ŞİLİ'ye Devam

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan Solana Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 9
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 12,831

Solana

Kamp II
Mesajlar
320
Tepkime Puanı
2
Valparaiso’dan, kişi başı 10 YTL vererek otobüsle 300 km güneydeki TALCA şehrine geçiyoruz. Yolumuz Amerika kıtasını kuzeyden güneye kateden PANAMERICANA. Geçtiğimiz bölgelerde gidiş-geliş bazen 2şer şerit, bazen de tek şerit. Şili’nin şehirlerarası otobüs sistemi mükemmel. Bağlantılar çok sık ve her keseye uygun. Terminaller şehir içinde ve çok düzenli. Uzun mesafelerdeki en lüks (ve pahalı) otobüsler sadece 20 kişilik ve tüm koltuklar yatak haline gelebiliyor. Kuzeyden güneye yaklaşık 4000 km’lik bir ülke için önemli bir lüks!

Şili, Güney Amerika’nin en zengin ülkesi. Zenginliği, dünyadaki çıkarılan bakırın % 35’ini üretmesinden geliyor. Bunun dışında gümüş ve başka değerli madenlere de sahip. Şili’nin orta kısımları Akdeniz iklimine sahip. Bu nedenle tarım da çok para kazandırıyor. ABD ve hatta Avrupa’ya çok ciddi meyva ihracatları var. Tabii üzüm bağlari ile dünya şarapçılığındaki yerlerini de atlamamak gerek. Talca yakınlarındaki ünlü bir şarap markasinin imalathanesini gezdik. O kadar çok şarap tattırdılar ki, gündüz vakti çakırkeyf dolaşmak hiç de fena olmadı… Talca çevresinde 50 civarında şarap imalathanesi var. Bunların hepsi kendi üzüm bağlarına sahip. Üzümü hasattan sonra doğrudan kendileri işliyorlar.









Talca, Şili’nin orta büyüklükteki şehirlerinden. Bulunduğu bölge itibariyle tarıma dayalı bir ekonomisi var. Bu bölge aynı zamanda HUASO denilen Şili “kovboylarının” da bölgesi. Arabamızla köy yollarında ilerlerken bu Huaso’lardan birkaçının kontrolündeki bir sığır sürüsü yolunuzu rahatlıkla kesebiliyor. Beklemekten başka çare yok...

Şili halki esmer, ama öyle kara tenli değiller. Uzun olmayan boylariyla biraz şişman bile sayılabilirler. Aslında öyle çok fazla yemek çeşitleri de yok. Fırında ya da bol yağda kızarttıkları, bizim çiğ börek benzeri, kıymalı ya da peynirli EMPANADA’lari çok seviyorlar.. Bol patates kızartması üzerine ince bonfile et dilimleri, baharatli sosis parçalari ile yumurtaya bulanmış soğan parçacikları ile servis edilen CHORILLANA en çok sevilen diğer yiyecekleri. Bir de bize göre hindi büyuülüğünde olan POLLO ASADO, yani piliç çevirme...Patateslerinin de, tavuklarının da, bizim artık ulkemizde rastlamadığımız kadar lezzetli olduğunu söylemeliyim...





Talca’da araba kiralayip, taşlı toprak yollardan geçerek, doğuya AND dağlari başlangıcındaki orman ve köylerine gidiyoruz. Zaten sıradağlar kuzeyden güneye tüm yolculuğumuzda sol tarafımızda bir duvar gibi yükeliyorlardı. Şili’nin 100’e yakın milli parklarından biri olan Altos De LİRCAY’ da Trekking, Rafting, Dağcılık sporları yapılabiliyor. Keyfinize göre 2 - 3, ya da 5 günlük parkurlar var. Kamp kurmak için önceden izin alınması gerekiyor.

Bir de burada at binmek çok yaygın. Çevredeki muhtelif çiftliklerden at kiralayıp, rehber eşliğinde, dağların, vadilerin içine dalabiliyorsunuz. Ancak, yürümenin dışında bunlarin hiç birini -yeni diz ameliyati olduğumdan- yapamamış olmak çok can sıkıcıydı... Özellikle at binerek bura doğası ile içiçe olmak cok isteyebileceğim bir şeydi. 





And dağlari eteklerinde QUINAMAVIDA Termal Otelinde, sıcak kaplıca suyu içerisinde geçirdiğimiz iki günümüz gezimizin bonusuydu. Temiz hava ve gül bahçeleri ile bezeli bu mekanda hayat bulduk. Zaten ülke kuzeyden güneye tüm sıradağlar boyunca onlarca aktif yanardağ ve yine onlarca sıcak, şifalı su ile kaplıcaları ile dolu. Şili halkı da bu imkanlardan sonuna dek yararlanıyor.




