Ynt: Osmanlı Hanedanı; II. Mahmut
Ancak Bayraktarın Sadrazamlığı fazla uzun sürmedi ona karşı isyan başladı. Asiler Babıâli'ye hücum ettiler. Sekbanlar dağınık ve komutansız kaldıkları için sadrazama yardım edemediler. Bayraktar, asilere teslim olmaktan ise, sonuna kadar karşı koymaya karar verdi. Asilerden birçoğunu tepelemeye muvaffak oldu, Fakat mücadelenin kendisi için müspet bitmesine imkân yoktu. Asilerin cephane mahzenine çıkarak kubbeyi delmeye başladıklarını görünce yanındakileri, ocağın namusuna tevdi ediyorum diyerek, yeniçerilere teslim etti ve sonra tek başına savaşa devam etti. Hiçbir kurtuluş çaresi kalmadığını anlar anlamaz mahzene ateş verdi, yanından ayrılmayı kabul etmemiş olan baş kadını ve cariyesi ile kahramanca öldüler, infilâk üç yüzden fazla yeniçerinin ölümüne sebep olmuştu.
Bayraktar, Osmanlı tarihinde yeniçeri ocağının isyanına karşı hayatının sonuna kadar mücadeleyi kabul etmiş tek sadrazamdır.
Yeniçeriler, Bayraktar'ı öldürdükten sonra birçok büyük memurların konaklarını yağma ettiler. En nihayet saraya da hücum ettiler. Sekbanlar cesaretle karşı koyunca taraftarlarını çoğaltmak için münadiler çıkarttılar. Yeniçerilere yardım etmeyenlerin kâfir olduğunu ve bunlardan evlilerin de nikâhları kalmadığını ilân ettiler.Ramiz Paşa ile Kadı Paşa, düzenli kuvvetlerle asiler üzerine saldırışa geçince yeniçeriler yangın çıkardılar ve Atmeydanı’nda meşveret kurdular. Mahmut II.'yi istemediklerini, Mustafa IV.'ü tahta çıkarmaya karar verdiklerini yüksek sesle ilân etmeye koyuldular.
Mahmut II, devlet adamlarının reyi üzerine, kardeşi Mustafa IV.'ü öldürttü. Artık Osmanlı hanedanından, kendisinden başka kimse kalmamıştı. Asiler, Mustafa IV’ ün öldürüldüğünü öğrenince, Sultan Mahmut’a emniyetleri kalmadığım gürültü ile söylemeye başladılar. İçlerinden bazıları da Esma sultanın yahut Konya'daki şeyhin veyahut Kırım Tatar han-zâdelerinden birisinin padişah ilân edilmesini istiyorlardı.
"Padişah bir insan değil midir? Kim olursa padişah olur. Yeter ki bizim ocağımız devam etsün".
İstanbul'da Türk Türkü öldürürken, imparatorluğun türlü taraflarında büyük ölçüde isyanlar gelişiyor ve Türk topraklan Napolyon ile Rusya Çarı arasında paylaşma konusu oluyordu.
Son yeniçeri isyanı üzerine artık bu ocağın ortadan kaldırılmasına karar verildi. Türlü yollardan gelen kuvvetlerle Etmeydanı'nı ve başlıca yeniçeri kışlalarını sardılar. Yeniçeriler, savunmada kalmada ısrar ediyorlardı. Kendilerine teslim olmaları teklif edildi. Reddettiler. Bunun üzerine toplar ateş açtı. Bu ateşin tesiriyle büyük kışla kapısının bir kanadı kırıldı. Mustafa isminde bir topçu eri hayatını tehlikeye koyarak kapının diğer kanadını açtı. Topçular Etmeydanı'na, başlarında Karacehennem İbrahim Ağa olduğu halde, girdiler. Yeniçeriler toplardan yılmışlardı. Kışlaları da yanmaya başlamıştı. Büyük bir şaşkınlık içinde hayatlarını kurtarmak için kaçışmaya başladılar. Bu kısa savaş, yeniçeri isyanına son verdi. Bir çete şekline girerek devleti çıkmaza sokan yeniçeri ocağı bu suretle hatalarının ve kabahatlerinin ağırlığı altında birkaç saat içinde ezilmiş oldu.
Yeniçerilerin perişan edildiği haberi her tarafta sevinç ile karşılandı. Mahmut II., bir hatt-ı hümâyun yayınlayarak yeniçerilerin devlet ve millete yaptıkları kötülükleri saydı ve ocağın kaldırıldığını belirtti. Bu hat, İstanbul'da olduğu gibi Rumeli ve Anadolu vilâyetlerinde de derhal yayınlandı. Bundan başka, sadrazam tarafından valilere, vilâyetlerindeki yeniçeri ocaklarının söndürülmesi için, özel talimat verildi. Yeniçeriler kazanlarını teslim edecekler ve bulundukları kaleleri terk edeceklerdi. Bundan böyle yeniçeri kelimesi bile telâffuz edilmeyecek, yeniçeriler lehinde söz söylemeye cüret edenler ağır cezalara çarptırılacaktı.
•Tarihe Vakayı Hayriye denilen hareketle 464 yıl varlığını sürdüren muhafız alayı yeniçeri ocağı ortadan kaldırılıp on binlercesi kılıçtan geçirildi.
Kuruluş döneminde büyük hizmetleri bulunan bu ocak merkezi otoritenin zayıfladığı, yönetimde devşirmelerin söz hakkını elde ettiği dönemlerden itibaren sarayda egemenliği ele geçirmek isteyenlerin silahlı gücünü oluşturmuş ve yıllarca Osmanlı hanedanının baş belası olmuştu.
•Yeniçeri ocağının kaldırılmasından 3 yıl sonra Yunanistan 1829 yılında Osmanlıdan ayrılarak bağımsızlığını kazandı.