Barışş
Hayat güzel
28 Ocak 2012 Cumartesi günü VW Gümüş tarafından test için verilen VW Amarok Highline 4*4 araçla ilgili edindiğim tecrübelerimi sizlerle paylaşmak ve sizlerin de fikirlerini almak isterim.
Amarok test aracımız 2011 model 12000km de üzerinde 18 inç lik jantları, metalik kahverengi boya ve AMArok çıkartmalarıyla güzel bir görünüme sahipti. Araca biner binmez yol bilgisayarını sıfırlayarak teste başladık. Aracın içi "Highline" ibaresi için açıkcası biraz sönük kalmış. VW'de Highline denince deri koltuk,sunroof bari en azından insan direksiyon üzerinde bir iki düğme istiyor.
Yola çıkmak üzere debriyaja basıp 1. vitesi seçiyoruz. Uzun yıllardan beridir VW kullanan biri için bu kadar kemikli bir 1. ve 2. vites aklımızda soru işareti oluşturuyor. 1. vitesten 2. vitese geçişleri mümkün olduğu kadar düşük hızlarda(devirlerde) gerçekleştirmek bir nebze olsun daha rahat. Araç bir pick-up olduğu gerçeğini size anlatıyor.
Araçla ilk güzergah karlı ve buzlu zeminleri olan Atik Yaylasının üst kısımları oluyor. Önümüzde yaklaşık 10-15 km'lik bir asfalt etap var. Amarok bir VW olduğunu bize burada hatırlatıyor. Araçta motor sesi haricinde ne bir tıkırtı, ne bir esneme. Müthiş rijit bir karoser ve harika bir yol konforu. Güzel çalışan bir direksiyon.(Daha önceleri kullandığım güncel kasa L200 ve Sorento'da direksiyonlar çok turlu idi.) Motora gelirsek binek araçları aratmayan bir yapısı var. Çok ateşli olamıyor, gaz verdiğinizde tuhaf mekanik sesler kabine sızıyor ama ortalamaların üzerinde bir performans sunuyor. Özellikle uzun tutulmuş 6. vites de dahi rampalarda 110-120 km hızları koruyarak sessiz ve konforlu sürüş gerçekleşiyor olması dikkate değer.
Gelelim buzlu zeminde sürüşe. Sonuç malesef kötü. 4*4 ve 4*4 Low konumlarında da sonuç kötü. Önümüzde giden 1988 model mercedes buz nedeni ile patinajda kalıp devam edemeyince biz de durduk ve bir daha da kalkamadık. Bunun sorumlusu tabiki aracın üzerindeki orjinal yaz lastikleri malesef. Geri dönüp düzlükteki hafif karlı-çamurlu alanda biraz eğlendikten sonra dağ yolundan İskenderun'a döndük. Dönüşte aracı co-pilotum sevgili dayım Can Sevinç aracı kullandı. Bende özellikle aracın arka koltuklarını deneme fırsatı buldum. Arka koltuklar geniş ve arka koltuk konforu bir pick-up'tan beklenmeyecek kadar iyidi. Vitesler ve buz performası bizi üzmüştü ama yolda araç gerçekten iyiydi. Hatta 18 inçlik 255 lik lastiklerle bozuk yollarda binek araçlardan bile daha iyidi diyebiliriz. Bu arada çamurda aracın ESP'si gerçekten iyi çalışıyor. Israrla spin atmak için hareketlere rağmen yumuşak bir biçimde bunlara engel olunuyordu.
Aracın frenleri ise iyi tutmasına rağmen dozlaması alışkanlık gerektiren bir karektere sahipti sanki. Belli bir seviyeye kadar normal inen fren pedalı belli bir seviyeden sonra yapayımsı (ya da sizin uyguladığınız basıncı amartisörle yavaşlatan tarzda sanki) bir his uyandırıyordu. Alışınca bir problem yok ama ilginç bir tecrübe idi.
İskenderun'dan da bu sefer Amanos dağlarının içlerinde Mangır dediğimiz (yaklaşık 900 m bir rakım) bir sırtta karda (yaklaşık40-50 cm) biraz eğlendik. Buz tecrübemize göre daha tatmin edici bir performansla karşılaştık ama araç ısrarla daha önceden açılmış izden gitmek ister bir tarz sergiliyordu. ESP kapalı iken daha iyidi karda. Uygun lastiklerle çok daha iyisini yapabilecektir diye düşünüyorum.
