Müşterilere Potansiyel Hırsız Muamelesi Yapan Mağazalar

Ülkemizde de bulunan media markt ve saturn mağazalarını eğer dizüstü bilgisayar çantanızla gezmek isterseniz, çantanızla girmenize izin verilmiyor, çantanızı üzerinde uyduruktan kilitlerin bulunduğu dolaplara bırakmanız isteniyor, yada bilgisayarınızı danışmaya kayıt ettirmek gibi vaktinizi alacak bürokratik bir işlemle uğraşmanız gerekiyor. İçinde sizin için çok kıymetli bilgileriniz bulunan dizüstü bilgisayarınızı döndüğünüzde dolapta bulacağınızın garantisinide vermiyorlar. Ben media marktın ve saturnün Almanya'daki mağazaları pek çok kez dizüstü bilgisayarımım çantasıyla gezdim, orada kimse çantanı dolaba koy demedi, yada Türkler bilgisayar çantalarını dolaba koymak zorundadır diye bir yazıda görmedim. saturnün İstiklal Caddesindeki mağazasını bilgisyar çantanızla gezemezsiniz ama içinde gitarınız bulunan çantayla veya büyük bir spor cantasıyla gezebilirsiniz. Güvenlik amirine sordum neden ben çantamı dolaba kilitlemek zorundayımda şu sırtında gitar çantası olan veya ilerde kocaman spor çantası olan dolaba koymuyor diye, aldığım cevap dolap onları alacak kadar büyük değil oldu. İşin komiği İstiklal Caddesindeki saturn mağazasına yürüyen merdivenle iniliyor ve eğer benim gibi çantanızı dolaba koymak istemezseniz, içeri alınmıyacağınız söyleniyor, dışarı çıkabilmek için o katın yarısından geçiyorsunuz ki yukarı çıkan yürüyen merdivene ulaşabilin, kimsede sizi kontrol etmiyor, yani yok ben çantamı bırakmıyacağım çıkışa gidiyorum deyip mağazayı gezmek mümkün.
Ben sadece Türklere hırsız muamelesi yapan bu mağazalardan isteğim ürün ucuzda olsa almıyorum, Teknosa veya Darty'i tercih ediyorum.
Pınar
Not: media markt ve saturn özel isimlerinin ilk harfleri bilerek küçük harfle yazdım, bana hırsız muamelesi yapana saygım olmadığından.

Ynt: Müşterilere Potansiyel Hırsız Muamelesi Yapan Mağazalar

İlginç.

Ynt: Müşterilere Potansiyel Hırsız Muamelesi Yapan Mağazalar

Memleketimizde bırakın üretimi, ticareti bile yabancı sermaye yönetmekte malesef. Bunlar durun daha başlangıç.Müşteri velinimetimizdir anlayışını öldürdüler malesef.

Ynt: Müşterilere Potansiyel Hırsız Muamelesi Yapan Mağazalar

Almaya'da Media Marktı gezmiştim laptop çantamla, ondan yaklaşık bir hafta sonra Istanbul Beylikdüzü Media Markt'a gitmiştim firmaya el telsizi almak için, benden Laptopumu dolaba koymam istendi, bende içinde kıymetli bilgilerim olduğunu söyleyip dolaba koymayı reddedip mağaza girmemiştim, o günden beri Media Markt'a hiç gitmedim, üzerinden iki yıl geçti, hep Teknosa'dan alış veriş yaptım, hiç Saturn'e gitmemiştim, maden aynı muamele onlarda da var daha da adımımı atmam.
Saygılar
Ersan

Ynt: Müşterilere Potansiyel Hırsız Muamelesi Yapan Mağazalar

Marvel' Alıntı:

