TurkeyRunJuly2011

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan the venturer Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 178
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 19,923
Ynt: TurkeyRunJuly2011

Adeta bir yarımada şeklindeki arazi ucunda fırat ile komşu bu kalenin iskelesine ayak basıyorum.

Ve hemen büyük bir iştah ile merdivenleri tırmanıyorum.

Yalnız Haakon harap ve bitap. Günümüz çok yoğundu ve itiraf ediyorum çok hızlı idik. Hem onun herşeyi yapmasını hem de görmesini istiyordum. Fakat benim yaşımda değildi ve pes etti.



 

Etiketler
Ynt: TurkeyRunJuly2011

Ben yola devam ederken Haakon da boş durmamış hem kendini hem de beni uzaktan çekmiş...





Dağ taş ne varsa ben çekiyorum, Haakon da beni çekiyor.




 

Ynt: TurkeyRunJuly2011

Haakon artık gözükmüyor. Kayıkçı güya bizi öteki taraftan alacaktı ama Haakon arka tarafta kaldı. Mecburen kayıkla tekrar ilk noktaya gidip onu alacağız
Ben çekimlere devam ediyorum.




 

Ynt: TurkeyRunJuly2011

Muhteşem bir işçilik. Ve herşey düşünülmüş.






Sanırım Kale ile ilgili bu kadarı yeterli.
 

Ynt: TurkeyRunJuly2011

Aşağı kuzeye toplanma noktasına inip kayığa binip ilk noktadan Haakon'u alıyoruz ve köy merkezine motorların yanına çıkıyoruz.
Köy demişken, köy filan da kalmamış. Halfeyi'ye gitmedik kayık ile. Çünkü coğrafi olarak aynı ve eski eser yoktu. Sular altında kalan, hani minarisi gözüken ve gerisi su alında kalan camili yer. Bu iki yerleşim yeri Birecik Baraj suyu altında kaldılar maalesef.
 



Ynt: TurkeyRunJuly2011

Adıyaman Besni yeni varış noktamız ve yavaşa yavaş hava kararmaya başlayacak ve bizim daha yaklaşık 200km ve belki de daha fazla ve bilmediğimiz bir yol var.
Yol üsütnde pekçok Bizans eseri görüyoruz. Köylüler gözleri gibi koruyorlar.
Çok hoşuma giden bir eser. Sanırım çeşme- sarnıç ya da bir lahit.
 

Ynt: TurkeyRunJuly2011

Maalesef Adıyaman'a giderken hava kararmaya başladığı için resim çekmedim. Ve tam hava kararmak üzere iken şehir merkezine girdik. Benzincide durduk yan ayağı açtım ve motoran kalktım fakat motor daha fazla açı ile yatmıştı sola doğru. haakon da fark etti ve baktık ama bişey göremedik.
Sonra Nemrut Dağ yoluna girdik. Hava karardığında biz Nemrut eteklerinde kalacak yer arıyorduk. Karadut köyü çıkışı dağa devam ederken biri önümüze atladı ve pansiyonu olduğunu söyledi. Neyse kabul ettik ve motorları park ettik. Bizden sonra bir turist kafilesi daha geldi. Uluslararası bir pansiyon haline geldi adeta.
 

Ynt: TurkeyRunJuly2011

O gece ve yer ile ilgili hatırladığım tek şey çok ama çok rüzgarlı olması idi. Duşa girdim, çamaşır makinesini kullandım ve çamaşırlar yarım saatte kurudular. Haakon çadır kuracağını söylemişti. Rüzgarda tam yarım saatte kurdu otağını ama ben kendime kalacak yer bulmuştum bile. Zaten onuncu gün oluyordu ve sadece iki kere kurmuştum çadırı.
Bu dükkan da pansiyona aitti ve ben satılık halılar üstünde çekyatta içeride odada uyumuştum. Çok da rahattı.

Dışarıdan pansiyon da bu. Tavsiye ederim.

