64 Gün, 24.000 Km........ Orta Asya, Moğolistan....

[Arif Hüküm]

02 Temmuz 2016
Şu an saat 10.00 kahvaltımızı ettik, toparlandık hazırız. MY BEACH HOTEL' in kapısındayız, geceyi çok rahat geçirdik. Şimdi Serhat'ı bekliyoruz, allahaısmarladık deyip ayrılacağız. Havuz kenarına geldik oturuyoruz, çalışanlar var, temizlik yapıyorlar. Çok rüzgârlı olduğu için herhalde dünkü kadar kalabalık değil. Serhat uyuyormuş, fırtına nedeniyle tesiste gece çalışmışlar. Neyse resepsiyonda Leyla' yı gördük selam söyleyip ayrıldık. Bağçalı Yaşam Merkezinde alış veriş yaptık. 4x4 shop'a geldik. Telefonla sordular, bugün gemi varmış, inşallah gideriz. Hikmet'ler le vedalaştık, Bağçalı Yaşayış Komplexinden ayrıldık, Elet limanına gidiyoruz. Evet, limana geldik çok heyecanlıyım, çokta şiddetli fırtına var, bakalım ne ile karışılacağız. Evet gümrük kapısına geldik, pasaportları verdik, Arif bilet almaya gitti fakat fırtınadan gemi bu gün kalkmayacak, yarına kaldı. Yarın inşallah fırtına olmaz saat 13.30 limanda bekliyoruz ve geceyi geçireceğiz.

 

[Arif Hüküm]

03 Temmuz 2016
Elet limanında karavanda yattık çok rahat uyuduk. Çünkü her taraf polis, güvenlik içinde, sabaha karşı fırtına çok sert esti. Şu an yine esiyor, bakalım bugün gemi hareket edecek mi? Gerçi gelecek gemi karaya yanaşamadı, bekliyoruz. İnşallah fırtına dinecek, iki- üç gün kalsak su ve ekmek sıkıntısı çekeceğiz. Sonra bulunduğumuz alanda bir bakkal varmış, onu keşfettik, kıvır zıvır yiyecek şeyler ve su bulunuyor. Kahvaltımız yaptık, Utku yattı, Arif telefonda, bense etrafa bakarak oturuyorum Elet limanını seyrediyorum. Şimdi saat 11.30 kahve yapıyorum, kahvemizi içeceğiz, yiyip içip oturuyoruz. Şimdi saat 15.36 galiba gemi göründü. Bende heyecan başladı, toplandık bekliyoruz, fakat başka gemiymiş. Neyse saat 20.00 gibi gemi geldi, bizde saat 21.00 gibi yemek yedik. Gemiye saat 24.00 den sonra bindik. Eski kötü bir gemi, güya bu hatta çalışan en iyi gemi buymuş, anlatılacak gibi değil. Gemide elimize temiz çarşaf verdiler, kendimiz yaydık. Hemen dışarı çıktık, nerdeyse sabaha kadar oturduk. Ortalık aydınlanmaya başladı, biz de kamaramıza geldik yattık. Zar zor uyudum. Bir anons ......"Bütün heyet...........başına "diye. Arif'i kaldırdım, gitti baktı , "kimse yok, yat" dedi bana, ben de yatayım.

Ekli dosyayı görüntüle 55474
Ekli dosyayı görüntüle 55475

 

[Arif Hüküm]