Ülkemizde de bulunan media markt ve saturn mağazalarını eğer dizüstü bilgisayar çantanızla gezmek isterseniz, çantanızla girmenize izin verilmiyor, çantanızı üzerinde uyduruktan kilitlerin bulunduğu dolaplara bırakmanız isteniyor, yada bilgisayarınızı danışmaya kayıt ettirmek gibi vaktinizi alacak bürokratik bir işlemle uğraşmanız gerekiyor. İçinde sizin için çok kıymetli bilgileriniz bulunan dizüstü bilgisayarınızı döndüğünüzde dolapta bulacağınızın garantisinide vermiyorlar. Ben media marktın ve saturnün Almanya'daki mağazaları pek çok kez dizüstü bilgisayarımım çantasıyla gezdim, orada kimse çantanı dolaba koy demedi, yada Türkler bilgisayar çantalarını dolaba koymak zorundadır diye bir yazıda görmedim. saturnün İstiklal Caddesindeki mağazasını bilgisyar çantanızla gezemezsiniz ama içinde gitarınız bulunan çantayla veya büyük bir spor cantasıyla gezebilirsiniz. Güvenlik amirine sordum neden ben çantamı dolaba kilitlemek zorundayımda şu sırtında gitar çantası olan veya ilerde kocaman spor çantası olan dolaba koymuyor diye, aldığım cevap dolap onları alacak kadar büyük değil oldu. İşin komiği İstiklal Caddesindeki saturn mağazasına yürüyen merdivenle iniliyor ve eğer benim gibi çantanızı dolaba koymak istemezseniz, içeri alınmıyacağınız söyleniyor, dışarı çıkabilmek için o katın yarısından geçiyorsunuz ki yukarı çıkan yürüyen merdivene ulaşabilin, kimsede sizi kontrol etmiyor, yani yok ben çantamı bırakmıyacağım çıkışa gidiyorum deyip mağazayı gezmek mümkün.
Ben sadece Türklere hırsız muamelesi yapan bu mağazalardan isteğim ürün ucuzda olsa almıyorum, Teknosa veya Darty'i tercih ediyorum.
Pınar
Not: media markt ve saturn özel isimlerinin ilk harfleri bilerek küçük harfle yazdım, bana hırsız muamelesi yapana saygım olmadığından.

Genişletmek için tıkla ...

Kesinlikle katılıyor ve destekliyorum. Benzer bir durum benimde başıma geldi ve malesef kendi ülkemde yabancı sermaye tarafından bana gösterilen mumale hiç hoşuma gitmedi.

Kızgınım ve üzgünüm.

Ynt: Müşterilere Potansiyel Hırsız Muamelesi Yapan Mağazalar

yavuz-çelikel' Alıntı:

Memleketimizde bırakın üretimi, ticareti bile yabancı sermaye yönetmekte malesef. Bunlar durun daha başlangıç.Müşteri velinimetimizdir anlayışını öldürdüler malesef.

Genişletmek için tıkla ...

İşte bütün sıkıntı bu... buna karşı bişey yapmak lazım. 3 kuruş fazla olsun yurt içinde kalsın diye çok dikkat ediyorum ama maalesef öyle bir hale geldik ki eskiden memlekette üretilende üretilemez hale geldi...yazık.

Ynt: Müşterilere Potansiyel Hırsız Muamelesi Yapan Mağazalar

Havaalanı ve resmi bina dışındaki binaların girişindeki metal dedektörlerden geçerken ceplerimi boşaltmam; durdurup "üzerinizdeki metal eşyaları bırakıp tekrar geçer misiniz?" diyen olursa, cevabım hayır olur her zaman. "İçeri giremezsiniz o zaman" derlerse de; "suçlu muamelesi gördüğüm yerde durmam zaten" der ve çıkarım. Kapalı otopark girişlerinde bagajımı kontrol etmeye çalışanlarda, bagajımı onlara açmadığım için bir iki kere düğmeye basıp açmaya çalışırlar; açılmayınca "geçin" derler. Havaalanı ve resmi binaya girerken de her şeyimi arabada bırakırım, böylece orada uğraşmam kırk saat.

Metal dedektörü geçişinde, "içeri almam" diyen 2-3 kere çıktı, ben de memnuniyetle girmedim içeriye. Otopark girişinde "içeri almam" diyen hiç çıkmadı.

