Zerrin hanım teşekkür ederim bilgiler için.
Ben de Vatani görevimi oralarda dağlarda yaptım. İlk gecemi hâlâ hatırlıyorum. O gece soğuktan öleceğimi sandım.
Dağlara olan aşkım o zaman başladı. Dağcılık adına çok ama çok şey öğrendim. Belirli yüksekliklerde bitki örtüsü değişir. Siz çıktıkça bitki örtüsü azalır ve belli bir rakımdan sonra
artık tamamen biter. O zirvelerde günlerce konaklamanın ve hayatı idame ettirmenin ne demek olduğunu yaşayan bilir. Çok güzel günlerdi...
Bir daha öyle tırmanışlar yapamadım. Zaten o coğrafya sadece oralarda var. Bir gözlemci ve doğasever olarak unutulmaz olaylar yaşadım. Sadece iki tanesini sizlerle paylaşmak istedim. Çünkü her insanın başına gelmez.
1- İsmini vermeyeceğim yere günler süren intikalden sonra zirvelere ulaştık. Sonun da zirvelerdeyiz. Bulutlar aşağıda, mas-mavi gökyüzü inanılmaz bir manzara.....Herkes ufukta görünen nedir? diye soruyor.
Biz Güneydoğunun uç noktasında olmamıza rağmen bulutların üstünde ve ufukta oldukça uzak bir noktada Ağrı dağının beyaz zirvesi konik şekilde görülüyor. Konaklayacağımız yeri hazırlarken büyük taşları alıp atıyoruz. Kırılan birtaşın içinden bir fosil çıkıyor. Bir deniz kabuğu fosili....Hem de o yükseklikte.
2-Yükseklerdeyiz...Zirvelere çıkmak için pek çok yüksek tepeler ya da küçük dağlar var. Kar suları dereleri oluşturmuş dereler ise çayları...Son tepeye yaklaştık, tepenin etekleri
büyük bir kalenen surları gibi düz ve hemen dibinde çay akıyor. Müthiş bir yağmur bastırdı ve sonra kesildi. Biraz sonra da çok güzel bir Güneş...
O zaman benim için bir mucize oldu. Tepe ile bizim aramızda sadece 20 metre kadar var. Güneş doğunca yaklaşık 10 metre uzaklıkta çok büyük bir gökkuşağı oluştu.
Fakat bir ayağı hemen 10 metre önümüzde ve
diğer ayağı ise ufukta. İnanılmaz bir manzara! Hepimiz donup kaldık dakikalarca seyrettik. Çok geniş ve doğruca düz bir şekilde gökyüzüne çıkıyor, insan başını kaldırıp bakınca
korkuyor....Ben gökkuşağını hep kırmızı, turuncu, sarı, yeşil, mavi olarak biliyordum. Fakat öyle değil. Örneğin gökkuşağının önümüzde oluşan ayağı 30-40 metre eninde.
Bunun 10 metresi kırmızı, 10 metresi sarı şeklinde..... Bu 10 metre kırmızı şerit 2,5 metre 4 adet değişik kırmızı şeritten oluşmuş. Bu 2,5 metre şeritlerde çok muntazam şekilde
4'de bölünmüş onlarda başka kırmızı tonlarda örneğin 60 cm. gibi. Yani sizin anlayacağınız bizim gökkuşağında gördüğümüz bir renk aslında koyudan açığa doğru onlarca renk
şeridinin yanyana gelmesi ile oluşuyor. Bir kırmızı renkte belki yüz çeşit kırmızı şerit dizilmiş gibi. İnanılmaz bir tabiat olayı.
Bunları bir daha yaşayabilececeğimi sanmıyorum. Aynı zamanda susuzluk, açlık, soğukta yaşama, yön tayini, sessiz ve iz bırakmadan yaşama, hayatta kalma, tırmanma ve bunun gibi pek çok konuda önemli eğitimler aldım ve tecrübe edindim.
O günler hayatımın en ilginç ve renkli günleriymiş.