İskenderun'a dönerken Denizciler Beldesi'nden otoban çıkışında aracın otoyol kullanımını test etme şansımız oldu. Araç nereye ait olduğunu burada bir kez daha gösterdi. 170 km/h'ye kadar çıktık. Yolu biraz uzatıp iskenderun üzerinde çevre yolundan hızlı bir sürüş gerçekleştirdik. Virajlarda binek araç kadar stabil bir tarzı vardı. Ne yana yattı ne tedirgin etti. Daha da hızlı gidebilirdim virajlarda, böyle hissetirdi Amarok.
İskenderun'a tekrar dönüp biraz da deniz kenarında çamurlarda debelendik. Hem buzdan hem de kardan daha iyi bir performansı vardı. Üzerindeki lastikere rağmen. Tabiki çok güzel hareketlerden sonra doğru yıkamacıya.
Tüketimle ilgili hiçbir dikkat göstermeden hatta zorlarcasına bir off road kullanım sonucunda yol bilgisayarında görülen 12.2 L/100km'lik ortalama değer bence gerçekten süper bir değer. 163 HP-400nm tork 2 tonluk 4*4 bir araç için bence çok azdı.
Akşam ve ertesi gün sabah yaklaşık 50 km'lik şehir içi kullanımım da ise (araç 4. vitesi bile nadiren gördü) yol bilgisayarında 10,3 L/100km'lik ortalama değer gerçekleşti.
Güzel bir 24 saat geçirdik Amarok ile. Araçta ne tıkırtı, ne şakırtı ne de rüzgar sesi.. Müthiş bir yol tutuş ve yol konforu aklımda kalanlar.
Bence en büyük eksiği ısıtmalı deri koltuk ile otomatik vitesi. Bir de farları daha iyi olmalıydı sanki.
Eğer ağır-orta off road yapmayacaksanız, kışın kar lastikleri takacak kadar modifiye size yetecekse bence bir jetta ya da passat yerine düşünebilirim. Ama bu kadar para ödediğim bir aracı daha ağır şartlara zorlayabilemem herhalde.
Böyle bir yazıyı yazmak benim haddime değil belki. Sonuçta ben profesyonel bir test sürücüsü değilim. Pick-up tecrübemde şantiyelerde bir kaç ay kulladığım 2 çeker pick-uplar dışında çok yok. Ama 1992'den beri araba dergileri alan, araçalara meraklı birisi olarak kendimizce birşeyler karaladık. Hiçbir iddiam yok bu testle ilgili. Sadece hissettiklerimi paylaşmak istedim. Sürçü lisan ettiysek af ola. Kimseyi ya da hiçbir markayı kayırmak ya da kötülemek gibi bir amacım da yok.
Fikir ve düşüncelerinizi paylaşırsanız sevinirim.
Amarok test aracımız 2011 model 12000km de üzerinde 18 inç lik jantları, metalik kahverengi boya ve AMArok çıkartmalarıyla güzel bir görünüme sahipti. Araca biner binmez yol bilgisayarını sıfırlayarak teste başladık. Aracın içi "Highline" ibaresi için açıkcası biraz sönük kalmış. VW'de Highline denince deri koltuk,sunroof bari en azından insan direksiyon üzerinde bir iki düğme istiyor.
Yola çıkmak üzere debriyaja basıp 1. vitesi seçiyoruz. Uzun yıllardan beridir VW kullanan biri için bu kadar kemikli bir 1. ve 2. vites aklımızda soru işareti oluşturuyor. 1. vitesten 2. vitese geçişleri mümkün olduğu kadar düşük hızlarda(devirlerde) gerçekleştirmek bir nebze olsun daha rahat. Araç bir pick-up olduğu gerçeğini size anlatıyor.
Araçla ilk güzergah karlı ve buzlu zeminleri olan Atik Yaylasının üst kısımları oluyor. Önümüzde yaklaşık 10-15 km'lik bir asfalt etap var. Amarok bir VW olduğunu bize burada hatırlatıyor. Araçta motor sesi haricinde ne bir tıkırtı, ne bir esneme. Müthiş rijit bir karoser ve harika bir yol konforu. Güzel çalışan bir direksiyon.(Daha önceleri kullandığım güncel kasa L200 ve Sorento'da direksiyonlar çok turlu idi.) Motora gelirsek binek araçları aratmayan bir yapısı var. Çok ateşli olamıyor, gaz verdiğinizde tuhaf mekanik sesler kabine sızıyor ama ortalamaların üzerinde bir performans sunuyor. Özellikle uzun tutulmuş 6. vites de dahi rampalarda 110-120 km hızları koruyarak sessiz ve konforlu sürüş gerçekleşiyor olması dikkate değer.
