir kaç veteriner hekimden birisi olarak şimdiye kadar bu konunun teknik izahının yapılmaması eksikliği bana aittir kusura bakmayın. Özellikle çok mideli hayvanların (gevişgetirenler hayvanların tümü) ön mideleri salgısal sindirim işlevini yerine getirmezler ancak o bölümlerde,tek hücreli rumen protozoonları denilen ot saman gibi çoklu şekerli (polisakkarit) bileşiklerden oluşan yapıları daha basit ve son midede ya da bağırsaklarda sindirilebilir hale getiren canlılar yaşar ve bu canlılar gevişgetiren hayvanların hayatta kalabilmesi için mutlak surette gereklidir. Bizim doğaya organik atık olarak bıraktığımız-gömdüğümüz-sakladığımız atıklar bir süre sonra bu canlılarca bulunur ve bulundukları yerden çıkartılarak yenir. İşte bu yenmeden sonra o organik atıklardaki tüm küf maya ve mantarlar o rumen protozoonlarının hayatına son verir. Hayvan da basit bir mide probleminden dolayı hayatını kaybeder. Haklı olarak doğadaki meyveler küflenmiyor mu ya da ağaç altına düşmüyor mu ? diye sordunuz. Doğada bahse konu hayvanların yaşadığı yerlerde meyveler küflenmeden günlük olarak yapılan ziyaretlerle hayvanlarca küflenmeden yenilir. Eğer derin orman içinde bir bahçe ya da bir meyve ağacının yakınına bir fotokapan kurulursa sabaha kadar hayvanların defalarca meyve yemek üzere orayı ziyaret ettiği görülebilir. Benzeri bir sorun aladağlarda yaşayan dağ keçilerinde sebepsiz ölümlerin anlaşılması için yapılan otopsilerle teyit edilmiştir. Bu arada kuşadasında kalamaki koyunda insan elinden sucuk ekmek yiyen ya da balık yiyen dilenci domuzlar bahsimizin dışındadır o tür dejenere ruhlu hayvanları Allaha havale ediyorum :smiley:

Bodrum' da bi lagos vardı karaada da. Hep scuba gezileri düzenlenirdi oraya. Adı bile vardı. Milletin elinden haşlanmış tüm yumurta yerdi suyun dibinde. Vurdu birileri zıpkınla diye duydum seneler sonra.....
 



Bence bu manifesto gezilerden önce gelen herkesten istenmeli. Dağıtılmamalı, istenmeli, bilet gibi. Adam, kadın herneyse, emek versin, kaç kişi geleceklerse çıktısını alsın. Yiyeceğini, içeceğini getirmeyi biliyo millet. Hatta gezideki, kervandaki :D, herneyse, her aracın bi camına yapıştırmalarıda zorunlu olsun. Böylece ezberlemiş olur acık. Hani kopya yazarken dersi öğrenmek gibi. Kervan başıda kontrol etsin, işi ne. Müdürüm diyip oraya buraya iş vermeyi biliyo.... :smiley: :D ;D :smiley: :D ;D
Bide her geziye gidene bi fide verilse, istense, satılsa felanda; her gezide iki dakka biyere ekse herkes kendininkini, fena mı olur. Arabayı kurtarmak için kazma kürek dalmayı biliyoruz yola, dimi yaaaa.... Bi çukurda fide için, nevar.... Sonra da, bu gezilerde dikilen fideler, ne tür gezi olursa olsun moderatörler tarafından biliniyo zaten, ilk sayfada açılan bi konuda yarıştırılsın, işte şu grup 2009' daki gezilerinde şu kadar fide dikti felan, yada en çok katılıma oranla fide dikilen gezi felan, bu fideler ormandan bile alınır. Hesap tutmakta zor değil, arabanın ne kadar yaktığını hesaplamıyomuyuz, iki kafada buna patlatırız, hatta bu iyiliğin karşısında gezilere orman kurtarma unimogu bile verir yanımıza..... Abarttım bende, kalcak yer, personel yemeğide versin iki ot soktuk diye toprağaaa :smiley:
Ben ciddiyim, çok güzel olaylar çıkar bu fikirden....
 

Alfonse' Alıntı:
Bence bu manifesto gezilerden önce gelen herkesten istenmeli. Dağıtılmamalı, istenmeli, bilet gibi. Adam, kadın herneyse, emek versin, kaç kişi geleceklerse çıktısını alsın. Yiyeceğini, içeceğini getirmeyi biliyo millet.

Bide her geziye gidene bi fide verilse, istense, satılsa felanda; her gezide iki dakka biyere ekse herkes kendininkini, fena mı olur. Arabayı kurtarmak için kazma kürek dalmayı biliyoruz yola, dimi yaaaa.... Bi çukurda fide için, nevar.... Sonra da, bu gezilerde dikilen fideler, ne tür gezi olursa olsun moderatörler tarafından biliniyo zaten, ilk sayfada açılan bi konuda yarıştırılsın, işte şu grup 2009' daki gezilerinde şu kadar fide dikti felan, yada en çok katılıma oranla fide dikilen gezi felan, bu fideler ormandan bile alınır.

Bunların her ikisi de düşünüldü ve biraz daha farklı bir şekilde uygulamaya konulacak zaten ;) Az biraz daha bekleyin...
 

yol' Alıntı:
Bunların her ikisi de düşünüldü ve biraz daha farklı bir şekilde uygulamaya konulacak zaten ;) Az biraz daha bekleyin...
Güzeeelllll, tahmin etmiştim zaten, bi akıllı ben miyim :smiley: :smiley: :smiley:
Bekliyoruz hayırlı kuralları, yaptırımlı.....
 


Deep' Alıntı:
Gezenbilir Hatıra Ormanı için alan tahsis edildi, fidan dikimi, ormanda çöp toplama gibi toplumsal sorumluluk projeleri çok yakında hayata geçirilmiş olacak.
bu kadar duyarlı ve özverili bir grup daha yok türkiyede..yaptıklarınız düşünceleriniz çok güzel..emeği geçen herkese teşekkürler..
 




Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,691
Mesajlar
1,522,233
Kayıtlı Üye Sayımız
166,537
Kaydolan Son Üyemiz
emrecnblat

Çevrimiçi üyeler

SON KONULAR



Geri
Üst