Karavan Sahibi Olabilmek için Emekliliği Beklemek Zorunda mıyız?

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan taiga Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 58
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 14,715

taiga

***
Mesajlar
2,266
Tepkime Puanı
26
enverdede' Alıntı:
Bunda bilgi doyumluluğunun etkisi varmı sizce.Bu kadar bilginin samimi paylaşıldığı başka bir foruma rastlamadım ben şimdiye değin,değişik başlıklarda her şey yazıldı öğrenecek pek fazla bir şey kalmadığındandır bence.

Elbette etkisi var...

Ancak bende ki ana dürtü bıkkınlık...

Min. 25 senelik araçlara istenen rakamlar 15-25 bin TL arası... (Hymer, Euramobillerden bahsetmiyorum direk T2, T3 yada benzeri panelvan tarzı olanlar)

Bu araçları aldığınızda hesapta içinde "aksesuar"da olsa onlarda 25 yıllık veya daha yaşlı...

Hiç mi teknoloji gelişmedi?

Ya içine yapacağım masraf?

Astarı yüzünden pahalıya gelecek bana... Kendi adıma bu yolu akılcı bulmuyorum... (Dediğim gibi kendi adıma, başkasının koşulları ve görüşü elbet farklıdır)

Diyelim daha yenice model aldınız...

Misal Cem aldı hesaplı bir T4...

Donanımlıydı da...

Lakin extra masraflarıyla maliyet aşırı yükselmedi mi?

O zaman durup düşünüyorum bende...

Zaten zaman sorunum var...

20 bin TL + içine yapacağım masraf yerine, vaktimi ayarlayıp gidebiliyorsam binek araç +çadır hamlesiyle gezerim, yok zaman bulamıyorsam zaten en kral Hymer im olsa işe yaramaz...

Ne yalan söyleyeyim karavan hamlesini zamanı ve maddi imkanı sorunsuz hale geleceğim günlere erteledim...(Emeklilik sonrası)

O vakitte bütçeyi 50 bin TL civarlarına çekip olabildiğince yeni model ve aksesuarlı bir karavana doğru yönelirim diye düşünüyorum... (Gerçi o günlere daha çok var)

İlgi dağılıp gezilere bile katılmaya fırsat bulamayınca, forumdan da kopuyor insan... Bendeki durum budur... :-\
 

Etiketler
Haldun, ne yaparsan şimdi çalışırken yapacaklarındır, emekli oldukdan sonra Migrosdan bile alışveriş yapamazsın, senin marketin Şok mağzaları olur..
 

Haldun dostum sana katılıyorum. Daha önceki iş yerlerinde izin vakit problemim oluyordu. Değil cumartesileri, pazar günleri bile izin almakta zorluk çekiyordum. Birinci sorunumun karavansızlık değil zamansızlık olduğuna karar verdim. Sırf bu nedenle bu sene daha düşük maaşlı olmasına rağmen cumartesi - pazarları tatil olan, daha resmi kurum havasında olan bir işe girdim. En önemli sorunumumu halletmiş oldum. Hafta sonlarını gezmekle değerlendiriyorum. İstanbul içinde bazen müzeleri bazen deniz manzaralı bir mekanı bazen de tarih kokan bir sokağı ziyaret ediyorum. Ayrıca doğada olmayı çok seviyorum. Fırsat buldukça çadırımı kapıp doğada oluyorum. Kolestrolüm yükseldiğinden artık piknik ve mangal yapmıyorum. Doğada olmak yetiyor. Gezenbilir'in AWD'nin VKOD'un gezilerini kaçırmamaya çalışıyorum. Ve tüm bunlar bana mutluluk veriyor. Hafta sonu gezilerimi rahatlatacak donanımlarımı yavaş yavaş geliştirmeye çalışıyorum. Ve şunu unutmuyorum ki tüm bu donanım malzemeleri amaç değil araçtır. Elimdekiyle idare edip anın tadını çıkarmaya çalışıyorum.

