Sezonun kapanmasına günler kala, hazır pijamalı kampçılar da gitmişken Kastro'da kamp yapalım fikri doğdu. Katılmak isteyen karavancı dostları bekleriz.
Fırtına ve sel uyarılarına rağmen Karadeniz kıyısındaki Çamlıkoy - Kastro'da kampımızı yaptık. Cumartesi öğlen olmadan vardığımız kamp alanı doğa harikası bir koy. Denizdeki kayalıklar, upuzun kumsal, durgun ve temiz dere insanda tropiklerdeymiş gibi hissettiriyor. Fakat bu güzellikler ne yazık ki yaz aylarında çadırcı ve günübirlikçilerin işgaline uğruyor. Halen sökülmemiş derme çatma çadırlar çok çirkin. Böyle bir tatil anlayışından nasıl bir zevk alıyorlar anlamak mümkün değil.
Alana kişi girişi ve araç ayrı fiyat ödeniyor. Ama karavan başına ortalama 30 TL. Su, elektrik mevcut. Tuvaletler temiz.
İşletmenin sahibi Ali bey sağolsun ufak tesisi kullanımımıza açtı, sobayı yaktı. Salatalarımızı yaptı. Ertesi gün mükellef bir kahvaltı masası organize etti.
Bize de dışardaki fırtına ve yağmur eşliğinde, yiyip içip söylemek kaldı. Birol abinin gitarıyla beraber gelen arkadaşı Emir bize müzik ziyafeti çektirdi. Gece karavanın tepesine düşen yağmur taneleri ve fırtınanın koca karavanları beşik gibi sallamasıyla mışıl mışıl uyuduk. Sabah uyandığımızda Karadeniz ile 50 mt olan mesafemiz 10 mt'ye düşmüş, alan diz boyu suya batmıştı.
Hava şartları cadira cok uygun değilmiş .. yazin malesef sadece goz zevkini bozmakla kalmayip çevreyi kirletmeleri, umursamaz hareketlerle çevre yi rahatsiz etmeleride cabasi
Hava şartları cadira cok uygun değilmiş .. yazin malesef sadece goz zevkini bozmakla kalmayip çevreyi kirletmeleri, umursamaz hareketlerle çevre yi rahatsiz etmeleride cabasi
Mülteci kampları daha düzgün. Böyle bir saçmalık sanırım başka hiçbir ülkede yoktur. Çadırlar zaten devasa, üzerlerinde kat kat muşambalar, uçmasın diye araba lastikleri, çöpler toplanmasına rağmen ortalık pislik içinde. Sanırım gelecek yaz için toplanmayan çadırlarda var. Halılar v.s suya batmış. Tam bir rezalet...