Ynt: Ağrı Dağı Rotaları
YAPISI VE ROTA
Ağrı Dağı, Türkiye, Ermenistan, Nahçıvan ve İran devlet sınırlarının kesişme noktası yakınında yer almaktadır. Türkiye’nin en yüksek noktası olan bu dağ, Doğu Anadolu Bölgesi’nde, Erzurum-Kars Yaylası kesimini Murat havzasından ayıran merkezi sırt Karasu-Aras Dağları’nın doğu ucunda yükselen büyük bir volkan konisidir. Her iki dağın çevre uzunluğu 128 km olup, 1.188 km2’lik bir taban üzerinde yükselmektedir. Dağın tepe tarafı üç çatallıdır ve en yükseği Iğdır’a bakmaktadır. Ağrı dağı küçük tepeler teşkil etmeden, birdenbire tek başına yükselerek dünya volkanlarının en görkemlisi olmuştur. Dağ geniş bir alana egemen olduğu için Iğdır İli’nin ne Nahçıvan’ın her tarafından, Ağrı ilinin birçok yerinden, Van, Erzurum, Kars, Ermenistan ve İran’ın yüksek yerlerinden görünmektedir.Genellikle doğu-batı doğrultusunda uzanan kıvrımlı temelin güneye doğru yön değiştirdiği ve Van havzasını İran Azerbaycan’ından ayıran dağlara geçtiği bir kesime yerleşmiştir. Dağın, % 65’lik kesimi Iğdır İli’nde, % 35’lik
kesimi ise Ağrı İli topraklarında kalır. Ağrı, en yakın kentler olan Iğdır’a 15 km, Doğubeyazıt’a ise 20 km uzaklıktadır. Gürbulak Sınır Kapısı’na ulaşan E 23 ve Dilucu Sınır Kapısı’na ulaşan D 080 devlet yolları yöreyi ülke içi ve ülke dışı karayolu ağına bağlamaktadır. Iğdır ve Doğubeyazıt ile Türkiye’nin büyük kentleri arasında her gün düzenli otobüs seferleri yapılmaktadır. En yakın havaalanları, Ağrı (100 km), Kars (130 km) ve Erzurum (345 km) illerinde bulunmaktadır. Iğdır’da da bir havaalanının yapım çalışmaları halen devam etmektedir.
Ağrı Dağı, çeşitli geleneklerde farklı şekilde adlandırılmıştır. Yakut dilinde “Ağr”, Selçuklu Türkleri’nde “Eğri Dağ”, bazen de “Ağır Dağ”, İranlı’larda “Kûh-ı Nûh”, Araplar’da Büyük Ağrı’ya “Cebelü’l-hâris”, Küçük Ağrı’ya ise “Cebelü’l-huveyris” isimleri verilmiştir. Ermeniler bu dağa “Massis” veya “Masik” derken, sadece Batı coğrafyacıları “Ararat”demektedir.
Ararat adının Nuh söylencesinden geldiği belirtilir. MÖ Ortadoğu tarihinin en geleneksel kaynağı olarak kabul edilen ve Musa tarafından yazıldığı ileri sürülen Eski Ahid’in (Tevrat) beş kitabından ilki olan Tekvin’de Ararat ilk kez şöyle geçmektedir: “Ve gemi yedinci ayda, ayın on yedinci gününde Ararat Dağları üzerine oturdu” (8. Bap 4. Ayet). Ağrı Dağı’na Ararat denmesi de, Tevrat’ta geçen Ararat Dağları’nın Ağrı Dağı ile aynı sayılmasından kaynaklanmıştır.
“Ararat” Ermenice bir kelime olmayıp, Asurlular’ın Urartu ülkesine verdiği addır. “Ağrı” adının Şamanizm devri Türkçesi’nden gelmiş olma olasılığı fazladır. Çünkü Pekarsky’nin Yakut Dili’nin Sözlüğü’nde “Ağr” veya “Ağrı” “Kocaman” ya da “Tanrı” anlamındadır.
Büyük Ağrı’nın etrafı andezitlerden ibarettir, dağın yamaçlarında muhtemelen yarıklardan püskürmüş genç bazalt akıntıları bulunmaktadır. Süngerimsi yapı gösteren bazalt lavları Iğdır-Doğubeyazıt asfaltına kadar yayılmıştır. Yükseldikçe yamaç eğimi artan Büyük Ağrı Dağı kütlesinin ana çatısını andezit bileşiminde lavlar oluşturmaktadır; yarıklardan ve parazit konilerden çıkan lavlar dağın özellikle kuzeybatı ve güneydoğu yamaçlarını önemli ölçüde kaplamıştır. Bunlardan Büyük Ağrı zirvesinin 5 km kadar kuzeybatısında bulunan Kıpgöl
Dağı bazaltik bir kütleden oluşmuş olup, yüksekliği 3.300 m’yi aşmaktadır. Güneydoğusunda ise Biçare Dağı (3.093 m) çevresinde parazit koniler halinde tepeler yer almaktadır. Burada 400 m çapında batıya doğru ağzı açık olan krater tespit edilmiştir (Karnıyarık Dağı 2.259 m). Diğer taraftan, yine Büyük Ağrı volkanik kütlesinin doğu kesiminde üç parazit koni daha bulunmaktadır. Bunlardan Çataltepe (4.500 m)’den çıkan lavlar Aras Nehri’ne kadar yayılmıştır.