Karavanım olmasını hala çok istiyorum ama olsa bile uzun soluklu gezi yapabileceğim tatil fırsatım da hala yok. Meslek gereği 1-2 sene de bir iş değiştirmekden dolayı izinler sorun oluyor. Girdiğin yerde 1 sene dolmasını bekliyorsun. Bir seneden sonra da proje bitme aşamasına geliyor. Bu sefer iş bitirilecek diye izin alma sorun oluyor. İş bitince çoğu yerde izinin ve izin paraların da yanıyor. Aynı yerde 10 yıldan fazla çalışamadığımızdan dolayıda yıllık izin hakımız iki haftayı geçmiyor. Anladım ki uzun soluklu gezileri ancak emeklilikte yapabileceğiz. Atilla Abi'nin dediği gibi marketimiz Şok olmazsa tabii :smiley: . İkisi ters orantılı ; para ve zaman. Biri varsa diğeri yok. Neyse emeklilikte gezme konusunda kendimize Abdi Ağabeyi (dalgıç) örnek alırız.

Tüm bu yazılarımla çelişen şu son cümlemi de ilave edeyim. Bankada ne yapacağıma karar veremediğim 20-30 bin TL bir param olsa idi hiç düşünmeden keyfime göre bir karavan alırdım. Kullanamasam da kapının önünde yatırırdım. :smiley:
 

Hakan, Biz emekliler olarak, emekli maaşı ile para artırıp bir karavan sahibi olmaya çaba sarfediyorsak, çalışanlar bunu yapamıyorsa, durup şapkalarını önlerine koyup, yaptıkları gereksiz harcamaların bir hesabını yaparlarsa, aslında karavanlarını gereksiz masraflarla boşa harcadıklarını veya karavanlarını yediklerini anlayabilirler..önce kredi ile 1998-2001 bir PSA 7-10.000 TL, sadece şuna inanmak lazım, "istekler imkanlarla sınırlıdır", galiba burada yapılanları izlemek insanların hedeflerini büyütüyor ve sahip olmayı zorlaştırıyor. Hayatı gereksiz yere zorlaştırmaya gerek yok, boş bir PSA'nın içine bir sünger yatak, bir piknik tüpü attınmı, yapacaklarını hayal etmek daha zevkli....
 




aslanahmet' Alıntı:
Haldun dostum sana katılıyorum. Daha önceki iş yerlerinde izin vakit problemim oluyordu. Değil cumartesileri, pazar günleri bile izin almakta zorluk çekiyordum. Birinci sorunumun karavansızlık değil zamansızlık olduğuna karar verdim. Sırf bu nedenle bu sene daha düşük maaşlı olmasına rağmen cumartesi - pazarları tatil olan, daha resmi kurum havasında olan bir işe girdim. En önemli sorunumumu halletmiş oldum. Hafta sonlarını gezmekle değerlendiriyorum. İstanbul içinde bazen müzeleri bazen deniz manzaralı bir mekanı bazen de tarih kokan bir sokağı ziyaret ediyorum. Ayrıca doğada olmayı çok seviyorum. Fırsat buldukça çadırımı kapıp doğada oluyorum. Kolestrolüm yükseldiğinden artık piknik ve mangal yapmıyorum. Doğada olmak yetiyor. Gezenbilir'in AWD'nin VKOD'un gezilerini kaçırmamaya çalışıyorum. Ve tüm bunlar bana mutluluk veriyor. Hafta sonu gezilerimi rahatlatacak donanımlarımı yavaş yavaş geliştirmeye çalışıyorum. Ve şunu unutmuyorum ki tüm bu donanım malzemeleri amaç değil araçtır. Elimdekiyle idare edip anın tadını çıkarmaya çalışıyorum.

Karavanım olmasını hala çok istiyorum ama olsa bile uzun soluklu gezi yapabileceğim tatil fırsatım da hala yok. Meslek gereği 1-2 sene de bir iş değiştirmekden dolayı izinler sorun oluyor. Girdiğin yerde 1 sene dolmasını bekliyorsun. Bir seneden sonra da proje bitme aşamasına geliyor. Bu sefer iş bitirilecek diye izin alma sorun oluyor. İş bitince çoğu yerde izinin ve izin paraların da yanıyor. Aynı yerde 10 yıldan fazla çalışamadığımızdan dolayıda yıllık izin hakımız iki haftayı geçmiyor. Anladım ki uzun soluklu gezileri ancak emeklilikte yapabileceğiz. Atilla Abi'nin dediği gibi marketimiz Şok olmazsa tabii :smiley: . İkisi ters orantılı ; para ve zaman. Biri varsa diğeri yok. Neyse emeklilikte gezme konusunda kendimize Abdi Ağabeyi (dalgıç) örnek alırız.