04 Temmuz 2016
Sabah tekrar anons, anlamadım, bu sefer kaldırmadım Arif’i. Utku bana gemi hareket etti dedi, hemen kalktım baktım, öbür geminin yanından uzaklaşıyor ve epey seyrettim. Uzaktan bir şehir gözüküyor ( Bakü)ama neresi bilmiyorum, saat kaç (06.00)onu da bilmiyorum. Yani gece bindik, sabah hareket ediyoruz. 22 saat deniz yolu ile Kazakistan Aktau limanına gideceğiz, haydi hayırlı yolculuklar. Ben de şimdi yatayım, ama uyuyamıyorum. Kalktım fotoğraf çektim, epey karadan uzaklaştık, hatta kara gözükmüyor. Ohh!!!! Ne mutlu Utku, Arif uyuyorlar, neyse bende uyumuşum. Arif uyandı. Petrol kuyuları gözüküyor. Arif tur atmaya çıktı. Bu gün-bu gece bu gemideyiz, bilmem gemide ne değişirde yazarım. Fırtına çıkmaz da inşallah normal bir şekilde gideriz. Sabah kahvaltısını hiç duymadık, öğlen yemeği anonsunu duyduk ve gittik. Ezogelin Çorba-Tavuk- Makarna-Salata vardı. Aslında yemekler fena değildi, ama yerken biraz zorlandık. Karavana indik, ihtiyaçlarımızı aldık, çay alacaktık ama çay bitmiş, şu an kamaramızdayız. Hazar Denizi'nin her tarafında petrol kuyuları var. Saat 16.30 olmuş, biraz uyuduk, Utku gezmeye çıkmış. Arif'le oturuyoruz. Saat 18.30 olmuş, uçsuz bucaksız denizin ortasında gidiyoruz, aşağı yukarı yolu yarıladık herhalde.Akşam yemeği 19.30 taymış, yemeğimizi yedik geldik. Ankaralı bir tır şoförü ile konuştuk, sabaha varmaz varırız diyor fakat önden giden bir gemi varmış onu geçmemiz gerekiyormuş, o erken varırsa bizim beklememiz gerekiyormuş. Bu gemi en hızlı gideniymiş, yemekleri fena değilmiş, daha önce kötüymüş, biraz düzelmiş. Ankaralı şoför gemiden memnun ne yapsın daha kötüyü görünce bu iyiymiş. Arif fotoğraf çekmeye çıktı, Utku filim izliyor, bende kitap okuyorum. Akşam saat 21.00 de yattık, çok geçmeden hiç uyanmadan uyudum.

 

[Arif Hüküm]

05 Temmuz 2016
Takır takır seslerle Utku ile ikimiz uyandık. Sabah saat 05.00, ne oluyor diye yorumlar yaptık, baktık ışıklar, gemiler. Ben yalnız gece ara ara baktığımda gördüğüm ışıklar vardı, gemi mi yerleşim mi anlayamadım. Fakat yaklaştığımız kesindi. Fakat Utku gemi dönüyor dedi, ben anlayamadım, telefonda döndüğünü gösterdi, 60- 70 yi geçtiğini gördüm pusulanın. Gemi mi var bilmiyorum, gemi sanki gitmiyor bana göre, meğerse demir atmış. Deniz sakin, dalga yok, hava pırıl pırıl, gökyüzü kızıl. Bakalım ne zaman yanaşacak limana.
Bu gün ayrı duygular da yaşıyorum, çünkü Ramazan bayramı....Utku, Arif ben daha sonra bayramlaşırız, bayramlaştık. Gemideki bazı Türk'ler de bayramımızı kutladılar. Öğle yemeğini de yedik, şimdi kaptan köşküne çıktık, kaptan mı bilmem biri ile konuştuk, akşam saat 17-18 arası hareket edebileceğimizi söyledi, Arif'le fotoğrafımızı çekti. Dolaştık kamaramıza geldik, saat 15.30 bekleyeceğiz. Saat 20.20’de akşam yemeğimizi yedik. Cacık-Patates-Okyanus balığı çok güzeldi. Gemi limana yanaşmak üzere. Saat şu an 21.00 Aktau limanına girmek üzereyiz. Sonrasını indikten sonra yazarım ve girdik. Limandan çıkışımız 02.50 idi. Hemen kamp alanı bulduk, ben karavanda duş aldım ve yattık.

