güzel bir sabaha daha uyanıp kahvaltımızı temizliğimizi yaptık, çıktık yola.. hava 15 derece.. tam kamp havası.. ama önümüzde 400 km den fazla yol olmasına karşın, dönüş psikolojisi ile bugün evde olacağız.. zaten benzeri coğrafyalarda günlük veya hafta sonu kampları atmıştık.. amaç Karpatlar'da olabildiğince gezmekti.. birşeyi yaptıktan sonra, neden yaptım der ya insan bazen ! hazır Karpatlar'da iken, fırtına ve yağış geçene kadar otelde falan mı konaklasaydık ?! fakat bunlar artık gereksiz muhasebe..
işte bize dönme kararı aldıran lastiklerimiz.. lastiğin ne kabahati var, tedbirli olup da yenisiyle çıkaydık yola.. önümüz kış ve kışlıklar yeni ama 23 derecede takılmaz, yazlık yenileri de kış bitince (BFG KO2 düşünüyoruz) alırız hesaplarına girince, böyle oldu.. neyse.. olan oldu !
Nikolaev'in etrafından dolanıyoruz ancak Kerson'a girelim istedik..parklar içinde, Dinyeper kıyısında, sevdiğim bir şehirdir..
Ukrayna şehirlerinde, su kenarında kurulu bile olsa, pek yalı kavramı yoktur.. kıyı yerleşimi yerine işte böyle meydanlara rastlarsınız genelde..
ve meydanlarla bütünleşen anıtlara.. çoğu, hatta hemen hemen tamamı 2.dünya savaşını sembolize eder
Dinyeper nehrinde sabah balıkçıları.. yanımıza mayo almış olsak yüzmek ne iyi gelirdi..
ama yol uzun daha.. hiç sevmesek de şu dönüşleri, çıkarı yok.. yolda böyle upuzun tarla boyunca soğan hasadına denk gelince, foto için duruyoruz..
ve bu son molamız oluyor !
sonra.. sonrası eve ve sormluluklarla, mecburiyetlerle yaşadığımız rutin şehir hayatına dönüş işte.. hepimiz gibi..
bir abim şöyle demişti 'Görüntüye bakmak, yaşamaya cesaret edememek veya enerjisi olmamak demektir'
bizim şimdi yaptığımız ise;
bir sonraki kaçışın hayalini kurmak..
işte böyle paylaşımlarla, görüntüyle idare etmeye çalışmak..
belki yeniden enerji toplamaya yardım eder
okuyan herkese teşekkürler..