mudurnu

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan areklim Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 21
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 4,506

areklim

Kamp II
Mesajlar
288
Tepkime Puanı
44
Yer
istanbul
[size=10pt][size=10pt][size=10pt]Bazı yerler vardır zamanın ağır aktığı, zamanın iç içe geçtiği, işte Mudurnu öyle bir yer. Yüzyılı aşan zamana direnen konakları artık unutmaya yüz tutan el sanatlarıyla. Mudurnu eko turizmin nasıl yapılması gerektiğinin en güzel örneği. İnsanlar size evlerine misafirliğe gitmiş yakın akrabalarıymış gibi davranıyorlar. Merhabalar yüzlerinden gülümseme eksik olmuyor.
[/size][/size][/size]
[attachment=1][attachment=2][attachment=3]







 

Etiketler
Ynt: mudurnu

[size=10pt][size=10pt]Mudurnu’da ilk dikkat çeken Konakları turizm yaygınlaştıkça butik otel, kültür merkezi, yöresel yemeklerin yapıldığı restaurantlar haline geliyor. Mudurnu, film platosu haline gelmiş, ruhunu kaybetmiş Anadolu kasabası örneklerinden değil. Çarşısında Cuma günleri Ahi duası yapılan cumartesi günleri yöresel ürünlerinin satıldığı, birkaç zanaatkarın el sanatlarını yaşatmaya çalıştığı, ziyarete gelenleri kendi hayatlarına buyur eden bir kasaba. [/size][/size]

[attachment=1][attachment=2][attachment=3][attachment=4]







 

Ynt: mudurnu

[size=10pt][size=10pt]Mudurnu, kültürüne sahip çıkmayı çok ciddiye alıyor Boratav kültür evi Mudurnu’nun sosyal, el sanatları ve yakın tarihini sergiliyor. Aynı zamanda küçükte olsa bir şehir müzesi var. Şehir müzesi bazı eski fermanların ve Osmanlıca belgelerin tercümesini yapıp onlara yer vermiş. Osmanlı döneminin gündelik hayatı ve hukuk sistemine ilişkin ilginç detaylar var ( Bizim dikkatimizi eşeğin tepmesi sonucu belindeki silah ateş alıp hayatını kaybeden birinin hikayesi çekti ) [/size][/size]

[attachment=1][attachment=2][attachment=3][attachment=4]







 

Ynt: mudurnu

D[size=10pt][size=10pt]emirciler arastasıysa başlı başına bir hazine: İlk misafir olduğumuz dükkan Mehmet Arıbakır’ın bakırcı dükkanı. Bakırdan yaptığı mutfak ve ev eşyaları birer sanat eseri. Mudurnu yaşayan bir şehir demiştim ya Mehmet Bey’in dükkanı tenceresini çaydanlığını tamir ettirmek isteyen Mudurnuluların da uğrak yeri…
[/size][/size]

[attachment=1][attachment=2][attachment=3][attachment=4]







 

Ynt: mudurnu

[size=10pt][size=10pt]Bakırcının yanındaysa 2009 yılının Ahi babası Mehmet ustanın dükkanı var. 82 yaşında olmasına rağmen her gün dükkanını açıp demir işleri yapıyor. Biz uğur getirsin diye yaptığı nallardan aldık.
[/size][/size]

[attachment=1][attachment=2]



 



Ynt: mudurnu

[size=10pt][size=10pt]İsmail usta ise fındık sobası yapıyor dükkanında. Eskiden her evde bulunan maltızlar da yaptıkları arasında (maltız: Oval ya da köşeli, üstü açık ve üstüne demir ızgara yerleştirilmiş, çömlek yapımı eski Türk mutfak malzemesi. tr.wiktionary.org/wiki/Maltız )
[/size][/size]

[attachment=1]

 

Ynt: mudurnu

[size=10pt][size=10pt]Şimdi gelelim kampçı dostlarımızın dikkatini çekecek dükkana. Nacakçı İsmail ustanın dükkanı. Biz ziyaret ederken 1970 yılında yaptıkları bir baltayı Tamir ediyordu daha önce üç defa onarım görmüş balta. Yani yaklaşık 10 yılda bir. Nereden mi biliyoruz? Her onarılışında İsmail ustanın Ustası damgasını vurmuş baltaya.
[/size][/size]

[attachment=1][attachment=2][attachment=3]





 

Ynt: mudurnu

[size=10pt][size=10pt]Demirciler Arastasının çıkışında yiyenbilir üyelerinin dikkatini çekecek bir lezzet durağı var. Ruhi Ustanın dükkanı biz çorba içip köfte yedik ama içeride tencerede bekleyen kuru fasülye ve tas kebabı da dikkatimi çekti. Ruhi Ustaya artık bir başka gelişimizde deneriz diyordum ki “ hiç olur mu buraya kadar gelmişken bir tadına bak” diyerek kuru fasülye ve tas kebabından tattırdı. Eğer köfteyle tıka basa doymasaydım ikisinden de birer porsiyon yerdim. Şiddetle tavsiye edeceğim lezzetler. Ruhi Usta ve eşinin cana yakınlığıysa tarif edilmez.
[/size][/size]D


[attachment=1][attachment=2]



 

Ynt: mudurnu

[size=10pt][size=10pt]Mudurnu’da gezilmeye değer iki tarihi camii de var. Biri Yıldırım Camii 1382 yılında Yıldırım Beyazıt’ın Şehzadeliği zamanında yapılmış. Kare planı ve 19,43 metrelik kubbe çapıyla büyülüyor. Taş mimarinin güzel örneklerinden. Hemen karşısında faal olan Hamamı da var.[/size][/size]

