2000 yılında turizme açılan mağara dünyanın ikinci uzun mağarası olarak kabul edilmekteymiş ancak gezilen kısım oldukça kısa, diğer kısımlar su seviyesi sürekli değiştiği için açık değil...
1050 m rakımı bulunan Çal mağarasının içinde dere, göl ve çağlayan bulunmakta... Mağara ilerleyen kısımlarda ikiye ayrılmakta, sol yol çağlayana giderken sağ kısım göle ulaşmaktadır...
Mağara girişinin hemen üstündeki oyuğa da yine köyden bir amca (aynı zamanda giriş ücretini de alıyor) kafe yapmış, gelenler mağarayı gezdikten sonra yukarı çıkıp çayını da içiyor...
Kafenin duvarındaki haritaya göz gezdirirken Vakfıkebir'e giden bir ara yol görmüştüm Tonya üzerinden, Tomtom Abla'ya yükleyip çıktık yola...
Sahile indiğimizde Karadeniz'in meşhur dalgaları kıyıyı dövmeye başlamıştı, deli gibi de bir yağmur yağıyordu o gün (akşam haberlerde Giresun'u sellerin götürdüğünü öğrendik)
Ancak Sinop-Amasra arası sahil yolunu kullanmak isteyenlere önerim, bu yola girecekseniz yoldan keyif almayı bilen, sabırlı ve direksiyon sallamaktan yorulmayan biri olmanız şart... Hızınız en fazla 30 km/sa, sürekli viraj, heyelandan dolayı yolun %80'i tek şerit (karşıdan araba gelmesin diye dua ediyorsunuz)
Kastamonu Cide... Karnımız açtı ancak yemek yemek için tek bir yer bulamadık...