Seray hanım, çekme karavanda fiziksel güç gerektirecek bir durum yok, o açıdan içiniz rahat olsun. Tabii en son park ederken ittirmek gerekirse biraz güç gerekiyor ama onu da zaten tek başınıza yapamazsınız. Her halükarda çevreden itici güç gerekli. Bir kişi de en önde durup karavana yön verir ve gerekirse el frenini çekip karavanı durdurur. 750 kg altı karavanını düz toprak zeminde çeki okundan tutup çekiştiren birini gördüğümde çok şaşırmıştım. Bizim karavan hayatta gitmez öyle.
Sürüşe gelince hep düz gidecekmişsiniz gibi düşünün. Geri geri manevra dar alanda çok zor oluyor.
Geçen sonbaharda Bandırma merkezde daracık sokaklara girdim, biraz da mover'e güvenerek önceden kontrol etmeden. Yol denize doğru bir noktada karavanı bırakın, araçla bile sıyırarak geçecek şekilde daraldı. Karavanı ayırıp mover ile araç geçişini engellemeyecek şekilde park ettim. Biraz dolanıp keşif yaptım.
O sırada yakındaki ücretsiz bir otopark biraz boşalır gibi oldu. Mover ile cm cm otoparka yanaştım ama 15 dakika sürmüştür iki adım yer. Herkes bekledi, şantiyedeki iş makinelerini izler gibi merakla izlediler nasıl gidiyor bu karavan diye. Neyse ki Pazar günüydü de kimse stres yapmadı. Yapsa da zaten yapabilecekleri bir şey yoktu, mecbur beklediler.
O geceyi otoparkta geçirdik. Şaşılacak şekilde ücretli kampinglerden kat kat huzurlu ve sessiz bir gece geçirdik o kadar merkezi yerde. Ertesi sabah erkenden otopark dolmadan topukladık. Bir daha da tövbe ettim. Yolun daraldığını hissetttiğim an, anayola doğru kaçarım.
Uzun lafın kısası, gidilecek yer hakkında şüpheleriniz varsa geniş bir caddede üşenmeden karavanı ayırıp sadece araçla gidip keşif yapmak en iyisi.
Karavanla bir şekilde vites düşürüp çıkarsınız, çok dik yokuşta tabii patinaj olasılığı var. O zaten karavansız da olabiliyor önden çekişli araçlarda.
Asıl karavanla inişe dikkat etmek lazım. Bu konu atlanıyor en başta. Aşağı inerken karavanın frenleri sürekli çekili kalıyor öndeki freni ayarlayan pistondan dolayı. Yani karavanın ağırlığından dolayı körük kapanıyor.
Bunun iki tane çözümü var:
1) Uzun ve sürekli dik inişlerde ara sıra mola verip kampanaları soğutmak lazım.
2) Eğimin azaldığı yerlerde biraz gaza basarak körüğü açmak lazım. Çünkü araç karavanı çekmeden o körük açılmıyor kendi kendine. Ben Uludağ Sarıalan'dan inerken bu yöntemi kullanarak hiç durmadan sorunsuz iniyorum. Ama mesela Sakar geçidinde mola vermek gerekir. Çünkü Uludağ inişlerinde virajlardan sonra biraz düzlükler var. Sakar'da yok.
Her zaman eşime ve bisiklet süren 4 yaşında kızıma söylediğim gibi, sürüş konusundaki son tavsiyem, "Açıktan al!"