2018 Yaz Tatili Rotamız...

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan Ankaralı Mühendis Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 31
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 6,575




Daha sonra Şems-i Sivasi türbesini ziyaret ettik.
Türk-İslam tarihindeki 3 Şems’ten (Güneş) biridir. Bunlar, Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin hocası Şems-i Tebrizi, Fatih Sultan Mehmed’in hocası Akşemseddin ve Osmanlı Padişahı 3. Mehmet ile Macaristan’daki Eğri Kalesi’nin Fethine katılan Şems-i Sivasidir. Türbesi Meydan Cami yanındadır.



Meydan Caminin yanında Beşler Manavı var. Manavın yan sokağında tarihe meydan okuyan bir kahve dükkanı var. Talas Kahve…1926 yılından kalma kahve makinaları ile üretim yapılıyor. Buraya yolunuz düşerse mutlaka uğrayın.

Tekrar Kent Meydanına çıktık. Yemek için Sivas Belediyesi Sosyal Tesislerine uğradık. Sivasın yöresel mutfağını burada tadabilirsiniz. Sivas Tabağı sipariş ettik. İçinde Etli Yaprak Sarma, Haşlanmış Etli İçli Köfte, Mumbar, Patatesli ve Yoğurtlu Mantı. Tatlı olarak Sütlü Nuriye yedik. Fiyatlar gayet uygundu.

Ağustos 2018 itibariyle Sivas Tabağı 18,5 tl, tatlı 5 tl.



Sosyal Tesislerin hemen yanında yine Belediyenin kurduğu Hanımeli Çarşısını gezdik. Burası Sivaslı girişimci kadınların kendi el emekleri ile yaptığı ürünlerin satışa sunulduğu bir yer. Çok güzel şeyler var. Fiyatlar uygun sayılır.




Buradan evimize örgü bir sepet aldık.
 

Etiketler


Daha sonra Sivas'ta meftun bir Tabiin (Peygamberimizi tanıyan kişileri görenlere deniliyor) olan Abdulvahabi Gazi Hazretlerini ziyarete ettik. Peygamber Efendimizin Sancaktarı olan bu zat, İslam seferleri sırasında Malatya’nın fethine katılmış.

Daha sonra İznik’in fethinde de yer almış ve Sivas’ta vefat etmiş. Halkın böyle büyük isimlere gösterdiği hürmetten dolayı farklı yerlerde makamının olduğu ifade ediliyor. Aynı Somuncu Baba, Yunus Emre vb. gibi. İznik’te, Sivas’ta, Malatya’da türbeleri bulunmaktaymış.



Ayrıca Abdulvahabi Gazi Türbesi içinde Kanuni Sultan Süleyman’ın oğlu Şehzade Beyazıt’ın, torunları Osman, Orhan ve Abdullah’ın kabirleri bulunmakta. Başuçlarında “Şehit masumlar için el-Fatiha” yazıyor. Kanuni Sultan Süleyman’a isyan ederek İran’a sığınan Şehzade Beyazıt ve 3 oğlu boğdurularak öldürülmüş.

Sivas’tan ayrılmadan Sivas Katmeri alıyoruz. Katmercioğlu Kartal Pide Fırını’nı öneririm. Abdulvahabi Gazi Türbesine yakın bir konumda. Sivas’a geldiğimde her zaman buradan katmer alırım. Ağustos 2018 itibariyle bir tanesi 2 tl.

Katmercioğlu Kartal Pide Fırını
İnönü Mahallesi, Abdul Vahabi Gazi Cd.



Sivas gezimizi noktalayıp Erzincan-Kemah’a doğru yola devam ettik. Köyümüze gidiyoruz. 1 hafta oradayız.



3 saatlik yolculuk sonunda köyümüze varıyoruz.



Dinlenip yol yorgunluğumuzu atıyoruz. Yarın bahçeye gidip fasulye toplayacağız.

12-13-14. GÜN

KÖYÜMÜZDEYİZ.

 



Bahçeden dönerken köy mezarlığına uğruyoruz ve aile büyüklerimize birer Fatiha okuyoruz. Tüm geçmişlerimize rahmet olsun…



Piknik zamanı…



Börek içi hazırlanıyor…




Börekler pişti buyurun…



Bu manzaraya karşı çayımızı yudumluyoruz.
 