 

[Arif Hüküm]

06 Temmuz 2016
Aktau'dan hareket ediyoruz. Saat 09.26 yola devam ediyoruz. Dümdüz çöl, yollar kimi yer kötü kimi yer asfalt kimi yer stabilize, fakat yol çalışmaları var. Bu yol epey işlek fakat yanlış yol gidiyoruz, 40 km sonra aynı yolu geri döndük. Yol çok mu çok bozuk. Bir yerleşim yerinden geçiyoruz, okul, cami, kafeler gördük. Neyse düzgün bir yola girdik, bakalım bu asfalt yol ne kadar sürecek? Çöl de kahve molası verdik, Utku direksiyona geçti, çok kötü bir yolu epey gittik nihayet asfalta çıktık. Çöl de gidiyoruz, etrafta en çok develer var, bir de atlar. Saat 14.16 kâh bozuk kâh asfalt. Shetpe' ye geldik saat 15:25 gelişmiş bir yer il mi, ilçe mi? anlamadım. Shetpe bitti, Beyneu 243 km. yol var. Yol düzgün, Utku uyuyor, direksiyonda Arif var. Epey yol geldik, saat 19:59 Beyneu'a geldik. Kazak steplerini geçerek geldik. Hiç bir yerde su yok. Aktau 469 km. buradan. Alış veriş ettik, domates, biber, elma 5 lt. lik 5 şişe su, bir ekmek Kazak parası ile 2600 Tenge tuttu. Şimdi Arif dizel yakıt dolduruyor bakalım ne tutacak. Kazakistan’da yakıt ucuz olduğunu söylüyorlar. 25 Dolara depo doldu. Beyneu’dan çıktık, çok bozuk bir yolda ilerlerken yol düzeldi diye sevindik. Polis çevirdi, bütün arabaları durduruyor. Bakalım ceza verecekler mi? 2000 Tengeye geçiyoruz. Saat 21.20 gümrüğe 77 km. kaldı, yol çok bozuldu, bakalım kaçta varacağız. Çok bozuk yolda nihayet gümrük kapısına geldik. Girişteki oto parktayız. Şimdi yatıyoruz saat tam 01.00.
Not: bu gün hava sıcaklığı 40° idi, bir ara 39° oldu, gece 30° idi.

 

[Arif Hüküm]

07 Temmuz 2016
Sabah 06.00 da kalktık, gece rahat uyuduk. Park alanı boşaldı bile. Bizde hazırlandık şimdi, gümrüğe girmek için, elveda Kazakistan, pek bir şey ifade etmedi, gelişmeleri sonra yazarım. Saat 07:20 şu an hareket ediyoruz. Karakalpakistan sınır kapısındayız. Arabamıza iki kişi geldi ne yapacağımızı söylüyorlar. Biri de para istedi, bir askerde geldi bunlar çete gibi. Kazak gümrüğünden hemen geçtik, hiç bekletmediler, "turist " deyince kuyruğun önüne aldılar. Fakat Özbek gümrüğünde çok bekledik. Gerçi onlar da turist diye öncelik veriyorlar ama arama burada çok farklı. Karavanın içine girip aradılar. Hele yerli halkı didik didik arıyorlar. Saat 11.00 de gümrükten çıktık, yol alıyoruz. Epey yürüdük, şimdi birisi yine pasaportlarımıza baktı. Karakalpakya' yı geçtik. Yollar bozuk Kazakistan gibi. Saat 14.45 halen dümdüz ovada ilerledik duruyoruz. Yine yolda uzun kuyruk, polis bizi de durdurdu, bekliyoruz. Bütün arabalar gitti, bizi de saldılar. Uzakta bir şehir görünüyor. Yine uçsuz bucaksız çöldedevam ediyoruz. Dışarısı 37,5 dereceymiş. Bitmeyen bir çöl, saat 16: 00 ...400. Oh be bozuk yoldan çıktık, yeni yola girdik, şimdi rahat gidiyoruz. Mola verdik, kahvelerimizi içtik, Utku direksiyona geçti, kaymak gibi yolda gidiyoruz. Tam karşımızda sağda nükleer santral gibi bir yer var. Solda da büyük binalar var, galiba gaz ile ilgili. Aral Gölü'nden kalan bir kısmın fotoğrafını çektim. Yelabad (Kunkhodzha) bitti. Aral gölü kenarında ilk defa yeşillik gördük, güzel bir yerleşim var. Özbekistan’da pek deve görmedik, varda az. Dümdüz ovada devam ediyoruz, ilk defa yemyeşil bir yere geldik. Buralarda yemyeşil dereler var, şimdi Adabiyat' a girdik. Şimdilik çöl bitti, muhtemelen Amuderya nehrinin yatağındayız. Yol çok güzel, Hocalı'ya geldik, bayağı büyük bir şehir. Büyükte bir nehir mi dere mi bir şey geçiyor, çocuklar yüzüyor. Amuderya' da güzel büyük bir köprü geçip, Nukus'a geldik. Jipek Joli Otel 118 numaraya yerleştik. Güzel temiz bir otel. Arif duş alıyor, bizde duş alıp yemeğe çıkacağız. Bu otelin yakında şubesi varmış, bahçesinde yemek yemeye gittik. Orda mantı, çorba(köfteli) yedik, yemekleri lezzetliydi. Yürüyerek otele döndük, gece çok sakin, insanlar sokakta. 24.00 gibi yattık. Ben her zamanki gibi hemen uyuyamadım, klima açık olduğu için üşüdüm. Sabahta erkenden uyandım.

