Beyşehir'de 1299 Yılından Günümüze; Eşrefoğlu Camii

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan MK51 Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 10
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 9,324

MK51

Zirve
Mesajlar
3,971
Tepkime Puanı
5
Yer
Istanbul
Beyşehir merkezi, gölün kenarında 1299 yılında yapılıp günümüze kadar gelmiş Eşrefoğlu Camii.



700 yıl boyunca, tamamen kütük sütunlar üzerinde duran bir yapı.
Bu ahşaplar neden bükülmez, çatlamaz, kurtlanmaz veya çürümez?



Bu ahşap yapıda çivi, vida benzeri metal bağlantılar kullanılmamış.
Tamamen ahşap ve geçme/kakma tekniği kullanılmış...



 

Etiketler
Ahşap sütunlar doğal kök boya ile renklendirilmiş ve hala orijinal...





Mihrabın çini işlemeleri...

 

Tuğla örme kubbe...



Ahşap ve çini uyumunu çok güzel gösteren giriş kapısının üst yazıtı...



Ahşap sütunlar sedir, başlıklar abanoz ağacından...
Kimyasal maddeler kullanılmadan 6 ay Beyşehir Gölü'nün içinde yatırılarak doğal konzerve edilmiş.



Caminin ortasındaki dörtköşe çukur...
Bahar başlarkan yakın dağlardan kağnılarla getirilen kar ve buz ile doldurularak içerisinin serin kalması sağlanmış.

 

Mimber kapısı ve ahşap hat yazısı...



Ortada Allah, dört köşede dört halifenin adları yazılı.



Tamamen masif ağaçtan, oyma ve kakma tekniği ile yapılmış mimber...



Mimber kapısının sol üst köşesinde, camiyi yapan "İsa Usta" adını yazmış.
Mütevazi bir şekilde "Amele İsa" olarak...

 

Ynt: Beyşehir'de 1299 Yılından Günümüze; Eşrefoğlu Camii

Muhteşem ve çok etkileyici. Gidip görmek isterdim.
 



Ynt: Beyşehir'de 1299 Yılından Günümüze; Eşrefoğlu Camii

keyifli ve merak uyandırıcı bir paylaşım olmuş. Paylaşım için tşkler MK51
 

Ynt: Beyşehir'de 1299 Yılından Günümüze; Eşrefoğlu Camii

kündekâri tekniğini kök boyalarla harmanlayıp böylesi sanat eserlerini vücuda getirenleri ve bu eserleri bizle buluşturan sana teşekkür ediyorum.
Mustafa abi. ki ben onca kakma ve oyma ahşap gördüm. saraylarda bile ilk dikkat ettiğim bu eserlerdir. pek bilinmese de bazı padişahlarımızda buna gönül vermiştir. 2.Abdülhamit'in Yıldız Sarayında özel atelyesi bile vardı. hatta kendi yaptığı masa Küçüksu kasrının 2. katında merdivenleri çıkınca sizi karşılar. ne yazıkki günümüzde cnc denilen bilgisayarlı makinalar seri imalat yaparak bu sanatçıların emeklerinin heba olmasına yol açtı.
ayrıca hiç çivi kullanılmamasıda ilginç. bu teknik çok önceden beri doğuda özellikle budist tapınakların yapımında kullanılıyor. ama bizde hemde bu kadar eski bir tarihte kullanıldığını bilmiyordum. sağol.
 

Ynt: Beyşehir'de 1299 Yılından Günümüze; Eşrefoğlu Camii


Yanlış hatırlamıyorsam, Beylerbeyi Sarayı'nın bir odası da aynı teknikle yapılmıştı. Yabancı mühendisler ve teknik adamlar; "çağımız teknolojisi ile dahi yapımı çok zor" demişler (gezdiren rehberin yalancısıyım) bu odanın ahşap işçiliği için...
 

Ynt: Beyşehir'de 1299 Yılından Günümüze; Eşrefoğlu Camii

2. Abdülhamit Beylerbeyi Sarayında 6 yıl göz altında tutulmuştu. uzak doğudan gelenleri saymazsak bir çok odada mobilyalarda bu tekniği görebiliriz. çalışma odasındaki masasıda görülesi bir mobilyadır. ve kendisi yapmıştır.
gerçi mobilya değil ama heykelini yaptıran ilk padişah Sultan Abdülaziz'dir. ve heykeli Beylerbeyi Sarayında büyük salonda sergilenmektedir. buda beylerbeyini tekrar gittiğinde dikkat etmen gereken bir bilgi olsun.
Orası yazlık saraydır. o yüzden kalorifer teşkilatı kurulmamıştır. sarayda misafir kalan ingiltere kraliçesinin sarayın penceresine aşık olup aynısını yaptırdığı da rivayet edilir. buda saray ile ilgili mazagin olsun abi. ;D
 

Ynt: Beyşehir'de 1299 Yılından Günümüze; Eşrefoğlu Camii

Mustafa Abi çok güzel bir yapıtı gündeme getirdiğin için teşekkürler ediyorum.

Ayrıca aynı tür camiilerden biri olan Sivrihisar'da bulunan caminin fotoğraflarını da izninle buraya eklemek istiyorum

Selçuklular döneminde yapılan bu camiide de sadece ağaç kullanılmış.

ceranus' Alıntı:
Artık Sivrihisar içini geziyoruz....











 



Ynt: Beyşehir'de 1299 Yılından Günümüze; Eşrefoğlu Camii

67 Ağaç Sütunlu Ulu Cami İlçedeki en önemli eserlerden biri, şehir merkezindeki Ulu Cami. 1275 yılında Mevlana’nın müritlerinden Eminiddin-i Mikail tarafından yaptırılan yapı, Anadolu’nun en büyük ahşap direkli camilerinden. Çatısını 67 adet ağaç sütun tutuyor. Çeşitli geometrik şekillerin ahenkli bir birleşiminden oluşan minberi ise şaheser sanat eseri olarak nitelendiriliyor.