Gıcık bir insanım galiba; ama özel eşyalarımı (bagj içi, pantolon ceket cebimin içi vs) niye herhangi birisine göstermek zorunda olayım ki. Oradaki güvenlik görevlisi ve bina/mağaza sahibi/ortakları da bana kimliklerini ve üzerlerinde taşıdıkları metal eşyaları gösterirlerse, ancak o zaman ben de bunu uygularım.

Kimse sesini çıkarmadıkça, koyun gibi üzerimiz de aranır, yarın öbür gün Amerikan filmlerinde gördüğümüz gibi "cavity search" de yaparlar AVM/mağaza girişlerinde (kibarlıktan Türkçe'sini yazamadım, kusura bakmayın).

Ynt: Müşterilere Potansiyel Hırsız Muamelesi Yapan Mağazalar

balum' Alıntı:

İşte bütün sıkıntı bu... buna karşı bişey yapmak lazım. 3 kuruş fazla olsun yurt içinde kalsın diye çok dikkat ediyorum ama maalesef öyle bir hale geldik ki eskiden memlekette üretilende üretilemez hale geldi...yazık.

Genişletmek için tıkla ...

Buna pek katılmıyorum Erdem.
Sadece yurt dışında üretilenlere abartılı hayranlık besliyoruz.

Ynt: Müşterilere Potansiyel Hırsız Muamelesi Yapan Mağazalar

TezzMertek' Alıntı:

Buna pek katılmıyorum Erdem.
Sadece yurt dışında üretilenlere abartılı hayranlık besliyoruz.

Genişletmek için tıkla ...

Global ekonomi palavrasına inanıyorsunuz yani.Çin dünyayı elindeki insan gücü dolayısı ile üretim gücüyle titretmiyormu?
tek çözüm bence üretmektir.Malesef bunun yurdumda değeri yok o başka.

Ynt: Müşterilere Potansiyel Hırsız Muamelesi Yapan Mağazalar

Yavuz bey ekonomiye kişilerin baktığı noktaya göre karar vermeliyiz.

Global Ekonomi kimine göre palavra olabilirken kimine göre gerçek bir işleyişte olabilir.
Üretmekte önemli lakin pazarı ve tüketicisi olmayan ya da yeterli büyüklüğü bulunmayan bir üretim sistemi ilerleyen zaman içinde batmaya ve ülke kaynaklarının israfına yol açacaktır.

Az önce okuduğum bir haber " Bardakta Mısır Sektörü %50 küçülmüş." Tüm mısırlar yurtdışından ithal idi.
Döviz yükseldi - GDO sorunu çıktı. Sektör Gümm.

Yani planlı programlı ve pazarlı bir üretim olmalı.
Başka bir ülkede aynı ürünü daha kaliteli ve ucuza üretiliyorsa ve de bu ürün iç ekonomide çok büyük bir yer & işgücü & ciro vb kapsamıyorsa yurt dışından uygun fiyata getirtmek en uygun çözüm olabilir.

Karışık ve zor konular.

Ynt: Müşterilere Potansiyel Hırsız Muamelesi Yapan Mağazalar

TezzMertek' Alıntı:

Yavuz bey ekonomiye kişilerin baktığı noktaya göre karar vermeliyiz.

Global Ekonomi kimine göre palavra olabilirken kimine göre gerçek bir işleyişte olabilir.
Üretmekte önemli lakin pazarı ve tüketicisi olmayan ya da yeterli büyüklüğü bulunmayan bir üretim sistemi ilerleyen zaman içinde batmaya ve ülke kaynaklarının israfına yol açacaktır.

Az önce okuduğum bir haber " Bardakta Mısır Sektörü %50 küçülmüş." Tüm mısırlar yurtdışından ithal idi.
Döviz yükseldi - GDO sorunu çıktı. Sektör Gümm.

Yani planlı programlı ve pazarlı bir üretim olmalı.
Başka bir ülkede aynı ürünü daha kaliteli ve ucuza üretiliyorsa ve de bu ürün iç ekonomide çok büyük bir yer & işgücü & ciro vb kapsamıyorsa yurt dışından uygun fiyata getirtmek en uygun çözüm olabilir.