Son düzenleme:



Bizim bıdık tatilin tadını çıkarıyor.



Evimizin kenarında erik ağacımız var. Erikler olmuşlar. Hemen çıkıp toplamaya başlıyorum.



Daha sonra bunlardan erik kompostosu yaptık.

15. GÜN

KÖYÜMÜZDEYİZ



Köyde gezmeye devam…




İşte veşil vadi
 




Köye karşı dede ile torununun pozu…

16. GÜN

KÖYÜMÜZDEYİZ



Sabah köyümüzde başka bir yere pikniğe gittik. Kamp ateşimizi yaktık.



Ancak yağmura yakalandık. Yerimiz ağaçların altındaydı. Bu yüzden fazla ıslanmadık. Yağmurun görüntüsü harikaydı.

17-18-19-20-21. GÜN

KÖYÜMÜZDEYİZ



Gezmeye devam…

 





Yarın dönüyoruz. Bu yüzden bahçeden yine bir şeyler toplamaya gidiyoruz. Bizim kuzu biber topluyor…



Gece gezmesi…

22. GÜN

ERZİNCAN-SİVAS-YOZGAT-ANKARA



Sabah erkenden Babamıza veda ediyoruz ve dönüş yoluna çıkıyoruz.



Erzincan ile Sivas sınırında bulunan meşhur Kızıldağ Geçidinden geçiyoruz. Yol çok virajlı. Kış aylarında bu yolu kullananlar eminim çok zorluk çekiyordur. Eğer bu bölgeden geçecekseniz çok dikkatli araç kullanın…



Yozgat’ta mola veriyoruz. Çapanoğlu Camisini ziyaret ediyoruz.

Caminin 1. Bölümü 1779 yılında Çapanoğlu Ahmet Paşa’nın büyük oğlu Mustafa Bey tarafından, 2. Kısmı ise kardeşi Süleyman Bey tarafından 1794 yılında yaptırılmış.

Yozgat’ta büyük nüfuz sahibi olan Çapanoğlu ailesi üyelerinin bir kısmının Kurtuluş Savaşı’nın sürdüğü 14 Mayıs 1920’de isyan ettiği söyleniyor. 27 Haziran 1920’de Çerkez Ethem tarafından bu isyan bastırılmış.

Bu bölümde Çapanoğullarının kısa hikayesini paylaşıyorum;

Çapanoğulları, devlet tarafından Bozok bölgesinin asayişini sağlamak ve vergilerini toplamak için görevlendirilmiş bir ayan ailesiymiş. Ancak ailenin reisi Ahmet Ağa halka zulmetmeye başlayınca idam ediliyor. Görevi devralan oğlu Mustafa Bey babasıyla aynı akıbeti paylaşıyor ve güvendiği adamları tarafından vuruluyor. Ahmet Paşanın diğer oğlu Süleyman Bey ise halka çok iyi davranıyor ve Yozgat’ın gelişmesini sağlıyor. Bu durum Osmanlı Devletinin hoşuna gitmiyor. Anadolu’da güçlü kimse istenmediği için Süleyman Bey ve ailenin etkili üyeleri İstanbul’a getirtiliyor.



İstanbul’a aldırılan ailenin üyeleri ezilmemiş aksine yine devlette iyi yerlere konumlandırmıştır. Süleyman Bey, Osmanlı Padişahları 1. Abdülhamit ve 3. Selim ile iyi ilişkiler kurmuştur.
 



HER TAŞIN ALTINDAN ÇAPANOĞLU ÇIKMASI DEYİMİ

2. Mahmud döneminde Çapanoğulları sarayda çok önemli makamlarda görev yapmakta ve çok etkili olmuşlar. Sarayın has bahçesinde muhasibiyle gezinen 2. Mahmud, atamaların ve görevden almaların altından hep Çapanoğlu beylerinin çıktığından söz etmektedir. Muhasip o sırada önüne çıkan bir taş parçasını ayağıyla kenara itince padişah atılır; “Aman lala, ne yapıyorsun, o taşın altından da Çapanoğlu çıkmasın.”

Yozgat’taki durum da Süleyman Bey İstanbul’a getirtildikten sonra vezir olan oğlu Mehmet Celalettin Paşa’nın görevini bir süre devam ettirip bırakmasıyla sona ermiştir.