Tüm bu yazılarımla çelişen şu son cümlemi de ilave edeyim. Bankada ne yapacağıma karar veremediğim 20-30 bin TL bir param olsa idi hiç düşünmeden keyfime göre bir karavan alırdım. Kullanamasam da kapının önünde yatırırdım. :smiley:
Hakan bey forumda sık bulunmam sebebiyle aktivitelerinizi takip ediyorum.Siz açığınızı çadır ve aracınızla kısmen kapattığınızdan olsa biraz soğumuş olabilirsiniz,kısmen dememin nedeni eşinizin çadırda yatmaya sıcak bakmaması.Kampçılığın en önemli konusu ailenin ortak noktada birleşiyor olabilmesi bana göre.Bu yüzden hafta sonu gezileri için olsa bile bir moto karavana ulaşma hevesinizi kırmayın çünkü siz virüsü almışsınız.Atilla bey'e katılmamak elde değil çocuklar ufakken büyüdüğünde azalır denilen giderler emekli olduğunda daha bir katlanıyor.Bu yüzden şimdiden yapın yatırımları.Sevgiler.
 

Bana göre en önemli olan ,verdiğin kararın doğruluğundan yüzde yüz emin olmak,hassas olan durum bu.Haldun hocam emekliliğe erteledim diyor bunuda zevkten söylemiyor tabi ki,şartlar

bunu gerektiriyor.Şimdi verdiği kararın doğruluğuna bu zamandan bakmak gerekiyor,bu aldığı kararın doğruluğuna kesin inanıyorsa, ilerde olmasa bile çok üzülmeye gerek yok,şartlar neyi

gerektiriyorsa o kararı aldım demek gerekiyor.Yani Zenon felsefesi, ben elimden gelenin en iyisini yaptım,benim dışımda gelişen, öngörüsünü yapamayacağım şey ler için üzülmem.(gemiyi-
kaptanını-öngörülen havayı seçerim ama denizde çıkan fırtınayı ben belirleyemem)


Eğer tekrar başlayabilseydim yaşamaya...-J.L.Borges

İşte bu cümleyi hiçbirzaman kullanmamak gerekiyor.Bu sizi, ilerde yaşamınızda aldığınız kararları sorguladığınızda, yıkacak olan cümledir ve herzaman KEŞKE ile başlar.Haldun hocam kararını verdi ve hayatı ile ilgili bütün değişkenleri en iyi bilen kendisi,biz ne söylesek boş.

Biz ne yapıyoruz mübarek 2 günlerimizi daha nitelikli kılmaya çalışıyoruz,kamp yapıyoruz,gökyüzünü seyrediyoruz... yada kös kös evde oturuyoruz.İşte yaşamımızın sonunda,hayatımızı sorguladığımız o an lar da,verdiğimiz samimi cevaplar bizi bu dünyada nitelikli yada niteliksiz yaşadığımızı belirtecek.Yani gönlümüzü nelerle doldurduk..

Umarım cevabınız sizi tatmin eder.
 

Ynt: Karavan Sahibi Olabilmek için Emekliliği Beklemek Zorunda mıyız?

''Satılık Vasıta Sitelerinde Gördüğümüz Karavanları Tartışalım'' başlığında şekillenmeye başlayan bu tartışmayı iyice masaya yatırabilmek adına konuyu ayrı başlık altında düzenliyorum... Bu hamur daha çok su götürür gibi geliyor...
 

Ynt: Karavan Sahibi Olabilmek için Emekliliği Beklemek Zorunda mıyız?

O zaman Cem bu şiiri tekrar yayınlamak gerekiyor.Belki kararını vermemiş arkadaşlarımıza yol gösterir umudu ile...


ANLAR

JORGE LUIS BORGES



Eğer yeniden başlayabilseydim yaşama

İkincisinde daha çok hata yapardım.

Kusursuz olmaya çalışmaz, sırtüstü yatardım.

Neşeli olurdum, ilkinde olmadığım kadar, çok az şeyi ciddiyetle yapardım.

Temizlik sorun bile olmazdı asla, daha çok riske girerdim.

Yolculuk ederdim daha fazla.

Daha çok gündoğumu izler, daha çok dağa tırmanır,

Daha çok nehirde yüzerdim.

Görmediğim bir çok yere giderdim,

Dondurma yerdim doyasıya ve daha az bezelye...

Gerçek sorunlarım olurdu, hayali olanların yerine.

Yaşamın her anını gerçek ve verimli kılan insanlardanım ben.

