KARAVANİST KARAVAN VE EKİPMANLARI FUARI
10-18 Ocak 2026 Tarihlerinde Tüyap'ta Gerçekleşecek Fuar İçin Ücretsiz Davetiyelerinizi Hemen Alın!
*Davetiyeler sınırlı sayıdadır.
Göllerin tamamı bittikten sonra, Seringöl'den aracımızı bıraktığımız İncegöl'e doğru tırmanmak sıcağın da etkisi ile yorucu ama yine de zevkli idi.
Bolu'ya oğru dönüşe geçtiğimizde yol üstündeki seyir terasına tırmanıp, yukarıdan göllere baktık. Bizden başka herkes durmadan devam ediyordu. Bence mutlaka durmak, üşenmeden seyir terasına tırmanmak ve oradan aşağıya bakmak lazım. Aynı anda 3 gölü birden görüyorsunuz.
Yedigöller'den, İstanbul'a varışımız oldukça geç saatlerde oldu. Otele yerleştik ve hemen yattık.
06 Temmuz günü, İğneada'ya doğru yola çıkmadan önce Fenerbahçe'ye giderek, denize karşı muhteşem manzarada kahvaltı yaptık.
Öğleye doğru yola çıktık. Çatalca üzerinden giderek önce Çilingöz ve Yalıköy'e uğradık. Ana yoldan gitmedik. Gittiğimiz yol tam bir off-road rotası idi.
Çilingöz, günü birlik yararlanılan bir plaj.
Çilingöz'den, Yalıköy'e geçtik. Kulağımızı terten göstermişiz. Önce Yalıköy'e gelmeliymişiz. Navigasyon aletinin azizliğine uğramış olduk. Burası yazlık bir belde. Cuma namazından sonra İğneada'ya doğru devam ettik.
Demirköy - İğneada arasında, daha önce Trakya sayfasında adını öğrendiğim ve bana uğramam için tavsiye edilen taş mekana uğrayıp yemek yedik. Oğlak çevirme ve yoğurdu enfes üstü idi. Tavsiye eden arkadaşlara teşekkür ederim.
İğneada'ya geliş sebeplerinden biri de löngöz ( subasar ) ormanları idi. "Av Mevsimi" filminde gördüğüm ve çok hoşuma giden (filmdeki Kıyıköy Löngöz Ormanları ) bu ormanları mutlaka görmek istemiştim. Malesef bilmediğim bir şey varmış. Bu ormanlar, kışın dolan gölleri boşaltacak dereler olmadığından, taşan göllerin ormanları basmasıyla sular altnda kalıyormuş ve ilginçliği, görsel güzelliği de kışın ve baharın oluyormuş. Yazınsa hemen hemen kuru idiler. Yine de güzel ve ilginçti. İçindeki göllerin bir kısmına ulaştık. Bir kısmı için dere geçmek zorunda kaldık ( aracım 4x2 olmasına ve 15 km orman içinden geçip kimseyi görmememize rağmen bir çılgınlık yapıp geçtik ).
İğneada'ya kadar gelmişken, Türkiye'nin sahildeki en kuzeybatısında bulunan sınır kasabası ( Bulgar sınırı ) Beğendik'e gitmemek olmazdı. Burada tepedeki fenerin bulunduğu yerde manzarı çok güzeldi ama, fotoğraf makinemizin şarjı bittiğinden bazı pozları ancak cep telefonumuzdan çekebildik.
4 gün kaldığımız İğneada'dan 10 Temmuz sabahı ayrıldık. Kırklareli'ni turladıktan sonra Edirne'ye geçtik.
Edirne'de ne kadar müze ve önemli camii varsa gezdik. Yemek olarak da yaprak ciğer yemeyi ihmal etmedik.
Kırklareli
Kırklareli
Edirne'de Bulgar kilisesi ( Sv. Georgi kilisesi )
Selimiye camii
Mimar Sinan