Ancak tarihler ilerleyip Milli Mücadele yıllarına gelindiğinde Çapanoğulları Ailesinden Edip Bey, Celal Bey ve Salih Bey yine sıkıntı çıkarıyorlar. Ankara’dan yapılan uyarıları dikkate almıyorlar.



Bunun üzerine Yozgat’taki isyanı bastırmak için yola çıkan Çerkez Ethem; yanına 70 adet subay, 90 adet yaylı araba, 1.300 adet atlı asker, 200.000 adet piyade, 8 adet makineli tüfek ve 4 dağ topu da alarak müthiş donanımlı bir şekilde olayları bastırmaya doğru gitmiştir.

Olaylar çok hızlı cereyan ettiğinden bütün köyleri basan Çerkez Ethem ve donanması, ilk olarak 12 kişiyi idam ettirmiştir. Çapanoğullarına ait bütün evleri ve mülkleri yaktırmış, sürülerine ve ganimetlerine el koyarak İstanbul’a gelince onları aylarca satıp paraya dönüştürmüştür.

Sonuç olarak, Çapanoğulları ailesinden üç kişinin başlatmış olduğu bu isyan hareketini bütün Çapanoğulları sülalesine mal etmek yanlış olduğu gibi zaten Yozgat halkı bu isyanı desteklememiştir.



Yozgat’ta Cumhuriyet Meydanı’ndaki abidede M. Kemal Atatürk tarafından söylenen “Ünlü süvarileri harp meydanlarında kahramanca dövüşen Türk yiğitlerinin harman olduğu diyar. Bozok Yaylasının çocukları var olun.” sözü yazıyor.

Tarihin bir döneminde yaşananlar yüzünden tüm Yozgat halkını bu kötü durumla anmak hiçte insani olmasa gerek…



Saat Kulesi 1908 yılında Tevfik Zade Ahmet Bey’in belediye başkanlığı zamanında Şakir Usta adındaki bir ustaya yaptırılmıştır.

Saat Kulesinin de içinde bulunduğu Cumhuriyet Meydanında, Yozgat Belediyesi öncülüğünde YOBİS (Yozgat Akıllı Bisiklet Paylaşım Sistemi) adı altında bisiklet kiralama sistemi kurulmuş. Aynı sistemi Akşehir’de de görmüştük.

YOZGAT SÜRMELİSİ TÜRKÜSÜ VE HİKAYESİ

Madem Yozgat’tan bahsettik, Yozgat’la özdeşleşen bu güzel türkümüzün hikayesini es geçmeyelim;

Yozgat şehri 1760 yılı başlarında Bozok Yaylasının, etrafı ormanlarla çevrili içerisinde bin bir çeşit kuşun ötüştüğü bir sahada kurulurken; Yozgat halkı o zaman yarı göçebe ve sürülerini besleyerek hayvancılıkla uğraşır, hayatlarını bu yoldan sağlarlardı. Bozok yaylasında otlayan bu sürülerin birini de Sürmeli Bey adında bir Türkmen Bey'i otlatırdı.

Halk tarafından sevilen bu yanık sesli halk ozanı elinde kavalı, sırtında sazı Yozgat'tan Akdağmadeni'ne uzanan ormanların içinde sürüsünün içinde dolaşırdı. Bazen bir çamın dibine rastlanır. Sazının tellerini konuşturur bazen bir derenin kenarında kavalını çalar, aşık olduğu gönlünün sevgilisini düşünürdü sevgili ki güzelliği Bozok Yaylasına yayılmış, ahu gözlü, sürmeli kaşlı, ay yüzlü bir Türkmen güzeli idi.

Babası bir Türkmen beyi idi ve çok sert bir adamdı. Sürmeli Bey, ailesini salarak, babasından sevdiğini istetir, mağrur adam, kızını bir çobana vermeye yanaşmaz. Araya beyler, ağalar girer ama boşuna, bir türlü gönlü olmaz kızın babasının ve iki sevgili birleşemezler.



Üzüntüsünden sürüsünü bırakan Sürmeli Bey alır ditarı (Sazı) eline ve Beşçamlar mevkiinde kendine bir dergah kurar. Aşkını, yanık türküleriyle dağlara ağaçlara anlatır. Küser otağına, obasına ve Akdağlara kadar uzanan çamların arkasında onu bir daha gören olmaz. Dertli kavalına üflediği, işli sazına söylettiği nameler kalır geriye. O gün bu gündür dillerde yankılanır Sürmeli Bey'in türküleri.