Elbette mutlu anlarım oldu ama,

Yeniden başlayabilseydim eğer, yalnız mutlu anlarım olurdu.

Farkında mısınız bilmem; yaşam budur zaten...

“Anlar”, sadece “anlar”... Sizde “ anı “ yaşayın.

Hiçbir yere yanında termometre, su ,şemsiye ve paraşüt almadan

gitmeyen insanlardandım ben.

Yeniden başlayabilseydim eğer, hiçbir şey taşımazdım.

Eğer yeniden başlayabilseydim, ilkbaharda ayakkabılarımı fırlatır atardım

Ve sonbahar bitene kadar yürürdüm çıplak ayaklarla,

Bilinmeyen yollar keşfeder, güneşin tadına varır, çocuklarla oynardım.

Bir şansım daha olsaydı eğer.

Ama işte 85 ‘indeyim ve biliyorum.

Ölüyorum!...
 

Ynt: Karavan Sahibi Olabilmek için Emekliliği Beklemek Zorunda mıyız?

Haklısın Cem, bu konu uzar..
İnsanlar çalışmayı paranın olup vaktin olmadığı mahkümiyet, emekliliği özgürlük gibi görüyor, emeklilikde doğru özgürlük var ama imkanlar çok kısıtlanıyor..
 



Ynt: Karavan Sahibi Olabilmek için Emekliliği Beklemek Zorunda mıyız?

Şiir çok etkileyici. Fakat bir yaşam biçimine, bir karaktere ne bileyim bir alışkanlığa dönüşmesi zor galiba. Ama yinede anı yaşamak güzel bir kültür
 

Ynt: Karavan Sahibi Olabilmek için Emekliliği Beklemek Zorunda mıyız?

Bakın ben size eniştemden alıntıladığım bir anekdotu aktarayım. (Eniştem, 1971'den bu yana Almanya'da yaşıyor ve oradan işçi emeklisi)

Yetmişli yılların sonu, hastanede yatıyorum. Koğuş arkadaşım, yaşlı bir Alman; söyleşiyoruz sürekli onunla. Yetmişini devirmiş, çeşitli rahatsızlıkları olan bir Alman. Söyledikleri, bugün gibi aklımda; "Gençtik; canımız pasta yemek, dans etmek istiyordu ama paramız yoktu. Şimdi param var ama canım ne pasta yemek istiyor, ne de dans etmek!..."

Güzel ülkemde, emeğiyle geçinen, emek gelirinden başka olanakları olmayan insanların işi biraz daha zor. Yaşam savaşı, yılların akıp gitmesinin ayırdına varmayı engelliyor. Çoluk çocuk gailesi, bu türden hobilerin sürekli ertelenmesine neden oluyor. Bırakın karavanı, kamperi, dinlenme, eğlenme, gezi ve dinlence bile kısıtlanabiliyor. Emekli oluyor kişi ama bu kez de kaynak sorunu ortaya çıkıyor. Benim anladığım ve inandığım, sınırlı olanak, sınırlı çözüm ama muhakkak çözüm!... Yalnız bu arada, başka bir itiraz daha ortaya çıkabilir; kıytırık karavancılar!.. :D

Hadi kolay gelsin tümümüze.. :smiley:
Cavid Sezen
 

Ynt: Karavan Sahibi Olabilmek için Emekliliği Beklemek Zorunda mıyız?

Konuyla ilgili kişisel görüşlerime gelince;

İçinde insan faktörünün bulunduğu durumları kategorize etmeyi sevmem ama, genel anlamda bir saptama yapmak gerekirse insanlar ''yaşadığı hayattan ve kurduğu düzenden memnun olanlar ya da memnun olmayanlar şeklinde ikiye ayrılır.''

Doğası gereği insanoğlu genellikle hırslı ve tatminsizdir. Bu da bir çoğumuzu birinci kategoriye sokar. Buna ben de dahilim. Hırs ve tatminsizlik konusunu illa ki daha çok para kazanmak, şan, şöhret edinmek, mal, mülk sahibi olmak olarak algılamayın. Daha sorunsuz ve daha rahat yaşamak, daha fazla keyif çatabilmek isteği de bir çeşit tatminsizliktir. Modern çağın şehir yaşantısı ve kapitalist sistemin tüketim dayatmaları pek çoğumuza kaçacak en ufak bir delik bile bırakmıyor... Arzu ettiğimiz yaşam biçimine ulaşabilmek için önümüzde çok fazla seçenek yok. Eğer küçük de olsa bir fırsat varsa kaçıp gitmek ve daha azına razı olmak ya da emekliliği beklemek... Yani ertelemek, ertelemek, ertelemek... Başka bir deyişle ölümü beklemek...