Gelelim buzlu zeminde sürüşe. Sonuç malesef kötü. 4*4 ve 4*4 Low konumlarında da sonuç kötü. Önümüzde giden 1988 model mercedes buz nedeni ile patinajda kalıp devam edemeyince biz de durduk ve bir daha da kalkamadık. Bunun sorumlusu tabiki aracın üzerindeki orjinal yaz lastikleri malesef. Geri dönüp düzlükteki hafif karlı-çamurlu alanda biraz eğlendikten sonra dağ yolundan İskenderun'a döndük. Dönüşte aracı co-pilotum sevgili dayım Can Sevinç aracı kullandı. Bende özellikle aracın arka koltuklarını deneme fırsatı buldum. Arka koltuklar geniş ve arka koltuk konforu bir pick-up'tan beklenmeyecek kadar iyidi. Vitesler ve buz performası bizi üzmüştü ama yolda araç gerçekten iyiydi. Hatta 18 inçlik 255 lik lastiklerle bozuk yollarda binek araçlardan bile daha iyidi diyebiliriz. Bu arada çamurda aracın ESP'si gerçekten iyi çalışıyor. Israrla spin atmak için hareketlere rağmen yumuşak bir biçimde bunlara engel olunuyordu.
Aracın frenleri ise iyi tutmasına rağmen dozlaması alışkanlık gerektiren bir karektere sahipti sanki. Belli bir seviyeye kadar normal inen fren pedalı belli bir seviyeden sonra yapayımsı (ya da sizin uyguladığınız basıncı amartisörle yavaşlatan tarzda sanki) bir his uyandırıyordu. Alışınca bir problem yok ama ilginç bir tecrübe idi.
İskenderun'dan da bu sefer Amanos dağlarının içlerinde Mangır dediğimiz (yaklaşık 900 m bir rakım) bir sırtta karda (yaklaşık40-50 cm) biraz eğlendik. Buz tecrübemize göre daha tatmin edici bir performansla karşılaştık ama araç ısrarla daha önceden açılmış izden gitmek ister bir tarz sergiliyordu. ESP kapalı iken daha iyidi karda. Uygun lastiklerle çok daha iyisini yapabilecektir diye düşünüyorum.
İskenderun'a dönerken Denizciler Beldesi'nden otoban çıkışında aracın otoyol kullanımını test etme şansımız oldu. Araç nereye ait olduğunu burada bir kez daha gösterdi. 170 km/h'ye kadar çıktık. Yolu biraz uzatıp iskenderun üzerinde çevre yolundan hızlı bir sürüş gerçekleştirdik. Virajlarda binek araç kadar stabil bir tarzı vardı. Ne yana yattı ne tedirgin etti. Daha da hızlı gidebilirdim virajlarda, böyle hissetirdi Amarok.
İskenderun'a tekrar dönüp biraz da deniz kenarında çamurlarda debelendik. Hem buzdan hem de kardan daha iyi bir performansı vardı. Üzerindeki lastikere rağmen. Tabiki çok güzel hareketlerden sonra doğru yıkamacıya.
Tüketimle ilgili hiçbir dikkat göstermeden hatta zorlarcasına bir off road kullanım sonucunda yol bilgisayarında görülen 12.2 L/100km'lik ortalama değer bence gerçekten süper bir değer. 163 HP-400nm tork 2 tonluk 4*4 bir araç için bence çok azdı.
Akşam ve ertesi gün sabah yaklaşık 50 km'lik şehir içi kullanımım da ise (araç 4. vitesi bile nadiren gördü) yol bilgisayarında 10,3 L/100km'lik ortalama değer gerçekleşti.
Güzel bir 24 saat geçirdik Amarok ile. Araçta ne tıkırtı, ne şakırtı ne de rüzgar sesi.. Müthiş bir yol tutuş ve yol konforu aklımda kalanlar.
Bence en büyük eksiği ısıtmalı deri koltuk ile otomatik vitesi. Bir de farları daha iyi olmalıydı sanki.
Eğer ağır-orta off road yapmayacaksanız, kışın kar lastikleri takacak kadar modifiye size yetecekse bence bir jetta ya da passat yerine düşünebilirim. Ama bu kadar para ödediğim bir aracı daha ağır şartlara zorlayabilemem herhalde.
Böyle bir yazıyı yazmak benim haddime değil belki. Sonuçta ben profesyonel bir test sürücüsü değilim. Pick-up tecrübemde şantiyelerde bir kaç ay kulladığım 2 çeker pick-uplar dışında çok yok. Ama 1992'den beri araba dergileri alan, araçalara meraklı birisi olarak kendimizce birşeyler karaladık. Hiçbir iddiam yok bu testle ilgili. Sadece hissettiklerimi paylaşmak istedim. Sürçü lisan ettiysek af ola. Kimseyi ya da hiçbir markayı kayırmak ya da kötülemek gibi bir amacım da yok.
Fikir ve düşüncelerinizi paylaşırsanız sevinirim.