Karışık ve zor konular.

Genişletmek için tıkla ...

Tarlasını ekmesin diye halka para veren sistem olursa mısırda ithal ederiz, buğdayda.
Basit bir google araştırması yapıştırdım;
Türkiye 780.576 km² Tamamıyla Avrupa'daki en büyük ikinci büyük ülke.

Ynt: Müşterilere Potansiyel Hırsız Muamelesi Yapan Mağazalar

Sadece üretmenin de yeterli olmayacağını düşünüyorum. Tüketici olarak iki ürün arasında tercih yaparken yapılacak bilinçli tercih de önemli.
Üreten üretmenin gücünü ve gururunu yaşıyor. Cadillac escaladenin sürücü kapısında "build with pride" yazısını ve amerikan bayrağını görünce yaşadığım duyguyu tarif edemem. Yakın zaman da aldığım avustralya malı turbo timerin üstündede "Australian made" diye (ekte) ) gururla yazıyor adamlar. Hatta web sitelerinde bile buram buram milliyetçilik kokuyor -Australian owned and operated company-
Bknz. http://www.australianoffroadcampers.com.au/
http://www.sunsetcampertrailers.com.au/
http://www.airbagman.com/
http://www.australian4wdhire.com.au/
http://www.tyres4u.com.au/brandselector_doc-gtprodaorcampers_img-gt_show.aspx
http://www.aussieoffroadtours.com.au/
http://offroadlights.com.au/
http://www.byfordflour.com.au/
http://www.dicksmithfoods.com.au/
http://www.erapol.com.au/
daha çok örnek var.

Üreten yapan bunun gururunu yaşıyor ve o gözle dünyaya bakıyor.Kendi ülkesinde üretileni tercih ediyor. Parası ülke içinde kalıyor. birilerinin kazancı oluyor. ve domino etkisi ile bu katlanarak büyüyor.

Ynt: Müşterilere Potansiyel Hırsız Muamelesi Yapan Mağazalar

Benim dediğimde bu zaten.

Ynt: Müşterilere Potansiyel Hırsız Muamelesi Yapan Mağazalar

TezzMertek' Alıntı:

Başka bir ülkede aynı ürünü daha kaliteli ve ucuza üretiliyorsa ve de bu ürün iç ekonomide çok büyük bir yer & işgücü & ciro vb kapsamıyorsa yurt dışından uygun fiyata getirtmek en uygun çözüm olabilir.

Karışık ve zor konular.

Genişletmek için tıkla ...

Karışık ve zor konular olduğu kesin.

Üretim, mühendislik olmadan olmaz. Mühendislik de gelenek işidir. Klasik bir deyişle, sanayi devrimi yaşamayan ülke, sanayi ülkesi olamaz. Sanayi devrimi deyince de illa 18 ve 19. yüzyıllar akla gelmesin. Japonya 20. yüzyılda, Çin de 21. yüzyılda sanayi devrimi yaşadılar. Ya savaş sebebiyle, ya savaş sonucunda yaşanan toplumsal bir eziklikle, ya burjuvazinin girişimciliğiyle ya da faşist bir rejimin zoruyla ama illa ki de çalışarak yapar bir ülke sanayi devrimini.

1970'lerden bugüne A.B.D. ekonomisini inceleyin, ekonomik hacim genişlerken, vatandaşı fakirleşti. Sebebi burjuvazinin paradan para kazanma yöntemini oluşturması idi. Nasıl olsa daha ucuza uzakta üretebiliyorum diyince, kendi ülkesinde üretmeyi bıraktı. Aynısı 1980'lerde Avrupa'da patladı.

Avustralya örneği verildi diye oradan da bahsedelim. Ciddi bir oranda sanayileşmeye odaklanmış bir devlet; Güneydoğu Asya ülkelerini kendine ciddi rakipler olarak görüp, kendi sanayisine destek veren bir devlet var yaklaşık 30 yıldır.