Yaşam bazen karşımıza öyle büyük saçmalıklar çıkarıyor, öngörülemizin öyle bir tersine çalışıyor ki... Anlatayım da dinleyin:

Kendimi bildim bileli doğayla ve özellikle denizle iç içe yaşamayı istemişimdir. Bundan 20 yıl kadar önceydi... Kanımın en deli aktığı dönemler... 20'li yaşların henüz başındayım... Önüme çok güzel bir fırsat çıktı. Eğitimimi yarıım bırakarak ve hatta ailemi de karşıma alarak balıklama atladım bu fırsatın üzerine. 2-3 yıllık maceralı bir dönemden sonra belki de geri dönüp eğitimimi tamamlamanın, düzenli bir iş kurup yeterli birikime sahip olduktan sonra tekrar denizlere dönmenin daha doğru olacağını düşünmeye başladım. Hesaplarıma göre 10-15 yıllık sıkı bir çalışma döneminin ardından çok daha iyi koşullarda belki de kendi teknemle yeniden denizlerde olabilecektim. (Çocuk aklı işte...) Hayallerim, planlarım hep bu minvalde idi...

Derken ardı ardına gelen ekonomik krizler, depremler, fırtınalar, sosyal durumlar her geçen gün beni hayallerimden daha da uzaklaştırmaya başladı... 20 yıl önce ne kadar yakınsam şu an o kadar uzağım... Siz bir adım atıp yakalamaya çalıştıkça hayalinizin iki adım uzaklaşmasının, arada birilerinin de çelme takmaya çalışmasının ne demek olduğunu bilir misiniz? Peki ya günün birinde bunun yalnızca bir hayal olarak kalacağı gerçeğini kabullenmenin zorluğunu?...

Yelkenli ve karavan kıyaslamasına girmeyeceğim. İkisi çok farklı şeyler. Karavanım bana denizde yaşadığım coşkunun ne kadarını sağlayabilecek emin değilim? Yelkenli mevcut koşullarımla emekliliğimde dahi ulaşamayacağım bir yerde şu an için. Ama karavan öyle değildi... Ulaşabilecek fırsatım vardı... Koşullarımın elverdiği ölçüde tüm sınırlarımı zorlayarak masraf yapmaktan kaçınmadım. Bütçem daha kısıtlı olsaydı da yine sınırlarımı zorlayarak ulaşabildiğim en son yere kadar çabalar, daha azına da razı olurdum. Bu benim için büyük bir fırsattı. İleride daha iyi koşullarda daha iyisine ulaşabileceğimin hiç bir garantisi yoktu. Bu kez ellerimin arasından kaçıp gitmesine izin veremezdim... İleride koşullar iyiye doğru giderse daha iyisini alabilme fırsatım zaten olur. Ama ya geriye giderse?... O zaman böyle bir şeye sahip olabilir miyim?... Peki ya ikinci kez elimden kaçan fırsatın yarattığı hayal kırıklığı ne olacaktı?...

Hayat bana ''ertelemenin daha iyi koşullara ulaşmak için uygun bir yöntem olmadığını'' öğretti. Aksine, her zaman fırsatları kaçırmama neden oldu... Bu kez ertelememekte karalıydım...

''Aldın da üstüne kuş mu konduruyorsun?'' ''Yılda kaç kez, nereye gidebileceksin?'' diyenler olabilir. Olsun... Anahtarları cebimde :smiley: Gidebilme düşüncesi kapımın önünde beni bekliyor... Yetmez mi?...
 

Ynt: Karavan Sahibi Olabilmek için Emekliliği Beklemek Zorunda mıyız?

Ben bu konuda hedef belirlemiş olmanın büyük önem taşıdığına inanıyorum.Bakın Motor alıcam ,motor alıcam deyip 2 yıldır kafamı şişiren kayınbiraderimin yaptığına.Hemde bağkur emeklisi..[attachment=1]

29656 402685865269 598520269 4119849 5988911 n
 

Ynt: Karavan Sahibi Olabilmek için Emekliliği Beklemek Zorunda mıyız?

Dostlar,

Benim sıkıntımın ana ekseni maddi durum değil, zaman...