Kazakistan-Beyneu

Kazak-Özbek Gümrüğü

Özbekistan

 

[Arif Hüküm]

08 Temmuz 2016
Kalktım duş aldım, saat 09.00 a doğru Arif'i kaldırdım. Kahvaltıya indik, kahvaltıda iyiydi. Lobide iki bayanla sohbet ettik, biri iki kızı ile Türkiye’ye gelmek istiyor, Pamukkale’yi görmek istiyormuş. Terörden korktuğunu söyledi, alerjisi varmış. Evet, hareket ediyoruz. Depolara otelden epey su aldık, fakat bulanık, anca kullanma suyu olur. Otelden ayrılarak şehir dışına çıktık, yani Nukus bitti. Yol kenarında bir satıcıdan 4.000 Som'a 5 lt. Su aldık. Epey yol gittik, şimdi kaya ve taşlık alan gördük fakat çok kısa sürdü. Kırmızı ve sarı topraktan çıktık. 75 km yol kalmış, 100 km gelmişiz, yollar bozuk. Nihayet iyi bir yola çıktık, derken yol gene bozuldu. Yol kavun, karpuz, su satanlarla dolu, epey ekili alan var. Buraları sulak alan, epey dere, nehir, kanal bir şeyler var. Çocuklar kapkara nehir sularında yüzüyorlar. Arif bir istasyonda mazot sordu, yokmuş. Devam ediyoruz Amuderya'nın üzerinden geçtik, çok ama çok güzel, nehrin üstünde tekneler geziyor. Kıyısı turist, araba dolu kalalım dedim Arif beni dinlemedi. Şimdi polis durdurdu, pasaportları verdik Arif'i çağırdılar diğer evrakları da götürdüler, bizi de çağırdılar. Kayıt altına alıp imza attırdılar ve devam ettik. Gölge bir yerde yemek için durduk. Daha sonra devam ettik, Yukarıbağ, Aşağıbağ’ı bitirdik, Ürgenç'e girdik, bayağı büyük, gelişmiş bir şehir herhalde. Akşam aynı otelde kaldığımız Polonyalılar la aynı yoldayız. Xiva'ya 19 km kaldı. Yol güzel, çevre güzel, kanallarda çocuklar yüzüyor. Xiva'ye geldik. Yol süper, tam merkezde Alibek Guest House’da oda tuttuk. Akşam saat 18.00 de kaleyi gezmeye çıktık, kapıda bilet aldık. İki günde gezilebileceğini söylediler ancak 39° sıcakta bir saatte bitirdik. Yakındaki bir restoran da akşam yemeği yedik. Arif ile bir tur atıp saat 23:00de odamıza çıktık. Odamız o saatte 33° idi klima ile soğutup ancak uyuduk.

