Ynt: Ayıplı Olmayan Ürünün İadesi veya Değiştirilmesi
Uğur Abi kusura bakma mesajını yeni gördüm. Hemen açıklayayım. Dediğin gibi doğrudur. 4077 sayılı kanuna göre ayıplı bir malı teslim aldığı tarihten itibaren 30 gün içinde ayıbı satıcıya bildirmek suretiyle;
1. Ödediği bedeli talep edebilir,
2. Aynı ürünün ayıpsız bir ürünle değiştirilmesini,
3. Ayıp oranında bedelden indirim yapılmasını,
4. Ya da ücretsiz tamir edilmesini talep edebilir.
Bu seçeneklerden birini seçme hakkı satıcıya değil, tüketiciye aittir. Bunu satıcı tespit edemez. Tabi tüketicinin bu haklardan birini seçerken iyiniyet kuralları çerçevesinde hareket etmesi gerekir. Şöyle ki, örneğin bir bilgisayar satın aldınız adaptörü bozuk çıktı. Bu durumda tutup da ben bu ürünü istemiyorum, bedel iadesi talep ediyorum demek iyiniyet kurallarına aykırılık teşkil eder. Bu sorun sadece adaptörün değiştirilmesiyle halledilebilecek bir sorundur. Bu durum tabi tartışmalı olan bir konu, buna ilişkin mahkeme kararları var. Araştırıp bildiririm sana.
Tüketicinin korunması hakkındaki kanunda iç giyim, dış giyim vs. gibi bir ayrım yok. Bütün ürünler "mal" diye geçer ve bütün ürünler bu kanun kapsamına girer. Herhangi bir ayrım yapamayız. Yalnız, şöyle bir ufak bir istisna var : Eğer değişmediyse -2005 tarihli diye hatırlıyorum- Yargıtayın vermiş olduğu bir karara göre eser sözleşmesi ile yaptırılan ürün 4077 sayılı kanun kapsamına girmiyor. Örneğin, evinize pvc doğrama yaptırdınız, daha sonra bir sorun çıktı. Bu durum 4077 sayılı kanun kapsamına girmemektedir. Dolayısıyla tüketici hakem heyetinde veya tüketici mahkemesinde değil, genel yetkili mahkemelerde yani asliye hukuk veya ticaret mahkemesinde dava açmanız gerekir ve bu dava 4077 sayılı kanuna göre değil, genel hükümlere -borçlar kanunu vs.- çözümlenir.
Biliyorum biraz karışık ama en kısa böyle anlatabiliyorum.
Ayıplı olmayan bir ürünün değiştirilmesi 4077 sayılı kanun kapsamında zaten mümkün değildir. 4077 ayıplı malı şöyle tanımlar:
"Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda ya da reklam ve ilânlarında yer alan veya satıcı tarafından bildirilen veya standardında veya teknik düzenlemesinde tespit edilen nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan ya da tahsis veya kullanım amacı bakımından değerini veya tüketicinin ondan beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mallar, ayıplı mal olarak kabul edilir."
Uğur Abi, şimdi benden bu tanımdaki hususları tek tek yorumlamamı isteme
Ancak bir örnek verebilirim, bir müşteri senden bir mayo aldı daha sonra geldi "Ya bu mayonun renkleri benim hoşuma gitmedi; değiştirmek istiyorum." Bu mümkün değildir tabi doğal olarak. Ancak, müşteri geldi dediki, " siz bana bu mayonun su tutmadığını, çabuk kuruduğunu söylediniz; ama çok fazla su tutuyor. çok geç kuruyor" ya da bunu müşteriye sen söylemedin, ama etiketinde öyle yazıyor. Bu durumda bu ayıplı bir maldır, tüketici yukarıdaki seçimlik haklarından birini kullanabilir.
Gelelim, belirttiğin elektronik eşyaya. Maalesef yanlış düşünüyorsun. Evet, elektronik mağazaları bazı ürünlerde ambalaja hologramlı stikır yapıştırıp bunu açarsanız ürünü iade almayız diyorlar. Benim de başıma geldi, bir elektronik mağazasından epilatör almıştım. (Tabiki de kendim için değil ;D ;D) Aynı stikır vardı. Satış elemanı bunu açarsanız ürünü iade almayız dedi. Ben de aynen, "Siz iade almazsınız ama ben iade ederim dedim." Böyle saçma bir şey olabilir mi Allahaşkına? Ben ürünü açmadan çalışıp çalışmadığını nasıl anlayacağım, nerden bileyim o ürünün yere düşüp bozulmadığını. Hadi çalıştı, kameranın bataryasının ne kadar süre gittiğini nereden bileceğim. Kullanma kılavuzunda veya reklamlarında şu kadar süre çalışır diye ibareler oluyor. Ya da kameranın kayıt yapıp yapmadığını nasıl anlayacağım. Bu böyle uzar gider. Velhasılı bir ürünün ayıplı olup olmadığını anlamak için -özellikle elektroniklerde- kullanmak gerekir.
Bak laf lafı, konu konuyu açıyor. Bir de gizli ayıp diye bir şey var. Gizli ayıp, bir üründe ilk bakışta anlaşılamayacak ancak kullanımla veya zamanla ortaya çıkan ayıptır. Kamera örneğinden devam edelim. Kameranın kutusunu açtın bir baktın üzerinde kocaman bir çatlak var. Bu açık ayıptır. Bu durumda 30 gün içinde yukarıdaki haklarını kullanabilrsin. Kamerayı aldın herşey yolunda gidiyor, bir iki çekim yaptın gayet iyi. Ama kameranın içindeki bir parça arızalı, bir iki çekime dayandı, üçüncü çekimde kamera çalışmadı. İşte bu gizli ayıptır. Ve bunun şartları daha ağırdır. Bu durumda iade süresi malın tükeciye tesliminden itibaren 30 gün değil, 2 yıldır. Hele ki, satılan malın ayıbı satıcının ağır kusuru ya da hilesiyle gizlenmişse zamanaşımı süresi de yoktur.
Şu da var, eğer malın ayıplı olduğunu bile bile satın alıyorsan o zaman bu hakların hiçbirini kullanamazsın doğal olarak. Hepimiz görmüşüzdür, mağazalarda defolu ürünler diye daha ucuza satılan mallar vardır. Bunlarda bu haklardan yararlanamazsın.
Sonuç olarak, satılan bütün mallar, eğer satın alan kişi bir tüketiciyse -yani bir ürünü ticari ya da mesleki olmayan amaçlarla satın alan bir kişiyse- 4077 kapsamına girer. Elbetteki bu durum, kanunun körü körüne mutlaka uygulanması anlamına gelmez. Somut olaylara göre mahkeme veya hakem heyetlerinin vereceği kararlar bu kanun uygulamasını şekillendirecektir. Yazında da belirttiğin gibi, giyilmiş bir iç çamaşırı kimse almak istemez, satışı da zaten ahlak ve sağlık açısından iyi olmaz. Dur ben bi' araştırayım hiç varmıymış buna ilişkin bir karar filan, ben de merak ettim doğrusu.
Son olarak şunu da belirteyim. Ben bir hukukçuyum ama avukat değilim. Bu gibi konularda bir avukata danışmak, en güncel bilgileri alma konusunda en sağlıklı yol olacaktır.
Atladığım bir şey yok di mi?