Türkiye'de ise ucundan denenmiş bir sanayileşme, politik sorunlardan kargaşa giren bir ülke ve 90'larda paradan para kazanmayı keşfetmiş bir burjuvazi. Bütün burjuvalar, atölye ve fabrika kurmaktan ziyade, ofis ve mağaza kurunmaya niyetlenince, büyük burjuvalar da paradan para kazanmaya odaklanınca elde edilen tek sonuç, büyük ekonomik hacim, fakir millet.

Arçelik, Beko gibi markalar az mı satıyor? Zamanında Tofaş az mı sattı? Ahmet diye cep telefonu olsa, Ayşe diye araba olsa pazar oluşmaz mı? Turbosu Avustralya'dan gelsin, motoru Çin'den gelsin, ECU'su Almanya'dan gelsin ilk başta sorun değil. 10-15 yıl içinde biz kendimiz bu parçaları üretecek donanıma ulaşırız (gelenek). Yeter ki fabrikaların bacaları tütsün, biz gururla alır bineriz yerli otomobilimize, gururla kullanırız yerli cep telefonumuzu. Kaliteli yerli malları dört gözle bekleyen milyonlar var bu ülkede; pazar oluşması düşünülmesine bile gerek olmayan bir faktör.

Eskiden Çin malı demek kalitesiz mal demekti. Şimdi böyle mi? İran ilk füze denemeleri yaptığında, ismiyle olsun kabiliyetiyle olsun dalga geçiyorduk; şimdi Amerika'lılar savunma kalkanı kurmak zorunda kaldılar korkudan. Biz hele bir başlayabilsek tekrar sanayi hareketine, 15-20 yılda gerçekten gelir oluşturan bir ekonomi haline geliriz.

Ynt: Müşterilere Potansiyel Hırsız Muamelesi Yapan Mağazalar

Bizlere hırsız muamelesi yapan firmaları teşhir edeyim, belki birileri protestoma katılır diye konu açtım, konu sanayi devrimine gelmiş

Türk sanayisinin genç bir neferi olarak, çok kısa zamanda büyük aşama kaydettiğimizi görüyorum, bence Türklerin sanayi devrimi Kıbrıs barış harekatından sonra uygulanan ambargo ile başladı. Ben öyle Türk firmaları biliyorum ki dünyanın pek çok devine Made In Turkey yazılı makinalar satıyor, Makina İhracatçıları Birliği bir zamanlar televizyonlara Tıkır Tıkır diye reklamlar vermişti, işte aynen öylede güzel çalışıyor Made In Turkey yazılı ürünler, pek çok sanayileşmiş ülkede artık Türk Makinaları (makinacı olduğum için sektörümden örnek veriyorum) teredütsüz tercih edilir oldu.

Aslında sanayimiz çok daha ilerleyecekte seçtiklerimiz kapitülasyonların kalkması için biraz çaba harcasa, bir Alman veye Italyan Türkiye'de iş yapmak isterse uçağa binip isteği zaman gelip pasaportu yoksa nufus cüzdanıyla Türkiye'ye giriş yapabiliyor, malı pazarlayıp siparişin alıp gidiyor. Aynısını bir Türk sanayici yapmak isterse pasaportunda 20 tane Shengen vizesi ve Shengen ülkelerine yüzlerce kısa süreli giriş çıkışı olsada bir sürü evrak hazırlayıp gideceği ülkede kaçak işçi olarak çalışmayacağı ispat edip o vizeyi almak için günlerce beklemesi gerekecek.

Herneyse ben media markt ve saturnden alış veriş yapmayarak onlara para kazardırmıyorum, isterimki sizde bana katılın tabii yaptıklarını yanlış buluyorsanız.

Pınar

Ynt: Müşterilere Potansiyel Hırsız Muamelesi Yapan Mağazalar

Kapitülasyon kelimesi cuk oturmuş, geçen sene bizede bir Alman pasaportu yenilemede olduğu için kimlik kartıyla hava alanından giriş yapıp gelmişti, otelde giriş yaparken pasaportu istendiğinde öğrenmiştim adamların nufus cüzdanlarıyla geldiklerini, çok koymuştu. Neyse ki o bizden mal (makina) aldı.
Saygılar
Ersan