 

[Arif Hüküm]

 

[Arif Hüküm]

 

[Arif Hüküm]

 

[Arif Hüküm]

 

[Arif Hüküm]

 

[Arif Hüküm]

10 Temmuz 2016
Sabah kalktık, duşlar alındı, kahvaltıya gittik. Xiva'deki çift Kazakmış, kadın doktor. Süleyman Demirel'den bahsetti anlamadık. Derken Xiva'deki motorlu Alman, akşam yemek yediğimiz yerdeki bay-bayan herkes burada, tanış olduk. Kahvaltıdan sonra çıktık banka aradık ama Atm den para çekemedik, dolar bozdurmaya karar verdik. Çarşı içinde bir yerde dolar bozdurduk. Biraz dolaştıktan sonra Buhara'dan ayrılmaya karar verdik. Otele döndük, saat 11.00- 12.00 arasıydı. Otelde "daha erken niye ayrılıyorsunuz " dediler. Beki'ye penye bıraktık, kıza da toka verdik. Onlarda kızın yaptığı Buhara resmini verdiler. Annesi mutlu bir şekilde "duvara asarsınız" gibi bir şey söyledi. Karavana da su doldurduk, ayrıldık, Rumi otel elveda. Yoldayız, dışarısı 450, saat 13.30, yine bozuk yollar devam ediyoruz, Semerkant’a 300 km var. Kasan' dan bir delikanlı aldık, ismi Behruz' muş. Güler yüzlü bir tip, okumuyormuş çalışıyormuş. Karşı'ya geldik delikanlı burada indi. Güzel bir köprü ve nehirden geçtik, nehrin etrafı tesis dolu. Parklar, bahçeler, lunaparklar güzel bir şehir. Semerkant’a 80-90 km kaldı, yol fena değil inşallah böyle gider. Bu tarafta deve yok inek- koyun- keçi var. 2,5 km yolumuz kaldı, etraf yeşillik, ağaçlar arasında ilerliyoruz. Burada karpuz çok herhalde. Semerkant' a girdik saat 19.18. Bayıldım Semerkant’a, yol üç şerit, tamamiyle ağaçlarla kaplı. Neyse Utku internetten bir otel buldu, navigasyonla aradığımız oteli bulduk, saat 20:00, yerimizi ayırttık. Utku ile yan yana iki oda, Utku iki kişilik odada tek kalacak. Arif duş aldı, yemeğe çıktık, muhteşem bir yemeğe 97.000 som verdik, çoğunu da yiyemedik. Yemekten sonra etrafı dolaştık. Gördüğümüz yer acayip, anlatmak zor, görülmesi gereken olağanüstü bir şaheser, neyse ışıklı halini gördük sonrada ışıklar kapandı. Parklarda gezdik, eni boyu belli değil. Öyle geniş devasa parklar, yeşillik içinde, sonra epey yürüdük. Bir düğünde gördük yemekli, her masa çiçekli, daha sonra otele yürürken Timur'un heykelini gördük "XIV-XV yüzyıl" çok güzeldi. Otelimize döndük, Antika hotel, bahçeli güzel, yeşil, neyse artık yatacağız, devamı yarın.
Not: CYM (Som) Özbek para birimi.

 

[Arif Hüküm]

 

[AKMühendis]

Maaşallah ne güzel gezmişsiniz, Allah nicelerini nasip etsin.
Ben de heves ediyorum ama, benimki hep heveste kalacak..

Sağlıklı ve huzurlu geziler diliyorum.

 

[mustafayetim]

Arif abi bu keyifli bir o kadar maceralı gezini Face'den yaptığın paylaşımlarla heyecan ile izliyordum.Şimdi ise gezi anılarını paylaşacak olmana çok sevindim.Merak ile takip ediyor olacağım selamlar.