Ertesi sabah çok erkenden saat 3 buçuk gibi güneşin doğuşunu izlemek için gelen minibüse doluştum yabancılar ile ve minibüs bizi dağ girişine kadar çıkardı.
Dağ çok kalabalıktı. Ve güneş daha doğmamıştı. Haakon uyumak istediğini söylemişti geceden ve bana katılmadı.
Bu vatandaşlar klip çekiyorlardı. Sanırım yerel mahalli biri ve TV için çekiyor Kürtçe klibi. Çok komikti ama. Adam sadece ağzını oynatıyor teyp evet teyp çalıyor boğuk bir şekilde birileri de kameraya alıyor sanki yıl 1970...
 


Ynt: TurkeyRunJuly2011

Karşınızda Komagene Krallığı eserleri






Bu heykeller binlerce yıl güneşin doğuşuna şahitlik ettiler burada.
 



Ynt: TurkeyRunJuly2011

Güneş artık doğdu.


Muhteşem bir manzara tekrardan. Medeniyetler beşiği Mezopotamya.






 

Ynt: TurkeyRunJuly2011

Pansiyona geri geldim ve bütün gece bizimle olan kedi karşıladı beni tekrardan


Sabah saat çok erkendi daha ve yapacak bişey yoktu. Matımı ve uyku tulumumu alıp çimenler üstüne kıvrılıp 2 saat kadar uyudum. Haakon uyandırmıştı beni.
Muhteşem bir veda kahvaltısı bizi bekliyordu.


KARADUT PANSİYON çalışanlarına ve köylülere selamlar sevgiler. Göz yaşartan ve insanı etkileyen bir vedadan sonra Menzil köyü kenarından Atatürk Barajı kıyısından feribota binip Bucak, Siverek ve urfa merkeze varış, gezi ve Mardin bugünkü planımızdı. Yine uzun bir yol, git git bitmiyor ama insan bir saatten sonra yoldan çıkıyor ve daha daha diyor.

Baraj kıyısından feribota biniş ve Urfa il sınırına az kaldı artık.

Bomboş yollar ve köyler geçe geçe Urfa merkeze varıyoruz.
Burada Hz. Eyyup A.S. mezarı ve Hz. İbrahim Camii gezilecek başlıca yerler. Bir not: Adıyaman ve Urfa gerçekten çok büyük iki şehir. Büyükşehirlerden hiç bir farkı yok.
 

Ynt: TurkeyRunJuly2011

Urfa'da müthişşş sıcak bir hava bizi karşıladı çok güzel bir kent ve yine kalabalık trafik. Özellikle kent merkezi; müzeler, camiler etrafı karınca yuvası gibi. Park sorunu var ikkat edin ve motosikletleri yalnız buırakmayın özellikle çocuklar çok meraklılar ve dikkatli olun hepsi binmek istiyor.:silent:
İlk iş olarak Hz. Eyyup A.S.'ın Camii ve türbesini ziyaret ettik. Gitmişken patlıcanlısını da deneyin. Bayılacaksınız. Sıcak havada biraz daha hafif ciğer de olabilir.
 

Ynt: TurkeyRunJuly2011

Fotoğraflar gelsin artık:

İngilizcesini de her ihtimale karşı koyalım:


Kuyu


Eyyup A.S.'ın türbesi
 

Ynt: TurkeyRunJuly2011

Adına yapılan Camii

Ve bu aslanlar da benim motoru biz gezinirken kollayan bekçiler...
Hepsi birşeyler satmaya çalışıyor. Çantam kolye ve sürmeler ile dolmuştu ama hepsi haketti bu alışverişi.


Oradan aşağı inip sluğu Hz. İbrahim'in mekanında aldık. Aman ne kalabalık. Motorları polisler ile konuşup kaldırıma çıkarmak zorunda kaldık. Haakon yürüyemeyeceğini söylemişti ve motorların yanında gölgelenip meraklılar ile sohbete çoktan başlamıştı bile...

Benim yan ayak ne kadar da açılıyor ama ilk fırsatta bakacağım. Sıkıntı yok şimdilik.


Panoramik Baıklıgöl ve Camii etrafı



Hz. İbrahim'in ateşe atıldığı yerde bir mescit var

 



Ynt: TurkeyRunJuly2011

Meraklılar için



Ve civardan görüntüler







Ve yerin adeta sembolü haline gelmiş balıklar