KARAVANİST KARAVAN VE EKİPMANLARI FUARI
10-18 Ocak 2026 Tarihlerinde Tüyap'ta Gerçekleşecek Fuar İçin Ücretsiz Davetiyelerinizi Hemen Alın!
*Davetiyeler sınırlı sayıdadır.
Arkadaslar bu yakinda vizyona girecegi soylenen Ekumenopolis uzun metrajli belgeselinin bir fragmani. Belgeselde forumumuzdada cok tartisilan Istanbul'da yasanirmi sorusu benzeri bir soru tartisilmakta ve Istanbul'a ekolojik olarak elestirel yaklasilmakta.
Havadan çekilmiş görüntüler, sinirimi bozdu...
İstanbul ' da her yer beton yığınına dönmüş... :'(
Gecekondulaşma, oy potansiyeli, imar affı, bir fasit daire olarak,
İstanbul'u olduğu kadar bütün şehirleri kuşattı.... İMDATTT
Bu arada paylaşım için teşekkürler....
Havadan çekilmiş görüntüler, sinirimi bozdu...
İstanbul ' da her yer beton yığınına dönmüş... :'(
Gecekondulaşma, oy potansiyeli, imar affı, bir fasit daire olarak,
İstanbul'u olduğu kadar bütün şehirleri kuşattı.... İMDATTT
Bu arada paylaşım için teşekkürler....
Istanbul'da yasarken bence insan bunlari goremiyor. Biraz cekilip uzaktan bakmak lazim. Ben Istanbul'da yasarken buyusune kapilmis cok guzel bulurdum. Istanbul'dan ayrildiktan sonra yaklasik 2,5 yil oldu ve simdi fotograflara, videolara baktigimda binalar vs. cok cirkin geliyor. Istanbul'un guzel olan tarihi yarimada, besiktas'in bir kisimi ile Anadolu yakasindaki fenerbahce, feneryolu, goztepe civari disinda her yer renk renk beton. Ayrica insan icindeyken gene anlayamiyor trafikten ne cektin, pahaliliktan ne cektin, kirlilikten ne cektin anlayamiyor.
Arkadaşlar İstanbul'un nüfusu 14 milyon.... Anormalin de ötesinde anormal bir durumdur bu. Nüfus yoğunluğu 14 milyona ulaşmış bir şehiri sevelim, koruyalım, betonlaşmasına izin vermeyelim, yeşillendirelim diyemezsiniz... Bu noktadan sonra yapılabilecek tek şey 14 milyon insanın kendi .çtığı .okta boğulmasını önlemektir kanaatimce
Norveç'in ülke nüfusu 4,5 milyon. Karşılaştırma için fikir verebilir belki...
Cem burada bahsedilen diger bir konuda, bu insanlarin yukunu hafifletelim derken 3. kpruyu yaprak su anda Istanbul'a temiz hava ve su saglayan havzalarida yok edecekler ve nufus iyice gelisecek 17-18 milyonu bulacak. Zaten egzosttan baska birsey koklamiyoruz iyice durum vahimlesecek. Fragmanda bir Istanbul uydu fotografi var gordunuz mu 1980 lerden bu gunlere ormanlardaki azalmayi gozler onune seriyo. Fragmanin sonunda dedigi gibi Istanbul icin bundan sonrasi kaos eger buyuk onlemler alinmazsa. Bence Istanbul'a tasindigim ilk gunlerde dusunmustum halada dusunurum. Istanbul icin tek cozum toplu tasimi zorunlu kilmak. Ozellikle ozel sirketlerin 100 lerce arabasi var her birinde bir kisi gidip geliyorlar. Diger ulkelerde bir cok ulkenin sehir merkezlerine araba ile girmek yasak yada Londra'da oldugu gibi ekstra para oduyorsuz bazi bolgelere girmek icin. Ikinci yapilmasi gerekende is saatlerinin degistirilmesi. Ozel bir duzenleme ve cok caba gerekli ama bazi sirketler 7.30 - 16.30, bazilari 8.00 - 17.00, bazilari 8.30 - 17.30 ve devlet daireleri 9.00 - 18.00, okullar ise artik cogu okul tam gun oldugu ucin 10.30 - 16.00 falan gibi olmali. Boylelikle hem sabah hemde aksam yogunlasma azalir. Dedigim gibi toplu tasimda zorunlu kilinir ve kopru yolunda 1 degil 2 serit otobusler icin ayrilirsa bu is cozulmez ama rahatlar tabii bu benim fikrim.