[attachment=1][attachment=2][attachment=3][attachment=4]







 

Ynt: mudurnu

[size=10pt][size=10pt]Mudurnu’nun tarihi camilerinden bir diğeriyse 1546 yılında Kanunin Bağdat seferine çıkarken yaptırdığı camiidir. Caminin girişinin sol tarafında bir dibek taşı göreceksiniz bu taşın burada ne işi var demeyin bu dibek taşı yardımlaşmanın en güzel örneklerinden biri için oraya koyulmuş . Cami cemaati namazdan çıktıktan sonra cebinde parası olan o taşın içine bırakır ihtiyacı olanda da gerektiği kadar parayı o taşın içinden alırmış. Dibek taşı insan dirseğinden daha derin olduğundan kimin para bırakıp kimin aldığı belli olmazmış[/size][/size]


[attachment=1][attachment=2][attachment=3][attachment=4]







 



Ynt: mudurnu

[size=10pt][size=10pt]Mudurnu’yu gezerken çay kenarında bir ahşap minare dikkatimizi çekti kitabesi olmayan Asilbey Camii. İçeriye girdiğimizde Alçak gönüllü ama manevi derinliğini yüreğimizde hissettiren bir mabet bulduk. Kalem işlerinin arasındaki minik detaylar çok güzeldi.[/size][/size]

[attachment=1][attachment=2]



 

Ynt: mudurnu

[size=10pt][size=10pt]Mudurnu Sokakları bir birinden güzel konaklarla süslenmiş. Bir kısmı restore edilmiş bir kısmıysa ilgilenilmeyi bekliyor. Ahşap işçiliği bu konaklarda o kadar güzel kullanılmış ki her biri kentin mücevherleri. Döndüğümüz her köşenin ardında bir zenginlik çıkıyor karşımıza.[/size][/size]

[attachment=1][attachment=2][attachment=4][attachment=3][attachment=5]









 

Ynt: mudurnu

[size=10pt][size=10pt]Gelelim gezimizin en ilginç bölümüne yani konaklamaya. Bizim Mudurnu’da akrabalarımız yaşıyor Mehmet Abi ve Fatma Abla. 170 yıllık Hacı Şakirler Konağını işletiyorlar 6 odalı bir konak Hacı Şakirler konağı (http://www.hacisakirlerkonagi.com/) sitesinde detay bilgi alabilirsiniz ben yaşadıklarımı anlatayım. Mehmet Abi bizi kapıda karşıladı ve kuzinenin başında sıcacık demlenmiş çay eşliğinde başladık sohbete. İlk anda küçüklüğümün bayram ziyaretleri geldi aklıma. Kısaca Mudurnu’da gezmeniz gereken yerleri tanışmamız gereken insanları anlattı. Bizden önce gelen bir çiftle tanıştırdı. Akşam yemeğinde, Fatma Ablanın hazırladığı birbirinden lezzetli Mudurnu yemekleri vardı. Yoğurtlu düğün çorbası, kaşık sapı, kuru fasülye, ızgara hindi ve nefis un helvası. İlgi ve güler yüz ise Hacı Şakirler Konağının olmazsa olmazı. Yemek sofrasında tanıştığımız diğer iki misafir çiftle başladığımız sohbeti demli çaylar eşliğinde kuzine başında koyulaştırdık. Malum kış mevsimi başladı geceler uzun kuzinenin üzerinde kestaneler kızarmaya başladı. Mehmet Abi de sohbetimize katılıp bize Mudurnu’nun yerel tarihini anlattı. Hiçbir internet sitesinde yada rehber kitapta bulamayacağımız şeyleri öğrendik Mudurnu’ya dair. Yol yorgunluğu gecenin ve hoş sohbetin keyfiyle bastıran uykuyla odamıza çekildik. Bizim kaldığımız odanın ismi Bergüzar eskiden konağın genç kızına verilen odaymış. Konağın çitlenbik, destina, panorama, gün ışığı, simetri
isimli beş odası daha var. Ceviz işleme tavanları birer sanat eseri gibi.
[/size][/size]



[attachment=1][attachment=2][attachment=3][attachment=5]







 

Ynt: mudurnu

[size=10pt][size=10pt]Mudurnu’nun ulaşımı da çok kolay. İstanbul’a yaklaşık 230, Ankara’ya 200 kilometre uzaklıkta. Abant hemen yanı başında, Sünnet gülü ve Sülüklü gölde öyle. Biz kısa süre önce gördüğümüz için programımıza Abant’ı dahil etmedik. Ama İstanbul’dan Mudurnu’ya giderken Sülüklügöl’e, dönüş yolunda Sünnet gölüne uğradık. Ayrıca dönüş yolunda yolumuzun üzerinde olan Göynük ve Taraklıya da uğradık [/size][/size]
[attachment=1]

[size=10pt][size=10pt]Yaklaşan bayram tatili öncesinde bayramda yada hafta sonu kaçamakları için gidilebilecek tarihi ve dogasıyla ziyaret edilmesi gereken bir yer Mudurnu. İlgilenenler trekking parkurlarını keşfedebilir. Bir de cumartesi günleri Mudurnu’nun pazarı kızılcık tarhanası, taze ceviz, yoğurttan yapılan keş peyniri ve daha bir çok ürün alınabilir.
Mehmet Cantürk’ün çep telefonuysa 0532 281 35 14
[/size][/size]
[attachment=2][attachment=3]





 

Ynt: mudurnu

Gölköy,den ankara,ya dönerken uğramıştım pek fazla bozulmamış dokusuyla şirin bir beldemiz gerçekten görmeye değer.