Köy festivali
 

Etiketler
Ynt: ŞİLİ'ye Devam




Pellahue

Artık biraz da Pasifik kıyılarını keşfetme zamanı. Yine asfalt olmayan taşlı topraklı yollardan geçerek önce Constitucion, sonra Iloca kıyı kasabalarında konaklıyoruz. Bu bölge gerçekten de her yere uzak! Aslında yazlık yerler, ama henüz sezon açılmamış. İlkbaharın son haftaları olmasına rağmen Pasifik’in serin suları ve Güney Kutbundan gelen Humboldt akıntısı, burada havayı iç bölgelere göre 8-10 derece serinletiyor. Isı 16 derece derece civarinda. Küçük, rengarenk bungalovlar, kumsal boyunca tablo gibiler. Okyanusun şiddetli dalgaları siyaha çalan gri renkli kumsalları biteviye dövüyor...




Iloca’daki kücük otel manzaramız

Gecelemek için tek tük açık basit pansiyonlar var. Arabayla gelirken yolda ilgimizi çeken bir şey de, tüm bölgede kerestesinden faydalanmak üzere çam ormanları yetiştiriliyor olmasıydı. Onbinlerce hektar bakımlı çam ormanı...Aralarda kesilmiş bölgeler çıplak, belli ki yeni fidanlar dikilecek, 30-40 yıl sonrası için!




CHALCICON, hayvansı yosun. Yemegi yapılıyor.
 

Ynt: ŞİLİ'ye Devam


And Dagları eteklerindeki SANTIAGO


Santiago’da bir yerlesim alanı

Son durağımız, başkent SANTIAGO. 16 milyon nüfuslu Şili’nin 6 milyonu bu kentte yaşıyor. Bu kadar zaman küçük köy ve kasabalari dolaştığımızdan mıdır nedir, sanki başka bir ülkeye gelmişiz gibi geldi. Geniş cadde, geniş kaldırımlar ve yüksek modern binaları, kafeleri, restaurantlari, aliş-veriş merkezleri, iyi giyimli insanları ve metrosuyla Santiago büyük bir metropol. 5 hatlı modern bir metroya da sahip.

Kenti tepeden görmek için teleferiğe biniyoruz. Daha sonra, 1971 yılında Nobel ödülünü alan ünlü şair ve siyaset adami Pablo Neruda’nin 3. karisiyla yaşadığı, şimdi müze olan evini gezdik (La Casona). (Pablo’nun babası oğlunun şair olmasını istemediği için küçük Pablo15 yasinda okul şiir yarişmasina, Çek şair Jan Neruda’nin soyadını kendine uygun görüp bu isim ile katılmış, ilerde hukuken de bu ismi kaydettirmiş).


Plaza De Armas




Mapuche Nehri


Pablo Neruda'nın Evi


Santiago Sokakları



Şili’de yaşam ekonomik açıdan İstanbul’a göre çok ucuz. Her şey İstanbul’dakilerin yarı, hatta 1/3 fiyatında. Başkent Santiago’da bile en iyi kalitede bir restaurantta, şarap ve bahşiş dahil 2 kişi en fazla toplam 50-60 YTL’ye çıkıyorsunuz. Normal restoranlar bunun yarı fiyatına neredeyse.

Şili’den Arjantin’e otobüsle geçtik. İlgilenenlere Arjantin’de de gezip gördüklerimizi anlatacağım…

Şili ile ilgili küçük bir not daha: Zaman zaman yanımıza polisler yaklaşıp bizi kapkaççılığa karşı uyarıyorlardı. Fotoğraf makinası ve kameraları elimizde sallıyor olmamızdan bizden daha fazla tedirgin oluyorlardı. Kısıtlı İspanyolcamızla onlara bu konuda şerbetli olduğumuzu ve gözümüzü zaten dört açtığımızı nasıl anlatabilirdik ki
 





Ynt: ŞİLİ'ye Devam

teşekkürler... arjantini de dört gözle bekliyoruz
 

Ynt: ŞİLİ'ye Devam

Fotoğraflar çok güzel. Acaba okyanus fotoğraflarından daha fazla yok mu?
 

Ynt: ŞİLİ'ye Devam


Fotograf cekmeyi cok seviyorum, ama hala amatorum

Yine de Pasifikten cektigim fotograflardan gondereyim...

"Arjantin" gezimi hazirliyorum, oraya daha cok fotograf koyacagim




 

Ynt: ŞİLİ'ye Devam

Çok güzel yazı olmuş
Güney Amerika turu yapmayı düşünüyorum ve çok ayınlatıcı bilgiler var
mesela yaşamın orda istanbula göre ucuz olduğunu bilmek rahatlattı beni
 

Ynt: ŞİLİ'ye Devam

teşekkürler , güzel yazı ve gezi olmuş ... şiliye gitmek şart oldu