Orta son öğrencileri için, OKS tek sınav onlarda ciddi stres yaratıyor deyip, bu abukluğu 3 sınava çıkartarak 11-12 yaşındaki çocukları da bu kargaşaya dahil eden zihniyet ancak bizim gibi ülkelerde olur herhalde...

Dediğim gibi benim sıkıntım çocukların eğitim zorlukları ve bu durumun aileleri kitlemesi...

Geçen seneye kadar offroad gezileri ve dağlarda yaylalarda kamp kurardık, bu sene daha hiç hamlemiz olamadı... :'(

Her zaman ailemle gezmek istiyorum onlarla beraber gezilere katılmak bana keyif veriyor, tek olarak aktivitelerde yer almak bana göre değil...

O yüzden de hiçbir geziye katılamıyorum, dershanesi, deneme sınavı şusu busu...

Anladım ki, bu tempo bitene kadar karavan hayali, hayal olarak kalacak...

Peki emekliliğe gelirsek...

Evet bütçe daralacak ama zaman bollaşacak...

Abdi abinin yaptığını bu forumda çok kişi yap(a)maz...

Hatta kimilerinin bu türde karavancılığa burun kıvırdığını da gayet iyi biliyorum...

Lakin çok az bir bütçe ve araçla 4 aydan fazla gezdiler ülkeyi...

Ben şu anda bu çerçevede bir gezi yapabilir miyim...

Hayır yapamam...

Şu yaşımda daha "modern" bir hamle isterim doğrusu...

Ama adım gibi biliyorum ki, zamanımız elverişli olduğunda bizde aynı Abdi abiler gibi elde hangi olanak varsa onunla hayatın tadını çıkartacağız...

İlk mesajımda da yazdım...

Piyasadaki karavanlar (ki topiğin ana konusu satılık karavanların değerlendirilmesiydi) benim ölçülerime göre aşırı pahalı ve fahiş...

Ne yalan söyleyeyim 1980 yapımı bir T3 e isterse uzaydan gelmiş olsun 25 bin TL vermek bana kendimi aptal gibi hissettirir...(Koleksiyoner olma vb ayrı konu, karavan ihtiyacı için değerlendirmem)

Ki zaten kesinlikle alacağım araçta kapalı kutu ve ne kadar daha üste para yatıracağım belirsiz...

Alana sözüm yok, herkesin bütçesi, olanağı ayrı...

Onun yerine en yeni model panelvan alıp, zaten Bursada olduğumdan dolayı İmaja en acil ihtiyaçlarımı temel alarak karavanı yaptırmak, süreç içinde de aksesuarla zenginleştirmek daha doğru bir seçim benim açımdan... Bütçenin kalın kısmını zaten o "aksesuar" kısmı oluşturuyor sanıyorum, o nedenle revizyona müsait asgari ihtiyacı karşılayacak altyapıyı işi bilen bir firmaya yaptırmak akabinde süreç içinde eksikleri tamamlamak bir alternatif olabilir... Lakin dediğim gibi bu proje için zamanım da yok, zaman olmayınca ayıracak bütçemde yok... :D

Söz uzadı, kafam çok dağınık düşüncelerimi de toparlayıp yazamıyorum açıkçası...

Herşey gönlünüzce olsun...
 



Ynt: Karavan Sahibi Olabilmek için Emekliliği Beklemek Zorunda mıyız?

Çocuklar..gençlikte ve emeklilikte size aile yapılarımız gereği sürekli bir bahane yaratacaklardır maddi manevi.En azından benim için öyle.önce hayata hazırlamak için eğitim ,sınavlar,sınavlar.Bu kadaruğraşmanın sonucunda başarılı, istediği eğitimi alabilecek düşük bir yüzde.Mezunu açıkta kalmayacak veya mezun olduğu bölümden istihdam edilecek kaç kişi sayabiliriz.Ne yapalım uğraşmayalımmı?tabiki ebeveyn olarak herşeyi yapacağız ama bu sadece bu dönemle bitmeyecek.emekliliğinizede kalacak bir şeyler en azından torun bakmakgibi .Hedef belirleyin,Bülent kardeşin yayınladığı şiiri es geçmeyin derim ben kısacası.
 

Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,479
Mesajlar
1,518,543
Kayıtlı Üye Sayımız
172,133
Kaydolan Son Üyemiz
sereze

Çevrimiçi üyeler

Şu anda çevrimiçi üye yok.

SON KONULAR



Geri
Üst