Birde en basta dedigimiz olayin su yonu var; masterda kent merkezleri uzerine calismis, doktorada hala kentsel alanlar uzerine calisan bir peyzaj mimari olarak kentte ekolojik bir donusum yoksa o kent yok olmaya mahkumdur. Cikardigimiz karbondioksitleri oksijene ceviren kaynaklar, yagmur sularini havzalarda toplayacak vadiler yoksa susuz oksijensiz kaliriz. Yani kent ekolojisi belediyelerin rant icin, goz boyamak icin yaptigi parklardan cok cok ote bir konu (Eskiden belediyelere projeler ureten bir firmada calistigim icin bu islerinde icinde neler dondugunu cok iyi biliyorum ama uzatmiycam).
Aslında nufusun çok olmasının muhakkak etkisi var bukadar nüfusa sahip başka ülkelerdeki mega kentlerde az çok istanbul'un yaşadığı sorunları yaşıyor ve benzer çirkinlikler var ama bazı ender örneklerde yok değil newyork gibi,Londra gibi...
ama bu saatten sonra İstanbul'u kurtarmak çok zor belki bazı önlemler alınabilir ama buda çare olmayacaktır,yapılması gereken istanbul'da yaşayan nüfüsa şartları dahada zorlaştırmadan yaşayabileceği bir ortam sunmak ve buradaki nüfüsün burada kalmaya devam etmesini sağlayarak hiç olmazsa Anadolunun kalanını kurtarmak en doğrusu olacaktır.
Belkide İstanbul'da yaşayanları vize ile Anadoluya almak ve yerleşmelerine mani olmak en doğrusu olacaktır. Bu arada ben istanbul 'da yaşıyorum bilginiz olsun.
Cem arkadaşımızın da dediği gibi bırakın kendi .okunda boğulsun istanbul
Ortaçağ avrupasındaki vebalı - cüzzamlı şehirler gibi............
Biraz ağır oldu ama gerçek bu.....
Bence Istanbul'da nufus gun giderek artiyor cunku herkes is bulmak icin geliyor ve gercekten bir cok insan boyle yapiyor. Bende yapmistim. Benim meslegimde ankara'da is bulunamiyor kolay kolay ama ben daha okulu bitirmeden istanbul'da is bulmustum. Neyse nufusu kalabaliklastiran nedir? Sanayi, ozel sektor vs. vs. bunlari Istanbul'un disina tasimak ve Anadoluya esit olarka dagitmak en akillica ve etik olani. Anadoluda issizligin hat safhada oldugu sehirler var. Doguda Gaziantep'e kurulan organize sanayi bolgeleri baska illerede kurulursa Istanbul goc almaz goc vermeye baslar. Bende en onemli adim bu.
Bence sorun bilinç ve alışkanlıklarda. Kent bilinci oluşturulursa hiç bir problem kalmaz düşüncesindeyim.Ne yaparsanız yapın ister yol yapın ister ağaç dikin önce bireyin şehri benimsemesi ve toplumla yaşama bilincine sahip olması gerekir.Genelde kimse geleceğini İstanbul da görmüyor sadece para kazanılmak için gelinmiş yer gözüyle bakılıyor. Düşünce böyle olduktan sonra sizce şehir kent düzeni alırmı?
Ekumenopolis fragman izlendikten sonra ''sinopsis'' de okunmadıysa mutlaka okunmalı uzman gözüyle çok güzel tespitler. Tarlabaşında ve Sulukulede yapılanlar
toplumun tepkisini ölçmek için kullanılan güzel örneklerdi, Kentsel Dönüşüm adı altında İstanbul'da alan bittiğinde yada çok değerli alanların ele geçirilmesinde olacakların,yaşanacakların göstergesi.
