uğur bey aslında haklısınız.
ama tatlı atışmalar ve tartışmalar (saygı çerçevesinde ,rencide etmeden) bu işin tuzu biberi.
markalar şunun için önemlidir,
-küçükken bir komşunuzun akrabanızın ,babanızın veya herhangi bir yerde görüp etkilendiğiniz bir aracın markası beynimize kazınır (freudça oldu biraz ama
,,
-bir araç alırsınız hazırlarsınız ,uğraşırsınız o arada aracada bağlanırsınız ,,
-X marka bir aracınız vardır sizi çok yere götürmüştür ,mutlu etmiştir, düğününüzde ,bayramınızda dağda ,kampta , zor yerlerde hep sizinle sorunsuzca olmuştur sempati duyar seversiniz,,
- Y marka başka bir araç alırsınız incelemeden,inceletmeden,araştırmadan alırsınız ,ruhundan ve bakımından anlamazsınız, eksik donanımla olmayacak yerlere zorlarsınız araç kırıldıkça ve sorun açtıkça sinir olur başka markaya geçersiniz vs.vs
bir kişi X markasıyla mutluyken diğeri y markasıyla mutludur.
kimi beceriklidir elinden gelir,zamanı mekanı uyar herkesçe zor ve sorunlu olarka bilinen araç adamda sıfır sorun ejderha gibi gider
kiminin arkadaşı veya arkadaşları X veya Y markası tamircisidir,parçacısıdır gider onu alır rahat eder. ;D
e bu böyle devam eder gider.
şahsi objektif fikrim (bende marka sempatizanıyım o ayrı)
ingilizi ,amerikanı,japonu, düzgün bir kombinasyonla ve denklemle hazırlanmış her aracın bizi amaçlarımıza ulaştırması gerekir.
kimi ingilizin aristokrat havasını beğenir, kimi amerikancıdır sesine yaylanışına bayılır, kimide japonun sorunsuzluğunu sever.
ama sonuçta markacılık birşekilde içimize girer, gülerek eğlenerek tartışabilirsek ne mutlu bize
selamlar,saygılar.