Dersini almış da ediyor ezber
Sürmeli gözlerin sürmeyi neyler
Aman, aman ben yârelendim aman

Bu dert beni iflâh etmez deleyler
Benim dert çekmeye dermanım mı var
Aman, aman sürmelim aman

Kaşın çeğmellenmiş kirpik üstüne
Havada buludun ağdığı gibi
Aman, aman ben yârelendim aman

Çiğ düşmüş de gül sineler ıslanmış
Yağmurun güllere yağdığı gibi
Aman, aman sürmelim aman

Yozgat’ı sel almış Soğluk’u duman
Sıtkınan severim billâhi inan
Aman, aman ben yârelendim aman

Ölünce mezara girdiğim zaman
Ben susuyum kemiklerim söylesin
Aman, aman sürmelim aman
Yöre: YOZGAT / Akdağmadeni
Kaynak Kişi / Derleyen: Nida TÜFEKÇİ

Bozkırın Tezenesi Neşet ERTAŞ Ustadan, Gülşen Kutlu’dan veya Aysun Gültekin’den dinleyebilirsiniz…

Acıktığımızı hissediyoruz ve çevredeki insanlardan öğrendiğimiz Zafer Türk Mutfağı Baba Ocağı’na gidiyoruz. Burası gerçekten çok harika bir yer. Yöresel yemekler ve fazlası var. Kelle Paça Çorbası, Pastırmalı Madımak ve İncir Uyutması tatlısını denemenizi tavsiye ederim.

Zafer Türk Mutfağı Baba Ocağı
Şeyh Osman Mahallesi, Adnan Menderes Bulvarı Adliye Sarayı Karşısı
http://www.zaferturkmutfagi.com.tr/
 



Geç vakte kadar Yozgat’ta gezdikten sonra gece 12 gibi sağ salim evimize vardık çok şükür. Gezdik, gördük, öğrendik. 2784 km yol yaptık. Bizi takip ettiğiniz için teşekkür ederiz.

Yakında başka rotalar ve başka yol hikayelerimiz ile görüşmek dileğimle. Varsa yazım hatalarım için özür dilerim. Saygı ve sevgiler…
 

Teşekkür ederim.
Sayenizde görmediğim bazı yerler hakkında "ya hu !! buralara neden daha önce gitmemişim." diye sorgulattınız.
Ayrıca yöresel yemekler ve atıştırmalıkları hakkında bilgi verdiğiniz içinde teşekkür ederim.
 



Rica ederim. Faydalı olduysa ne mutlu. Bilgi paylaştıkça anlamlıdır. İyi geceler dilerim.
 





Hayatimda onemli yeri olan Beysehir, Konya ve Sivas'i sizle tekrar gezdim. Prensesin araba koltugunu goremedim bir tek. Detayli bilgileriniz icin de cok tesekkurler.
 

Hayatimda onemli yeri olan Beysehir, Konya ve Sivas'i sizle tekrar gezdim. Prensesin araba koltugunu goremedim bir tek. Detayli bilgileriniz icin de cok tesekkurler.


Rica ederim. Beğendiğinize sevindim.
Gezilerimizde arka koltuklar annesi ve bıdık için. Tabiki emniyet kemerleri bağlı olarak. Boyu uzadığı için kemere geçtik. Ama henüz belden bağlıyoruz. Ön koltuğa sürekli el altında olması gereken eşyaları koyuyorum.
 

Bu tip yukselticiler var. Belki isinize yarayabilir. hepsiburada da var.
Diger gezi yazilarinizi da bekliyoruz. En cok merak edilen nerede ne yediniz, nerede kaldiniz, ne gordunuz sorularinin cevabi sizde var.
 



Bu tip yukselticiler var. Belki isinize yarayabilir. hepsiburada da var.
Diger gezi yazilarinizi da bekliyoruz. En cok merak edilen nerede ne yediniz, nerede kaldiniz, ne gordunuz sorularinin cevabi sizde var.


Öneriniz güzele benziyor. Bakacağım bu ürüne teşekkür ederim.

Gezimi olabildiğince detaylı olarak aktarmaya çalıştım. Umarım herkes zevk alarak okur. Yeni yazılarımla yakın zamanda farklı rotalarda maceralara devam edeceğiz.