Levent
Bence sorun bilinç ve alışkanlıklarda. Kent bilinci oluşturulursa hiç bir problem kalmaz düşüncesindeyim.Ne yaparsanız yapın ister yol yapın ister ağaç dikin önce bireyin şehri benimsemesi ve toplumla yaşama bilincine sahip olması gerekir.Genelde kimse geleceğini İstanbul da görmüyor sadece para kazanılmak için gelinmiş yer gözüyle bakılıyor. Düşünce böyle olduktan sonra sizce şehir kent düzeni alırmı?
Kent planlanmasinda sehrin sehir olarak algilanabilmesi icin trafik duzgun planlanilarak evlerin, mahallelerin icinde gecirilip sehir kavrami ortadan kalmasin diye. Ama Istanbul'da araclar yani insanlar, al gecitlerden, ust gecitlerden koprulerden, otobandan ve transit yollardan ulastiriliyor ve tabii buna yenileri eklenmek isteniyor. Birde bunun uzerine ise ulasmak icin 30-40 km gibi yollar gidince normal olarak insanda kent kavrami ve olgusu olusmuyor. Bu konuda Ankara dahada kotu bir ornektir. Surekli alt gecit ve ust gecitlerden ulasir olduk. Bina, insan baska hic bir seyi gormuyoruz. Bakin Ankara'da hava alanindan kizilaya kadar olan yol sayin vekillerimiz hizli gidip gelsin diyerek her kavsaga arac alt yada ust gecitleri konuldu ve doner kavsak projeleri yapildi. Sonuc mu Sihhiye'ye kadar neredeyse hicbir kirmizi isiga yakalanmiyorsunuz ya sonrasi; buraya kadar isiklarda beklemeden gelen araclar ust ust burda yigilarak sihhiye ve kizilay'da inanilmaz bir trafik yaratiyor. Eger bu kavsaklar olmasa araclar kirmizi isiklarda bekleyerek yavas yavas kent merkezine gelecekleri icin bu kaday yigilma olmiyacakti. Hem trafigi kotulestirdiler, hemde kentli olma olgusunu ortadan kaldirdilar.
Ekumenopolis fragman izlendikten sonra ''sinopsis'' de okunmadıysa mutlaka okunmalı uzman gözüyle çok güzel tespitler. Tarlabaşında ve Sulukulede yapılanlar
toplumun tepkisini ölçmek için kullanılan güzel örneklerdi, Kentsel Dönüşüm adı altında İstanbul'da alan bittiğinde yada çok değerli alanların ele geçirilmesinde olacakların,yaşanacakların göstergesi.
Levent
Levent hocam ayrica her en denilirse densin sulukule Istanbul icin bir mirasti. Kaybettik (Mimarlar odasinin daha once sulu kule ile ilgidi yapmis oldugu bir belgesel vardu, bulabirsem burada paylasirim). Yakinda sanirim tarlabasinin her yeri Galatasaraydaki Fransiz sokagi misali yenilenerek cafeler, barlar, is yerleri ile doldurulacak. Daha cok is gucu gerekecek ve daha cok goc alacak. Goc eden isci sifini ve orta sinif is yerlerine yakin barinma imkani bulamayacak ve sehrin eteklerine dogru tasinacak. Yeni gettolar olusacak, insanlar istiflenecek. Isyerlerine ulasmak icin gunde 50 km yol gidecekler. Bunun icin gunde 4-5 saatlerini harciyacaklar. Belediye ne yapacak? DAHA COK YOL.
Video yu bulamadim ama Mimarlar odasi degisinde yayinlanmis Kentsel donusum ve Sulukule ile ilgili yazi. Yazi gazi universitesi Sehir ve bolge planlama bolumunden Yr. Doc. Dr. Ozlem Guneye ait.